İran’da İş Kurmak – İran’da Yatırım Yapmak
İranda iş kurmak için fırsatlar var ve bu fırsatlardan faydalanan firmalardan bahsettik.
Ambargoların kalkmasından sonra dünyaya açılmaya başlayan Iran yalnızca ihracat değil üretim için de Türk şirketlerinin radarma girdi. Enerjiden inşaata, beyaz eşyadan turizme hemen hemen her sektörden dev markalar, İran için kolları sıvamış durumda. Vestel ve Beko fabrika kurmak için temaslara başladı. İnci Holding akü fabrikası, Kaya Grup ise otel zinciri kurmaya hazırlanıyor.
Ambargolardan kurtulup dünyaya açılmaya hazırlanan İran’da doğrudan yatırım yapmayı planlayan Türk şirketlerinin sayısı her geçen gün artıyor. 2008’de Razi Petrokimya’yı satın alarak İran’ın en büyük gübre üreticilerinden biri haline gelen Gübretaş’ın başarı hikayesi, ambargoların kalkmasıyla birlikte farklı alanlardan pek çok şirketi de İran’a çekiyor. Enerjiden inşaata, beyaz eşyadan otelciliğe hemen hemen her sektörden İran’a ilgi büyük.
En güncel örnekler ise İran’da fabrika kurmak üzere girişimlere başlayan Zorlu Holding ve Arçelik. Vestel ve Beko markalanyla İran’da çok tanınan bu iki önemli Türk şirketi, önümüzdeki dönemde İran’da üretime geçme planlan yapıyor. Bu kapsamda iki şirketin de üst düzey yöneticileri İran devleti ile temasta. İzmirli İnci Holding de gözünü bu ülkede diken Türk şirketlerden biri. Şirket bugüne kadar hep ihracat pazan olarak gördüğü İran’ın ambargo sonrasında hızla gelişecek olmasından hareketle, bu ülkede bir akü fabrikası kurmak üzere hazırlıklara başlamış durumda.
ENERJİ CAZİP SEKTÖR
İran’ın enerji alanındaki üstünlüğü, Türk şirketleri açısından çok cazip. Zira İran doğalgazda Türkiye’ye göre sekizde bir, elektrikte dörtte bir, işçi ücretlerinde ise yan yanya daha ucuz. DEİKTürk-İran İş Konseyi Başkanı Bilgin Aygül, enerji alanındaki bu tablonun Türkiye’deki enerji yoğun sektörlerde faaliyet gösteren şirketler açısından çok önemli fırsatlar sunduğuna işaret ediyor.
Öyle ki, daha şimdiden ülkede enerji alanında yapılacak en büyük yatırımlardan birinde Türkiye imzası var. Yönetim kurulu başkanlığını işadamı Ünal Aysal’ın yaptığı Unit International, ambargo sonrası dönemde İran’a Türkiye’den yapılan en büyük doğrudan yatınma imza attı. İran’a 4,2 milyar dolara yedi doğalgaz kombine çevrim santrali kuracak olan şirket, sadece İranlı firmaların girebildiği enerji üretimi alanındaki ilk yabancı yatınm olma özelliğine de sahip. Unit’in kuracağı santrallerin İran’ın elektrik enerjisi ihtiyacının yüzde 10’unu karşılayacağını ifade eden Ünal Aysal, inşaatların 2017’nin ilk çeyreğinde başlayacağını söylüyor.
SANAYİDE FIRSAT VAR
Türk-İran İş Konseyi Başkanı Bilgin Aygül, enerji üretiminin yanı sıra özellikle çimento, seramik ve madencilik gibi alanlarda da İran’da üretim yapmanın maliyetler konusunda Türk şirketlere çok ciddi avantajları olduğunu vurguluyor. Aygül, “Bununla birlikte tekstil-konfeksiyon, makine, her türlü yan sanayi üretiminde de pek çok Türk şirketi gözünü İran’a dikmiş durumda” diyor.
Yalnızca sanayi üretimi değil, hizmet sektörü açısından da İran pazarının çekiciliği her geçen gün artıyor. 75 milyon nüfusa sahip ülkede giderek büyüyen orta sınıfın tüketim alışkanlıkları giderek daha fazla dünyaya uyumlu hale geliyor. Bu nedenle son dönemin önemli yatırım alanlarından biri de AVM’ler, oteller ve restoranlar olmuş durumda.
OTEL VE PERAKENDE
İran’a uygulanan ambargoların kalkmasından sonra Türkiye’den bölgeye yapılan ilk yatırımlardan biri, tam da bu nedenlerle hizmet sektöründe gerçekleşti. Türkiye’de dokuz oteli bulunan Kaya Grup, Tebriz’de 220 odalı ‘Kaya Laleh Park’ otelini yaz başında hizmete soktu. Otelin açılışını İran Cumhurbaşkanı Yardımcısı Dr. Maso-ud Soltanifar yaptı. Otelin yanında aralarında Türk markalarının da bulunduğu 126 mağazalı ‘Laleh Park AVM’yi de faaliyete geçiren Kaya Grup’un yönetim kurulu başkanı Burak Kaya, İran’daki bir sonraki hedeflerinin Tah-ran’da otel açmak olduğunu söylüyor.
Perakende mağazacılık konusunda da İran pazan, Türk şirketlerinin radarına girmiş durumda. Geçen yıl eylül ayında Tahran’a yatırım turu gerçekleştiren Birleşik Markalar Demeği (BMD) üyesi 27 markanın temsilcisi, ülkedeki ekonomik yapı ve mağazacılık konusunda zemin yokladı. 20’den fazla Türk markasının üç yıl içinde İran’da 500 mağaza açmayı hedeflediğini belirten BMD Başkanı Sami Kariyo’nun bu sözleri, Türk perakende markalannın İran pazarına olan bakışını da özetliyor.
SAĞLIK SEKTÖRÜNE AKIN
İran’da bakir pazarlardan biri de en az 500 yatak kapasiteli dev hastane inşaatları. Ülkede kamu-özel sektör ortaklığı ile hayata geçirilen hastanelerin sayısı giderek artıyor. Bu yıl önümüzdeki üç yılda tamamlanıp faaliyete geçirilmesi planlanan 13 hastane için ihaleye çıkıldı. Güney Koreli Samsung ve Daewoo başta olmak üzere dört Koreli şirket altı hastane projesini kazanırken, Türkiye’den de Sıla Grup Tahran ve Kerman kentlerinde kurulacak iki hastanenin ihalesini almayı başardı.
Sıla Grup Yönetı’m Kurulu Başkanı Dr. İhsan Şahın, toplamda bin 750 yataklı olacak ve 700 milyon dolara mal olacak projenin Tahran ve çevresindeki en büyük proje olacağını dile getiriyor. Şahın, projeyle birlikte Türk mühendis, işletmeci, medikal alanda know-how sahibi yöneticilerin de İranda önemli görevler alabileceğini belirtiyor. Sıla Grup, İran’da birkaç yıl içinde 15 bin yataklık hastane yatınmı yapmayı hedefliyor.
FİNANSMAN SIKINTISI
İran’a doğrudan yatınm yapan ve böylelikle İran’da katma değer yaratan, yeni iş alanlan açan Türk şirkede-rinin en önemli sıkıntısı ise fınansal olanaklara erişimde yaşanıyor. Halihazırda Halkbank ve Ziraat Bankası’nın İran’da temsilcilikleri bulunuyor. Ancak ülkede iş yapan patronlar bunun yeterli olmadığı görüşünde.
Türk-İran İş Konseyi Başkanı Bilgin Aygül, özellikle Türk şirketlerine rakip olan Alman, Fransız ve İtalyan şirketlerin arkasında çok ciddi finansal destekler olduğunu söylüyor. Aygül, “Çok uzun vadeli kredi alabilen yabancı şirketler, İran’da daha rahat hareket edebiliyor. Türk şirketler kültürel ve coğrafi yakınlık nedeniyle avantajlı ama finansman konusunda daha geniş imkanlar yaratılmalı” diye konuşuyor.
‘İran, dünyaya açılmakta temkinli’
Dünyanın en kapalı rejimlerinden biri olan İran’ın kapılarını uluslararası ketlere açması iştahlan kabartsa da bu dönüşümün kolay ve hızlı olmayaca ğını bilmek gerekiyor. Ortadoğu Stratejik Araştırmalar Merkezi’nden Dr. Eyüp Ersoy’a göre, İran devleti ambargo sonrası dönemde toplumun burjuvalaşmasını önlemek için ‘kontrollü genişleme’ politikası yürütüyor. Yabancı şirketlerin iranlı şirketlerle kuracağı ticari ortaklıkların çok ayrıntılı şekilde mercek altına alındığını ifade eden Ersoy, “Türkiye başta enerji olmak üzere i pek çok alanda çok hevesli. Ancak İran açılım politikasında çok temkinli.
Üstelik bölgede zor bir dönem yaşanıyor. İran’ın kapılarını hangi şirketlere açıp açmayacağını biraz da bu süreç belirleyecek diye konuşuyor.