Hammadde ucuzluyor Türkiye kazanıyor
Hammadde ucuzluyor Türkiye kazanıyor
Petrol fiyatlarındaki düşüş bakır, gümüş, paladyum gibi metallerin yanı sıra pamuk, şeker ve mısır gibi tarımsal emtialara da yayılıyor. Uzmanlara göre bu düşüşler birçok ülke için kötü, Türkiye içinse iyi haber…
BÜYÜME endişeleriyle başlayan 2012 yılının ilk yarısı geride kaldı. Bu yılın ilk çeyreğinde Avrupa’da birbiri ardına açıklanan likidite paketleri sayesinde Türkiye piyasaları da olumlu seyretti. Buna karşılık ekonomideki yavaşlamanın işaretleri biraz daha netleşti. Örneğin, ilk 3 ayda büyümenin lokomotifi konumundaki sanayi üretiminde sadece yüzde 2.8 artış oldu. Henüz TÜJK tarafından açıklanmasa da ilk çeyrekteki büyümenin yılın tamamı için öngörülen yüzde 4’ün altında kalma ihtimali artıyor.
Üretimde yılın ikinci çeyreğinde de mütevazı bir başlangıç yaptık. Keza nisanda sanayi üretimi sadece yüzde 1.8 artarken, kapasite kullanımı yüzde 74.7’den 74.6’ye geriledi. Yavaşlama eğiliminin daha ne kadar süreceği yılın ikinci yarısı için en çok merak edilen konuların başında geliyor.
YENİ BİR BALON OLMAYACAK
Ekonomideki yavaşlama dışında Türkiye’yi son dönemde küresel krizden ayrıştıran pek çok olumlu gelişme yaşanıyor. Önceki makro analizlerimizde bu gelişmelere dikkat çekmiştik. Hatırlanacağı gibi bu gelişmelerin başında petrol fiyatlarındaki düşüş geliyor. Bu Türkiye açısından, enerji faturasını hafifleten en önemli gelişme. Son aylarda petrolün yanı sıra diğer emtialarda, endüstriyel ve değerli metaller ile tarımsal ürünlerde de fiyat düşüşü dikkat çekiyor.
Emtiaların birkaçı hariç hemen hepsinde bu yılın başından itibaren düşüş görülüyor. Örnek vermek gerekirse, bu yılın ocak-haziran döneminde bakır fiyatları yüzde 3.22, gümüş fiyatları yüzde 3.5, paladyum fiyatları yüzde 11, mısır fiyatları yüzde 2, kahve fiyatları yüzde 27, pamuk fiyatları yüzde 25, şeker fiyatları yüzde 12 düşüş kaydetti. Emtia fiyatlarındaki bu düşüş büyük oranda dünya ekonomisindeki endişelerden kaynaklanıyor. Özellikle Asya bölgesinde gelişmekte olan iki büyük dev Çin ve Hindistan’ın büyüme tahminleri geri çekiliyor. Dünya ekonomisinin motoru ABD ekonomisi için de büyüme beklentileri düşüyor.
Emtialardaki düşüşün diğer bir sebebi de ABD ve Avrupa Birliği’nin yeni bir likidite genişlemesine gitmeyeceğinin ortaya çıkması. 2010 yılında artan likidite ortamında emtialar adeta balon gibi şişmişti. Parasal genişlemenin devam etmesi nedeniyle bu şişme 2011 yılına da sarkmış, yakın zamana kadar da yüksek seviyeler korunmuştu. Bu açıdan bakıldığında piyasada azalan likidite nedeniyle emtia fiyatları bir yerde geri çekiliyor. Emtialardaki düşüşün bundan sonra da devam etmesi bekleniyor. Analistler, düşüş trendinin 2013 yılının ilk çeyreğine kadar süreceğini savunuyor. Tabii petroldeki düşüşü bundan ayrı tutuyorlar. Keza analistlere göre petrol fiyatlarındaki düşüş biraz konjonktürel bir durum. İran’la gerginliğin azalması bunda rol oynuyor. Diğer emtialar ise büyük ölçüde küresel büyüme ve likidite bolluğuna bağlı seyrediyor.
“AYI PİYASASINA GİRDİK”
İş Yatırım Uluslararası Piyasalar Müdür Yardımcısı Şant Ma-nukyan, düşüşte parasal genişlemenin sonuna gelinmesinin etkili olduğunu, ancak bunun payının yüzde 30 olduğunu belirtiyor. Ma-nukyan’a göre dünyanın üç dev ekonomisi ABD, Çin ve Hindistan’ın yavaşlaması talebi baskılayıp emtialarda yönü aşağı çeviriyor. Küresel ekonomide toparlanma olmadığını hatırlatan Manukyan, “Hatırlarsanız 2008’de petrol 35 dolara kadar gerilemişti. Ancak sonrasında ekonomilerde kriz çıkmıştı” diyor.
Finansinvest Uluslararası Piyasalar Müdür Yardımcısı Burak Gerçek, emtialarda ‘ayı piyasası’na yani düşüş trendine girildiğini düşünüyor. Hatta bu düşüşün parasal genişlemenin durduğu Ekim 2011’de başladığını savunuyor. Gerçek, düşüşün 2013 yılının ilk çeyreğine kadar süreceğini öngörüyor.
2008 yılından bu yana parasal genişleme sayesinde emtia fiyatlarının şiştiğine dikkat çeken Gerçek, petrol ve altındaki fiyat hareketlerini özellikle iki gelişmeye bağlıyor: “Petroldeki düşüş büyüme endişesine bağlı. Altındaki düşüş ise Amerikan Merkez Bankası’nın (FED) altın karşılığı para basmayı sona erdirmesinden kaynaklanıyor.”
UCUZ HAMMADDE ŞANSI
Dünya için kötü haber anlamına da gelen emtialardaki bu düşüş Türkiye ekonomisi içinse sevindirici bulunuyor. Çünkü hem enerji faturası düşüyor hem de hammadde maliyetleri azalıyor. Özellikle cari açıkta ve enflasyonda elimiz rahatlıyor. Zaten son aylarda ekonomideki yavaşlamaya bağlı olarak düşen ithalat değer bazında geriliyor. İthalat artış hızı Eylül 2011’den bu yana azalma eğiliminde. Bu yılın ilk 4 ayında ithalatımız 2011’in aynı dönemine göre yüzde 2.7 azaldı. Aynı dönemde ihracatımız yiizde 10.9 artış gösterdi. İthalat azalırken ihracatın artması dış açığı olumlu etkiliyor. Aynı dönemde dış açık yüzde 20.1 azalarak 27 milyar dolar oldu. Cari açık da ilk 4 ayda yüzde 27.5 azalarak, 21.2 milyar dolara geriledi. Olumlu gelişmeler devam ederse yıl sonunda cari açık 60 milyar doların altında kalabilir.
EFG Menkul Değerler Başekonomisti Haluk Biirümcekçi, emtialardaki düşüşün Türkiye’nin ithalatını hem miktar hem de değer bazında düşürdüğünü vurguluyor. “Dünya için kötü olan bizim işimize yarıyor” diyor. Üretimde ithal girdi bağımlısı olan Türkiye’nin ucuzlayan hammaddeden fayda sağlayacağını düşünen Bürümcek-çi’ye göre, Türkiye’nin görünümü bile olumlu etkileniyor. Hisse senedi ve tahvil piyasası açısından şu sıralar yabancı kuruluşlar enerji ihracatçısı Rusya’ya “sat” verirken, Türkiye’ye “al” veriyor.
İHRACATA DİKKAT!
Garanti Bankası Ekonomik Araştırma Merkezi Direktörü Ali İhsan Gelberi de emtialardaki düşüşü, gelişmekte olan piyasaların lokomotifi konumundaki Çin ve Hindistan’ın büyüme beklentilerinin azalmasının yanı sıra ABD’deki büyüme tahmininin bozulmasına bağlıyor. Dolayısıyla bu üç lokomotif ekonomide talep geriliyor. Gelberi’ye göre, emtialar parasal genişleme olmamasından ziyade bu etkenlerle düşüyor. Keza parasal genişleme olmayacağını zaten piyasalar bekliyordu. Sürpriz olan bu dev ekonomilerin büyümelerindeki revizyon oldu. Emtialardaki düşüş Türkiye’ye bazı
alanlarda örneğin cari açık ve enflasyonda avantaj sağlarken, büyümeyi olumsuz etkileyebilir. Çünkü dünya daralırken Türkiye’nin ihracatı gerileyebilir.
Ali İhsan Gelberi, cari açık kaygısının azalmasıyla birlikte Türkiye’ye kısa vadeli sıcak para girişinin artacağına dikkat çekiyor. Ancak Gelberi, petroldeki düşüşü diğer emtialardan ayırıyor. Çünkü petrolün bu seviyelerde kalıcı olmayacağını, 2013’te fiyatların tırmanacağını öngörüyor.
Erkan Kızılocak