Girişimcilik Açısından Korona

Girişim, girişimcilik açısından korona. Yalnız kendi kuşağımızı değil, tüm insanlığın geleceğini düşünmeliyiz. Çağdaş kültürlerde acaba’lara bundan böyle yer yok! Doğru olanı düşünmek, doğru olanı arayıp bulmak gerekiyor.

Korona neleri değiştirdi; neleri değiştirecek?

Nur Demirok / Para ; ‘KORONA’YI sadece sağlık açısından değil, insanlığın evrimi açısından da değerlendirmek gerekiyor. Korona günümüzdeki nevrozların; daha doğrusu nevrotik eğilimlerin de artmasına neden olan sıradışı bir süreci temsil ediyor bugün.

Ben bir psikanalist değilim, ama bazı şeyleri net olarak söyleyebilirim.

İlk ortaya çıkışından bu yana ‘Korona macerası’nı analiz edenler, bugün şu noktada birleşiyorlar: Korona insanlığın evrimi sürecinde ulaşılan kimi koşullanmaları yok eden; insanı insan yapan erdemleri ırk, kültür, köken gibi ayrışmaların giderek anlamsız olduğunu ortaya koyan sosyolojik bir gerçek, aynı zamanda bugün.

Hızlı Bir Devrime Doğru…

Dahası da var; geçici yasam döngüsünde insanları köken ve inançlarına bakmaksızın etkileyen malum salgın hastalık, kendi içinde de birçok sosyolog, psikanalist ve hatta filozof bireyler yaratacaktır.

Bu konuyu önümüzdeki yıllarda bizler görmesek bile bizden sonraki kuşaklar tüm özellikleriyle yaşayacaklardır.

Tam da bu noktada burada anlattıklarım bana kendi kültürümüzdeki ünlü bir atasözünü anımsatıyor: Her musibette bir hayır vardır! Bunu günümüz diline uyarlarsak her bela ve hastalıkta -insanlık adına-bir hüküm çıkarmak mümkündür.

Gelelim tekrar başlıktaki vurgumuza: Korona neleri değiştirdi, daha neleri değiştirecek? Ben bu konuyu kendi uzmanlık alanım olan girişim, girişimcilik açısından ele alacağım ve pozitif gelişmeleri aşağıdaki yedi paragrafta sizlere sunacağım:

Alışkanlıklar Değişecek

1. Bu süreç satınalma alışkanlıklarımızı hızla değiştirecek. Başta beslenme olmak üzere; hijyen algısında olağanüstü normlar ortaya çıkacak. Ambalajlamalar ise bundan böyle elle değil otomatik makinelerde yapılacak. Fırınlarda ön temizlik ve devamlı hijyen esasları yeniden belirlenecek; başarılı olanlar ilgili belediyelerce ödüllendirilecek.

2. Satınalınan tüm ürünlerde üretim ve son kullanma tarihleri bulunacak ve hepsi ‘hijyenik üretim sertifikası’ taşıyacak.

3. Manavlar ve manav reyonları bulunan perakendeciler sebze ve meyveleri daha sık yıkayacaklar, yıkamada kullanılan sular dezenfekte edilmiş belediye onaylı şebeke suyu olacak. Yıkama sırasında ellere basit plastik eldivenler takılacak. Süpermarketlerde bulunan manav reyonları ise zararsız dezenfektan içeren püskürteçlerden yararlanacaklar.

4. Market rafları da her 10 günde bir yine yerel belediyeler tarafından onaylanmış sağlığa zararsız ‘dezenfektanlarla temizlenecek. Aynı prosedürün semt bakkallarına da uyarlanması büyük çapta özendirilecek.

5. Yine tercihen belediyeler eliyle restoran ve büfelere maske ve eldiven yardımları yapılacak, non-toksik (toksin ve mikrop barındırmayan) temizleme aparatları hediye olarak verilecek.

6. Restoran ve büfeler günübirlik temizlenecek, temizlik bu konuda eğitim almış çalışanlar tarafından gerçekleştirilip günlük anons ya da levhalarla ilan edilecek.

7. Küçüğünden büyüğüne tüm toplu ulaşım araçlarına geçerli aşı sertifikası bulunmayan bireyler kabul edilmeyecek.

Önemli Olan Farkındalık!..

Burada özetini verdiğim önyaklaşımları benimsediğiniz ölçüde çok başarılı olacağınıza yürekten inanmalısınız. Umutsuzluk sadece ruhsal ve bedensel gerilimi artırmakla kalmaz; iş derin bir karamsarlığa da gidebilir.

Önemli olan bireysel değil, toplumsal yaşamın verdiği haz ve duygularla hareket etmek, böylece yalnız kendimizi değil, ait olduğumuz insanlık adına tüm topluma örnek olmaktır.

Tüm bu yazdıklarımla ilgili olarak benim amacım nevrotik, şüpheci bir insan tipi oluşturmak yerine, bilinçli ve gelecek kuşakları sevgi ve sağlıkla kucaklayacak idealist insanlar yaratmaktır.

Bizler önce insanlık ideallerini, sonra da kendimizi büylesi bir beklentinin simgesi haline getirmeliyiz. Unutmayın; ‘Korona’ sadece bir hastalık tablosunu değil; insanoğlunu sınayan dev bir farkındalık dönüşümünü simgelemektedir.

Nur Demirok / Para