Gıda takviyeleri pazarı girişimcisini mutlu ediyor

SHAKE’LER, protein barlar, kolajenler, balık yağları, çinko ve selenyum içeren takviye edici gıdalar… Market ve eczanelerde sık rastladığımız, kasa kenarlarında gözümüze çarpan ek gıda takviyelerinin pazarı giderek büyüyor. Çalışırken masa başında, spor öncesi ve sonrası, yürüyüşte, tatilde acıkan herkes artık elinin altında bu ürünlerin olmasını istiyor. Sektörde bu alanda uzmanlaşmış çok sayıda firma var. Tüketicilerin büyük bölümünün kadın olduğunu düşünerek sektöre atılan firmalar piyasaya birbirinden farklı ürünler sunuyor. Gıda takviyesi pazarının gelişmesi ve büyümesinde iki ismin hakkını da burada vermek lazım. Alternatif tıp konusunda isim yapan Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Prof. Dr. İbrahim Saraçoğlu ve Prof. Dr. Ahmet Maranki’nin kendi markalarıyla bir çok ürünü piyasada bulunuyor. Pazarın hızla büyüdüğünü gören marketler ve kozmetik firmaları da bu furyaya katıldı. Kozmetik deyince akla ilk gelen markalardan Farmasi ve Oriflame, ürün yelpazelerine protein barları ve ek gıda takviyelerini de eklediler. Gratis ve Watsons gibi kişisel bakım ürünleri satan zincir mağazaların da bu alana yönelik ürünler geliştirdikleri gözleniyor. Sektör yetkililerinin tahminlerine göre, Türkiye’de atıştırmalık ürünler pazarı yaklaşık 70 milyon TL büyüklüğünde. Dünyada bu kategorinin pazar büyüklüğünün ise 14 milyar dolar civarında olduğu tahmin ediliyor.

MORİNA BALIĞI KOLAJENİ

Kolajenler, piyasada hızla yayılan ve kullanımı giderek artan takviyelerden biri. Markalar pazarda bir biri ile yarışırken, tüketici doğru seçimi yapmakta zorlanıyor. Son yıllarda piyasada adı sık duyulan kolajen markalarından biri de Naturalift. Markanın Likit Morina Balığı Kolajeni yüksek miktarda omega 3 içeriyor. Üretici Atalix Pharma’nın kurucusu Koray Atay, “Morina balığı eti sıkı, yağsız ve narin oluşuyla bilinir. Sodyum ve potasyum açısından zengin bir tür olan ürün, cildi güneşin zararlarına ve kansere karşı koruyan selenyumu bünyesinde bol miktarda barındırıyor” diyor. Atay, bu tip ürünlerin ilaç olmadığına dikkat çekerken, herhangi bir rahatsızlığı olan kişilerin uzman kontrolünde ürünleri kullanması gerektiğinin altını çiziyor. Atay’a göre, morina balığı kolajeninin pek çok faydası var. Saç ve tırnakların sağlıklı görünümüne kavuşmasını sağlarken, eklemler, kas ve iskelet sistemi üzerinde de olumlu etkilere sahip olduğunu söyleyen Atay, “Anti-glikasyon etkisiyle yaşlanma karşıtıdır. Antioksidan etkisiyle hücre içi ve dışı hasarları önlemeye destek verir. Cilt nemini artırır, elastikiyeti ve sıkılığı destekler, ince çizgi ve kırışıklıkların görünümünün azalmasına yardımcı olur” diyor.

SEKTÖR BÜYÜMEYE DEVAM EDECEK

Uzmanlara göre, çoğu tüketici kolajen hakkında doğru bilgiye ulaşmadan çeşitli ürünler tüketiyor; yanlış kullanımda da faydası görülmüyor. Ürünün içindeki kolajen miktarının vücudun günlük alması gereken düzeyde olmasının önemli olduğu vurgulanıyor. Vücutta emilim açısından toz veya tablet yerine sıvı formda kullanılmasını öneren Atay, tüketicilerin ne yazık ki sadece fiyata bakarak ürün seçtiğini oysa ürünün özellikleri ve kullanım şekline dikkat etmelerinin gerektiğini belirtiyor. Atay sözlerini şöyle sürdürüyor:

“2020 yılında 15-20 milyon TL ciroya ulaşacağımızı öngörüyoruz. 2021’de Naturalift’in yanı sıra iki yeni ürünü piyasaya çıkarmayı planlıyoruz. îlaç firmaları Türkiye’de gıda takviyeleri pazarına yöneldi, önümüzdeki beş yılda ortalama yüzde 15-30 arasında büyüme öngörüyorum. Piyasada çok fazla sayıda sahte ve merdiven altı diye tabir ettiğimiz ürünler var. Nerede satıldığı ile bakanlık kayıt ve seri numaralarına dikkat edilmeli.”

“TALEP KISA SÜREDE ARTTI”

Temelleri 1950’de Dr. Cevdet Tuna tarafından atılan Farmasi’nin ürün gamı çok geniş. Yerli üretim yapan ve helal ürün sertifikasın sahip olan firma, makyaj, cilt, saç ve kişisel bakım, parfümlerle Mr. Wipes markalı ev temizlik ürünleri üretiyor: İstanbul ömerli’deki tesisinde üretim yapan firma, bir süre önce gıda takviyesi ürünleri de çıkardı. Tamamı ithal olan ürünler Türkiye’de Nutriplus markası ile satılıyor.

“Atıştırmalık sektörü ülkemizde yeni gelişmeye başladı ama kısa sürede ciddi oranda büyüdü” diyen Farmasi Yönetim Kurulu Üyesi Sinan Tuna, trendleri takip ederek tüketicilere sağlıklı ürünler sunmak için Ar-Ge çalışmaları yaptıklarını söylüyor. Ar-Ge merkezinde yaptıkları tüketici araştırmaları ile gıda takviyelerinde en çok hangi ürünlere yönelik talep olduğunu tespit etmeye çalıştıklarını belirten Tuna, beyaz yakalı çalışanların ve doğal beslenmeye önem verenlerin bu atıştırmalıkları tercih ettiği bilgisini paylaşıyor. Tuna, “Atıştırmalıklarımız her kesimden ve her yaştan kişiye hitap eden, hem besleyici hem de lezzetli ve pratik ürünler” diyor.

Firmanın sağlıklı atıştırmalıklar segmentinde iki meyve barı var. Nutriplus Nutribar’ın chia tohumu ve çilek aromalı, Energy Nutribar’ın ise kuruyemişli çeşitleri mevcut. Ürünlerin içeriğinde glüten bulunmuyor. Tuna, “Tüketicilerimizin güveni ve ürünlerimizin kalitesi önceliğimiz.

Sağlık açısından risk taşıdığı kanıtlanan herhangi bir içeriği kesinlikle kullanmıyoruz” diyor. Firmanın sattığı barların fiyatı 7 TL’den başlıyor. Tuna talep hakkında şunları söylüyor: “Atıştırmalıklarımıza gösterilen ilgiden memnunuz. Yılda 500 bin adetten fazla atıştırmalık ürün satıyoruz.”

GIDA TAKVİYESİ ÜRETECEK

Güçlü bağışıklığın çok önemli olduğunun bilinci ile vitamin, mineral desteği sağlayan ve bağışıklığı güçlendirmeye yardımcı olan ürünleri gamma eklemeye devam eden Farmasi, gıda takviyeleri üreterek büyümeye hazırlanıyor. İstanbul Ömerli’deki 200 bin metrekare büyüklüğündeki fabrikasında İyi Üretim Uygulamaları (GMP) standartlarına uygun yeni bir gıda takviyesi hattı kuruyor. 2021 başında tam kapasiteyle üretime geçmeyi planlayan firma, beş kıtadaki 125 ülkeye ihracat yapıyor. Sağlıklı yaşamın öneminin giderek artacağını öngörerek, gıda takviyesinde büyümeyi hedefleri arasına alan firmanın Yönetim Kurulu Üyesi Emre Tuna, “Koranavirüs salgınından çok önce hazırlığımızı yapmıştık. Salgınla birlikte, bu ürünlerin önemi arttı. Hazırlıklarımız son aşamada, tüm ürün grubumuzu belirledik. Nutriplus serimize yeni eklenecek ürünlerle, müşterilerimizin beslenme yolculuklarına daha fazla destek vermeye hazırlanıyoruz” diyor.

“ÜRÜN İÇERİĞİNİ İYİ İNCELEYİN”

özkanlar, kolajen üretimi gerçekleştiren bir diğer firma. Markaları Collagen Lift Paris. Ürün grubu içerisinde standart kolajen takviyelerinin ötesinde özelliklere sahip beş farklı se-çenek var. Hepsi de birbirinden farklı etkilere sahip. Ortak noktaları ise saç, cilt ve tırnaktaki sorunlara yardımcı olmaları. Özkanlar Genel Müdürü Erdem Özkan, “Vitaminler ve kolajen gibi gıda takviyeleri ilaç değil. Herhangi bir sağlık sorunu, kronik rahatsızlığı veya sebebi her ne olursa olsun sürekli ilaç kullanımı varsa, bu tip takviyeler doktor veya uzman kontrolünde alınmalı” diyerek sözlerine başlıyor ve merdiven altı ve formülü zayıf 1 ürünleri kullanmadan önce ürün içeriğinin iyi incelenmesi gerektiğini belirtiyor. Mart ayından bu yana Collagen Lift Paris Vitality satış rakamlarında yüzde 90, Collagen Lift Paris RedCarpet satışında yüzde 45, güneşten koruma ve cilt hasarlarının giderilmesine destek veren Collagen Lift Paris Lumi-nous Gold satışlarında ise yüzde 54 artış yaşanmış.

“TÜKETİCİ EN UYGUNUNU SEÇMELİ”

Tüketicilerin kolajen hakkında yeterli bilgiye sahip olmadığını söyleyen Özkan, “Çoğunlukla fiyat dikkate alınarak tercih yapılıyor. Her kolajen işe yarıyor zannediliyor. Tüketicilerin teknik konulan bilmesini tabii ki bekleyemeyiz. Mutlaka uzmanların görüşünü alarak kendileri için en uygun kolajen markasını seçmeliler” diyor.

Kolajen pazarının Türkiye’de 2016’da oluşmaya başladığını söyleyen ve şu anda 40’a yakın markanın pastadan pay aldığını belirten Özkan, pazarın daha da büyüyeceğini ve yeni markaların katılacağını ifade ediyor. “2020 için öngördüğümüz ciro 45-50 milyon TL düzeyinde” diyen Özkan, Novaerus NanoStrike (kapalı mekânların hava dezenfeksiyonu) ve 5Guard (manyetik koruyucu) adında iki yeni markanın ürün sepetine katıldığını söylüyor. Firma, 2021’nin ilk çeyreğinde bir kaç yeni ürünü tüketici ile buluşturacak.

WELLNESS ÜRÜNLERİ İLE PİYASADA

Güzellik sektörünün tanınmış markası Oriflame, kozmetikten cilt bakımına, parfümlerden aksesuara kadar tüketicinin çeşitli ihtiyaçlarını karşılayan pek çok ürün satıyor. Temelleri 1967’de İsveç’te atılan firma da yakınlarda gıda takviyesi çıkarmaya başladı. Kadın tüketicilerinin taleplerini karşılamak için sektöre adım atan firma kataloglarında wellness kategorisi altında gıda takviyeli ürünler satıyor, “iyi beslenmek, iyi yaşamak ve iyi görünmek, İsveç’ten gelen genlerimizde bulunuyor” diyen Oriflame Genel Müdürü Johan Larsson, güzelliğin sadece nasıl göründüğünle değil, nasıl hissettiğin ve davrandığınla da ilgili bir bütünlük olduğunu söyleyerek sözlerine başlıyor. Larsson, well-ness kategorisindeki ürünleri hakkında şunları anlatıyor:

“Gıda olarak sunduğumuz ürünler, Protein Blend ve Natural Balance Shake içecek tozu. Her iki ürün de, yüksek miktarda protein içeriyor, içeriklerindeki karışım, protein ve kas kütlesinin artışına katkıda bulunuyor. Protein Blend aromasız, Natural Balance Shake ise kakao, çilek ve vanilya aromalı seçenekler. Protein Blend, istenen her öğün tüketilebiliyor. Bunun dışında ürün gamımızda pek çok gıda takviyesi mevcut. Astaksantin (yüksek bir antioksidan) ve yaban mersini özlü, omega 3 içeren, multivitamin, mineral, çinko ve selenyum içeren takviyelerimiz da var. Çocuklar için multivitamin, mineral ve omega 3 balık yağı gibi ürünlerimiz de bulunuyor.” Firma, ürün geliştirmelerini İsveç’te, Ar-Ge’sini İrlanda’da, üretimlerini ise Ingiltere ve Almanya’da gerçekleştiriyor. Oriflame’ın ek gıda takviyelerinin fiyatı 109 TL’den başlıyor.

MARKETLER DE BU İŞE GİRDİ

Gıda takviyeleri sadece eczanelerde değil A101, BIM, Migros ve Şok gibi zincir marketlerde de satılıyor. Kasa kenarlarında satışa sunulan ya da aktüel broşürlerde yer alan ürünler her ne kadar eczacılar tarafından “tartışmalı” olarak değerlendirilseler de epey ilgi görüyorlar ki çeşitlenmeye başladılar bile. Örneğin Migros’larda firmanın yedi farklı marka vitamin ve gıda takviyesi bulunuyor. Fiyatları 40 ile 350 TL arasında değişiklik gösteriyor. A101, BİM ve Şok ise, aktüel ürün kategorisinde satış yapıyor. Gratis, Watsons, Rossmann gibi zincir mağazalar da kendi markalarıyla vitamin ve gıda takviyeleri pazarında uzun süredir faaliyet gösteriyor. Gratis, Life In markası ile 15 çeşit ürünü bünyesinde bulunduruyor. Rossmann’da Desteque ve Genuss Plus markaları altında pek çok ürün var. Watsons’da ise dokuz farklı markanın kola-jeni, besin takviyesi ve vitaminleri mevcut. Hemen her mağazasında satışa sunulan bu takviyelerin fiyat aralıkları ise 50 ile 350 TL arasında.

İZOLE BİTKİSEL PROTEİN ÜRETİYOR

Fonksiyonel gıdalar olarak bilinen ve insan sağlığına fayda sunan gıdaların etken maddelerini geliş- -tirmek için kurulan Fuwell Ar-Ge şirketi, Türkiye’de temiz etiketli ürünlerin yaygınlaşması için uğraşıyor. Nörobilim uzmanı Can Kayacılar ve sporcu Mahir Çelik tarafından kurulan firma, fonksiyonel gıda geliştirilmesi konusunda firmalara danışmanlık da veriyor. Fuwell’in kuruluş amacının toplum sağlığını iyileştirmek olduğunu ifade eden Can Kayacılar, “Gıdalarımız ne kadar zengin, ne kadar sağ lıklı olursa bizler de o oranda sağlıklı oluyoruz, Bu amaçla özellikle izole bitkisel proteinlerce zenginleştirilmiş gıdalar, örneğin ekmekler, krakerler, sütler, çok çeşitli unlu mamüller yaşamımızın birer parçası olmayı bekliyor. Benzer şekilde lifçe zengin gıdalar, prebiyotikçe zen-gıdalar da öyle. Çünkü toplumumuz karbonhidratça zengin fakat bir o kadar da proteince, lifçe, prebiyotikçe fakir besleniyor. Bu da tükettiklerimizde dengeyi yakalayamadiğimiz anlamına geliyor” diyor.

“PEK ÇOK GIDAYA EKLENEBİLİYOR”

Kalp-damar hastalıkları, diyabet, kanser, obezite, alzheimer gibi hastalıkların beslenmeyle doğrudan ilişkili olduğuna dikkat çeken Kayacılar, bitkisel proteinlerin teknoloji kullanarak üretildiğini ve yüzde 80 oranında protein içerdiğini ifade ediyor. Kayacılar, “Dünyada giderek büyüyen, çevre ve hayvan duyarlılığını içine alan bir sağlıklı yaşam tercihi var. insanlar daha çok bitkisel ürünleri tercih etme eğiliminde, örneğin, korona sürecinde bitkisel köfte yani et içermeyen köfte satışları dünya genelinde yüzde 200 arttı. İzole bitkisel proteinlere olan ilgi de benzer şekilde yükseldi. İzole bitkisel proteinler bezelye, nohut, ayçekirdeği, mısır, pirinç gibi kaynaklardan elde edilebiliyor. Aslında tüm bitkisel kaynaklar, uygun teknoloji kullanıldığında birer protein kaynağına dönüşebiliyor” diyor.

İzole bitkisel proteinler tek başına toz formda süte, yoğurda, suya ya da farklı gıdalara karıştırılarak doğrudan tüketile-biliyor veya farklı gıdaların içerisine eklenerek, gıdaların protein değerlerini yükseltmede kullanılabiliyor; yüksek proteinli kurabiyeler, gofretler, makarnalar, peynirler, dondurmalar, gevrekler, jelibonlar, lavaşlar gibi. Proteince zengin beslenmenin obeziteyle mücadelede de etkili olduğunu ifade eden Kayacılar, “Yüksek proteinli bir makarnadan etten alman protein alınabilir. İlk olarak Fuvvell İzole Bitkisel Protein ürünümüzü piyasaya çıkardık. Ar-Ge çalışmalarımız hızla devam ediyor” diyor.

“Üç haneli rakamlarla büyüyoruz”

Pandemi döneminde yeni ürün formları doğrultusunda kategorilerini genişlettiklerini söyleyen Zade Vital Genel Müdürü K. Taha Büyükhelvacıgil, 145 farklı ürün ve 558 farklı formla geniş bir yelpazeye sahip olduklarına dikkat çekerek sözlerine başlıyor. Bağışıklığı destekleyen ürünlerine yönelik talebin her gün arttığını söyleyen Büyükhelvacıgil, sağlık sektöründe özellikle besin takviyeleri pazarında bir büyüme gözlemlediklerini vurguluyor. Yıllardır savundukları sağlıklı olma kavramının değerinin her geçen gün daha iyi anlaşıldığını söyleyen Büyükhelvacıgil, çörekotu yağı, karamürver ve C vitamini gibi besin takviyelerine ilginin çok arttığını belirtiyor ve sözlerine şöyle devam ediyor: “Portföyümüzdeki Hindistan Cevizi Yağı, Aspir Yağı, Ruşeym Yağı, Yer Fıstığı Yağı, Curcumin Forte, Koenzim Q10, Zeytinyağlı Kudret Narı ve San Kantaron Yağı ürünlerimizle farklılığımızı ortaya koyuyoruz. ABD pazarı ve diğer ülkelerde geleneksel gül yağını bazı ürün içeriklerimizle buluşturuyoruz.

Pazara farklılık katmak için C Vitamini desteğimizin formülizasyonunda zeytin yaprağı ekstresi kullanıyoruz. Geçtiğimiz günlerde Ar-Ge’de önemli bir gelişmeye imza attık. Sarı kantaron ve kudret narı maserasyon yağları içeren biyobozunur yara yatak örtülerinin 3D printer teknolojisi ile endüstriye kazandırmanın heyecanını yaşıyoruz. Yeni ürün kategorileri sayesinde üç haneli rakamlarla büyümemizi sürdürüyoruz.”

Gıda takviyesini kimler kullanmalı?

• Gıda alerjisi gibi sağlık durumu bazı gıdaları tüketmeye elverişli olmayan veya bazı besinlerin emilimini engelleyen karaciğer veya gastrointestinal hastalıkları olanlar.
• Günde 1500 kalorinin altında kaloriden kısıtlı diyeti olan kişiler.
• Hamile olan veya hamilelik planlayan kadınlar arasında gebeliğe özgü bazı vitaminlere ihtiyaç duyanlar.
• Güneş ışığına fazla maruz kalmamış ve D vitamini eksikliği olanlar.
• B12 vitamininin emilimi yaş ilerledikçe azaldığı için ihtiyacı olduğu tespit edilen 50 yaş üstü kişiler.

Önde gelen kolajen markaları

Ruhsar PEKCAN / Ticaret Bakanı
“Bakanlıktan izin almak şart”

Gıda takviyelerinin satışı için bakanlıktan izin alınması gerekiyor. Takviye edici gıda sektöründe en çok karşılaştığımız sorun internette yapılan reklam ve tanıtımlar. Burada ‘zayıflatır, yağ yakar, kilo aldırır, boy uzatır, kelliği önler, cinsel performansı artırır, bağışıklık sistemini güçlendirir, hastalıklara karşı korur veya hastalıkların tedavisine yardımcı olur’ gibi mevzuata aykırı beyanlar kullanılıyor. Bu yolla tüketicilerimiz aldatılıyor. Bu konulara dikkat edilmeli.

Nur DEMİROK / Para Dergisi Yazarı
“Bu bir strateji”

Besin takviyeli ürünler pazarında gözle görülür bir boşluk bulunmuyor. Takviyeleri tüketiciye lezzet algısıyla sunabilme gayretleri var. Marketing politikaları açısından son derece olumlu bir gelişme bu. Özellikle iş dünyasının yoğun temposu içinde çalışan bireyler için pratik vew verimli bir etkileme yöntemi. Yeni nesil atıştırmalıkların ‘tıka basa doyurucu’ olması gerekmiyor. Vitaminize edilen ürünler rutin dışı sağlıklı beslenmeyi hedefliyor. Adeta bağımlılık yapan, bol kalorili, doymuş yağ zengini fast-food alışkanlığı, daha rafine, daha fit bir anlayışla yer değiştiriyor. Algıyı biçimleyen ise kimi kozmetik firmaları. Dolaysıyla kozmetik firmalarının bu pazara girmesine şaşırmamak lazım. ABD’de uzunca süredir bu akım epey prim yapmış durumda. Anımsadığım kadarıyla bunu ilk kez “Ulta Beauty” başlattı, “Sephora” ise ilginç ürünleriyle devam ettirdi.

Amaç şu idi; genellikle cilt üzerine etkili olan sağaltıcı krem, özel losyon gibi görece pahalı ürünleri, damağa hitap eden lezzet takviyeleriyle pekiştirip hem bedensel hem de ruhsal tatmin sağlamak. Bu lezzetlerin çoğu vitaminize edilmiş atıştırmalıklardı. Bugün bu takviyelerin çoğu özel çikolatalardan, sağaltıcı barlara ve lezzetli içeceklere kadar geniş bir dağılım gösteriyor. Bunları kek, gazlı içecek gibi vitaminize edilmiş daha geniş bir grup takip ediyor. Tüm bunlara karşın sadece kasa etrafına çeşitli atıştırmalıklar koyarak, müşteri memnuniyeti ve marka bağımlılığı yaratmak isteyenler de var. Bunu daha çok ABD’deki sağlık mağazaları [Health Food Stores] uyguluyor.

Nur Ecem Baydı OZMAN / Uzman Diyetisyen, Acıbadem Kozyatağı Hastanesi
“Sağlıklı atıştırmalık iki özelliğe sahip olmalı”

Atıştırmalık deyince akla pratik, lezzetli yiyecekler geliyor. Öğün aralarında tercih edilen bu yiyeceklerde dikkat edilmesi gereken şey, ana öğünleri yapmanıza engel olmayacak şekilde seçilmesidir. Yüksek kalorili atıştırmalıklar hem kontrolsüz kilo artışına, hem de öğün düzeninin bozulmasına yol açabilir. Sağlıklı bir atıştırmalık iki temel özelliğe sahip olmalı. İlk olarak o anki açlığınızı gidermelidir. İkincisi ise sizi bir süre tok tutmalıdır. Örneğin kraker, çikolata, bisküvi tarzındaki atıştırmalıklar sizi anlık olarak doyurabilir, ancak uzun süre tokluk sağlamaz. Ceviz, fındık, badem gibi yağlı tohumlar ise, uzun süre tok tutma özelliğine sahip olduğundan arabada ve çantada bulundurulabilecek en sağlıklı atıştırmalıklardır.

Tam buğday unundan veya yulafla yapılmış az şekerli/şekersiz kurabiyeler, tam tahıllı ekmeğe peynirle yaptığınız minik bir sandviç de sağlıklı atıştırmalık alternatifidir.

Dr. Murat TOPOĞLU / Akupunktur Derneği Onursal Başkanı
“Omega 3 ihmal edilmemeli”

Gıdalardan aldığımız vitamin, mineral ve antioksidanlar çoğunlukla yetersiz. Dolayısıyla takviye edici vitamin, mineral, antioksidan ve bazı sağlıklı yağlar [balık, keten tohumu, kır iğdesi, nar çekirdeği, hodan bitkisi ve morina balığı karaciğer yağı gibi] salgında çok önemli bir rol oynuyor. Piyasada yerli yabancı birçok multivitamin ve multimineral hapları olabildiği gibi spesifik tek vitamin veya mineraller, örneğin D vitamini veya çinko tabletleri de mevcut. Tüketici öncelikle vücudunun hangi vitamin veya minerale ihtiyacı olduğunu bilmesi için detaylı bir kan testi yaptırmalı. Takviyelerin markası ve nasıl üretildiği hangi sertifikalara sahip olup olmadığı çok önemli. GMP, HACCP, ISO HELAL ver FDA (Amerikan İlaç Kurumu] onaylı Türk markaları var. Bu dönemde özellikle A C ve D vitaminleri alınması çok faydalı. Bunun yanı sıra demir, çinko, selenyum ve kolin de önemli. Antioksidanlan da unutmamalıyız. Özellikle içinde astaksantin içeren multivitaminler öne çıkıyor; çünkü astaksantin dünyanın en güçlü antioksidanı. Omega yağlarına gelecek olursak tavsiyem Omega 3-5-6-7-9 ve içinde Omega 11 olan morina balığı karaciğer yağı kullanılmasıdır. Tabii onaylı olmayan vitamin mineral ve antioksidanlar alınmamalı.

Arif KAÇAN / Diyetisyen, Medipol Mega Üniversitesi Hastanesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü
“Dengeli beslenenlerin ihtiyacı yok”

Öncelikle yeterli ve dengeli beslenen kişilerin, bu ürünleri tespit edilmiş eksiklik dışında kullanmasına gerek olmadığını söylemeliyim. Sağlıklı beslenme alışkanlığı olmayan kişilerin ya da vejeteryanların, bir sağlık profesyonelinin yardımı ile bu ürünleri kullanmaları uygundur. Ülkemizde gıda takviyelerinin ruhsatları Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından veriliyor. Bazı firmalar, Bakanlıktan aldıkları ruhsatları amaçlarından farklı şekillerde pazarlamakta, bu ürünleri yazılı ve görsel medyada tüketiciyi yanıltıcı ifadelerle reklam için kullanabilmekte. Gıda takviyesi alacak olan kişiler sağlık profesyonellerinin desteğini alarak bu ürünleri eczanelerden temin etmeliler. Sağlıklı atıştırmalıkları doğal katkı maddesi olmayan besinlerin yerine tercih etmemeliyiz. Çoğunlukla ara öğün olarak kullanılan bu ürünlerin yerine her yerde bulabileceğimiz, taze meyve, çiğ kuru yemişler, kuru meyveler (kayısı, üzüm, hurma vs) tercih etmemiz daha sağlıklıdır. Bu atıştırmalıklar hamur işi, tatlılar, çikolatalar gibi yüksek kalorili ürünler yerine tercih edilebilir.

Yunus AKSU / Aksuvitai Yönetim Kurulu Başkanı
“İlaç firmaları da bu sektöre yöneldi”

Türkiye’de önde gelen ilaç firmaları dahil olmak üzere tüm ilaç piyasası, gıda takviyeleri pazarına yönelmiş durumda. Ülkemizde geniş bir ürün yelpazesine ulaşan gıda takviyeleri, doğal ve organik ürünler pazarı, son 10 yıldır çift haneli sayılarla büyümesiyle dikkat çekiyor. Pazarın önümüzdeki her beş yılda ortalama yüzde 15 ile 35 arasında büyümesi öngörülüyor.

Ayhan ERCAN / Tüm Aktarlar ve Baharatçılar Tıbbi ve Aromatik Bitki Yetiştiricileri Derneği (TABDER) Başkanı
“Bu yıl yüzde 30 artış yakaladık”

Gıda takviye alanı korona sürecinde bağışıklığı güçlendirmek için yoğun talep gördü. Gıda takviyesinin kaynağı çok iyi bilinmeli. Örneğin, E vitamini alıyorsanız, laboratuvarda sentezlenerek mi üretilmiş, yoksa buğdayın embriyosundan mı elde edilmiş buna bakılmalı. Vücudumuz doğal kaynaklardan elde edilen takviyelerin fazlasını depoluyor. Korona döneminde propolis, zerdeçal ve zeytin yaprağının ekstra edilmiş tohumları, adaçayı, karamürver, C vitamini deposu camu camu meyvesi bağışıklık güçlendirici olarak yoğun giden ürünler arasında. Satışlarımızda önceki yıllara göre bu yıl yüzde 30 artış yakaladık. Mart ayında ivme yukarı çıktı ve nisanda devam etti. Yaz dönemi stabil geçti. Kışın gelmesiyle bir artış meydana geldi ve böyle de gideceğini öngörüyoruz.

Dr. Gaye HAFEZ / Altınbaş Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Farmakoloji Anabilim Dalı Başkanı
“Eczaneden alın”

İnternetten aldığınız ürünler sahte olabilir. Sahte olup olmadığını ambalajına bakarak anlayamazsınız. Vitaminler OTC sınıfına giren, yani reçetesiz olarak banko önünde satılabilen ürünler. Doktora ve eczacıya danışılmadan alınan her üründe istenmeyen etki görülme riski vardır. Özellikle karaciğer ve böbrek hastalığı olanlarda bu risk daha da büyüktür. Pandemi döneminde de vitaminler eczaneden alınmalı. Bu çağda ‘internetten ürün almayın’ demek çok gerçekçi değil, ancak vitamin herhangi bir ürün değil. Eczaneler, doğrudan üreticiler ve ecza depolarıyla iletişim halinde. Bu nedenle ürün kalitesinden ve saklama koşullarının doğruluğundan şüphe edilmez.

D vitaminli süt

Türkiye süt sektörünün önde gelen firmalarından Pınar Süt, yeni bir ürün ile tüketicilerin karşısına çıkıyor. Vücudun dengesini sağlamak için ek faydalar sunduğu vurgusuyla pazarda bulunan Pınar Denge Ailesi, laktoz intoleransına karşı sütün kolay sindirimini sağlayan laktozsuz sütünden sonra, D vitamini ilaveli yeni ürünü “Pınar Denge D Vitaminli Süt” ile pazardaki iddiasını artırıyor. Güçlü bağışıklığın her zamankinden önemli olduğu bugünlerde, içeriğindeki D vitamini ilavesi ile vücudun ihtiyacı olan D vitamini alimim destekliyor. Ürünün, bir porsiyonu (250 mİ) ile günlük D vitamini ihtiyacının yüzde 38‘i karşılanıyor. İçeriğindeki D vitamini, bağışıklık sistemine destek olduğu gibi, kemiklerin, kasların, dişlerin korunmasında etkili olan kalsiyum ve fosforunun emilimine katkı sağlama özelliği ile de dikkat çekiyor.

Gıda takviyesi markaları

AYŞEGÜL KÜÇÜKKURT ZOR