Gelişmek İçin Gözlem Yapmayı Deneyin
Gelişmek İçin Gözlem Yapmayı Deneyin
Kadınların ayakkabılarla ilginç bir aşk ilişkisi vardır. Erkeklerin arabalara karşı nasıl bir aşkı varsa, buda öyle bir durum. Sürekli bir ayakkabı gözlemi içindeyiz sanki. Alışverişten sonra elinde paketlerle yürüyen modern şehirli kadını, Sex and the City dizisinin Jessica Parker’ına benzetebiliriz. Parker, vitrinde gördüğü ayakkabıya sahip olmak için önce ayakkabıya bakar. Biraz iç geçirir, güzelliğini seyreder ve onun olması için hayaller kurar. Vitrinin arkasında aynı ayakkabıyı giymiş Kate Moss’a gözü kayar ve reklam panosunda Moss’un ayakkabıyı nasıl taşıdığını inceler. Vitrindeki ayakkabıyı denemek için can atan kadın, ayağında nasıl durduğunu görmek ister. Sonra ayakkabılarla süzülerek içinde nasıl hissettiğine bakar. Satın almadan önce ayakkabıyı hangi ortamda nasıl giyeceğini de düşler. Bu deneyim hoşuna giderse, tekrar etmek ve parasının son damlasını düz, topuklu, frapan ya da spor her tür ayakkabıyı almak için harekete geçer.
Yukarıda ki hikaye her ne kadar güzelliği dış motivasyona bağlayan bir durum olsa da gözlem yaparak öğrenmeye bir örnek. (Bir de pazarlamanın nasıl işlediğini görmenize.)
Hepimiz öğrenmek için gözlem yaparız. Bazen iyi şeyleri örnek alır bazen de kötü şeyleri örnek alırız. Peki gözlem yapmanın gelişmeyi hangi durumlarda körüklediğini biliyor muyuz?
Aşağıda ki 2 metod Bandura’nın Sosyal Öğrenme teorisine dayanıyor.
1- Kendi davranışlarımızı gözlemlemek:
Gelişmek için hem karşı tarafın davranışlarını hem de kendi davranışımızı gözlemlememiz gerekir. Aradaki fark gitmek istediğimiz yere işaret eder. Tabii burada kimi rol model aldığınız önem taşıyor. Doğru rol modeli seçmek için farklı ortamları, farklı insanları gözlemlemekte fayda var. Eğer gözünüz CEO koltuğundaysa, çalıştığınız şirketin üst yönetiminin nasıl davrandığına, nasıl konuştuğuna, nasıl giyindiğine ve aralarında ki farkı incelemeye bakmak iyi olur. Bu, gözlemlediğiniz kişiyle aynı kişiliğe bürünüyor olmanızı değil sadece o noktalarda ki insanların nasıl yaşadığı hakkında bir farkındalık sahibi olmanızı amaçlar.
Batı Amerika’da ki bir grup göçmeni gözlemlediğimde ve oldukları noktadan ileri gitmekte neden zorlandıklarını düşündüğümde iki noktanın öne çıktığını farkettim.
Birincisi, birbirlerine benzer kişilerin arasında gereğinden fazla zaman harcamaları ve dış gözlem yaparak öğrenme ve değişme motivasyonlarını kaybetmiş olmaları. Konfor alanı içinde gereğinden fazla kalındığından gelişmek için gerekli adımları atmıyor olmaları.
Ikincisi, nereye gitmek istedikleri konusunda bir azimleri olmaması ve dış gözlem değil sadece bir bakma ve görme eğleminin olması. Bu ne demek? Gördüğümüzü değerlendirebilmek, kendi davranış ve tutumlarımızı değiştirebilmek için gerekli. Oysa çoğu göçmen ekonomik refahını artırmak isterken, davranış ve yaşam alışkanlıklarında hiç bir değişikliğe başvurmuyor. Bir sebebi “bakıyor, görüyor, istiyor, özeniyor, unutuyor, yoluna devam ediyor” olması. Oysa “baksa, düşünse, kendisiyle gitmek istediği yer arasında ki farka dikkat etse, bu örneklere bakmaya ve gözlem yapmaya devam etse, harekete geçse ve küçük bir değişiklik yapsa” hedefe adım atmış olacak.
Burada önemli bir durum var: atılan adımların belli bir disiplin içerisinde yapılması. Değişimi gerçekleştiremeyenlerin en büyük sorununun gereken disiplini vermekte ciddi anlamda zorlanıyor olmalarıdır.
2- Modelleme yapmak:
Uluslararası bir şirketteyseniz, yabancılarla sürekli irtibat halindesinizdir. Yabancılarla çalışabilmek için onları anlamak ve güven kazanmak gerekir. Bunun için modelleme bazen iyi bir yöntemdir. Modelleme yapmak için önce diğer kültüre dikkat etmek (vitrindeki ayakkabıya bakmak), sonra iş yaptığınız kültürdekilerin davranışlarını hatırlamak (Moss’un ayakkabıyla yürüyüş tarzı), ardından aynı hareketi tekrar ederek diğer kültürün davranışının aynısını yapmak gerek (ayakkabıyı deneyerek içinde nasıl hissettiğimize bakmak).
Psikolojik araştırmalarda görüyoruz ki birbirinin sohbetinden hoşlanan iki insan sohbet sırasında birbirinin davranışlarını modelliyor. Bunu bilerek değil tamamen içgüdüsel olarak yapıyor. Yani, ellerini kullanma biçimleri, oturma biçimleri ara ara benzerlik gösteriyor. Birisi elini saçına götürdüğünde diğeri de benzer bir hareketi yapabiliyor. Tüm bunlar doğal gelişiyor. Bu da araştırmacılara birbiriyle uyumlu ve güvenli durumlarda bireylerin doğal olarak birbirlerine benzer davrandıklarını gösteriyor.
Dolayısıyla yabancılarla iş yaptığınızda modellemeden faydalanabilirsiniz. Insanlar birbirine benzeyenlere güven duyma eğilimindedirler. Hepimiz doğal olarak bu yetiye sahibiz.
Gözlem yapmak, bakmak ve kritik yapmaktan ziyade, gözlemlediğiniz şeyleri analiz edebilmek ve öğrendiğinizi muhakemeniz doğrultusunda kullanabilmekle ilgilidir. Gelişebilmek için gördüklerinizi gözleme, gözlemlediklerinizi anlama ve harekete çevirmeye bakın.
Yazan : Fatmanur Erdogan : http://kariyeryolculugu.com/blog/2011/07/29/gelismek-icin-gozlem-yapmayi-deneyin/