Geleceğin Meslekleri Hayal Gücü Üzerine Kurulu
ABD’de “geleceğin meslekleri” üzerine araştırma yapan Beytepe Üniversitesi’nden Dr. Şebnem Özdemir’in çok çarpıcı tespitleri var…
Geleceğin Meslekleri
ENDÜSTRİ 4.0, bir diğer adıyla dijitalleşmenin beraberinde getirdiği nesnelerin interneti ve yapay zeka teknolojileri, iş ve sosyal hayatımızın en sık kullanılan terimleri haline geldi.
Bu terimlerin sıkça dile getirilmesindeki başlıca amaç, ileri teknolojilerin insanlığa katacağı değer ve bizi bekleyen “yeni hayat” ile ilgili insanları bilgilendirmek. Dijital hayat öncelikle rutin, tekrarlanan işleri yavaş yavaş insanların elinden alacak. Bu kaçınılmaz durum karşısında endişe etmek yerine, bu süreç içinde kariyerlerimizi nasıl dönüştüreceğimizi planlamamız gerekiyor.
Bu konuya kafa yoran Beytepe Üniversitesi Yönetim Bilişim Sistemleri Bölümü’nden Dr.Şebnem Özdemir, kapsamlı bir araştırma yaparak geleceğin meslekleriyle ilgili bir liste ortaya çıkardı. Listede ismini hiç duymadığımız ve hangi işleri yerine getirdiğini bilmediğimiz iş ve meslek tanımlamaları yer alıyor. Özdemir, yakın gelecekte duymaya başlayacağımız bu iş tanımlamalarına nasıl ulaştığını şöyle anlatıyor:
“Geçen yıl ABD’de kaldığım yedi ay boyunca sektör ve üniversite işbirlikleriyle dahil olduğum çalışmalar ve gözlemler doğrultusunda, internette veya basılı olarak sunulan web sayfaları, bloglar, bilimsel raporlar gibi yaklaşık iki bin kaynağı taradım.”
Özdemir’in listeyi hazırlamasının nedeni ise Türkiye’de geleceğin iş ve meslek tanımlarını yapan düzenli bir kaynak bulunmaması.
“LİSTELER SÜREKLİ GÜNCELLENMELİ”
Akademisyen Özdemir, dijital dönüşümün mesleklerin yüzde 80’ini ortadan kaldıracağını, bunun insanlarda olumsuz duygular yaratması yerine geleceğe daha planlı ve bilinçli bir şekilde yaklaşılması gerektiğini düşünüyor. “Yeni meslekler ortaya çıkacak söyleminin altı pek doldurulamıyor. Bu noktadan hareketle akıllardaki yapay zeka ve robotlar işimizi elimizden alacak, işsiz kalacağız korkusuna, yeni mesleklerin neler olduğunu anlatan bir listeyle karşılık vermeye çalıştım” diyen özdemir, yurtdışında bazı hükümetlerin veya dev uluslararası firmaların “geleceğin meslekleri” başlığı altında bazı yıllık veya altı aylık raporlar hazırladığını belirtiyor. Öte yandan Özdemir, “Teknoloji vc bilimdeki devinim düşünüldüğünde bırakın altı ayı, bir ay bile güncelleme yapmak için uzun bir zaman” diyor.
Geleceğin mesleklerini anlamamız bizim için neden önemli? Ortaya çıkan bu listeyi nasıl yorumlamalıyız? Özdemir, insanın hayal gücünü ortaya çıkaracak yeni iş alanlarının bizi beklediğini söylüyor:
“Listeye bakılırsa, tek bir disiplinin ya da günümüzde tanımlanmış uzmanlık alanlarının pek de geçerli olmayacağını söyleyebiliriz. Örneğin sağlık alanına yönelen bir kişinin teknolojiden kaçınması, yapay zekaya, veri bilimine uzak durması mümkün olamayacak. İnsanoğlu geleceğin dünyasında, bizim bugünkü kadar keskin ayrımlar yaptığımız fen ve sosyal bilimler ayrımını muhtemelen yapamayacak. Üniversitelerdeki eğitimin de net meslekler veya bölümler biçiminde ayrılmaktan öte, bireylerin çoklu disiplinli çalışmalarına olanak sağlayan büyük bir dersler havuzu şekline dönüşebileceğini düşünebiliriz. Örneğin sanat bölümünde okurken çizim derslerine ek olarak derin öğrenme dersleri de alabileceksiniz. Tabii üniversitelere gelene kadar mesleki eğitim veren liselerin de çehresinin değişeceğini söylemek gerekir. Makine, atölye anlamında teknik eğitim veren meslek liseleri bir makinenin veya robotun çalışma biçimini öğreteceği gibi, veriden öğrenen sistemlerin tasarlanmasına yönelik derslerin ağırlıklı olacağını da düşünebiliriz”.
“KENDİLERİNİ GELİŞTİRENLER KAZANACAK”
Bu listede, şu an için öngörülebilen yeni iş tanımlamalarından bahsediyoruz ama gelecek sürprizlerle ve aynı zamanda bilinmezliklerle de dolu. Özdemir, 1988 yılında fütüristlerin mutfak robotlarının yaygınlaşacağını öngörerek “mutfak robotu tasarımcısı” mesleğini tanımlayabildiklerini, teknolojik gelişmelerdeki pek çok yeni tanımı zaman içinde öngörebildiğini belirterek, “Ne kadar öngörülemez olursa olsun gelecekteki mesleklerin bireyin hayal gücünün uzantısı şeklinde olabileceğini söyleyebiliriz” diyor.
Bu listenin bir yol haritası olduğunu söyleyen Özdemir’in gençlere ve profesyonellere tavsiyeleri var. Gençlerin hayal güçlerini kullanarak yeni iş imkanlarına sahip olacaklarının altını çizen Özdemir, “Bugün diplomanız nc olursa olsun, hangi üniversitenin hangi bölümünde okursanız okuyun, merak ettiğiniz ve kendinizi geliştirmeye adadığınız müddetçe hayal ettiğiniz iş fikrini tasarlayabilir, hatta kendi iş sektörünüzü oluşturabilirsiniz. İmkansız gibi bir iş fikriyle Nike’ye kabul edilen ve çok genç -yaşta milyon TL’nin üzerinde piyasa değeri bulunan bir Türk gencini, Boston’da Uber Eats’e rakip olan bir aplikasyon sahibi bir başka Türk gencini hızlıca örnek gösterebilirim. Her şeye erişmenin bu kadar mümkün olduğu dünyada tek engel yine bizleriz. Kendimize şu soruları sormalıyız, okuduğumuz üniversitedeki derslere gidip gelmek ve bu dersleri geçmeye çalışmakla mı yetinmeliyiz? Mesleğimizin kazanacağı yeni şekil ya da yer almak istediğimiz sektör için hangi bilgilerimiz eksik? Bunları tamamlamak için neleri okumalı, neleri takip etmeliyiz? Şu kesin, gelecek başkasıyla değil, kendisini geliştirmek için yine kendisiyle yarışanların olacak” değerlendirmesinde bulunuyor.
“SAÇMA KAVRAMINI UNUTUN”
Bu yorum hem kamu, hem de özel sektörün geleceğin “eğitim ve iş olanaklarına” odaklanması ve bu yönde altyapı oluşturması gerekliliğini doğuruyor.
Özdemir, geleceğe hazırlanmaktaki en önemli faktörün eğitimin geleceğin mesleklerinin merkezindeki hayal gücünü ayakta tutması olduğunu belirterek şöyle konuşuyor:
“Üniversitelere bu yıl giren öğrenciler mezun olduklarında kendilerini henüz bilişsel olarak hazır olmadıkları bir meslekler dünyasında bulabilir. Onların geldikleri ilköğretim ve ortaöğretim sürecini düşünelim; ailelerinin verdiği nasihatleri düşünelim. Bilinen bir meslek dışındaki bir yenilik için ne kadar hazırlıktılar? Biraz daha net olmak adına, eğitim-öğretim sürecinin başından itibaren bireyin hayal gücünün canlı tutulması, ‘saçma düşünce’ algısının bir kenara bırakılması, örüntü tanıma ve soyut düşünme becerisinin desteklenmesi gerektiğini söyleyebilirim. Özel sektör-üniversite işbirliğinin geliştirilmesi gibi bilindik bir cümle, Amazon gibi bir internet devinin 14 yaşında stajyerler almasıyla geçerliliğini çoktan yitirmiştir. Sektör artık liselere inmeli, oradaki bireyleri fikir üretme, ürettikleri fikri gerçekleştirme imkanı sunmalı.”
“Öğretmen, mühendisten daha iyi bir veri analisti olabilir”
Beytepe Üniversitesi, Yönetim Bilişim Sistemleri’nden Dr. Şebnem Özdemir iş alımında sadece belirli bölüm ve meslek tanımlarına bakılmasının geçerliliğini yitirdiğini belirterek, farklı fikirlere sahip, inovatif düşünen insanlara kapıların açılması gerektiğini düşünüyor. Özdemir, “Harvard, MIT gibi dünyanın bir ucundaki prestijli üniversitelerden online dersler alabildiğimiz bir dönemdeyiz. İngilizce öğretmenliğinden mezun bir kişi, başarıyla tamamladığı veri bilimi, istatistik gibi kurslar ve Kaggle gibi ortamlardan kazandığı datathon (veri maratonu) tecrübesi ile bir bilgisayar mühendisinden daha iyi bir veri analizcisi olabilir” diyor.
İşte geleceğin meslekleri
Dr. Şebnem Özdemir’in hazırladığı, şimdilik 150 yeni iş ve meslek alanlarından oluşan listeden örnekler:
Şule Güner