Geleceği tercih dönemi başlarken
LYS sonuçları açıklandı.
Şimdi YGS ve LYS puanlarına göre tercih yapacak öğrencilerin evlerinde gerilimli bir heyecan var. Üniversite öğrenci adayları ne yapmalılar? Hangi okulları ve dalları tercih etmeliler? Tercih yaparken hangi faktörleri dikkate almalılar? İstenilen okullara ve bölümlere girme şansları ne kadar? Öğrenciler, anne-babaları ve liselerden veya devam ettikleri dershanelerden öğretmenleri ve rehberleri önümüzdeki iki haftayı bu ve benzer sorulara cevap arayarak geçirecekler. Zor bir dönem yaşayacaklar. Sonunda alacakları kararlar bütün geleceklerini etkileyecek.
İŞGÜCÜ PİYASASI VE VASIFLI OLMANIN YARARLARI
Her ülkede olduğu gibi Türkiye’de de genel nüfusa oranlı bir işgücü piyasası var. Bir tarafta iş, diğer tarafta eleman arayanlar. Pazar günleri gazetelerin insan kaynakları eklerine bakınca, çok sayıda eleman arandığını görürsünüz. Bu ilanlar o kadar çoktur ki, memlekette büyük bir işgücü sıkıntısı olduğu kanaatine varabilirsiniz. Bu kanaat her halükârda bir ölçüde doğrudur. Hemen hemen her zaman belli dallarda çalışacak insan açığı olur. İşverenler bu dallarda eleman bulmakta zorlanır. Tahmin edileceği gibi, bu işler, vasıflı işgücüne ihtiyaç duyulan işlerdir.
İşverenlerin eleman bulma sıkıntısı hakkında, insan kaynakları danışmanlığı firması Manpower Group’un bir raporundaki bulgular iyi fikir veriyor. Rapor geniş bir alanda, 39 ülkede, 40 bin işverenden emek piyasası hakkında toplanan bilgilerden oluşmuş. İşadamlarına açık iş pozisyonları için ne ölçüde yeni eleman istihdamı yapabildikleri ve pozisyonları dolduramama sebepleri sorulmuş. Araştırmaya göre ABD, Çin, Almanya ve Hindistan’da yeterli beceriye sahip çalışan bulma konusunda sıkıntılar artıyor. Eleman bulamamanın en önemli sebebi bilgi, yetenek ve tecrübe eksikliği. Anket yapılan işadamlarının, az buz değil, yüzde 34’ü işe adam bulmada sorun yaşıyor. Türkiye’de bu oran yüzde 48’e tırmanıyor.
Bu, elbette, iş arayanların vasıflarıyla, boş pozisyonlar için istenen vasıfların çakışmadığını gösteriyor. Bu çakışmayışın bir kısmını zaman ve mekân tekabüliyeti olmamasına bağlasak bile, işgücünün vasıflarıyla söz konusu işlerin gerektirdiği vasıflar arasında genel bir uyumsuzluk olduğu gerçeği değişmiyor. O zaman, sormamız lâzım: Neden? Türkiye özelinde bakarsak manzara şu: Ortalama eğitim seviyesi düşük. Halk deyişiyle, iş arayanların önemli bir bölümü “ne iş olsa yaparım abi” grubundan. Bu yüzden yüksek vasıflar gerektiren pozisyonlara eleman bulmak zor. Türkiye’de 22,8 milyon çalışanın yüzde 46,7’si ilkokul mezunu veya yok denecek kadar az eğitimli. Toplam istihdamın yalnızca yüzde 16,8’ini yüksekokul ve üniversite mezunları oluşturuyor.
Bu, eğitim seviyesi düşük olanları hem iş bulma hem de çalışma hayatında ömür boyu kazanacağı gelir bakımından dezavantajlı bir pozisyona koyuyor. Yüksekokul mezunlarında yüzde 10,4 olan işsizlik oranı ilkokul mezunlarında yüzde 17,4’e çıkıyor. Eğitim düzeyi düşük işgücünün kayıt dışı istihdamı daha kolay oluyor. İşverenin kayıt dışı işçi istihdam etmesinin abartılı regülasyonlar ve ağır istidam külfetleriyle olan ilişkisini bir yana bırakırsak, yüksek kayıt dışı istihdam hem genel ekonomi hem bireysel işgücü için zararlı. Zira bir taraftan işgücünün gelirini bir taraftan verimliliği aşağılarda tutuyor. İyi bir meslek eğitimi alan kişi öyle olmayan kişilerden, çalışma hayatı boyunca, yaklaşık yüzde 50 daha fazla kazanıyor. Bütün bu bilgiler, hem vasıflı işgücü gerektiren pozisyonların doldurulması suretiyle ekonomi çarkının daha iyi dönmesi hem de çalışanların gelir seviyesinin yükselmesi için, işgücünün vasfını yükseltecek faaliyetlere ihtiyaç olduğunu gösteriyor. Kuşku yok ki, bu faaliyetlerin önemli kalemlerinden biri, meslekî eğitim. Bir başka deyişle herkesin bir meslek öğrenmesi şart.
Aslında, bir meslek sahibi olmanın kişisel önemi, istikrarlı ve yüksek veya yükselme trendinde bir gelir seviyesine ulaşmakla sınırlı değil. Bilimsel araştırmalar gösteriyor ki, meslek sahibi olmanın kişiye genel olarak çok pozitif katkıları var. En başta gelen, bir işi yapabilmenin veya bir işin mühim bir parçasının müellifi olmanın getireceği işe yarama duygusu. Bununla iç içe geçen bir başka katkı, özgüven gelişmesi ve kendini gerçekleştirmenin getireceği tatmin. Ayrıca, bireysel hayatı iş hayatı üzerinden disipline etme şansı, bir statü edinme ve iş hayatını da ekleyerek sosyalleşme sürecini daha tam olarak yaşama meslek edinmenin getireceği diğer önemli kazançlar arasında.
TERCİH, TERCİH İÇİNDE
Bu bilgi ve tespitlerin tercih yaparken göz önünde tutulmasında büyük fayda var. Her öğrenci bir mesleği gözüne kestirmeli veya meslek tercihinin ön hazırlıklarını yapabileceği alternatiflere yönelmeli. “Hangi meslek?” sorusunun genel olarak doğru bir cevabı yok. Sevdikten ve isteyerek yaptıktan, gerekli bilgi ve beceriye eğitim sürecinde ve çalışma hayatı içinde sahip olduktan ve iş hayatı boyunca karşılaşılacak meslekî gelişim ve başka mesleklere geçme fırsatlarını değerlendirecek kadar uyanık olduktan sonra, her meslek tercihe değer. Burada önemli olan, adayın sevdiği, kendini bulacağına inandığı dallara yönelmesi.
Adayların seçmeyi düşündüğü mesleklerle ilgili bilgileri kısıtlı olabilir. Bunun doğurabileceği mahzurları aşmak için tercihten önce meslekler hakkında bilgi toplamaya çalışmakta, o işi yapan birilerini bulup konuşmakta, tercih edilmesi düşünülen okulları ve bölümleri ziyaret etmekte, hocalarla görüşmekte, uzmanlardan her konuda rehberlik hizmeti almakta büyük yarar var. Ancak, bir yere kayıt yaptırmakla her şey bitmiyor. Kaydolduktan sonra da, muhtemel sınırlılıkları aşmak için genel vasıf kazandırıcı bilgi, beceri ve birikimler kuvvetlendirilmeli. Bunlar arasında belki en önemlileri iyi yazma, okuma, konuşma ve raporlama; yeterli yabancı dil bilgisi ve bilgisayar programlarına (software) aşina olma. Bu önemli, zira birçok uzman gelecekte her çalışanın iş hayatı boyunca birkaç defa meslek değiştireceğini ve buna paralel olarak meslek eğitimi alacağını tahmin ediyor. Eğer böyleyse, her alanda yeri olan bilgi ve becerileri artırmak, iş hayatında yer almak kadar çalışırken meslek değiştirmekte de çok yararlı olacaktır.
Yükseköğretimde tercih yapacak öğrencilere, ailelerine ve öğretmenleriyle rehberlerine kolay gelsin.
Atilla Yayla