Engelli Olmak Girişimci Olmaya Engel Mi?
Para dergisinden Nur Demirok’un bu haftaki yazısı Engelli kardeşlerimizi meslek sahibi yapmak ve onlarında girişimcilik becerilerini ortaya çıkarmak için neler yapılmalı, neler yapılabilir makalesi.
Engelli insanlarımız acaba nasıl meslek sahibi olabilir? Girişimcilik gibi iddialı bir alanda kendilerini nasıl gösterebilirler?
Onların bazı becerileri normal insanlardan daha üstün. Engelli girişimciler unutulan sanatları yeniden canlandırabilir.
Engelli olmak girişimci olmaya engel mi?
GİRİŞİMCİLİK sadece belli kesime özgü bir olgu değil. Önyargıları gidererek toplumda her kesime kendi konumuna uygun bir meslek kazandırılabilir. Geçen hafta değerli dostum Adanalı sanayici Mehmet Erel’den bir davet aldım. Kendisi yaratıcı girişimciliğin Türkiye’deki faal isimlerinden biridir. Çukurova Rotary Kulübü Başkanı olarak bana bir çağrı yapmış: “Unutulan mesleklerin değerini ve zarafetini hatırlamak, engelli kardeşlerimizin meslek öğrenerek hayata tutunmalarına yardımcı olmak, onların kaliteli yaşam haklarına katkıda bulunarak ihtiyaçlarını gidermek için ‘Ziçev Vakfı Adana Şubesi’ ile bir sergi düzenledik. Sizi de bu etkinliğe bekliyoruz…”
Adana Valisi ve “Zihinsel Yetersiz Çocukları Yetiştirme ve Koruma Vakfı” (ZİÇEV) himayesinde hazırlanan etkinliğin ana teması geleneksel meslekleri bir kez daha gündeme getirerek engellileri meslek sahibi yapmaktı. Sosyal vurgusuyla çok değerli bir çalışma. Ne yazık ki işlerimin yoğunluğundan bu anlamlı etkinliğe katılamadım. Duydum ki, sergi 22 Mart Cuma günü Adana’da büyük ilgi görmüş.
ÖNEMLİ OLAN YOL GÖSTERMEK
Esasen uzun zamandır engelliler için bir girişim yazısı hazırlamayı düşünüyordum, Mehmet Erel’in böylesi duyarlı atağı benim için bir vesile oldu. Engelli insanlarımız acaba nasıl meslek sahibi olabilir? Girişimcilik gibi iddialı bir alanda kendilerini nasıl gösterebilirler?
Yöntem ve yaklaşım kutlanacak cinsten. Eski geleneksel mesleklerin çoğunu artık engelli girişimcilerimiz sayesinde yaşatabiliriz. Ufuk açmak açısından geleneksel işlerle ilgili birkaç örnek vermek isterim. Umarım sergide verilen mesajlara ‘Para Dergisi’ sayesinde benim de ufak bir katkım olur.
Meslek deyince her yaştan engelli için aklıma en başta ‘çinicilik’ geliyor. Hem bedensel hem de zihinsel engellilerin yapabileceği bir iş. Kaynağının Çin ve İran olduğu söyleniyor. Bana göre tarihsel gelişimi incelendiğinde iş Asurlulara kadar gidiyor. Tarihi bir vaka!..
Zamanında İznik çiniciliğinde engelli vatandaşların heyecan verici işler yaptığını biliyoruz. Sıra dışı fanteziler yanında, mistik değerleri görselliğin ötesine taşıyan bu ince sanat şimdi yine engelliler sayesinde İtalya’da yaşatılıyor.
Dekoratif sanatlar engelli vatandaşların hayal dünyasına her zaman anlam kazandırmıştır. Çünkü engellinin ruh dünyası sıradan bir kişinin düş gücünü aşabilir. Psikolojik testlerin sonuçları da böyle zaten…
KAKMACILIKTAN HALICILIĞA…
Gözü gören, eli kalem tutan engelliler için bir başka dünya daha var. Gömme süs işleri, en başta da ünlü ‘Hatay kakmaları’. Günümüzde Antakya ve civarında ısrarla yaşatılan bir estetik mucizesi bu. Sanat tarihçilerinin dediği gibi ünlü bir tablo çok değerli olabilir. Ama ne kadar güzel olursa olsun muhteşem bir tablo süsleme ve dekore etme yeteneğinden yoksundur.
Şimdi ‘pop-kültür’ Hatay usulü gömme kalem işlerini yeniden keşfediyor. Dünyada önemli bir pazarı var. Teknik anlatımıyla buna uluslararası sanat piyasasında ‘Türk usulü marketöri’ deniyor. Ahşap üzerine sedef, fildişi ve kemik kullanılıyor.
Mücevher kutuları, aynalar, çerçeveler, sehpalar hatta mobilyalar üretiliyor.
Sahillerimizdeki kabukluların kalıntıları da iyi birer malzeme.
Unutulan sanatta denizin yarattığı sedefler mücevher haline geliyor.
Engellilerin sonsuz hayal gücüne uygun ‘usta çırak işi’ bir başka fırsat daha var: Belki Gaziantep’te, belki de Kahramanmaraş’ta birkaç temsilcisi kalmış olabilir. Bakır üzerine çelik kalem ve çekiçle yapılan dekoratif işler. Kısmi görme engellilerin de ruh inceliğini katabilecekleri ince bir sanat dalı bu.
Sihirli şekiller, zarafeti yansıtan figürler, doğu sanatının fantastik simgeleri…
KADINLAR İÇİN FIRSAT DAHA ÇOK
Peki, bu arada kadın engelliler için unutulmaya yüz tutan nakışçılığa da bir göz atmak gerekmez mi? Doğanın hayal
dünyasında bu sanat Türk kadınının el emeği göz nuru hani?
Umutları, sevinçleri, gönül yaralarını gergef üzerine yansıtan görsel şiir bunlar.
Terlikler, yastık kılıfları, otantik giysiler ve daha onlarcası… Kadife üstüne işlenen Türk nakışları dünyada hala bir numara?
Ve erbabına ufacık bir sır: Nakış işlemeciliği aynı zamanda zihinsel engellileri tedavi eden gizemli bir sanat dalı. İşin içinde matematik ve geometrik ayrıntılar olması bu mesleğin engelli tipi halıcılığa kadar ulaşmasına yol açıyor. Halıcılık bugün kısmi görme engellilerin bile rahatlıkla yapabileceği bir iş. Sırmasıyla simiyle bildiğimiz nakışçılık da öyle…
Hiç şüpheniz olmasın, unutulmuş mesleklere engellinin kendi ruh dünyasıyla katkı vermesi büyük akisler yaratabilir dünyada. Londra, Nevv York, Paris’te ‘Turkish’ etiketiyle satılan bir eserin altında ufacık bir not büyük ses getirebilir: “Bu nadide parça Türkiye’de yaşayan engelli sanatçı ‘filan’ tarafından özel koleksiyon için hazırlanmıştır!” Neyse ki dünyada akil insanların engelli yeteneklere hayranlığı pop-kültürün acımasızlığına terk edilmedi henüz!
Fırsatlar sonsuz: Pamuklu üzerine tahta kalıplarla basılan otantik desenlerden, ‘telkari’ işine; ‘minecilik’ten ‘ahşap tornacılığı’na kadar onlarca çeşit imkân var bugün.
Umarım sevgili dostum Mehmet Erel bu olağanüstü insanlar için bir web sitesi kurar da Türkiye’de yepyeni bir fırsat sayfası açılmış olur. Ben tüm aczime ve yetenek sorunlarıma rağmen böyle bir girişimi destekleyenlerin başında şimdiden yer almaya hazırım.
Engelliler için kurumsal desteklerin önemi çok büyük. Onların normal insanları aşan kimi olağanüstü yetenekleri var. Bunlar tıp uzmanları ve psikologlar tarafından da biliniyor. Hemen hepsi geleneksel sanatlarımızı rahatça canlandırabilecek beceriye sahipler. Önemli olan Bakanlıklarımızın bu konuda koordine olması, unutulan meslekleri engelliler düzeyinde hayata geçirecek projelerin üretilmesi. Bedelsiz kurslar, kısa süreli eğitimler, üniversitelerimizde engellilere özel derslikler…
Bugün ‘otistik’ olarak bilinen insanların bazı özel yetenekleri olduğu bilimsel olarak kanıtlanmış durumda. Önemli olan, hedef kitleyi eğitmek, onların olağanüstü becerilerine uygun girişim sahaları yaratmak. Bu tür faaliyetler aynı zamanda hem bireysel hem de sosyal terapi olarak insanlığa yapılacak en büyük iyiliklerden biri. Kısacası, ikinci sınıf insan muamelesi yapıp sıradan işleri ‘istihdam yaratıyoruz’ ambalajıyla engellilere sunmak artık çare değil. Unutmayalım ki, engelli vatandaşlarımızdan çoğunun ‘girişimci’ geçinen sıradan insanları aşan müthiş hayal güçleri var.
Keşke bu seçkin insanlardan yararlanmasını bilen toplum ve siyaset önderleri bir adım daha atabilse!
Nur Demirok / Para Dergisi