Enerji koridorunda harita nasıl değişti?
Dünya enerji politikaları açısından beş önemli rol bulunuyor: üretim, tüketim, taşıma, ithalat ve ihracat…
Türkiye bu rollerden özellikle tüketim ve ithalat başlıklarına sahip olmak ile birlikte kısa ve orta vadede taşımacılık ve üretim alanlarında da önemli bir ülke olmayı hedefliyor.
Buna yönelik olarak da son yıllarda Türkiye’nin ‘enerji koridoru’ olma yolunda önemli adımlar attığı gözleniyor. Dünya enerji rezervlerinin yüzde 70’ine sahip olan stratejik elipsin hemen yanı başında bulunan Türkiye, aynı zamanda da yüzde 90 oranında petrol ve doğal gaz ihtiyacı açısından yabancı kaynaklara bağımlı durumda.
Bu nedenle Türkiye’nin bir yandan kendi enerji ihtiyaçlarını karşılama ve buna bağlı uzun vadeli çeşitlendirme projeksiyonları üretmesi kadar bir ‘enerji hub’ ülkesi olması için de çeşitli uluslararası dengeleri iyi okuyarak taşımacılık stratejisi geliştirmesi gerekiyor. Bu bağlamda Türkiye’nin gündemini; mevcut boru hatları projeleri ve kullanımı haricinde pek çok yeni, aynı zamanda rakip bonı hattı projeleri de oluşturuyor.
TANAP ÖNE ÇIKIYOR
Türkiye’de doğalğgaz boru hattı için bir süredir konuşulan Nabucco hattı, fiilen öldü. Yeni alternatifler, hatlar devreye girdi. Türkiye’den geçmesi ya da ulaşması planlanan projelerin başında Trans Anadolu Doğalgaz Boru Hattı Projesi (TANAP) geliyor. Türkiye için TANAP, ‘olmazsa olmaz’ bir proje olarak masada duruyor. Fakat sanıldığı gibi projenin gerçekleşmesi kolay olmayacak.
Çünkü projenin çok önemli bir rakibi var. Bu da Ruslar’ın projesi olan ‘Güney Akım.’
Türkiye için TANAP’ın kaçınılmaz olmasının nedeni ise, Türkiye’nin 2015-2017 yılları için öngörülen doğalgaz açığı… İşte bu nedenle TANAP gerçekleştiği taktirde yalnızca Avrupa için bir kaynak teşkil etmeyecek, aynı zamanda Türkiye’nin enerji güvenligini de sağlamış olacak. Eğer henüz başlamayan TANAP projesi gerçekleşemez veya zamanında tamamlanamaz ise Türkiye muhtemelen Güney Akım’dan gelecek gazdan yararlanmak ve böylece Rusya’dan aldığı doğalgaz miktarının yüzdesini de arttırmak zorunda kalacak.
Buna ek olarak, TANAP’ın zamanında tamamlanamaması durumunda Azerbaycan’ın çıkarmaya hazırlandığı kaynaklarını alternatifsizlikten Rusya’ya satma ihtimali bulunduğunu da vurgulayan Enerji ve Enerji Güvenliği Uzmanı Yard. Doç. Dr. Tuğçe Varol Sevim, www.myfikirler.com “Türkiye bu noktada Rusya’nın Hazar enerji stratejisi ve Avrupa enerji pazarı stratejisi ile kendi enerji güvenliği ve Hazar kaynaklannın çıkış stratejisi arasında son derece dengeli ve istikrarlı bir enerji ve dış politika izlemek zorunda” yorumunda bulunuyor.
RUSYA GECİKTİRİYOR
TANAP’ın, Türkiye’nin artacak olan doğalgaz ihtiyacının bir kısmını karşılaması ve Şah Deniz II projesinin 20I8’de üretime başlayacağı 16 bcm gazın taşınmasını sağlaması bekleniyor. Hattın önündeki engellerin henüz ortadan kalkmadığını, Rusya-Azerbay-can ve Türkiye üçgeninde yeni bir enerji oyunu ortaya çıktığını belirten Varol, şunlan anlatıyor:
“TANAP’ın giriş yapacağı ülkelerden Yunanistan’ın BOTAŞ’ı olan DE-PA’nın özelleştirilmesinde, Rus Gazp-rom ve Azeri SOCAR’ın iki rakip şirketler olması, aradaki rekabeti açıkça gösteriyor. Rus tarafı TANAP’ın giriş yapacağı pazarları kesmek suretiyle TANAP’ın gerçekleşmesini geciktirmek, mümkünse iptal etmek ve Azeri gazının tamamını alma stratejisini takip ediyor. Böylesi bir senaryoda Türkiye’nin de 2018 yılında ihtiyacı olacak ilave gazı TANAP yerine Güney Akım’dan alması beklenmektedir ki, bu durum Türkiye’nin Rusya’ya olan bağımlılığını arttıracaktır.”
NABUCCO REVİZYONU
201 l’de gündeme geldiği andan bugüne kadar önemini arttırarak koruyan ve olgunlaşan TANAP, sağlam temeller üzerine ve Sahdeniz 2 bölgesinden üretilecek gazın taşınması amacıyla BOTAŞ ve SOCAR’ın ortaklığı şeklinde gerçekleştirilecek.
Hazar Denizi’nde faaliyet gösteren uluslararası enerji şirketlerinin de projenin ortaklan konumuna gelmesiyle beraber projenin gerçekleşmesine dair beklentiler daha da somutlaşmış durumda.
Nabucco projesinin gelişim tarihi incelendiğinde ise TANAP projesi kadar kısa sürede olgunlaşamadığı ve bu süre zarfında kaynak ülkeler konusundaki belirsizliklerin ortadan kalkmaması nedeniyle revizyona uğramak zorunda kaldığı gözleniyor.
KAPASİTE DÜŞÜRÜLDÜ
Yıllık 31 milyar metreküp taşıma kapasitesi öngörülerek planlanan, Asya ve Körfez gazlarını Avrupa’ya taşımak amacıyla girişilen Nabucco, ilk halinde, Türkiye, Bulgaristan, Romanya, Macaristan üzerinden Avusturya’ya bağlanacak bir boaı hattı projesiydi. Ancak, TANAP gazını Türkiye Bulgaristan sınırından alıp Avusturya’ya buradan da Avrupa pazarına arz edebilmek üzere Nabucco Batı (Nabucco West) olarak kendisini yeniden konumlandırdı.
Yani ilk öngörülen boru hattı, Türkiye kısmı rafa kaldınlarak, Türkiye Bulgaristan sınırından Avusturya’ya uzanacak bir projeye dönüştü.
Revize edilen projenin kapasitesinin de küçüldüğünü ve ortaklık yapısında önemli değişiklikler olduğunu söyleyen De-loitte Türkiye Kı-demli Müdür, Enerji ve Doğal Kaynaklar Endüstrisi uzmanı Elif Düşmez Tek, “Yıllık 10 ila 23 milyar metre-küp arasında bir hacimde gaz taşınması bekleniyor. TANAP projesi konsorsiyumu bu ay yoluna devam etmek istediği projeye dair kararım açıklayacak. Bu zamana kadar da proje Türkiye açısından önemini koruyor” diyor.
BU AY KARAR VERİLECEK
TANAP boru hattı doğuda Gürcistan sınırımızdan başlayarak, batıda Yunanistan veya Bulgaristan sınırımıza kadar olacak. Burada önemli olan temel konu batı çıkışının Yunanistan’dan mı, Bulgaristan’dan mı olacağı…
Gazı kimin alacağının önemli olduğunu söyleyen Emst & Young Orta ve Güney Avrupa Enerji Sektörü Vergi Hizmetleri Lideri Erkan Baykuş, “Bu konuda Nabucco West ile Yunanistan ve Arnavutluk üzerinden İtalya’ya ve oradan da Batı Avrupa pazanna gaz taşıması öngörülen TAP ( Trans Adriatic Pipeline) projeleri bir mücadele içinde. Nabucco West Bulgaristan sınınn-dan, TAP ise Yunanistan sınırından gaz almak isteyen projeler. Bu mücadeleyi kimin kazanacağının ise bu ay belirlenmesi bekleniyor. Mücadeleyi kim kazanırsa kazansın, bu kadar mücadele olması dahi aslında Avrupa pa-zannın gaz talebinin ve kaynak çeşit-lendinne iştahının yüksekliğini gösteriyor” diye anlatıyor.
DOĞU AKDENİZ GAZI ÖNEMLİ
Boru hatlarının yanında, özellikle Türkiye’nin de içinde bulunduğu bölgede iki önemli enerji konusu olduğu belirtiliyor. Birincisi Doğu Akdeniz gazıyla ilgili. Doğu Akdeniz’de çok ciddi miktarda bir gaz rezervi olduğu biliniyor ve buradan üretilecek gazın dünya pazarlarına nasıl taşınacağı en önemli başlıklardan birisi olacak.
Tabi ki bu gazın özellikle Avrupa’ya taşınmasında da jeopolitik konumu nedeniyle ortaya çıkan maliyet f avantajı sebebiyle, ilk ak-W la gelen ülke Türkiye ola-Jar cak. Bu kapsamda bölgedeki §r enerji hareketliliğinin önümüzdeki dönemlerde artarak sürmesini beklemek gerçekten uzak değil.
Kuzey Irak Petrol Boru Hattı projesinin de Türkiye’nin stratejik olarak karar vermesi gereken bir konu olduğunu dile getiren uzmanlar, “Çünkü bu hattın gerçekleşmesi ve Türkiye’nin Erbil ile enerji ilişkilerinde aradan Bağdat’ı çıkarması halinde, Türkiye ve Irak ilişkileri kopma noktasına gelecektir. Bu nedenle Türkiye’nin Kuzey Irak ve Bağdat ile aynı anda ama ayrı enerji projeleri sürdürmesi çok zor gözükmekte” diyor.
AB’NIN GAZ İHTİYACI BELİRLEYİCİ
Avrupa pazarının büyüklüğünü anlamak için birkaç rakama bakmak yeterli. EPDK tarafından yayınlanan 2011 yılı doğalgaz sektör raporuna göre AB’nin 2010 sonu itibariyle doğalgaz tüketimi 439.5 milyar metreküp iken bu rakamın 2035 yılında 629 milyar metreküpe ulaşması ve bu gazın 540 milyar metreküpünün AB harici bölgelerden ithal edilmesi bekleniyor. 2011 sonu itibariyle Türkiye’nin toplam doğalgaz tüketimi ise 44 .1 milyar metreküp seviyesinde. Dolayısıyla Avrupa’nın talebi çok büyük.
Türkiye üzerinden TANAP’a ilave olarak Nabucco dahil, bütün boru hattı projelerinin gerçekleştirilmesini mümkün kılacak bir Avrupa pazarı olduğu anlaşılıyor. Önemli olanın boru hattı yapmaktan çok o hattan taşınacak gazı temin etmekle alakalı olduğunu belirten enerji çevreleri, “Gaz temin edildikçe ve taşıma ihtiyacı doğdukça ülkemiz üzerinden daha nice boru hatları yapılmasını bekleyebiliriz” diyor.
ÖZLEM BAY YILMAZ / Ekonomist