KREDİ faizlerindeki düşüş konut satışlarında rekor getirdi. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, Türkiye genelinde konut satışları 2020 Haziran’da geçen yılın aynı ayma göre yüzde 209.7 artarak 190 bin 12 oldu. Bu dönemde ipotekli konut satışları yüzde 1287 artışla 101 bin 504 düzeyinde gerçekleşti. Toplam içinde ipotekli satışların payı yüzde 53.4 oldu. Diğer konut satışları Haziran’da geçen yılın aynı ayma göre yüzde 63.8 artışla 88 bin 508’e ulaştı. Bu dönemde ilk defa satılan konut sayısı yüzde 152 artarak 58 bin 632’ye yükselirken, toplam konut satışları içinde ilk satışın payı yüzde 30.9 oldu. İkinci el konut satışları ise yüzde 244.9 artış göstererek 131 bin 380 düzeyinde gerçekleşti. Ocak-Haziran döneminde 624 bin 769 konut satışı gerçekleşerek, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 23.5 artış gösterdi.
“NORMALLEŞME BAŞLADI”
Konut Geliştiricileri ve Yatırımcıları Derneği (Konutder) Yönetim Kurulu Başkanı Altan Elmas, Haziran ayı konut satış verilerine işaret ederek sektör olarak normalleşmeye “V” şeklinde başladıklarını vurguladı. Temmuz ayma da iyi başlandığını belirten Elmas, “Daha birkaç ay da bu hareketliliğin devam edeceğini öngörüyoruz. Ancak kamu bankalarının 0.64 faiz oranını, bir yıl ödemesiz ve 15 yıl vadeli sunduğu bu mekanizmayı daha ne kadar devam ettireceği kritik bir konu” dedi.
Satışların ayda 200 bin olmasa bile 150-160 bin tempoyla 3-4 ay daha devam edilebilirse yeni konut üretimlerinin de görülmeye başlayacağını belirten Elmas, ilave bazı mekanizmalarla birinci el konut satışlarının daha cazip hale getirilmesi gerektiğini vurguladı.
SANAYİ ÜRETİMİ YÜKSELİŞE GEÇTİ
Sanayi üretimi endeksi salgının etkisiyle Mayıs’ta yıllık bazda gerilerken, bir önceki aya göre ise artarak dipten toparlanmanın işaretini verdi. TÜIK verilerine göre takvim etkisinden arındırılmış verilerle sanayi üretim endeksi Mayıs’ta geçen yılın aynı ayma göre yüzde 19.9 azalışla 92.7 oldu. Sanayi üretimi takvim etkisinden arındırılmış verilerle Nisan’da 76.3 düzeyinde gerçekleşmişti. Sanayinin alt sektörleri incelendiğinde, 2020 Mayıs’ta madencilik ve taşocakçılığı sektörü endeksi geçen yılın aynı ayına göre yüzde 14.2 azalarak 98.2, imalat sanayi sektörü endeksi yüzde 20.6 azalışla 92 ve elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme üretimi ve dağıtımı sektörü endeksi yüzde 13.3 azalışla 98.5 değerini aldı. Sanayi üretimi ara malında yüzde 17.8, sermaye malında yüzde 24.2 azalış gösterdi. Mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış verilerle sanayi üretimi Mayıs’ta bir önceki aya göre yüzde 17.4 artışla 77.9’dan 91.4’e yükseldi.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nm (TCMB) 60 piyasa katılımcısıyla gerçekleştirdiği Temmuz ayı beklenti anketine göre, GSYH 2020 yılı büyüme beklentisi bir önceki anket dönemine göre değişmeyerek yüzde 1.3 daralma şeklinde tahmin edildi.
Türkiye’nin sanayi devleri açıklandı
İstanbul Sanayi Odası’nın (İSO] 1968’den bu yana aralıksız gerçekleştirdiği ve sektör için en değerli verileri oluşturan “Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu” araştırmasının 2019 sonuçları açıklandı. İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan tarafından açıklanan araştırmaya göre, 2019’da sanayinin zirvesinde 87 milyar 949 milyon TL üretimden satışlarla yine TÜPRAŞ yer aldı. Ford Otomotiv 37 milyar 71 milyon TL ile ikinciliğini, Toyota Otomotiv 25 milyar 851 milyon TL ile üçüncülüğünü korudu. Oyak Renault 24 milyar 635 milyon TL ile dördüncü oldu. Böylece ilk dört şirket, sıralaması geçen yıl ile aynı kaldı. Araştırmaya bu yıl ilk kez katılan Star Rafineri 20 milyar 831 milyon TL ile listeye beşinci sıradan girdi. Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu 2018’de 878 milyar TL olan üretimden satışlarını 2019’da yüzde 16.4 oranında artırarak 1 trilyon TL’nin üzerine çıkardı. İSO 500’ün ihracatı ise yüzde 2.4 artışla 73.5 milyar dolar oldu. İSO 500’ün sanayi ihracatı içindeki payı yüzde 42 oldu. Katma değerdeki yüksek teknoloji yoğunluklu payı yüzde 6.9’a yükselirken, istihdam yüzde 1, Ar-Ge harcamaları yüzde 150’nin üzerinde arttı.
Prof. Dr. M. Necat COŞKUN / Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi İktisat Bölümü Öğretim Üyesi
“İkinci çeyrek büyümesini olumlu etkileyecek”
Öncü göstergeler olarak sanayi üretim endeksi, ciro ve perakende satış endeksleri salgın döneminde geçen yıla göre ortaya çıkan sert düşüşün kademeli olarak iyileşeceğini gösteriyor. Mart ayındaki düşüşten sonra sanayi üretim endeksi Nisan’da dip noktasına geriledi ve sonrasında aylık yükselişler başladı. Benzer hareketlilik diğer endekslerde de sektörel farklılıklar ile görüldü. İyileşmenin kademeli olması ve salgına ilişkin belirsizliğin devam etmesi yılın ikinci yarısı için büyüme beklentilerini ihtiyatlı hedeflerde tutuyor. Konut satışlarında, faizlerin düşmesi ve kredi koşullarında iyileşmenin sonucunda mayıs ve haziran aylarında görülen sıçrama yılın ikinci çeyrek büyümesini olumlu etkileyecek.
Profesör. Dr. Abuzer PINAR / İstanbul Gedik Üniversitesi Rektör Yardımcısı
“Bir miktar cari açığa katlanmamız gerekebilir”
Merkez Bankası bundan sonraki toplantılarda beklemeyi tercih edebilir. Ekonominin bir miktar canlanması ile enflasyonda da bir hareketlenme var. Küçük Yukarı yönlü revizyon gerekebilir. İkinci çeyrekte küçülme olacağı kesin gibi. Ancak karantina sonrasındaki hareketlenme ekonomik faaliyetlerin arttığına işaret ediyor. Bunun sonucunda da bir miktar cari açığa katlanmamız gerekebilir.
Dr. M. Levent YILMAZ / Polis Akademisi Öğretim Üyesi
“Politika faizinde değişiklik beklemiyorum”
Enflasyona ilişkin önceki hedeflerde pandeminin etkilerini tam olarak gördüğümüzü söylemek mümkün değil. Pandemi ile ortaya çıkan tabloda enflasyonu önceki hedefler seviyesinde tutmanın çok mümkün görünmyor. Bu, TCMB’nin yılsonu tahminini yukarı yönlü revize etmesine neden olabilir. TCMB’nin politika faizinde bir değişiklik yapmasını beklemiyorum. İlk çeyrek büyüme rakamları beklentinin altında gelmişti.
İkinci çeyrek pandeminin etkisi altında geçti. Mayıs’ta sanayi üretiminin yüzde 17.4 artışı, inşaat, ticaret ve hizmet sektörleri toplamında ciro endeksinin yüzde 12.5 yükselmesi de ikinci çeyrek rakamının tahminlerden biraz daha iyi olabileceğini işaret ediyor. Her ne kadar cari denge Mayıs’ta beklentilerin altında gerçekleşmiş olsa da Türkiye’nin zayıf karnı olan cari açığın makro ekonomik dengeleri bozmasına müsaade edilmemeli.
Hülya Genç Sertkaya