Dünyada Girişimci Kadınların Oranı
Nüfusun yarısını oluşturmalarına rağmen girişimci kadınların oranı oldukça düşük. Bütün ülkeler geleceklerini kurtarabilmek için kadın girişimci sayısını artırmak zorunda…
Dünya kadın girişimcilere muhtaç
İNGİLTERE’DE kadın girişimciler için yayınlanan Migrant Woman isimli derginin bu ayki sayısmda kadın girişimciliği üzerine görüşlerimi paylaştım. Bu görüşlerin temelini ise MIT (Massachusetts Institute of Technology) tarafından yapılan bir araştırma oluşturuyordu. Hafta içinde düzenlenen Forum İstanbul’un ana teması da kadın girişimciliği üzerine olunca, bu hafta sizlerle bu konuda önemli gördüğüm bazı bilimsel bulguları paylaşmak istedim.
İSTİHDAMDA KADININ YERİ SINIRLI
2012 yılında işgücüne katılım oranı kadınlarda yüzde 29.5 iken erkeklerde yüzde 71’dir. İstihdam edilen kadın nüfus oranı yüzde 26.3, erkek nüfus oranı ise yüzde 65. Ücretli veya yevmiyeli olarak çalışan kadınların oranı yüzde 54.3 iken kendi hesabına çalışan kadınların oranı yüzde 10.8. İşsizlik oranı, kadmlarda yüzde 10.8, erkeklerde ise yüzde 8.5.15-24 yaş grubundaki genç nüfusta işsizlik oranına bakıldığında, oran kadmlarda yüzde 19.9, erkeklerde ise yüzde 16.3. Özetle, Türkiye’de kadınlar iş yaşamına erkeklere oranla, daha az katılıyor.
Acaba durum yurtdışmda nasıl? Türkiye, kadın girişimciliği konusunda dünyanın diğer ülkeleriyle karşılaştırıldığında daha mı iyi durumda yoksa daha mı kötü?
Şimdi de MIT’nin ABD’de yaptığı kadın girişimciliği araştırmasındaki bulgulara bakalım:
- Özellikle üniversitelerde patent alabilecek çalışmalar araştırma görevlileri tarafından gerçekleştiriliyor. Ancak, ABD’deki kadm araştırma görevlilerinin sayısı erkek araştırma görevlilerinin sayısının yüzde 40’ı. Yani yarısından az.
- Şirketlerin danışma kurullarında görev alan kadm akademisyenlerin sayısı da erkeklerden daha az.
Bu iki temel bulgudan MIT’nin çıkardığı sonuç şu: Kadm akademisyenler, erkek akademisyenlere göre girişimcilik ekosisteminde daha az yer alıyorlar. Yapılan bire bir görüşmelerde ise kadınların, bilgilerini ‘satmakta’, erkeklere göre daha az başarılı oldukları yönünde bir görüş ortaya çıkıyor.
Öte yandan, kadınların başı çektiği şirketler, girişim sermayesi yatırımlarının sadece yüzde 5’ini alabiliyor. Bunun sebebi olarak şu gösteriliyor: Kadınlar, start-up düzeyinde ve hizmetler sektöründeki girişimlerde daha fazla boy gösteriyorlar. Girişim sermayesi fonları ise start-up ve hizmetler sektörüyle fazla ilgilenmiyor.
Inovatif iş fikirleri kadınlardan geldiğinde, anlaşılamayan bir şekilde yatırımcılar tarafından daha az ilgi görüyor. Yani kadınlardan yenilik yapmaları değil de, işi yürütmeleri bekleniyor.
BÜTÜN ÜLKELERDE DERT AYNI
MIT’nin çözüm önerileri ise oldukça sınırlı ancak işlevsel:
- Üniversitelerde girişimcilik üzerine daha fazla kadm akademisyen ve başarılı kadm girişimcinin ders vermesini sağlamak. Konferanslara, forumlara ve etkinliklere daha fazla başarılı kadm girişimci davet edip daha fazla sahnede kalmalarını sağlamak. Böylece toplumda kadm girişimci rol modellerine, özellikle genç girişimcilerle buluşturarak algı yönetimini gerçekleştirmek.
- Kadın girişimciliği alanında daha fazla televizyon programı yapılmasını sağlayarak, daha fazla rol model ortaya çıkmasına imkan vermek.
- Ülkelerin kadınlara ‘Ben de yapabilirim’ dedirtecek bir ekosisteme sahip olmasını sağlamak.
- Yatırımcıların (bankalar, melek yatırımcılar, girişim sermayesi fonları vs.) kadm girişimcilerden beklentilerinin neler olduğunu iyi anlamak.
- Kadınların, kadm yatırım grupları kurmalarını teşvik ederek, kadm girişimcilere daha fazla yatırımın yapılmasını sağlamak.
Kadın girişimciliğinin desteklenmesinde, yatırımcı ve girişimci bakış tarzının da çok iyi anlaşılması gerekiyor. Kadm girişimciler yatırımcılardan neden daha az yatırım aldıklarım kendileri de düşünmeli.
Yatırımcıların girişimcilerden beklentilerinin hangilerinin kadm girişimciler tarafından karşılanamadığını da sıralamak lazım.
Ancak, OECD’nin bir raporu da şunu söylüyor: Özellikle ekonomik kriz zamanlarında, kadınlar girişimcilik faaliyetlerinde daha fazla rol alıyor. Buradan çıkabilecek sonuçlardan biri de, kadınların normal ekonomik şartlar altında kendi işini kurmaya daha az istekli olmaları. Bu da beraberinde akıllara şu soruyu getiriyor: Kadınların girişimcilik ruhu toplumsal sebeplerle mi engelleniyor, yoksa kadınlar mı buna bir şekilde izin veriyorlar?
Dünya servetinin yüzde 25’i kadınlara ait iken, yapılan yatırımların sadece yüzde 5’inin kadm girişimcilere gidiyor olması, kadınların girişimcilik konusunda birbirlerine yeteri kadar destek verip vermedikleri sorusunu da gündeme getiriyor.
Sebepler ne olursa olsun, ekonomilerin çok daha fazla kadm girişimciye ihtiyacı var. Haftaya görüşmek üzere…
Baybars Altuntaş