Dijitalleşmede İK’nın kritik rolü
Dijitalleşmenin başlangıcı teknolojiden önce İK’da… Başarı için önce buradan başlamak gerekiyor…
TÜRKİYE’NİN yetenek açığı biraz da dijitalleşememekten… özellikle KOBİ’lerde bu ön plana çıkıyor. Dönüşümde ise düşünülenin aksine, teknolojiden önce IK’nın devreye girmesi gerekiyor. ManpowerGroup’un 43 ülkede yaptığı araştırmaya göre şu an yetenek açığında dünyada 6. sıradayız. Yani doğru okursak, en çok yetenek açığı olan ülkelerden biriyiz. Dünyada ortalama yetenek açığı yüzde 45, Türkiye’de ise yüzde 66…
Tespiti doğru yapmak gerekiyor. ManpowerGroup Türkiye Genel Müdürü Feyza Narlı ile bu araştırmanın sonuçlarını değerlendirirken bunu yapmaya çalışıyoruz. ManpowerGroup’un araştırmasına göre Türkiye’de en büyük yetenek açığı, 50-249 çalışan büyüklüğündeki şirketlerde, yani Türkiye’nin en güçlü KOBÎ’lerinde! Tabii buradan bakınca yeterli yetişmiş insan kaynağı bulamamak gibi bir sonuç ortaya çıkıyor. Ama konu göründüğü kadar basit değil… Aranan yeteneklerin çoğu mavi yaka ve aslında daha rutin işler. Bu da KOBİ’ler başta olmak üzere şirketlerin dijitalleşme dönüşümünü tamamlayamamasından da kaynaklanıyor. Bu noktaya gelince de madalyonun diğer yüzü ortaya çıkıyor. Türkiye dijital dönüşümü de tam olarak gerçekleştiremiyor.
EĞİTİM ÖNEMLİ BİR PROBLEM
Bu tespitin diğer ucunda “dönüşememe” gerçeği var. Yani biraz yumurta tavuk hikayesi… Dönüşmek için yeterli insan kaynağı az, dönüşemeyince de klasik işlerde de yetenek açığı doğuyor. Biraz kısır döngü gibi… O zaman şu en önemli noktaya gelelim. Man-powerGroup Türkiye Genel Müdürü Feyza Narlı: “Eğitim o kadar problem ki, kurum kendisi dijitale yatırım yaptığında ve ‘Endüstri 4.0’ uyumlu makineleri satın aldığında, onu kullanacak personeli de beraberinde planlıyor olması gerekiyor. Çünkü realite olarak örneğin dünyada kömür madeninde çalışan işçiler artık oradaki madeni çıkaran değil, oradaki teknolojiyi destekleyen, sensör yapisinin nasıl olması gerektiği konusunda fikir üreten kişiler olacak. Dönüp Türkiye’de kendi profilimize baktığımızda her sektörde bunu yapma yetkinliğinden o kadar uzaktayız ki, böyle bir mesajı verdiğinizde gerçekçi olmuyor. Çünkü bakış açısı, insan yetkinliği ve erişimler gibi gidilmesi gereken çok yolumuz var. O yüzden işverenlere de çok fazla iş düşüyor. Burada, Ar-Ge merkezleri fabrikaların içinden çıksın ve üniversitelerin içine taşınsın diye öneriyoruz. Şöyle bir gerçek var, o kadar fazla yeni mezun CV’si geliyor ki, şu an Türkiye’de çok sayıda üniversite var ve yeni nesil üniversite mezunlarımız var. Genç işsizlik oranına bakıldığında yüzde 30 üniversite mezunundan geliyor ve yaklaşık yüzde 30’u da lise… Tüm işverenler tecrübeli çalışan arıyor. Peki bu çocuklar tecrübeyi nereden edinecekler?”.
DÖNÜŞÜMDE İK’NIN ROLÜ
Dijitalleşme süreciyle beraber kuramların yapması gereken nedir peki? Feyza Narlı’dan dinleyelim: “Eldeki kaynaklan biz dışarı alalım, yeni kaynaklar satın alahm değil. Onun yerine çok ciddi bir duruşun, kültürün planlanması gerekiyor. Küçük orandaki kaynak havuzu da olsa hala o değişime ihtiyaç duyuyor. Onlar çok operasyona dayalı, gelişimi zor olan ve tekrarlayan işler yapan kaynaklardır. Onun dışında İK’ya orada çok iş düşüyor. Çünkü şirketlerin ÎK departmanları her dijital projenin içinde olmalı. Ben her zaman bunu savunuyorum. Dijital projelerle beraber o projenin ihtiyacı olan rol ve yetkinlikleri daha projenin yürütülüş esnasında doğru saptayarak organizasyonun ‘yetenek özellikleri’nin nasıl dönüştürebileceğini paralelde ÎK çalışıyor olmalı. ÎK proje hayata geçtiğinde: ‘Ben şimdi ondan veri girişini alıyorum, veri girişini aldığımda benim bu işe artık ihtiyacım yok. Çünkü ben bu veriyi sahadan topladım’ diyebilmeli”.
BÜTÜN DÖNÜŞÜM İNSANA BAĞLI
ManpovverGroup Türkiye Genel Müdürü Feyza Narlı’nın dediği gibi, “Günün sonunda her şey insana dayanıyor”. Buradan devam edersek Narlı şu tespitleri yapıyor: “Her ne kadar sistemler desek de istediğiniz sistemleri getirin, o sistemleri kuracak olan yine insan, işletecek olan yine insan. Sadece işin başında ve sonunda roller değişiyor. Çünkü artık daha çok yaratan, kurgulayan, yenilikçi ve yenilikleri takip eden insan profilleri ortaya çıkıyor. Daha operasyon özellikli profiller dijitalleşmeyle beraber bir parça daha azalıyor. Dolayısıyla dijitalleşmeye bakıldığında hem stratejik tarafı hem operasyon ve süreç tarafı hem de iletişim ve insan boyutu çok önemli. Bunların hepsi doğru tanımlandığında altına da doğru sistemleri yerleştirmek ve doğru teknolojiyi seçmek gerekiyor. Ama kurumlar önce teknolojiden başlıyor.’Biz bu ürünleri bir inceleyelim bakalım işimize yarayacak mı?” diyorlar. IT’ye verildiği zaman, İT projesi gibi uygulanıyor. Sonra örnek olarak, pazarlama diyor ki ‘Ben sistemden bunu bekliyor muydum? Aslında benim beklentim bu değildi. Ben daha interaktif bir yapı bekliyordum’. 0 zaman da o beklentiyi karşılayamıyor. Ayrıca dijital kavramı sektörden sektöre de değişiyor”.
Volkan Akı