‘Çadır’ seralarımız hızla modernleşiyor
‘Çadır’ seralarımız hızla modernleşiyor
Genellikle derme çatma yöntemlerle yapılan seracılık hızla modernleşiyor. Türkiye genelinde 500 bin dekar olarak kabul edilen sera alaıılarınm hızla dönüştüğü ve iki yıldır başlayan eğilimin artarak 7 bin 500 dekara ulaştı.
Ürün verim ve rekoltesünin artması dışmda kontrollü ve rahat üretimi de sağlayan modern seralar, önümüzdeki yıllarda Türkiye’nin yaş sebze ve meyve ihracatuu katlayacak.
Türkiye genelinde toplamda 500 bin dekarlık bir alana sahip olan seralarda, son yıllarda ‘modernleşme’ atağı gündemde. https://www.myfikirler.org Eskiden sadece soğuktan korunmak amacı ile yapılan seralarda modernleşme trendiyle birlikte ürün verim ve rekoltesinin artmasının dışında, kontrollü ürün ve daha rahat çalışma imkânı sağlanması, modem seracılığı son yıllarda ön plana çıkardı.
Şu anda tüm sera alanları içinde yüzde 1,5’lik bir paya sahip olan modem seralar, 7 bin 500 dekarlık bir alana ulaşmış durumda. Rakam henüz küçük olsa da, alman ürünlerin yüzde 90’ının yurt dışına ihraç edildiği gerçeği, doymamış dunımda olan pazarın ileriki yıllarda daha fazla genişleyeceğini gözler önüne seriyor.
7 BİN 500 DEKARA ULAŞTI
Topraksız tarımın daha ön planda olduğu modern seracılık, örtü altı diye tabir edilen genel seracılık içinde yüzde 1,5’lik bir paya ulaşmış durum-da. Yıl sonuna kadar 8 bin 500 dekara ulaşması beklenen modem seralann, yıl başından bu yana ortalama büyüme hızı bin 500 ila 2 bin dekar. Bu alanlarda yoğun olarak domates ve biber üretiliyor. Sera-Bir Yönetim Kurulu Başkanı Başar Kelek, demek olarak var olan 500 bin dönümlük genel sera alanının modem seralara dönüştürmek için bir dönüşüm projesi başlatmak istediklerini söylüyor.
“Bu dönüşümün masraflı olduğunun farkındayız. Ama hiç olmazsa kurulacak olan seralarda ‘olmazsa olmazlardan’ feragat etmeden bir modernleşme hamlesi başlatmak gaye-sindeyiz” diyen Kelek, bundaki amacin elde edilen ürünün kalitesini artırarak ihracatta hak ettiğimiz yerlere gelmek olduğunu belirtiyor.
Şu anda üretimde Çin ve ABD’den sonra dünya üçüncüsü olan Türkiye’nin böylelikle ihracatta da dünyanın sayılı ülkeleri arasına girebileceğini söyleyen Keleş, yüzde 3’lük paya sahip olduğumuz ihracatta orta vadede yüzde 17’lerin hedeflenebileceğim kaydediyor.
50 DEKAR ÜZERİNE KURULMALI
Sera Konstrüksiyon Üreticileri ve Donanım Sağlayıcılan Derneği (SER-KONDER) Başkanı Bülent Aytekin, kurulacak olan modem sera işletmelerinin en az 50 dekar üzerine konuşlanması gerektiğini belirtiyor. “Aslında sıfırdan başlayacaklar için bu rakamı 20 dekar olarak alabiliriz. Yine de bu, başlangıç için belirttiğimiz bir rakam. Ardından tam teşekküllü bir modern seradan bahsedebilmemiz için en az 50 hatta 75 dekarlık bir alana ihtiyaç var” diyen Aytekin, buradaki amacın, üretilen ürünlerin nakliyatta tam anlamıyla randıman alabilmesini sağlamak olduğunu söylüyor.
BÜYÜME KREDİYE BAĞLI
Modern sera alanlannın yıllık ortalama büyümesinin artınlması iki yolla gerçekleştiriliyor. Bunlardan ilki o yıl-ki üretimden elde edilen ihracat gelirlerinin yarattığı yatırım iştahı, İkincisi ve önemlisi de yatırımcıların bankalardan aldığı düşük faizli krediler…
Özellikle kredilerin büyümeyi direkt olarak etkilediğini dile getiren Başar Kelek, 2012 yılında Ziraat Banka-sı’nın çok fazla kredi vermeye gönüllü olmadığından dem vuruyor. “Ziraat Bankası geçen yıldan bu zamana kredilerini kesmiş vaziyette. Bu durum da yatırıma ve yatınmcıya balta vuran en büyük etken. Normal koşullarda yüzde 15’lik büyüme gösteren modem seracılık, düşük faizli ve uzun vadeli kredilerle bu büyüme hızını çok rahat yüzde 30’lara çıkarır” diyen Başak Kelek, böylelikle sırada bekleyen 10’dan fazla büyük yatırımcının da yatınm iştahının artacağının altını çiziyor ve ekliyor: “Bir dekarın maliyetini 50 bin Euro olarak hesaplarsak 50 dekarın 2.5 milyon Euro olduğu gerçeği yatırımcıyı krediye yönlendirecek. Dolayısıyla Ziraat Bankası’nın da özel ban-kalann da düşük sübvansiyonlu kredi vermesi sektöre hayat verecek.”
TARIM OSB’LERİ KURULUYOR
Modern seracılığın günden güne gelişmesi sonrasında tanm da organize sanayi bölgelerinde yer almaya başladı. Bunun ilk örneği geçtiğimiz aylarda Denizli Tanma Dayalı İhtisas Organize Sera Bölgesi’nde yaşandı. Denizli, Türkiye’de modem seracılık alanında üçüncü büyük kenti konumunda. Denizli Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Necdet Özer, toplam 545 dönümlük bir arazi üzerinde ilan edilen organize sera bölgesinin 10 yatırımcıya hizmet edecek şekilde planlanmış durumda olduğunu belirtiyor.
“Arazilerin organize sera bölgesi üzerine devri ve planlar hazır bulunuyor. Alt yapı projeleri de tamamlanmak üzere. 2012 yılının sonuna doğru tüm iş ve işlemleri tamamlanmış ve yatırımcıya tahsisi noktasına gelinmiş olacak” diyen Necdet Özer, bunun Türkiye’de bir ilk olduğunun altını çiziyor. Sera-Bir Başkanı Başar Keleş ise Denizli’den sonra, yine Ege ve Akdeniz bölgesinde de tanm OSB’lerinin kurulma çalışmalannın devam ettiğinin müjdesini veriyor.
JEOTERMAL ÖN PLANDA
Türkiye jeotermal kaynaklar bakımından dünyada 7’nci, Avrupa’da l’inci sırada bulunuyor. Bu durum da, modem sera yatınmcılan açısından giderlerin en önemli kaleminin düşürülmesi anlamına geliyor. Afyonkarahisar 11 Tarım Müdürü Hüseyin Arap, jeotermal kaynaklara sahiplik açısından iyi bir konumda olmaları sonrasında illerinde modem sera yatırımlarının hız kazandığını söylüyor. “İlimizde jeotermal ısıtmalı topraksız teknolojik sera alanı 178 dekar. “Bunun dışında-Çobanlar ilçesinde 300 dekar, Sandıklı ilçesinde 100 dekar ve merkez ilçede de 140 dekar modem seranın tesisi planlanıyor” diyen Arap, yapımı devam eden ve yapımı planlanan seraların üretime başlamasıyla Afyon’un toplam örtü alanı kapasitesi 718 dekara çıkacağını kaydediyor.
EKİPMANLAR YURT İÇİNDEN
Çok değil iki yıl öncesine kadar ısıtmadan sera giydirmesine kadar tüm ekipmanlarda Hollanda ve ispanya gibi ülkelere bağımlı olduğumuzu dile getiren SERKONDER Başkanı Bülent Aytekin, artık ekipmanın yüzde 90’ından fazlasının yerli ürünlerden karşılandığını anlatıyor. “AvrupalI markalardan sera ekipmanları konusunda çok fazla şey öğrendik. Bugün geldiğimiz noktada ise kendi ihtiyacımızı kendimiz karşılar hale gelebilmiş durumdayız” diyen Aytekin; ısıtma, soğutma ve konstrüksiyon işlerinde artık Türkiye’nin de bir marka olduğunu ve ürünleri kısa zaman içinde Türk Cumhuriyetleri, Ortadoğu ve Afrika ülkelerine satmaya başlayacaklarını sözlerine ekliyor.
Mustafa Gündoğdu