Büyüme daha yüksek bir platoya oturur
Mevcut sistemde Başbakanlık ve Cumhurbaşkanlığı şeklinde iki seçilmiş siyasi aktörün başında bulunduğu kurumların, bürokratik karar ve işlemlerde önemli rollere sahip olduğunu dile getiren Kalkınma Bakanı Elvan, yasal süreçler çerçevesinde, yürütmenin yetkisindeki söz konusu kararların sadece bu iki siyasi aktör tarafından verilmediğini, bu aktörlerin başında bulunduğu kurumsal yapıları içeren bürokrasinin de ayrı ayrı işlediğini aktardı. Pek çok konuda aynı kararın iki ayrı bürokratik süreçten geçtiğine, iş ve işlemlerin söz konusu siyasi aktörlerin kararına sunulma sürelerinin de uzadığına dikkat çeken Elvan, yeni sistemde yürütmede öngörülen değişiklikle Bakanlar Kurulu’nun, doğrudan seçilmiş Cumhurbaşkanının başkanlığında toplanarak karar alacağını kaydetti. Elvan, bu şekilde Bakanlar Kurulu’nun aldığı kararların ayrı bir onay mekanizması için beklemeyeceğini, kararların anında yürürlüğe konulacağını kaydetti. Elvan, “Bu süreç, işlem maliyetlerini azaltacak, bürokratik süreleri kısaltacak ve karar alma süreçlerindeki alternatif maliyetleri düşürecektir” dedi.
Kalkınma Bakanı Lütfı Elvan, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile büyümenin daha yüksek bir platoya oturacağını, kalkınma hızının artacağını söylüyor. Elvan, Anayasa değişikliğinin güçlü Türkiye’nin önünü açacağını vurguluyor…
KALKIŞMA Bakanı Lütfî Elvan, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin başta yatırım kararları olmak üzere ekonomide büyümeyi tetikleyebilecek pek çok temel konuda yürütmenin daha hızlı karar vermesini sağlayacağını belirterek, büyüme oranlarının daha yüksek bir platoya oturacağını, kalkınma hızının artacağım söyledi. Nereden bakıhrsa bakılsın 16 Nisan’da milletin oylayacağı Cumhurbaşkanhğı Hükümet Sistemi’nin güçlü Türkiye’nin önünü açacak bir düzenleme olduğunu vurgulayan Elvan, “Biz milletimizin bu değişikliğe güçlü bir ‘evet’ ile destek vereceğine yürekten inanıyoruz” dedi.
“KRİZLERE MAHKUM EDİYOR”
Siyasi istikrarın bir ekonominin sağlıklı büyüyebilmesi için gerekli şartların başında geldiğini söyleyen Elvan, gelişmiş ülkeler başta olmak üzere istikrarlı büyüyen tüm ekonomilerde siyasi çalkantıların daha az olduğunu savundu. “Geleneksel küresel ekonomik odaklar” olarak adlandırılan ABD, AB ve Japonya’nın yanı sıra “küresel ekonominin gelişen yeni odaklan” olma yolunda ilerleyen Çin’in başım çektiği Doğu Asya ülkelerinde de iç siyasi istikrarın az gelişmekte olan ülkelere göre daha iyi olduğunu belirten Elvan, “Türkiye deneyimi göstermektedir ki parlamenter sistem, farklı dönemlerde olumsuz sinyaller vermekte ve ülkemizi zaman zaman siyasi ve ekonomik krizlerle yaşamaya mahkum edebilmektedir” dedi.
“PARÇALI YAPI SONA ERECEK”
Elvan, yürütmede Cumhurbaşkanlığı ve Başbakanlıktan oluşan parçalı yapının, bu iki makamı uyumlu çalışmaya zorlamakla birlikte, bu makamların belirli bir uyum içerisinde çalışamaması durumunda krizlerin nasıl aşılabileceğine dair herhangi bir önlem öngörmediğini dile getirdi. Bunun belirgin örneklerinin benzer dünya görüşlerine sahip olan “Özal-Demirel”, “Demirel-Çiller” ve “Sezer-Ecevit” arasında yaşandığına dikkat çeken Elvan, şunlan kaydetti: “Yürütmede yaşanan siyasi anlaşmazlıkların oluşturduğu söz konusu belirsizlikler, özellikle 1990’lı yıllar boyunca ekonomide de istikrasızlığın hüküm sürmesine neden olmuştur. Yürütmedeki bu iki temel organın başındaki kişiler farklı dünya görüşüne sahip olduğunda ise durumun daha da çetrefilleşebildiği görülmüştür. Sezer-Erdoğan döneminde yaşananlar ve nihayetinde ‘367 kriziyle’ zirveye çıkan siyasi gerilim, bunun en bariz örneklerinden birini oluşturmuştur. Vatandaşlarımızın oylarına sunulan yeni sistem ise yürütmede bir ‘konsolidasyon’ önermekte ve son 25 yılda iyiden iyiye ‘sistemik bir risk’ haline gelen bu parçalı yapının sona ermesini öngörmektedir.”
Cumhurbaşkanlığı sisteminin bir diğer avantajının mevcut sistemin risklerinden biri olan koalisyon hükümetlerinin oluşma ihtimalini ortadan kaldırması olduğunu söyleyen Elvan “İstikrar için Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi şart” dedi.
HÜLYA GENÇSERTKAYA
