Butik pazarının geleceği HIP ve konsept oteller

Monoton iş seyahatlerinden yada şehir yaşamının stresinden kaçmak isteyenlerin tercihi artık farklı deneyimler sunan sıra dışı oteller. Butik otel pazarına yakın gelecekte HIP ve konsept oteller damga vuracak…

SAMANLIKTAN oteller, sabah kahvaltısında masaya gelen dansözler, dönen binalar veya mağara içine konumlanan de-lüks konaklama tesisleri…

Bir bilimkurgu filminden bahsetmiyoruz; aslında söz ettiğimiz kişiye özel hizmet sunan butik ve küçük oteller pazarına damgasını vuran trendler. Tasarım, konsept, sıra dişilik ve tamamen kişiye özel hizmet vizyonuyla farklılaşan butik ve küçük oteller kategorisinde yakın zamanda farklı deneyimler sunma konusunda da rekabet yaşanacağı öngörülüyor.

Sözünü ettiğimiz bu mekanların bazıları “HIP” (highly individual places) olarak adlandırılıyor; bazıları konsept veya tasarım oteli olarak konumlanıyor. İşin özü oldukça elit bir kitleye hitap eden bu oteller, sanat, konfor, sadelik, huzur, dinamizm gibi kavramlara orijinal yorumlar katarak, tamamen kişiye özel yaşam alanları yaratıyor. Özgün tasarımı, farklı konseptleri ve yenilikçi hizmet anlayışıyla dikkat çeken bu kategori, aynı zamanda sıra dışı bir trendin de öncüsü… Ama daha önemlisi, kişiye özel deneyim sunma vizyonuyla hareket eden bu otellerin butik ve küçük oteller kategorisinin geleceğini de şekillendireceği öngörülüyor.

TÜRKİYE’DE SAYILARI AZ

Dünya turizm endüstrisi son 15 yıldır, geleceğin butik otel trendinin bu şekilde olacağının sinyallerini veriyor. Ülkemizde de yavaş yavaş HIP ve konsept otellerin yükselişine tanık oluyoruz. Geleneksel otel kavramının standart tekdüzeliğine heyecan katan bu şık alternatifler, hem seyahat eden işadamlarının hem de tatil yapan turistlerin tercihi olmaya başladı.

Öncülüğünü Amerika ve Ingiltere’nin yaptığı turizmin bu son trendinin en yeni durağı ise Akdeniz ülkeleri. İtalya’dan Yunanistan’a, oradan da ülkemize sıçrayan bu trend, butik otel yatırımcılarının da dikkatini çekiyor.

Ülkemizde henüz bu kategoriye uygun butik otel sayısı iki elin parmaklarını geçmiyor. Nişantaşı Sofa, Sıraselviler’deki Lush, Serdar Bilgi-li’nin Akaretler’deki W Oteli, Sultanahmet Cezaevi iken otele dönüştürülen Four Seasons ve Ahu Aysal’ın sahibi olduğu Kuruçeşme’deki Les Ottomans ile The Marmara Antalya, bu trendden etkilenerek yapılandırılan otel örnekleri. Ancak asıl patlamanın 2015 ve sonrasında yaşanması bekleniyor.

YILDIZ ÖNEMİNİ KAYBEDİYOR

Klasik konaklama tesislerinden bu kategoriyi ayıracak temel fark ise, “bu otellerin ruhu” olarak adlandırılıyor. Bu nedenle yakın zamanda konaklama tesislerinin büyüklüğü değil, özgünlüğüyle rekabete devam edileceği düşünülüyor. Mimari, tasarım, iç dekorasyon, servis kalitesindeki fark ve pek tabii ki sunulan mönüler, farklılaşmanın temel kriterleri arasında yer alacak.

Öte yandan, bu trendle birlikte otellerin yıldız sayısı da eski anlamını yitirecek. Onun yerine odadaki bir vazodan lobideki oturma grubuna ve otellerde sergilenen etkinliklere kadar diğer tüm detaylar, “yıldız” kriterinin önüne geçecek.

HIP ve konsept oteller, yatırımcıları da heyecanlandırıyor. Çünkü herhangi bir sezona bağlı kalmadan yılın 365 günü tercih edilen bu otellerde doluluk oranı çoğu zaman yiizde 80’lere ulaşıyor. Ancak yatırım maliyetinin klasik butik otellere göre yüksek olduğunu da akılda tutmak gerekiyor. Bütçedeki en büyük payı kuşkusuz tasarım harcamaları oluşturuyor. Hem dış mimarisi hem de iç tasarım ve dekorasyonuyla farklılaşan bu kategoride, odalardan lobiye ve dinlenme salonuna kadar tüm otelin farklı bir tarzda yapılandırılması şart.

MÜŞTERİ BAŞINA İKİ PERSONEL

Yatırımcı ve işletmeciler, kişiye özel hizmet sunabilmek için geleneksel otellerin neredeyse iki katı personel istihdam etmeleri gerektiğini unutmamalı. Öyle ki Türkiye’deki başarılı örneklerde, müşteri başına neredeyse iki personel düşüyor. Öte yandan, bu konseptteki otellerde konaklamanın maliyeti özellikle Avrupa’da oldukça yüksek. Mesela Yunanistan ve İtalya’da HIP otellerde konaklamanın kişi başı fiyatı 500 ile bin 500 euro arasında değişiyor. Türkiye’de rakamlar biraz daha düşse de, yine de geleneksel otel yerine HIP veya konsept otel tercih eden konukların yüksek bütçeleri gözden çıkarmaları gerekiyor.

Türkiye’nin farklı otelleri

Bentley Hotel -İstanbul: İtalyan tasarımı “Design Hotels” zinciri üyesi HIP otel Bentley, konuklarına Nişantaşı’nda farklı bir dünyanın kapılarını aralıyor.

Argos İn Cappadocia – Kapadokya: Mağara içinde konumlanan otelin restorasyonu 12 yıl sürmüş. Konakları birbirine bağlayan yeraltı tünellerine sahip oteldeki süitlerde, ılık su havuzu bulunuyor.

Mehmet Ali Ağa Konağı – Datça: Konağın baş odası, özgün ahşap doğramaları ve 1831’e işaretlenmiş kalem işleriyle bir müze niteliğinde.

Casa Dell Arte Hotel -Bodrum: Türkiye’nin ilk sanat oteli Casa Dell’Arte tüm sanat tutkunlarına hizmet sunuyor. Oteldeki her bir taş, tablo ve heykel orijinal bir sanat

Ada Hotel – Bodrum: 14 odalı bu otel, doğaya uyumlu özgün mimarisi ve her odasının farklı otantik dekorasyonuyla misafirlere seçkin bir ev atmosferinde, kişiye özel hizmet sunuyor.

Dünyanın en sıra dışı otelleri

İsveç: Bu otelde konuklar yemeklerini su üstündeki bölümde yiyor. Uyumak için ise suyun üç metre altındaki özel bölüme inmeniz gerekiyor.

Caesars Pocono Resorts – ABD: Aşk oteli olarak pazarlanan otel, balayına çıkanlar için odasında kalp şeklinde havuzu, şampanya bardağı gibi tasarlanmış banyosu, camdan jakuzi gibi romantik unsurlara yer veriyor. Amerika uzak derseniz bunun yerli versiyonunun Belek’teki AdamBEve Otel olduğunu söyleyebiliriz.

Library Hotel -ABD: New York’ta bulunan otel, 10 katlı ve odaları değişik konularda kitap okumak isteyenlerin ihtiyaç duyacağı araç ve gereçlerle donatılmış.

Exploranter Overland Hotel – Brezilya: Sao Paulo merkezli otel, tır üstünde konaklamaya uygun hale getirilerek, 28 odası bulunan mobil [gezer] bir otele dönüştürülmüş.

Aurora Express – Alaska: Eskiden trenken şimdi dağ kıyısında kendine özgü konaklama imkanı sunan bir otel olarak restore edilmiş.