Bulaşıcı Hastalıklardan Korunmak İçin 10 Yöntem
İşte, uygulanması çok basit ama çok etkili 10 yöntem...
Günlük rutinimizde bazı ‘basit alışkanlıklar, sağlığımızı korumamıza yardımcı olur. Bu alışkanlıkları, Amerikan Reader’s Digest dergisi derlemiş. Zeytinyağı tüketin, jimnastik yapın, güneşlenin, elma sirkesi kullanın, yeşil çay için, olumlu düşünün, evinizi sık sık havalandırın, yeteri kadar su için, uykunuzu ihmal etmeyin, antioksidan zengini besin maddelerini tercih edin, çinko hapları alın, mutfağınızı saat 19.00’dan sonra kapatın, fındık/fıstık yiyin, sıkı bir kahvaltı yapın, sosyal medyadan biraz uzak durun, bal/tereyağı tüketin, şeker ve un kullanmayın gibi klasik tavsiyeler değil bunlar.
1- ELLERİNİZİ SIK SIK YIKAYIN
Doktorlar, el yıkamak gibi basit bir alışkanlığın, dünyada milyonlarca kişinin hayatını kaybetmesini önleyebileceğini söyler. ABD’de her yıl 48 milyon kişi, ellerini yıkamadığı için hasta olmakta, 128 bini hastaneye başvurmakta, 3 bini de ölmektedir. Ama doktorların da ellerini yıkaması gerekir. Günde onlarca hastayı muayene eden doktorların her hasta arasında ellerini yıkaması şarttır. Ne yazık ki her doktor aynı titizliği göstermez, hastalar da bunu doktordan istemeye utanır. Aslında ellerinizi sabunla yıkamak bile ellerdeki bakterilerin tamamım temizlemez. Bu nedenle ellerinizi sık sık yıkamalısınız. Unutmadan söyleyelim. Havlunuzu da sık sık değiştirmelisiniz.
2- HER ÖĞÜNÜ, HER GÜN AYNI SAATTE YİYİN
Amerikalı onkoloji uzmanı doktor David Agus, “The End of 111-ness” (Hastalığın Sonu) adlı kitabında, “Her zaman vücudumuzun beklediği şeyleri yiyemeyiz. Ama hiç olmazsa, her gün aynı saatlerde yemek yiyerek onun sirkadiyen saatini bozmamış oluruz” diyor. Yine beslenme uzmanlarından Michelle Miller, benzer konuya değinerek vücudumuzun ritmini korumamız gerektiğinin önemine dikkat çekiyor. Miller, “Kahvaltı, öğle yemeği ve akşam yemeğini her gün aynı saatte yerseniz ve bunu alışkanlık haline getirirseniz vücudunuz güvenilir sinyaller üretir. Leptin (iştah hormonu) ve ghrelin (açlık hormonu), sindirim sisteminizi düzenler, sağlıklı kalmanıza yardımcı olur, hatta uzun vadede dengeli ve makul kilo vermenizi de sağlar” diyor. (Sirkadiyen saat, insanlar, bitkiler, hayvanlar dahil bütün canlıların, 24 saat içindeki biyokimyasal etkinlikleridir. Circa, “tahminen bir gün” demektir).
3- ELMAYI YEMEK MASANIZDAN EKSİK ETMEYİN
Eğer sağlıklı atardamarlara sahip olmak istiyorsanız, her gün bir elma yiyin. ABD’de yapılan bir araştırmada, bir grup yaşlıya her gün elma yedirilmiş. Üç ay sonra kanlarındaki kötü kolesterol LDL’nin yüzde 23 oranında düştüğüne, iyi kolesterol HDL’nin de yüzde 4 oranında yükseldiğine tanık olmuşlar. Elmanın hastalıkları önleyici etkisi de var. “Elma giren eve doktor girmez” atasözünü hatırlayın. Amerikalılar da bunu “Günde bir elma, doktoru sizden uzak tutar” diye ifade eder. Bunlar abartılı sözler olabilir. Ama elmanın doktor vizitesi ve ilaç masraflarını hayli azalttığı bir gerçektir.
4- SOL ELİNİZİ YUMRUK YAPIN
Bir dahaki sefere stresli bir durumla karşılaştığınızda bu tavsiyeyi hatırlayın. Sporcular, atletler ve oyuncular, yüksek efor gerektiren durumlarda bunu sık sık yaparlar. Kan basıncınız artmış, nabzınız vükselmiştir. Sol elinizi yumruk yaptığınızda serinler ve rahatlarsınız. “Journal of Expcrimental Psychology” adlı yayın organında yer alan bir makalede sağ elini kullananlar sol elini, sol elini kullananlar da sağ elini zaman zaman yumruk yapmalıdır. Böylece kullanılmayan eldeki kan akışı güçlenmekte, bunun da kalpten beyne kadar pek çok organda olumlu etkisi olmaktadır.
5- ÇÖP KUTUSU, SAĞLIĞINIZA YARDIM EDEBİLİR
ABD’nin Ohio Eyalet Üniversitesinde yapılan bir araştırmada, öğrencilerden şikayet ettiği konuları bir kağıt parçasına yazmaları, sonra da bu kağıtları buruşturup çöp sepetine atmaları istendi. Bu deney ve bulguları, “Psychological Science” dergisinde yayınlandı. Böylece öğrenciler, şikayet ettikleri konulardan sanki kurtuluyor-muş gibi hissediyor ve olumlu bir mizaç içine giriyor. Bu da sağlıklı kalmalarına yardımcı oluyor. Ayrıca öğrencide, bir şeyden şikayet etmek yerine onunla mücadele etmesi gerektiği düşüncesini de oluşturuyor.
6- İŞE YÜRÜYEREK GİDİN
“Büyük kentlerde böyle bir şey mümkün mü?” diye sorabilirsiniz. Haklısınız. Böyle bir imkana sahip çok az kişi vardır ve kendilerini şanslı saymaları gerekir.
Yürümek, sağlıklı olmanız için en kolay egzersizdir. Yürüyerek, şeker hastası olma ihtimalinizi yüzde 40, kilolu olma ihtimalinizi yüzde 20, yüksek tansiyonlu olma olasılığınızı da yüzde 17 azaltırsınız. Bu rakamlar, 20 bin İngiliz vatandaşı üzerinde yapılan araştırmada ortaya çıkarılmış. İşe özel otomobille gidiyorsanız, park yerini biraz uzakta seçebilirsiniz. Ya da otobüs, metro gibi araçlarla gidiyorsanız bir durak önce inebilirsiniz. ABD’de bir işyeri, elemanlarının özel_ otomobillerini uzak bir yere park etmelerini, dolayısıyla yürümelerini sağlayarak hastalık izinlerini ve tedavi masraflarını yüzde 30-40 oranlarında azaltmış.
7- SÜTÜ GÜNLÜK İÇECEKLERİNİZDEN BİRİ HALİNE GETİRİN
Kemikleriniz, özellikle de dizleriniz size teşekkür edecektir. Düşük yağlı ya da yağsız sütler, dizlerdeki artrit (eklem iltihabı) gelişimini yavaşlatır. Süt, tartışmalı bir besin maddesidir. Doktorlar bu konuda ikiye ayrılıyor. Bir bölümü sütün her yaşta içilmesi gerektiğini söylerken diğerleri ileri yaşlarda sütün gereksiz olduğu konusunda ısrarcı. Ama araştırmalar gösteriyor ki, haftada bir bardak süt içenler bile yaşlandıklarında eklem iltihabı sorununu daha az yaşıyor. Tam tersine peynir, içerdiği doymuş yağlar nedeniyle yangıyı tetikliyor.
8- OLMAK YA DA OLMAMAK
Gelelim bir başka tartışma konusuna. Grip aşısı olmalı mı olmamalı mı? Aşının eylül ayında yaptırılması tavsiye ediliyor. Çünkü kış aylarında fazla güneş görmüyoruz. Bağışıklık sistemimiz zayıflıyor. Mikrop kapma ihtimalimiz artıyor. Kar da yağmayınca mikrop ve bakterilere karşı savunmasız kalıyoruz (Kar, sadece meteorolojik bir güzellik değildir. Aynı zamanda karanın ve havanın mikropsuz hale gelmesi için gereklidir). Karşı çıkanlar ise aşının, gribe yakalanmayacağımız anlamına gelmediğini, sadece yüzde 40 oranında fayda sağladığını ileri sürüyor. Ayrıca bu aşıyı her yıl yaptırmak zorunda kalıyorsunuz. ABD’de grip aşısı olan yaşlıların sayısı artmış ama hastaneye yatma ve ölüm oranlarında bir azalma olmamış.
9- HER ŞEYE DOKUNMAYIN
Günlük yaşamımızda ne yazık ki, milyonlarca insanın tuttuğu kapı kollarım, asansör düğmelerini, kamu ulaşım araçlarındaki tutunma barlarını, market arabalarını vs. biz de elliyoruz. Bunlar, hastalık kapmamız için en uygun ortamlardır. Kaçış yok. Ama çaresi de yok değil. Yanınızda mutlaka ıslak mendil bulundurun. Her defasında ellerinizi silin. Hele tuvaletleri kullanırken sifonu bir kağıt parçasıyla tutarak çekin. Elinizi yıkadıktan sonra da asla sıcak hava üfleyen makineyi kullanmayın. Onlar sizin ellerinizi kuruturken mikrop ve bakteri de püskürtür. Ayrıca cep telefonunuzu, ev ve otomobil anahtarlarınızı, kendi evinizdeki kapı tokmaklarını sık sık dezenfekte edin.
10- YOĞURT YİYİN
Bu maddeyi biz eklemedik. Reader’s Digest’taki orijinal metinde aynen böyle yazıyor. Amerikalılar da yoğurdu keşfetti. Ne kadar faydalı olduğunu öğrendiler.
Şimdi hastalanmamak için yoğurt yemeyi tavsiye ediyorlar. Çünkü yoğurt, probiyotik oluşumuna yardım eder. Probiyotikler, barsaklardaki yararlı bakterileri artırır, zararlı bakterilerin sayısını düşürür. Vücuttaki yangıları azaltır, potansiyel enfeksiyonlarla savaşır. Bu da sizi hastalıklardan korur (Kefirde ise probiyotiklerin kendileri vardır. Ama Amerika, henüz kefiri tam olarak öğrenebilmiş değil. Bazı Amerikan marketlerinde kefir satılıyor ama o kefirler, kefir değil).
ALEV RIGEL