BORSA İstanbul’da son zamanlarda çok alışık olmadığımız bir tablo ile karşı karşıyayız. Son haftalarda endekste ağırlığı görece olarak düşük olan hisselerdeki hareket oldukça dikkat çekmeye başladı. Sektör endekslerinin neredeyse tamamında hatırı sayılı getiriler yaşanırken, yükselişin sektörel olarak son bir ayda yüzde 50’ye yaklaştığı, hisselerde ise çok daha fazlasının görüldüğü bir dönemi geride bıraktık. Bireysel yatırımcı tarafından daha fazla tercih edilen bu hisselerde kısa vadede görülen bu hareketler sonrası, biraz daha korumacı bir döneme geçmekte fayda olduğunu düşünüyoruz. Cuma günü bu hisselerin bir kısmında sert düzeltmelere de şahit olduk. Bu süreçte BIST-100 tarafında daha makul getirilerle yıl içi zirveler yenilenmeye devam edildi. Son günlerde ise BIST-100’de zirveler yenilenmeye devam edilmesine karşın yükselmekte zorlanan, teknik göstergelerin negatif uyumsuzluklar oluşturduğu bir görünüm oluştu. Bu dönemin en sakin taraf ise TL olmaya devam ediyor. Kurlarda uzun süredir devam eden düşük volatilite ortamı korunmaya devam ediliyor. Bu yılın geri kalanı için de benzer görünümün korunmaya devam edilebileceğini düşünmekle birlikte, Borsa İstanbul’un yeni yıl içi zirveler test ederken kurlar tarafındaki düşüşün sınırlı kalmış olması, sınırlı ,da olsa yukarı yönlü hareket olasılığını artırıyor.
ZİRVE SONRASI DEĞİŞEN BİR ŞEY YOK
Geçtiğimiz hafta gün içi volatilitede en önemli başlıklardan biri olan NATO Zirvesi oldu. Türkiye açısından Suriye, S400 ve F35’ler gündemde önemli ölçüde yer tutarken, konuya taraf olan ülkelerin tutumlarında zirve öncesine göre önemli bir değişiklik olmadığı görüldü. Özellikle ABD ile ilişkilerde kilit noktaya gelen S400 ve F35 gündeminde önemli bir değişiklik olmaması, bu konunun yakın gelecekte yeniden ısıtılarak Türkiye’de piyasaların gündemine yeniden oturma riski yüksek seyrediyor. Bu konuların bir süreliğine de olsa ötelenmiş olmasının TL varlıklarda sağladığı pozitif etkiyi izledik. Ancak zamanını şu an tahmin etmek zor olsa da bu konuların yeniden gündeme geleceğine neredeyse kesin gözüyle bakılıyor olması da iyimserliği sınırlıyor.
BUYUME, ENFLASYON VE TCMB
Geçtiğimiz hafta üçüncü çeyrek büyümesi ve kasım ayı enflasyon rakamı açıklandı. Büyüme beklentilerle uyumlu olarak üçüncü çeyrekte yüzde 0.9 ile üççeyrek devam eden daralmanın ardından yeniden pozitif tarafa geçti. Büyüme rakamının beklentilerle büyük oranda uyumlu olması ve geriden gelen bir veri olması piyasa üzerindeki etkisini sınırlarken, enflasyonda beklentilerden daha düşük gelen rakam, TCMB’nin bu hafta gerçekleştireceği Para Politikası Kurulu toplantısından faiz indirimi beklentilerini kuvvetlendirdi. Perşembe günü gerçekleşecek PPK toplantısında beklentiler ağırlıklı olarak 100 ile 200 puan arasına yayılmış durumda. Daha önceki denemde 100 baz puanlık indirimin kurlar tarafında etkisini oldukça sınırlı hissederken, 200 baz puana yaklaşacak bir faiz indiriminin, reel faiz tarafındaki daralma nedeniyle, bir süredir volatilitesi oldukça düşük seviyelere gerileyen kurlarda kısa vadeli de olsa bir hareketlenmeye neden olabilir. Son haftalardaki borsa tarafındaki iyimserliğe katılmakta zorlanan kurlarda, oluşacak volatilitenin yönünün yukarı yönlü olma ihtimalinin artığını düşünüyoruz. Buna karşın, önceki haftalara göre voiatilite artsa bile buradaki olası hareketin de çok fazla şiddetleneceğini de düşünmüyoruz.
FED VE İNGİLTERE SEÇİMLERİ
Bu hafta veri takvimi oldukça yoğun. Bu yoğunluk içinde dışarıda izleyeceğimiz en önemli başlıklar Fed faiz kararı ve İngiltere seçimleri olacak. Fed’in bu toplantıda herhangi bir faiz kararı alması beklenmiyor.
Buna karşın 2020 için çizeceği projeksiyon oldukça önemli olacak. Ticaret görüşmelerinde geçtiğimiz hafta da görüldüğü üzere hala belirsizlik yüksek olsa da Fed’in faiz indirimlerini devam ettirmesini gerekeli kılacak bir ekonomik konjonktürden de uzak olduğumuzu düşünüyoruz. Özellikle Cuma günü gelen tarım dışı istihdam rakamları da işlerin yolunda olduğuna dair güzel bir işaret oldu. Fed’in beklediğimiz minvalde yapacağı açıklamalar, Fed’in yeterince genişlemeci olmadığı şeklinde algılanabilir ve bu da dolarda değerlenmeye, hisse senetlerinde bir kar realizasyonuna neden olabilir. Bu nedenle bu ayki Fed toplantısını piyasalar için bir fırsattan ziyade bir tehdit olarak değerlendiriyoruz. İngiltere seçimleri ise kördüğüm haline gelen Brcxit için bir çıkış kapısı olarak görülüyor. Seçimler sonrası Brexit konusunda inisiyatif alacak bir hükümet kurulup kurulamayacağı izlenecek. Bu süreç euro ve sterlinde volatilitede ciddi artış getirebilir.
Endekste Yorulma İşaretleri Var, BIST-100 Dışı Şirketler Riskli Bölgede
BIST 100 geçtiğimiz hafta hem gün içi hem de kapanış bazlı yıl içi zirvelerini gördü. Haftanın son bölümünde ise perşembe günü yurtdışındaki negatif görünüme rağmen güçlü kalmayı başaran endeks Cuma günü yurtdışındaki olumlu fiyatlamayı yansıtmakta zorlandı. Teknik göstergelerin aşırı alım bölgesi içinde negatif uyumsuzluklar sergilediği endekste orta vadede en önemli destek 106 bin iken, kısa vadede ilk desteğin 108 bin civarında oluşmasını bekliyoruz. Bu seviyeler üzerinde kalındığı sürece geri çekilmeleri teknik düzeltmeler olarak yorumlamak mümkün. 108 bin üstü kapanışlar teknik olarak yükselen kanal hedefi olarak gördüğümüz 112 bin civarına kadar bir hareketi desteklemeye devam edecektir. Buna karşın başta da ifade ettiğimiz gibi endeks yıl içi zirvelerini yeniliyor olsa da teknik göstergelerde negatif aykırılıkların oluşmaya başlamış olması, ani düzeltmeler yaşanma riskini de artırıyor. Bu nedenle yapılacak atımlarda olası bir düzeltme başlangıcına karşı alınabilecek risk ölçütünde bahsettiğimiz destek noktalarının altında aktif bir stop loss stratejisi bulundurmak faydalı olacaktır. Daha çok endeksten bahsediyor olsak da endeks ışında kalan küçük orta ölçekli hisse grubunda çok şiddetli hareketler yaşandığını gördük. Bu grup Cuma günü de görülmeye başlandığı gibi olası düzeltmeye en açık tarafı oluşturuyor. Bu grupta yer alan hisse senetlerinde kısa süre içinde çok yüksek getiri sağlayanların, artık bu getirileri koruma altına alma zamanının yaklaştığını düşünüyoruz.
Dolar/TL Olumlu Havaya Rağmen Düşmek İstemedi
Dolar/TL kuru geçtiğimiz hafta, voiatilite aralığını önceki haftaya göre biraz daha azaltarak ana hatlarıyla 5.72-5.78 seviyeleri arasında dalgalandı. Haftanın kapanışı da haftanın en yüksek seviyesi olan 5.78’e yakın gerçekleşti. Borsa İstanbul’daki iyimser havaya ve endekslerde görülen yeni yıl içi zirvelere karşın kur tarafında aşağı yönlü hareketlerin oldukça sınırlı kalması ve hatta zayıf da olsa yukarı yönlü denemeler yaşanması dikkat çekti. Bu hafta Çarşamba günü Fed açık Piyasa Komitesi, Perşembe günü de TCMB Para Politikası Kurulu toplantıları gerçekleşecek. Fed’in ekstra güvercin bir duruş sergileme ihtimalinin zayıflamış olması dolara destek olacakken, TCMB’den beklenen faiz indirimi de TL’yi bir miktar zayıflatabilir. Bu nedenle dolar/TL’de bu hafta desteklere yakın yerlerin ya da dirençlerin geçilmesinin kısa vadeli alım fırsatı oluşturabileceğini düşünüyoruz. 200 günlük basit ortalamayı destek yapan kurda, kısa vadede ilk güçlü desteğin de bu ortalamanın bulunduğu 5.74 civarında oluşmasını bekliyoruz.
Bu seviyenin altında orta vadeli en güçlü destek ise 5.68 civarında. Kurda hafta içinde bu desteklere doğru olabilecek geri çekilmelerin alım fırsatı oluşturacağını düşünüyoruz. Yukarıda ise ilk kritik direnç 5.79’de bu seviyenin aşılması hareketi hızlandırabilir ve 5.86 ve devamında 5.94 dirençlerini gündeme getirebilir. Bu hafta merkez bankalarının volatiliteyi artırabileceğini düşündüğümüz kurda, kısa vadeli olarak destek seviyelerinden ya da direnç seviyelerinin geçilmesiyle alım yapılabileceğini düşünüyoruz.
ÜZEYIR DOĞAN