Bitcoin’in Tarihi 1983’de Başlamış
Bitcoin’in geçmişi sanıldığı üzere geçtiğimiz birkaç yıldan ibaret değil. İnsanların ekonomik davranışları, beklentileri ile alışveriş araçlarının değişmesi ve bunun sonucu olarak da paranın yüzyıllar içerisindeki gelişimi, Mezopotamya’ya kadar uzanıyor. Ticaretin ilk örneklerinin yaşandığı bu coğrafyada, darp edilen fiziksel paranın ilk hali Lidyalılar tarafından kullanılmaya başlanıyor. Her ne kadar Lidyalılardan önce Mezopotamya’da bir sikke basma girişimi yaşansa da, yaygınlaşamayan bu hareket zaman içerisinde başarısızlığa mahkum oldu. Evet, parayı Lidyalılar keşfediyor fakat ona asıl kimliği Efes ve Milet gibi Anadolu’daki îyon Şehir Devletleri kazandırıyor.
Kuşkusuz, paranın darp edilmesi Anadolu’nun ticaretine olumlu yansıyor. Sadece ticaret değil, paranın dönemin propaganda aracı, gazetesi ya da haber ajansı gibi kullanıldığı durumlar da var: Roma döneminde sikkelerin ön yüzüne imparatorun portresi, arka yüzüne ise yaptığı yardımlar, önemli olaylar basılıyor. Aynı şekilde para, medeniyetlerin gelişiminde en önemli sembollerden biri.
Paranın tarihini geniş ve keyifli bir sunumla anlatan Yapı Kredi Vedat Nedim Tör Müzesi Yöneticisi Nihat Tekdemir, aynı zamanda bir arkeolog. Tekdemir’in yaptığı sunum ise salt para tarihinden ibaret değil; Geleceğin Kültürel Kodları adlı etkinliğin bir parçası. Arkeolog Tekdemir, Yapı Kredi’nin Fintech ekosisteminin büyümesi ve kodlamayı geniş kitlelere öğretmeyi hedeflediği Code.YapıKredi programı kapsamında yapılan etkinliğin konuşmacısı.
Teşbihte hata olmazmış: Tekdemir, Eski Çağ’da tutulan muhasebe kayıt defterleri ve tüccarlar arasında imzalanan protokolleri günümüz dünyasının Blockchain’ine benzetiyor. Nitekim etkinliğin bir diğer konuşmacısı olan kriptopara.io Kurucusu Fatih Güner, Tekdemir’in hemen ardından sahneyi devralıyor. Tıpkı paranın tarihinde olduğu gibi, kripto paraların ve Bitcoin’in tarihini detaylı ve heyecanlı bir şekilde anlatan Güner, sözlerine şöyle başlıyor: “Bir şeyin tarihini bilmezsek, onun nereye gideceğini göremeyiz. Kimse tarihiyle ilgilenmiyor. Herkes ‘Bitcoin ne olacak?’ diye soruyor ama… Bu işin ciddi bir tarihsel süreci var.”
Bilhassa son yıllarda iyiden iyiye popülaritesini artıran Bitcoin, sanılanın aksine birkaç senelik bir “projeden” ibaret değil. Bitcoin’in kendisi ilk dijital para da değil. Güner, dijital para fikrinin ilk olarak ünlü matematikçi John Forbes Nash Jr. tarafından ortaya atıldığını hatırlatıyor. “Günümüz ekonomisinin kurucularından Keynes’ten ve Keynesçilerden hiç hoşlanmayan, baştan aşağıya hatalı olduğunu ifade eden ve Keynes’in fikirlerini çöpe atan adam. Keynes ne diyor? Kötü para bile iyi paradan yeğdir. Neredeyse işe yaramayan para, Bitcoin teknolojisiyle kıyaslandığında gerçekten de kötü para.”
Hayatı Akıl Oyunları filmine de konu olan John Forbes Nash Jr. 1955 yılında “İdeal Para” kavramını ortaya atan dahi bir matematikçi. İdeal Para en basit tabiriyle, paranın artık günümüzde aynı watt ya da ohm gibi bir ölçü birimi olarak kullanılması. Amaç, parayı global bir birim haline getirmek. Nash’in İdeal Para kavramı, ilk defa Uluslararası Para Fonu (IMF) tarafından pratiğe dökülüyor. 1972 yılında yayınlanan genelge, ülkelerin başka ülkelerde olan bonolarını çekebilmeleri için özel bir para birimi yaratılmasına imkan tanıyor. Yani, günümüz dünyasında sıklıkla konuşulan dağıtık ekonomi, dijital para ya da paranın birleşmesi, daha bu yıllarda konuşuluyor.
Güner, Nash’in Oyun Teorisi’yle beraber Bitcoin’in ilk temellerinin atıldığını söylüyor: “Bitcoin’le ilgili ortaya atılmış tarihselliğin yüzde 95’ine John Nash imza atıyor. Oyun Teorisi sonuç olarak Bitcoin’in üzerine kurulduğu şey.”
Öyleyse Bitcoin nedir? Bir değer değişimi. Herhangi bir fiziki otoriteye ihtiyaç duymuyor. Kendini yaratabiliyor ve yönetebiliyor; bir dijital değer aynı zamanda. Güner, sözlerine devam ediyor: “Kripto para tanımını şöyle yapmak istiyoruz: Bugün İstanbul’da kesilecek ağaç kalmayana kadar ev yapılsa, talep olduğu müddetçe evler satılır. Peki, hiçbir yeni evin yapılamayacağı bir durum ortaya çıkarsa, mevcut evlerin değeri artmaz mı? Günde bin 800 Bitcoin darp edilebiliyor. Bugün, 2016’yla 2020 arasında bir blok yaratmanın maliyeti 12,5 Bitcoin. Yani, günde 144 blok yaratılabiliyor.
Bir bloğun yaklaşık 250 bin kişiden oluştuğunu biliyoruz. 10 milyondan fazla işlem yapıldığında sistem şişiyor. Aynı zamanda ne oluyor? İşlem sayısı arttıkça Bitcoin’in değeri artıyor.
Öyleyse, Bitcoin’in blok zincirini İstanbul gibi düşünün. Buradan arsa almanın bedeli eşittir bir Bitcoin. Bugün bir Bitcoin 9 bin dolarsa, şu anda arz-talep dengesi eşittir 9 bin dolar. Çünkü Bitcoin networlcünü ayakta tutan bilgisayarlar elektrik enerjisi harcıyor ve aynı zamanda bu bilgisayarların bir envanter değeri var.”
Elbette bu değer, sistemin daha iyi çalışmasını sağlıyor. Kullanıcılar, bin ya da yüz bin dolarlık bilgisayarlarını Bitcoin networkünün daha iyi işlemesi uğruna adeta “bağışlıyor.” Güner, mantık çerçevesinde Bitcoin’in hiçbir zaman sıfıra düşmemesi gerektiğini söylüyor; fakat yine de temkinli yaklaşmakta fayda var: “Ama manipülasyona dayalı bir değer değişim ortamı haline geldiği için ne olacağını henüz hiçbirimiz kestiremiyoruz.”
Bitcoin ve türevi kripto paralar, Blockchain adındaki dijital defterde işlem görüyor. Bu defterin herkese açık ve şeffaf bir yapısı var. İşlemleri kontrol eden ya da denetleyen tek bir merkez yok; herkes birbirini izleyebiliyor, her işlem şeffaflık içerisinde gerçekleşiyor. Birbirine bağlanmış yapılar sayesinde sistemin tek başına çökertilmesine imkan yok. Kayıtlar birden fazla yerde tutuluyor. Kayıt yerlerinden birisi kaybolsa bile bilgiler, ağda bulunan diğer kayıt yerlerinde saklanmaya devam ediyor. Bilgilerin kaydedildiği yerler, özel bir şifreleme ile kendinden gelen bir önceki ve sonraki ‘block’ ile ilişki içinde bulunuyor. Bu durumda zinciri oluşturan halkalardan birisinde bilgi değiştirildiğinde, bu bilgi kendinden önceki kayıtlarla uyumsuz hale geliyor. Bir kaydın değiştirilebilmesi için zinciri oluşturan halkalardan birkaçında değişikliğin onaylanması gerekiyor. Bir yerden çıkan bilgi, karşı tarafa ulaşana ve kodlar eşleşip bu bilgi açığa çıkana kadar kimse tarafından erişilemiyor, yönetilemiyor veya yönlendi-rilemiyor.
İçeriğe Ait Başlıklar
1983
Cypherpunk’ların kurucusu sayılan David Chaum 1983 yılında Ecash adında bir makale yayınladı ve dijital paranın temelini attı.
1993
David Chaum’un Ecash’i 10 milyon dolarlık yatırımla Digicash ismiyle şirketleşti. Aynı zamanda ABD’de kullanıma girdi.
1997
Adam Back tarafından Hashcash kuruldu. Bu, Bitcoin madenciliğinin anası sayılabilecek teknolojiyi de beraberinde getirdi. Fikir, istenmeyen e-postaların (spam) engellenmesiyle ortaya çıktı.
1998
ABD, Saint Louis’de bir bankayla ortak şekilde Digicash kullanıldı. Microsoftda Digicash’e destek verdi. Sonra da The Mark Twain Bank, kredi kartı şirketi Mercantile Bank tarafından satın alındı. Bu kredi kartı şirketinin iptal ettiği ilk sözleşme Digicash oldu.
B-Money ortaya çıktı. Bitcoin’in atası sayılan dijitaL para fikri bu. Aynı zamanda, akıllı kontratlara atıfta bulunuldu: “Bir para sisteminde iki olmazsa olmaz vardır: Bir, değerin bir yerden bir yere transferi. İki, değerin belirli birtetiklemeyle satışa çıkması.” Bit Gold yaratıldı. Bitcoin’in ilk geliştiricilerinden, babalarından sayılan Nick Szabo’nun işi. Bugünkü Bitcoin yapısının basit bir versiyonu sayılabilir. Akıllı kontratların ilk konsepti çizildi. Double spending’* problemini bölümsel olarak çözüldü.
2008
Bitcoin, 2008 krizinden hemen sonra Satoshi Nakamoto tarafından bir kriptografi e-posta listesinde ortaya atıldı.
2009
2009 yılının Ocak ayında ilk Bitcoin transferini Nakamoto gerçekleştirdi.
2010
6 Ağustos 2010’da Bitcoin sisteminde, protokolde bir açık keşfedildi. Bu açık sayesinde 184 milyar tane Bitcoin yaratılıp iki ayrı adrese transfer edildi. Bu açık birkaç saat içerisinde düzeltildi. Vitatik Buterin, 2010’da Bitcoin Magazine’i yayınladı. Buterin, kripto para piyasasına medyacı olarak adım attı.
2011
Ödeme aracı olarak Bitcoin’in kullanıldığı, uyuşturucu, silah kaçakçılığı ve bilumum yasadışı ticaretin yapıldığı Silk Road açıldı. Bitcoin, 2011’de ana akım haline geldi.
2012
Ekim 2012’de binden fazla satıcı Bitcoin’le ödeme kabul etti. 2012’de Bitcoin Foundation’*” kuruldu.
2013
Bitcoin’le ilgili ilk tutuklama gerçekleşti. Silk Road’un kurucusu Ross William Ulbricht tutuklandı. Coinbase ortalama 22 dolarlık fiyatla tek seferde 1 milyon dolarlık Bitcoin sattı. Bu, Bitcoin’de yapılan en büyük işlem.
2014
160 bin işletme Bitcoin’le işlem kabul etmeye başladı. 744 bin Bitcoin’in hesaplarından çalındığını duyurdu. Microsoft ve Xnyga gibi devler oyun platformlarında Bitcoin kabul etmeye başladı.
2015
Bitcoin Magazine’in kurucusu Vitalik Buterin, Ethereum’u kurdu.
2016
Japonya, Bitcoin’i kabul ettiğini duyurdu. Oyun platformu Steam, Bitcoin’le ödemeleri kabul etmeye başladı.
2017
Bitcoin Cash ortaya çıktı. Bitcoin’in değeri 20 bin doLarı aştı.
David Chaum’dan, Veri büyüdükçe ortalama kullanıcının sofistike seviyesi düşüyor. Onlara veri gizliliğinin ne olduğunu anlatmak zorlaşıyor” alıntısını yapan Fatih Güner. bugünlerde Bilcoin’e ihtiyaç duyulmasının ana«6ebebinin ve motivasyonun tamamen veri gizliliğinden kaynaklandığını söylüyor: “Hiç kimsenin Bitcoinden bahsederken veri gizliliğinden bahsetmemesi beni gerçekten irrite ediyor.”
Double Spending problemi nedir?
Bir bankadan başka bir bankaya EFT yapıyorken. talebiniz onaylanıyor. Ancak paranız dijital olarak iki bankanın hesabında birden gözüküyor. Para aynı anda iki yerde duruyor. Bankacılık sisteminin çözemediği problemlerden biri bu. Gece saat 11.59da EFT sistemi merkezle senkronize hale geldiği zaman tüm bankalarda teke düşüyor o para. Fakat bu senkronize işlemi yapılana dek para iki yerde de gözüküyor. Bit Gold bu problemi kısmen çözüyor ve madenciliğin ilk fikri tohumlarını atıyor.
Cypherpunk Nedir? Kimlerdir?
1989’da ortaya çıkan, veri gizliliğine önem veren krip-tografi uzmanlarının yer aldığı grup. Cypherpunk’lar genel olarak kişisel gizliliğin dijital çağda aşırı gerekli olduğunu söylüyor. Manifestoları şöyle:
- Gizlilik sır saklamak değildir.
- Hiçbir söylem yasaklanamaz.
- Açık bir toplumda gizlilik finansal işlemlerde de sağlanmalıdır. Anonim değer transferi mümkün kılınmalıdır.
• Biz kod yazarız. Herhangi bir kurumla ya da devletle çalışmıyoruz.
Cypherpunk Ekibi
Paul Syverson, Wikileaks’in kurucusu Jullian Assange, Bittorent’in kurucusu Bram Cohen, PGP kurucusu Phil Zimmermann, Ecash’in kurucusu David Chaum…
Cypherpunk’ların kurduğu Wikileakş, iki Reuters muhabirinin sivil oldukları bilinmesine rağmen Amerikan uçakları tarafından vurulduğunu gösteren videoyu ve ilişkili belgeleri yayınlıyor. ABD de buna karşın yaptırım olarak. Visa ve Paypal’a Wikileaks hesaplarını kapatmasını talep ediyor. Assange da karsı hamle de bulunarak “Madem öyle, bize Bitcoin gönderin” diyor. Bitcoin bundan sonra ana akım haline geliyor.
Bitcoin teknoloji olarak merkezsiz olsa da fikri bir merkezi var. Bu vakfın 17 kişiden oluşan bir yönetim kurulu.dünya çapında da aktif kod bağışlayıcısı olarak sayılabilecek 3 bine yakın uygulama geliştiricisi var. Bu uygulama geliştiriciler, ortaya attıkları fikirleri ve kodları yine kendi aralarında bir konsensüs oluşturmak suretiyle karar mekanizması haline geliyor. Bitcoin çekirdeğine 3 bin satır kod ekleniyor. Yani, Bitcoin de 2008 de kurulduğu gibi yerinde sayıklamıyor, deviniyor.
Alp Börü