Araba Kiralama İş Fikirleri
Otomobilinizi Kiraya Verirmisiniz?, Araba Kiralama İş Fikirleri
Zor bir karar. Ama aracını başkasına kiralayanların ya da başkasının aracını kiralayıp kullananların sayısı artıyor. Sonuçta, araç paylaşım şirketleri de bütün dünyada hızla yayılıyor. Fikrin ilk ortaya çıkışından bu yana 10 yıl geçti. Peki bu şirketler kârlı olmayı başarabildi mi?
Daniel Noble, bu uygulamanın her şeyden önce çok saçma bir fikir olduğunu düşündü. Bir arkadaşı, işteyken arabasını her gün düzenli biçimde bir komşusuna veriyor ve mesai saatleri içinde arabayı komşusu kullanıyormuş. Karşılığında da komşusu, neredeyse arabasının aylık kullanım maliyetini karşılayacak kadar bir ödeme yapıyormuş. Başka bir deyişle, Noble’ın arkadaşı, araba sahibi olduğu için bir kazanç elde ediyormuş. Üstelik ihtiyacı olduğu an, komşusundan arabasını isteyip kendi kullanabiliyormuş. Acaba Avustralya, Sidney’de yaşayan ve birçok alanda değişik işler yapan Noble, bu fikri bir işe dönüştürebilir miydi? Arkadaşı ona bir öneride bulundu. Hem kendi arabasını, hem de tanıdıklarının arabalarını bu şekilde kiraya verebilirdi. Noble bu fikirden pek hoşlanmadı. “Yok artık” dedi, arabasını bir yabancının ellerine teslim etmek, olacak iş miydi?
Peki arkadaşı böyle bir şeye nasıl razı olmuştu? Aslında bu sistem arabalarına düşkün Avustralyalılar için pek uygun bir şey değildi . Noble, Londra’da, Mayfair’de kaldığı lüks otelde, CNBC Business muhabirine bunları anlatıyor, arada kahkahalarla gülüyordu. Uzun ^ boylu, gür sesli bir adamdı. Pahalı bir takım elbise giymişti.
Uzun sözün kısası, arabasını kiraya vermeye ihtiyacı olduğunu düşündürten biri gibi durmuyordu. Başka bir arkadaşı daha, aylarca yurt dışında çalıştıktan sonra Avustralya’ya dönünce arabasını kiraya verdiğini anlatmış Noble’a. O da konuyu tekrar düşünmüş. Düşünmekle de kalmamış. 2009 yılında bir web sitesi (DriveMyCar Rentals) kurarak işi denemeye karar vermiş. Sitesine ilk önce kendi aracını koymuş. Daha sonra da, eşini dostunu arayıp arabalarını kiralık olarak gösterip gösteremeyeceğini sormuş, istekli olanları listeye ekledikten sonra olacakları beklemeye başlamış. Son birkaç yıldır otomobil araç paylaşım girişimleri bütün dünyada hızla yaygınlaşıyor.
Londra’da şehir merkezine giren araçlardan ücret alınmaya başlamasıyla birlikte trafik yüzde 25 azalmış. Kısa süreli araç kiralamanın da aynı etkiyi yaratması bekleniyor.
Bütün Çinliler otomobil sahibi olursa…
Peki, bu girişimler kâr ediyor mu? Herkesin kabul ettiği gibi kâr etmek için can alıcı nokta, kritik bir kullanıcı sayısına erişmektir. Acaba bu noktaya erişmek ne kadar sürecek ve kaç girişim bu noktaya yaramadan batacak? Araç paylaşım modelinin başlamasının en büyük nedeni otomobil sayısındaki artışın beraberinde getirdiği olumsuzluklar. Ford Motor Company’nin başkanı Bili Ford’tın söyledikleri önemli. Ünlü iş adamı, geçenlerde verdiği demeçte, Çin ve Hindistan gibi gelişmekte olan ülkelerin ABD ölçeğinde (ehliyetli sürücü başına 1.2 araç) araç kullanımı oranına sahip olması halinde büyük bir felaketin yaşanacağını söyledi. Ford’un gözlemlerine göre Pekin’de yaşayan ortalama bir sürücü günde ortalama beş saat araç kullanmak zorundaydı. Ford, öte yandan, geçenlerde Çin’de yaşanan bir trafik sıkışıklığını örnek verdi. 160 kilometre uzayan araç kuyruğunun temizlenmesi için 11 gün geçmesi gerekmişti.
Bugün, araç paylaşım şirketleri, pazarlamalarını, kendi araçlarından birinin 10 ila 20 aracın sokaktan çekilmesini sağlayabileceği, bunun da çevre açısından olumlu bir şey olduğu mesajı üzerine oturtuyor. Bir ölçüye kadar bu mesaj gayet iyi işe yarıyor. Ama asıl farklılık yaratan şey, Noble’a göre küresel kriz.
Bir çırpıda 14 bin kişi
Noble, web sitesini kurduktan sonra, birkaç ay boyunca müşterilerin kendisini keşfetmesini beklemiş. Finansal kriz başladıktan sonra bir televizyon muhabiri onu arayıp, ııakitsiz kalan AvustralyalIların araçlarını kiralamasına ‘nasıl yardımcı olabileceği’ konusunda bir haber yapmak istediğini söylemiş. Her ne kadar, o ana kadar, tek bir araç bile kiralamamış olsa da, Noble yardımcı olmaktan memnuniyet duyacağı cevabını vermiş.
Mucize eseri kameraların gelmesinden bir gün önce, bir kadın, Noble’dan araç kiralamış. Noble, aracı geri getiren kadına, hizmetten memnun olup olmadığını ve televizyona bu konuda röportaj verip vermeyeceğini sormuş. Kadın kabul etmiş. Haberin televizyonda yayınlanmasından itibaren yarım saat içinde Noble’un sitesini 14 bin kişi ziyaret etmiş. Noble’un işlerinin o günden sonra yaver gittiğini söyleyelim.
Trend kiralamaya doğru
İki araştırmacı, Rachel Botsman ile Roo Rogers, ‘What’s Mine Is Yours: The Rise of Collaborative Consumption” adlı kitaplarında kaynak kısıtlılıklarıyla birlikte, teknolojik inovasyonlarının ortak etkisinin, tüketici tercihlerinin giderek satın almadan kiralamaya doğru kaymasında kendini göstereceğini ileri sürüyorlar. Otomotiv sektöründe araç paylaşım girişimleri pazarının büyük bir hızla büyüyeceği tahmin ediliyor. Bazı tahminlere göre 2016 yılı itibariyle bu alanın büyüklüğü Amerika ve Avrupa’da 4’er milyar dolara, Asya’da da benzer bir rakama kadar çıkabilir. Ama bu büyümeyi yönetmenin hiç de kolay olmayacağı ve mali açıdan sürdürülebilir bir büyüme yaşayamayan firmaların yok olacağı da söylenenler arasında.
Dünyanın en büyük araç paylaşım şirketi ABD’li Zipcar, kurulalı 10 yıl geçmesine rağmen hâlâ kâr etmiş değil. Şirket, 2010 yılının Nisan ayında Streetcar’ı satın aldığı İngiltere’de de ikinci sıraya yükseldi. Netice itibariyle şu anda ABD, İngiltere ve Kanada’da 500 binden fazla üyesi ve 8 binden fazla aracıyla, kritik kullanıcı sayısına ulaştığını iddia edebilir.
Oysa Zipcar’ın rakiplerinin ifade ettiği gibi, bu işte önemli olan kritik kullanıcı sayısı değil, sürekli değişen hedefler var…
Geleneksel araç paylaşım modeli, oldukça yüksek sabit maliyetlere sahip. Aynı alanda faaliyet gösteren Relay Rides şirketinden Shelby Clark’ın hesabına göre, bir araç filosunda araçlar her 24 saatin yüzde 40-50’si oranında kiraya verilebilirse kâr edilebiliyor.
İngiltere merkezli Whipcar’ın kurucu ortağı Vinay Gupta’nın söylediğine göre bir başka sorun, büyük ölçekli şirketlerde müşteri memnuniyetsizliğinin yüksek oluşu. “Yakınlarınıza bir araç paylaşım şirketi otoparkının açılması önceleri çok hoş geliyor ama zaman içinde üye sayısı giderek artıyor ve siz ihtiyacınız olduğunda giderek çok daha zor araç buluyorsunuz” diyor Gupta ve ekliyor: “Yani varlıklarını artırmak araç kiralama şirketlerinin çıkarına ama bu durum müşteri memnunij^etini azaltan bir etkiye sahip.”
Alternatif yöntemler
Bu tür olumsuzlukları gidermek için bazı değişik uygulamalara gidiliyor. Örneğin Londra’da kamu sektörü çalışanlarının araçları akşamları kullanması teşvik ediliyor. Böylece gün içinde bu araçların kullanımı üzerindeki baskı azaltılmaya çalışılıyor. Bu arada ABD’de Zebigo adlı bir yolculuk paylaşımı uygulaması, anlık araç havuzları oluşturmaya çalışıyor. Fikir şu: yolcular araç sahibinin yakıt masrafını karşılayacak, artı, şirkete yolculuk başına 49 sent ödeyecek. Bu da yaklaşık 20 kilometrelik bir yolculuk için 5 dolar tutuyor.
Hızla gelişen bir başka alternatif model ise birebir (komşudan komşuya) araç kiralama. Bu modelle, bir yılda ve ciddi bir reklam harcaması yapılmaksızın bile Whipcar, Zipcar ile Streetcar’ın toplamından fazla aracı yönetimi altına almayı başardı. Ayrıca Whip-car sadece büyük şehirlerde değil, ülke çapında dört yüz merkezde bulunuyor. Clark, “Birebir kiralama yöntemi banliyölerde, hatta köylerde bile çalışabilir” diyor. “Denver’in banliyösünde büyüyen annemin küçük bir aracı vardı altı çocuğuyla köpeğini taşımak için ayda bir kez o aracı kullanması gerekirdi. Eğer o sıralar araç paylaşım sistemi olsaydı Toyota Prius gibi yakıtı daha verimli kullanan bir araç kiralar ya da ihtiyacımız olduğu gün komşumuzun büyük aracından faydalanırdık.”
Önce sigortacınızı ikna edin
Birebir kiralama fikri yaklaşık on yıldır ortada olmasına rağmen herhangi bir noktaya varılamamıştı. Kaliforniya merkezli Spride’ııı kurucusu Sunil Paul, “Buradaki darboğaz sigortadır. En büyük sorun, kasko sigortalarının ticari kullanımı yasaklaması” di)w. Paul’un şirketi, Kaliforniya yetkililerini bu konudaki yasayı değiştirdikleri zaman araç paylaşımında bir devrime imza atacaklarına ikna ettikten sonra yol almaya başlamış.
Avustralya’da Noble’un da başına aynı şey gelmiş. Sitesiyle ilgili haberin televizyonda yayınlanmasının ardından siteye giren 14 bin kişinin çoğu, araçlarını kiralamalarına sigorta tarafından izin verilmediği yolunda şikayet dile getirmiş. Noble, “Bütün sigortacılara gittim ama beni başlarından savdılar” diyor. Sonunda kendisini dinleyen bir sigortacı bulunca ona sicili bozuk kişilere araç kiralamayacağını ve araç sahiplerinin araçlarını kiralayan kişiler konusunda bazı kısıtlamalar koymasına izin vereceğini söyleyerek sunduğu iş planının bir sigortacı açısından çok kârlı olabileceğini açıklamış. Ve istediği poliçeyi almış, Ama münhasıran. “Eğer başkası da benim poliçemden isterse başka bir sigortacı bulması gerekecek ki hiç de kolay bir şey değil bu” diyor. Noble birebir kiralamayı, sağlam bir işin ancak bir parçası olarak görüyor. “Herkes Zipcar birebir kiralamaya girseydi yıllar öncesinden başlayarak kâr ederdi diyor. Hiç sanmıyorum. Birebir, faydalı bir tedarik zinciri aracı ama bütün işimi bunun üzerine kursaydım batardım. Araç paylaşımı, pastanın dilimlerinden sadece biridir. Asıl büyük pazar ise, leasing ile araç kiralama işiııdedir.”
Noble, araç kaynağı olarak sadece özel şahısların araçlarını değil, filo sahibi şirketlerin araçlarını da kullanıyor. “Sürücü, aracın nereden geldiğine bakmaz. Filo sahibi şirketlerin bin aracı olabilir ama bu araçları kiralamaları için çok zaman gerekir. Onlara, ‘gelin araçlarınızı günlük 17 Avustralya dolarından bana verin’ dedim. Önce ‘git başımızdan’ dediler ama normalde onlar için maliyet oluşturan araçlardan ne kadar para kazanabileceklerini anlayınca fikirlerini değiştirdiler.”
Noble, önümüzdeki birkaç ayda kâra geçmeyi umduğunu söylüyor, heyecanla. Güzel bir otelde kalıyor çünkü ABD ve İngiltere’de bu işi kurmasını isteyen yatırımcılar tarafından davet edildiği için İngiltere’ye gelmiş.
“Küresel anlamda en büyük operatör açık arayla biziz” diyor. “Bu işten ayda birkaç bin dolar gelir sağlayan başka bir şirket yok. Çoğu işe yeni başlamış girişimler ve her ay ellerindeki paranın bir kısmı daha eriyip gidiyor.”
Davranışlar değişiyor
2003 yılında Londra’da şehir merkezinde seyreden motorlu araçlardan ücret alınmaya başlandıktan sonra merkezdeki trafik sıkışıklığı yüzde 25 oranında azaldı. Kısa süreli araç kiralamanın da buna benzer bir etkisi olduğu görülmüş durumda. Bunun nedeni araç sahiplerinin sokağa çıkmamasından ziyade daha çok yürümeleri (yüzde 21), daha çok bisiklete binmeleri (yüzde 14) ve toplu ulaşım araçlarını daha çok kullanmaları (yüzde 11). Nitekim Zipcar sistemine üye olan araç sahiplerinin beşte biri araçlarını satmış.
Dolayısıyla meseleye şehir plancıları açısından bakıldığında araç paylaşımı herkes açısından daha az trafik, park yeri bulmada kolaylık ve genel olarak herkes açısından daha memnuniyet verici bir hayat anlamına geliyor.
Kendi aracınızı kiraya verebileceğiniz güvenli araç paylaşım platformumuza üye olmak için sitemizi ziyaret edebilirsiniz.
http://unbouncepages.com/livecar/