Altın alınır mı, satılırmı mı? ons ve gramda alış-satış seviyeleri
Ons ve gram altın için yeni alış ve satış seviyeleri...
TIPKI 2019 yılında olduğu gibi 2020’de de altın muhteşem getirisiyle gündeme damgasını vurdu, tik altı ayda tercihini altından yana yapanlar ons bazında yüzde 13, gram altın bazında ise yüzde 28 gibi hiçbir yatırım aracından sağlayamayacakları getirilere ulaştı. Ancak son haftalarda altın fiyatlarında yaşanan hafif gevşemeler herkesin kafasında soru işareti yaratmaya başladı. Acaba hızlı çıkış yerini düşüşe mi bırakacak sorusu çok sık sorulur oldu. Tabii şimdiden buna kesin bir cevap vermek imkansız ancak uzmanlara göre birkaç ay bu zayıf düzeltme devam etse bile 2020 yine altın yılı olacak. Piyasadaki genel beklentiye göre, özellikle yılın son üç ayında altında yeni bir yükseliş dalgası yaşanacak.
Bu beklentinin en temel nedeni ise tartışmasız tüm dünyayı kasıp kavuran Covid-19 pandemisi ve ülke ekonomilerine vurduğu ağır darbe. Bugün ekonomilerini yeniden harekete geçirebilmek için tüm gelişmiş ve gelişmekte olan ülke merkez bankaları destek paketleri ve faiz indirimleriyle deyim yerindeyse para musluklarını sonuna kadar açmış durumda. Amaç ekonomileri harekete geçirip, büyümeye destek olmak. Tabii bu arada başta ABD-Çin arasında yaşanan ticaret savaşları, yine 3 Kasım’da yapılacak olan ABD seçimleri gibi çok sayıda stresi artıran başlık da altına destek veriyor. Özellikle ABD Başkanı Trump’m yeniden seçilmesi, koronavirüste ikinci dalganın yaşanması gibi gelişmeler karşısında stresin daha da artacağı ve bunun da altın fiyatlarını bu kez tarihi zirvelere yaklaştıracağı görüşü hakim.
ALTIN ZİRVEYİ GÖRÜR MÜ?
Piyasada yaygın olan beklenti ise bu olumsuzlukların artması halinde yılın özellikle son çeyreğinde ons bazında altının 1.900 dolar, gram altının ise 430 TL’lere kadar yükseleceği yönünde. Buna göre yeni yükseliş dalgası yatırımcılarına yüzde 15-20’lere varan oranda getiri vadediyor. Piyasayı yakından takip edenler bilirler, ons altın en son 2008 finansal krizinde 1.923 dolara kadar tırmanmıştı.
Ufak bir hatırlatma daha yapalım; son günlerde hafif gevşeme yaşanmasına rağmen hali hazırda altının onsu 1.739 dolar, gram ..altın ise 382 TL’den işlem görüyor.
ALMALI MI, SATMALI MI?
“Almalı mı, satmalı mı” tartışmalarının alevlendiği dönemde sizin için ons ve gram altını mercek altına aldık. Kar realizasyonu yapılan bugünlerde fiyatlar hangi seviyelere iner, özellikle yılın son çeyreğinde hangi seviyeleri görürüz diye altın uzmanlarına sorduk. Ayrıca alım satım için en uygun seviyeleri araştırdık. Değerli metal yatırımlarını sadece altınla sınırlamak istemeyenler için gümüş, paladyum ve platine yönelik beklentileri de derledik. İşte, yanıtlar…
ÜNLÜ & CO
“VERGİ TALEBİ KISMEN ETKİLER”
Yılın ikinci yarısında altın fiyatlarının yönünü belirleyecek çok sayıda değişken bulunduğunu söyleyen ÜNLÜ & Co Araştırma Bölümü Müdürü Murat Akyol, “Özellikle koronavirüs salgınında ikinci bir dalganın gelip gelmeyeceği altının yön arayışında belirleyici olacaktır. Ayrıca ABD ile Çin arasındaki ilişkilerin seyrinin janında kasım ayında yapılacak ABD Başkanlık seçiminin de altın fiyatlarına doğrudan etki edebileceğini düşünüyoruz. Risklerin artması durumunda yıl içinde 1.800 ve 1.850 dolar seviyeleri sonraki hedefler haline gelebilir. Bu senaryo, dolar/ TL’nin 6.75 civarında kalmaya devam etmesi durumunda gram altında 390-400 TL’ye doğru bir eğilim olabileceğine işaret ediyor” diyor. Buna karşın, Akyol’a göre, salgın riskinin geride kalması ve ekonomilerdeki toparlanma eğiliminin verilere de yansıyarak güç kazanması durumunda altın fiyatlarında aşağı iniş görülebilir. Ancak altın üzerinde oluşabilecek baskının limitli kalabileceği görüşünün daha kuvvetli olduğunu öne süren Akyol, bunun nedenlerini ise şöyle özetliyor:
“Unutmamak gerekir ki ekonomiler normal seyrine dönmeye başlasa bile özellikle önde gelen merkez bankalarının faiz oranlarını uzun bir süre daha yüzde 0 seviyesine yakın tutması ve piyasalara enjekte ettikleri yüksek likiditeyi koruması bekleniyor. Bu da ekonomilerin toparlanması durumunda dahi altın üzerinde oluşabilecek baskının limitli kalabileceğine işaret ediyor. Bu dönemde portföylerde altın bulundurulmasını önermekle birlikte, altına verilen ağırlığın portföyün toplamının yüzde 5-10’unu geçmemesinin daha doğru bir yaklaşım olacağını düşünüyoruz.”
Altının yanı sıra gümüşün de gözde bir yatırım aracı olarak kalmaya devam ettiğine dikkat çeken Akyol, “Gümüşe yatırım yaparken özellikle altın/gümüş rasyosuna dikkat edilmesini öneriyoruz. Öyle ki, ikilinin performansı birbirinden ayrıştığında bu rasyoya bakarak söz konusu eğilimin devam edip etmeyeceğine yönelik öngörüde bulunmak mümkün olabilir” diyor. Akyol, -Türkiye’de altına getirilen yüzde l’lik verginin ise talebi kısmen etkileyebileceğini ancak bunun çok ciddi bir değişiklik yaratmayacağı görüşünde.
AHLATCI YATIRIM
“GÜMÜŞ VE PLATİNDE FIRSAT VAR”
Ahlatçı Yatırım Genel Müdür Yardımcısı Tonguç Erbaş, yılbaşından bugüne gram altın tarafında 290 TL ve ons fiyatlamasında 1.500 dolar seviyelerinden başlayan yükseliş hareketinin devam ettiği görüşünde. Ancak önümüzdeki dönem altının onsunda 1.695 doların altında fiyatlamaların gerçekleşmesi durumunda 1.600-1.650 dolara kadar geri çekilmeler yaşanma ihtimalinin yüksek olduğuna dikkat çeken Erbaş, fiyatlamaya ilişkin şu tahminde bulunuyor:
“Ons tarafında olabilecek böyle bir geri çekilme ve 6.70-6.80 bandında hareket edecek olan dolar/TL kuru ile gram altın fiyatını 350-360 TL seviyelerinde görebiliriz. Yılın geri kala-I mnda ise bu geri çekilme sonrası tekrar yükseliş hareketi gram altında 380-400 1 TL, ons altında da 1.700-1.800 dolar aralığında gerçekleşebilir. Yılın ikinci yarısında pandemi ile ilgili gelişmelere ek olarak ABD ile Çin arasında artabilecek olası gerilim ile ons tarafında 1.775-1.780 seviyeleri görülebilir. Böyle bir durumda gram tarafında 390-400 TL seviyelerini tekrar görebiliriz.”
Bu beklentiler ışığında Erbaş’a göre, altın almayı düşünen yatırımcılar için kısa vadede gram altında 350-360 TL bölgesi alım, 380-385 TL bölgesi ise satış fırsatı olarak duruyor. Ons altın içinse alışta 1.625 dolar, satışta 1.750 doların mantıklı gözüktüğünü söyleyen Erbaş, “Bence yatırımcılar portföylerinde minimum yüzde 30-35 oranında altın bulundurmalı. Altın haricinde yatırımcılara gümüş ve platini önerebilirim” diyor.
İŞ YATIRIM
“KISA VADEDE SATIŞ GELEBİLİR”
Iş Yatırım Uluslararası Piyasalar Direktörü Şant Manukyan’a göre, piyasalarda iki farklı senaryo var. Bu senaryolardan birinin ABD Merkez Bankası Fed’in para basacağı ve altının 2019 yılındaki gibi patlayacağı şeklinde olduğunu söyleyen Manukyan, “İkincisi ise fiziki altına saldırı olacak görüşü. Ancak ortada aksine bir resim var. Son açıklanan nisan ayı verilerine göre örneğin Çin’de hane halkı fiziki altın aliminin yüzde 30 düştüğünü görüyoruz. Benzer durum Hindistan ve Rusya’da da gözlemleniyor. Türkiye’de de altın talebinin artmadığını görüyoruz.
Yani 2018-2019 yılında olduğu gibi merkez bankalarının altın alımlarmı görmüyoruz” diyor. Bu dönemde altındaki yükselişi ağırlıklı ABD’li fonların alımları ve spekülatif alımların desteklediğini belirten Manukyan, altına ilişkin beklentilerini şöyle özetliyor:
“Ben bu ortamda kısa vadede altında bir düzeltme yaşanabileceğini düşünüyorum. Yani kısa vadede altın fiyatlarında düşüş ama uzun vadede yükseliş beklentimi koruyorum. Başka ifadeyle 6-12 aylık süreçte aşağı, 12 aydan sonrası içinse yukarı trend bekliyorum. Fiyat açısından bakarsak; kısa vadede ons altında 1.680 dolar seviyesi kırılırsa minimum 1.500 dolar seviyelerine kadar iniş yaşanabilir. Yükseliş içinse kısa vadede 1.750 dolar seviyesinin kırılmasi-gerekiyor. Bu durumda yukarı hareket devam edebilir. Son dönemde altının ons fiyatı bu söylediğim seviyeler arasına sıkışmış görünüyor. Fiyatlar söz konusu bu seviyelere yaklaştığında tepki alımı veya kar realizasyonu satışlarıyla karşılaşıyor.”
YATIRIMIM.COM
“GRAM 400 TL’Yİ GEÇEBİLİR”
Yatırımım.com Hazine Müdürü Erencan Umut’a göre, yılın ikinci yarısında da altın fiyatlarındaki yükseliş korunacak. Ons altının yıla 1.517 seviyesinden başlayarak en yüksek 1.765 dolara kadar çıkarak yüzde 23 artış yaşadığını hatırlatan Umut, “Gram altın tarafında ise özellikle dolar/ TL’de yaşanan yükselişin de güç vermesi ise yükseliş yüzde 37’ye yakın oldu. Yıl içerisinde altın fiyatlarında yukarı yönde hareketlerin devam etme olasılığı güçlü duruyor. Yıl içerisinde ons altında 1.770 aşılarak 1.840’e kadar yukarı hareketin devam edebileceğini düşünüyorum. Gram altın tarafında ise yeni rekorlar gelebilir. Gram altın 400 TL’nin üzerine çıkabilir” diyor.
Eren’e göre bu dönemde altın fiyatlarında yaşanacak düşüşler alım fırsatı olarak görülmeli. Bu yıl için ons altında 1.840 dolar gram altında ise 425 TL seviyelerini zirve olarak gören Umut, önümüzdeki döneme ilişkinse şu tespitte bulunuyor:
“Bu dönem altını trade aracı olarak görmekten ziyade yatırım aracı olarak nitelendirmek ve uzun vadeli yaklaşımla altın almanın daha doğru olduğunu düşünüyorum. Yıl içerisinde maksimum seviyelere ilişkin beklentimi paylaştım. Yalnız dünyada ekonomik ve siyasi durum bir hayli değişken. Oynaklığın yükseldiği bu dönemlerde salgın, para politikaları, hükümet teşvikleri, siyasi gerginlikler gibi gelişmeler altının değerini hızlı etkileyen unsurlar. Böyle bir dönemden geçerken altın yatırımcısının şimdilik satış tarafında olmaması gerektiğini düşünüyorum. Portföy oluşturduğumda ise bu dönemde altın ve hisse senetlerine ağırlık veririm. Altın portföylerde yüzde 30 civarında tutulabilir.” Umut, altın dışında özellikle gümüşün de yükseliş potansiyeli olduğu görüşünde. Yatırımcıların portföylerine gümüş alabileceği tavsiyesinde bulunan Umut, şu tespitte bulunuyor: “Özellikle gümüş fiyatları altına oranla daha zayıf kaldı. Henüz yukarı yönde fiyatlamaların oluştuğunu söyleyemiyoruz. Altın/gümüş makasının kapanacağını ve bunun gümüş lehine bir fiyatlama olacağını düşünüyorum. Paladyum, platin ve gümüş gibi emtialar altına oranla daha volatil. Kıymetli madenlerde oluşan talebin bu enstrümanları önümüzdeki dönemde destekleyebileceğini düşünüyorum. Özellikle gümüş ve paladyumda beklentilerim pozitif.”
YATIRIM FİNANSMAN
“YATAY SEYREDECEK”
Yatırım Finansman Strateji ve Yatırım Danışmanlığı Müdürlüğü Yönetmen Yardımcısı Vahap Taştan’a göre, altın fiyatları bir süre yatay bir seyir izleyecek. Yakın vadede gram altın fiyatının 350-380 TL bandında dalgalanacağını öngören Taştan, altının bugüne kadarki yükselişini tetiklcyen gelişmeleri şöyle özetliyor:
“Yılın ilk yarısı altın için kuşkusuz iyi geçti. 1.500 dolar seviyesinde yıla başlayan altının onsu yakın zamanda 1.750 doları da test Taştan etti. Altını bu tarafta destekleyen dinamiklerin azaldığı görüşündeyiz. Merkez bankalarını da baz aldığımızda talebin yakın geçmişe göre de düşük kalması burada etkili. Altındaki talebin dinamikleri de son bir yılda değişti. Genel talepte bir yıllık dönemdeki sınırlı artışta mücevherat talebinin azaldığını, ETF’lere para girişi olduğunu izliyoruz. Finansal piyasalarda ise yakın zamanda yükselen küresel tahvil faizleri bir süre altının yükselişi önünde engel teşkil edecek gibi duruyor. Kur tarafında ise dolar/TL’nin 7.20 bölgesini ikinci kez test etmesi ardından dengelenme aşamasında olduğunu görüyoruz. Bu iki dinamik yılın ikinci yarısında altının ivme kaybetmesine neden olabilir. Bu nedenle kısa vade beklentilerimiz altın tarafında bir süre yatay. 350- 380 bandını korumaya devam edebiliriz. Yılsonuna doğru ise yeniden 380 bandı üzerine hareket muhtemel görünüyor.”
Bu nedenle altın almak isteyenlerin alış için 350-355 TL bandını beklemesi gerektiğini söyleyen Taştan, satmak isteyenlerin ise 380-395 TL bandını izlemesini öneriyor. Yılın ikinci yarısında ons altın fiyatlarının gerileyeceği tahmininde de bulunan Taştan, yatırımcılara şu öneride bulunuyor: “Altının ‘{portföylerdeki ağırlığını yılın ikinci yarısında azaltmayı planlıyoruz. Bu nedenle altının portföylerdeki ağırlığı yüzde 20’lerin üzerinde olmamalı.”
NOOR CM
“VİRÜSTE İKİNCİ DALGAYA DİKKAT”
Noor CM Pazarlama Müdürü Ahmet Uluhan’a göre bir yıllık periyotta yükseliş trendinde olan altın özellikle virüs etkisi ile adeta uçuşa geçti. Mart ayından bu yana hızlı bir trend gerçekleştirdiğine dikkat çeken Uluhan, bu tırmanışı ABD-Çin gerilimi ve daha ileriye yönelik resesyon endişeleri ile ABD seçimlerine yönelik olası risk senaryolarının desteklediği görüşünde. Buna bir de pandemi sürecine bağlı ülke ekonomilerindeki çöküşler ve genişlemeci para politikalarının destek verdiğini hatırlatan Uluhan, şu değerlendirmede bulundu:
“Tüm bunlar altını 1.750 ons seviyelerine kadar taşıdı. Altın için bundan sonra kısa vadede 1.750-1.650 aralığında dalgalanma sürebilir. Daha uzun vade içinse 1.800 ons üzeri beklentiler ağırlıklı. Özellikle virüse dair ikinci dalga beklentisi, ABD seçimlerine dair beklentiler ve yine olası ABD-Çin eksenli gerilimler altını desteklemeye devam edecektir. Özetle, altında kısa vadede 1.750-1.680 gibi geniş bir aralıkta dalgalı seyir devam ederken, yıl sonuna kadar 1.800 ons üzeri test edilecektir. Virüse dair aşının bulunması ve tedavinin gerçekleşmesi ise tüm bu senaryoyu tersine çevirebilecek yegane gelişme olacak. Bu durumda dahi altın en fazla 1.600-1.550 bandına kadar geri çekilir.” Gram altın içinse hem ons bazlı gelişmeler, hem de TL’nin dolar karşısındaki seyrinin belirleyici olacağını hatırlatan Uluhan, fiyat beklentisini ise şöyle özetliyor:
“Gram altında ise 400-360TL bandında hareket bekliyorum. Özellikle kısa vade ataklarda 377-380 kademeleri dikkatle izlenmeli. Bu seviyenin aşılması durumunda 400 hedeflenebilir. Aşağı yönlü geri çekilmelerde ise 370-365 ve 350 kademeleri kritik dip seviyeleri. Bu dönemde özellikle geri çekilmelerde altın lehine alım önerilerimizi ve orta uzun vade de portföylerde bulundurma önerilerimizi devam ettiriyoruz. En azından portföylerin yüzde 25-30’luk kısmı sürekli altında tutulmalı.”
Uluhan bu dönemde altının yanı sıra diğer değerli ve yarı değerli metallerin de yatırım fırsatı sunabileceğini hatırlatıyor. Ancak bunlarda şu aşamada altm gibi köklü trend hareketleri beklenmemesi gerektiğine vurgu yapan Uluhan, “Özellikle gümüşte piyasanın fırsat vermesi durumunda 17-16 dolar bandında alım yapılıp, 19-20 dolar seviyelerine doğru kar realize edilebilir. 20 dolar kırılmadıkça daha yukarı yönlü hedefler çok gerçekçi olmayacaktır” diyor.
GEDİK PORTFÖY
“2000 DOLARI AŞABİLİR”
Gedik Portföy Genel Müdürü Halim Çun, ons altının bu yıl içinde 2.000 doları aşabileceği görüşünde. Yılın ilk beş ayında ons altının dolar bazında yaklaşık yüzde 14 gibi hızlı bir yükseliş yakaladığını hatırlatan Çun, “Son gelişmelerden sonra altının değer kazanması için nedenlerin yılbaşına göre daha da güçlendiğini söyleyebiliriz. Özellikle tüm gelişmiş ülkelerdeki düşük veya negatif faiz oranları zayıflama eğilimindeki ABD Doları, ABD-Çin ticaret savaşı ve küresel ekonomilerin özellikle pandemi ortamına bağlı orta vadeli belirsizliği en önemli nedenler arasında. Buna birde parasal genişlemeye bağlı enflasyonel beklentileri de eklerseniz altm için kusursuz ve ideal bir ortam ortaya çıkmış olur” yorumunu yapıyor.
Altının tarihi hareketlerini de hatırlatan Çun, 2008 krizi sonrası 682 dolar onsa inen altının üç yıl sonra 2011 Eylül’ünde 1.900 dolara tırmanışını örnek göstererek, “Önümüzdeki dönemde bu ölçüde olmasa da altının şanslı olacağı açıkça görünüyor: özetle, 2020’nin kalan bölümünde dolar beklediğimiz kadar değer kazanmayabilir, altm ise tahmin edilenden fazla yükselebilir diyebiliriz” diyor.
Gram altm tarafında ise haziranın ilk haftasında 365 TL ile son iki ayın en düşüğünü gördüğümüzü hatırlatan Çun’a göre, bu seviye alım için bekleyenlere avantajlı bir giriş fırsatı sunuyor. Bu nedenle portföylerde mutlaka bir miktar altm bulundurulması gerektiğini söyleyen Çun, yatırımcılara ise şu tavsiyelerde bulunuyor:
“Birincisi, döviz bazlı portföylerde hedge amaçlı olarak ons altm taşınması yararlı olacaktır. Doların göreceli değer kaybı riskine karşı burada döviz pozisyonlarının asgari yüzde 25-50’si kadar hedge amaçlı ons altın pozisyonu VIOP piyasasından alınabilir. TL bazlı portföylerde ise, portföyü riskten ve dalgalanmalardan korumak amacıyla yüzde 20-30 arasında gram altın pozisyonu alınabilir. Burada yine VlOP’dan yararlanılabileceği gibi, altm fonları ve Borsa Yatırım Fonları (BYF) de kullanılabilir.”
Çun’a göre, bu dönem gümüş de yine parasal genişleme ve buna bağlı stagflasyonist endişelerden beslenen ve hedge amaçlı düşünülebilecek bir yatırım aracı. Son yıllarda altın/gümüş oranının gümüş lehine bozulduğunu hatırlatan Çun, “Bunun bir dönüş sinyali olduğu ve bundan sonraki dönemde gümüşün altından daha hızlı değerlenebileceği tahminleri çoğalıyor. Son durumda 17.60 dolar ile yılbaşı değerine yakın duran gümüşte, beklenen ralliden emin olmak için 18.5-19 doları aşmasını beklemek daha doğru olabilir” diyor.
İŞ PORTFÖY
“ALTIN FONLARINA TALEP ARTTI”
Iş Portföy Genel Müdür Yardımcısı Emrah Yücel, son üç yıldır yatırımcıların altm yatırım fonlarına olan talebinde önemli artış yaşandığını söylüyor. Altm fiyatlarının özellikle yılın ilk yarısındaki yükselişine bağlı olarak altm fonlarına olan ilginin arttığını açıklayan Yücel, “Yılbaşında 1.3 milyar TL olan toplam altm yatırım fonu büyüklüğü Haziran 2020 itibarıyla yaklaşık yüzde 150 artarak 3.2 milyar TL’ye ulaştı. Bu artışın 600 milyon TL’si değer artışından, yaklaşık 1.3 milyar TL’lik kısmı fonlara yeni para girişinden sağlandı. Bireysel emeklilik fonlarına baktığımızda da, sene başında 15.6 milyar TL büyüklüğe sahip altın emeklilik fonlarının 24.7 milyar TL’ye ulaştığı görüyoruz. 9.1 milyar TL büyümenin 4.1 milyar TL’si ise yine yeni para girişinden kaynaklanıyor” diyor.
Yücel, altın alımlarına getirilen kambiyo işlem vergisinin ise altın yatırım fonlarının getirilerine ve bu fonlara olan talebe önemli bir etki yaratmayacağı görüşünde. Yüzde l’lik verginin daha çok kısa vadeli ve yüksek frekanslı fiziki olmayan alım-satım kararları ile fiziki olmayan altın mevduatları gibi işlemleri etkileyebileceğini ifade eden Yücel, “Altın yatırım fonları ise bu kapsama girmiyor” diyerek sözlerini şöyle sürdürüyor:
“İçinden geçmekte olduğumuz Covid-19 süreci tüm dünyadaki ekonomik aktivite üzerinde sert bir azalış etkisi yarattı. Her ne kadar yılın ikinci yarısında ekonomilerde toparlanma beklentisi bulunmasına karşın salgın öncesi seviyelere dönmemiz zaman alacaktır. Bu, altının portföylerde belli oranlarda bulundurulması için motivasyon olacak. Bu doğrultuda, altına ve altın fonlarına ilginin sürmesi beklenmeli.”
Yılbaşından bu yana bakıldığında altının, dolar bazında yüzde 13, TL bazında yüzde 28 getiri elde ettiğini de hatırlatan Yücel, sözlerini şöyle sürdürüyor:
“Bugün altın fiyatlarını destekleyen unsurlara bakıldığında global olarak düşük olan faiz seviyeleri, genişleyici ,para vc maliye politikaları hala ön planda kalmaya devam ediyor. Orta-uzun vadede altın fiyatlarında yeni bir ^ ivmelenme yaşayabiliriz. Ancak, bu daha uzun vadeli bir konu başlığı olarak takip edilmeli. O zamana kadar ise altın fiyatlarında hareketin dar bir bantta seyretmesi söz konusu olabilir. Altın fiyatları için orta-uzun vadeli bakış açımız pozitif olmakla birlikte, fiyat hareketinin zamana yayıldığı bir süreç beklemek daha makul gözüküyor.”
Yücel, bu beklentiler ışığında, ons altın fiyatı için orta vadeli hareketlerde 1.800 dolar seviyesinin yukarıda önemli bir direnç olduğunu 1.450 doların ise destek olacağını söylüyor. Dolar/TL içinse yılın kalanında istikrarlı bir seyir beklediklerini ifade eden Yücel, sözlerini şöyle sürdürüyor:
“Dolayısıyla, altın yatırımcısının beklenti oluştururken döviz kuru hareketlerinden ziyade ons altın fiyatındaki beklentileri dikkate alması gerekir. Genel bir değerlendirme yapacak olursak; düşük ve orta riskli fon dağılımları çerçevesinde yatırımcıların portföylerinde yüzde 10-25 arası altın fonu bulundurmaları makul gözüküyor” diyor.
DENİZ YATIRIM
“GERİ ÇEKİLME YAŞANABİLİR”
Deniz Yatırım Strateji Bölüm Müdürü Or-kun Gödek, altın fiyatlarındaki son dönem yükselişi 6-7 yıllık sessizliğin enerji birikmesi olarak ifade ediyor. Son bir yılda ise ABD-Çin ticaret gerginliği, merkez bankalarının gerçekleştirdikleri fiziki alimi ar ve ABD Doları’nm zayıf seyretmesinin altını güçlendirdiğini ifade eden Gödek, “Beklenmeyen pandemi sürecinin yarattığı global belirsizlikler ons altında talebin artmasına ve yatırımcıların tercihlerini bu yöne çevirmelerine zemin hazırladı. Ülkelerin sıfır faiz politikasını hayata geçirilmesi ile de fiyatlar 1.750/60 dolar seviyelerine dek yükselişi destekledi” diyor. Ancak Gödek, nisan ayından itibaren merkez bankalarının başta Rusya olmak üzere alım tarafından çıktığını ve sadece fon (ETF) alımlarınm artarak devam ettiğini hatırlatıyor. Bu ortamda 2020 yılı için ons altın cephesinde 1.700-1.800 dolar bandında bir seyir izlenebileceği tahmininde bulunan Gödek, şu değerlendirmeyi yapıyor:
“Teknik analizle ilgilenen yatırımcılar için 1.680 doların aşağısında satışların hızlanmasını beklediğimizi ve geri çekilmelerin 1.650 dolara dek devam edebileceğini belirtmek isteriz. 2021 ve sonrası dönemde ise altın fiyatlarındaki seyir 1.800 dolar ve üzerine yeni girişlerle devam edebilir. Bu noktada pozitif beklentimizi koruyoruz. Kısa vade açısından gördüğümüz en önemli risk ABD tahvil faizlerinin yükselmesi. Reel getirilerin artması altın fiyatları açısından negatif baskı unsuru konumunda. Ayrıca, global toparlanmanın beklenenden daha hızlı olması da riskli varlıklara yönelimi destekleyeceğinden altın fiyatlarındaki geri çekilme eğilimini hızlandırabilir.”
Gümüş mü, paladyum mu, platin mi?
Altın dışında değerli metallere yatırım yapmak isteyenler için de özellikle gümüş, paladyum ve platin alternatif olarak karşımıza çıkıyor. Ancak Türkiye’de bu metallere yatırım fiziki olarak çok mümkün ve karlı görünmüyor. Çünkü bu metallerde sağlıklı bir piyasa yok. Piyasalar çok sığ olduğu için de alım ve satım arasındaki makas oldukça fazla. Bu da bu metallere yatırımı karlı olmaktan çıkartıyor. Söz konusu bu üç metal ekrandan alım satım yapanlar içinse çok daha uygun. Yatırım fırsatı sunan bu üç metal için yılsonuna kadar geçecek süreçteki beklentiler ise şöyle:
• GÜMÜŞ: Gümüş hem ekran, hem fiziksel olarak alım satım yapmaya daha uygun bir metal. Ancak hemen belirtelim; gümüş piyasası oldukça sığ bir piyasa. Bu yüzden sağlıklı bir borsası olduğundan bahsetmek zor. Yılın son yarısında gümüşe ilişkin beklentiler ise oldukça zayıf. Getiri açısından bakıldığında gümüşe yatırım yerine altına yatırım yapılması daha uygun görünüyor. Hali hazırda 17.80-17.90 onstan işlem gören gümüşün önümüzdeki altı ayda 18.00-18.50 maksimum 20 dolar ons’a çıkabileceği beklentisi kuvvetli. Ancak altını takip eden bu metal, altındaki bir düşüş karşısında 15-15.50 dolara kadar gerileme potansiyeli taşıyor.
• PLATİN: Sanayide kullanımı çok azalan platin için adeta gözden düşmüş bir metal denebilir. Sanayide kullanıldığı dönemde altının iki katı fiyatlanan platin şimdi neredeyse altın ons fiyatının yarısından işlem görüyor. Bugünlerde 850 dolar seviyesinde dalgalanan platin için yılsonuna kadar en iyimser beklenti 900-950 dolar ons seviyesi. Buna karşın çok özel bir durum yaşanmazsa platinin 800 doların altına inmesi ise beklenmiyor.
• PALADYUM: Sanayide kullanılan bir metal. Sanayide kullanımı arttıkça fiyatı da zaman içinde 350 dolarlar seviyesinden 2.400 dolarlara kadar yükseldi. İçinde bulunduğumuz günlerde 2.000 dolar seviyelerinden işlem görüyor. Şayet yılın ikinci yarısında dünyada sanayi üretimi artarsa 2.400 hatta 2.500 dolara kadar yükselebileceğine yönelik beklenti kuvvetli.
Altına yüzde 1 vergi nasıl etkileyecek?
Ekonomi yönetimi ay içerisinde altın ve döviz işlemlerinden yüzde 1 vergi alınacağına açıkladı. Bu vergi bireysel yatırımcılar için getirildi. Kurumsal yatırımcılar yüzde 1’lik vergiden etkilenmedi. Söz konusu bu karar sonrası altın fiyatları da doğal olarak vergi oranında yükseldi. Ancak bu etkilenme bankalararası piyasa ve serbest piyasa işlemlerine farklı yansıdı. Bugün bankadan altın alanlar yüzde 1’lik vergiyi ödemek zorunda. Buna göre örneğin bugün bankadan gramı 370 TL’den 100 gram altın almaya kalksanız 37 bin TL ödemek zorundasınız. Ancak vergi dahil edildiğinde bunun size maliyeti 37.373 TL’ye ulaşıyor. Kapalıcarşı’da aynı işlemi yaparsanız ve şayet fatura almazsanız vergi oranı 0.50 olarak uygulanıyor. Bu durumda 100 gram altının vergi dahil size maliyeti 37.190 TL’ye geliyor. Kapalıçarşı yetkililerinden edindiğimiz bilgiye göre, bireysel müşteriler fatura istemezse vergi oranı 0.50 oluyor, şayet fatura talep ederlerse vergi oranı yüzde 1’e yükseliyor.
Doğukan ÇİÇEK / Troy Uluslararası İş Geliştirme Yöneticisi
“Vergi fiziki alımı güçlendirecek”
Pandemi süreciyle birlikte piyasalarda artan risk algısı yatırımcıları haliyle güvenli liman altına yönlendirdi. Fakat talep daralması birçok sektörde yaşanırken bunu altın özelinde de gördük. Pandeminin etkilerinin henüz tam olarak hissedilmediği birinci çeyrekte bile kuyumculuk sektöründe geçen senenin aynı dönemine göre yüzde 10 daralma gözlemledik. Ancak risk ortamının artmasıyla beraber, bireysel yatırımcıların genel olarak fiziki altına da talebinin artmaya başladığını söyleyebiliriz.
Altındaki vergi düzenlemesi ise kaydi altın alım ve satım işlemlerini kapsadığı için bankacılık özelinde bu düzenleme talep daralması yaratabilir. Ancak bu düzenleme fiziki alım ve satım işlemlerini kapsamadığı için fiziki taraftaki talebi daha da güçlendirecektir. Örneğin, Troy olarak Borsa İstanbul ile yürüttüğümüz işbirliği neticesinde, kurduğumuz Goldtakas platformuyla yatırımcılara tamamen fiziki altın alım-satımına dayalı ve vergisiz işlem yapma imkanı veriyoruz. Böylece varliklarını Borsa İstanbul kasalarında saklama imkanına da kavuşuyorlar.
Aslında altın fiyatlarını destekleyen yüksek risk ortamı ve likidite bolluğu gibi unsurlar bugün itibariyle ortadan kalkmış değil. Ancak altının sekiz yıldır aşamadığı 1.765 dolar/ons direnci oldukça kritik konumda. Bu seviye aşılırsa altında dolar/ons cinsinden rekor seviyeler görebiliriz. Gram altın da bu doğrultuda 400 gram/TL seviyesinin üzerine doğru bir hareket yaşanabilir. Yatırımcılara bu pandemi ortamında portföylerinde en azından yüzde 20 oranında altın bulundurmalarını öneririm.
Mehmet Ali YILDIRIMTÜRK / Altın ve Para Piyasaları Uzmanı
“Gram altın 420-430 TL’ye çıkabilir”
Yılın üçüncü çeyreğinde altın fiyatlarında bir miktar geri çekilme yaşanabilir. Bunun en temel nedeni ise ülkelerin aldığı tedbirlere bağlı olarak iyimserliğin bir miktar artmasıdır. Bu yüzden yılın üçüncü çeyreğinde yatay ve hafif aşağı bir seyir görebiliriz. Ons altında 1.700 dolar geçilemezse 1600-1650 dolar seviyeleri karşımıza çıkıyor. Ağustos ortasına kadar benim beklentim 1.650-1.600 en son 1.575 dolara kadar geri çekilme yaşanabileceği yönünde. Ancak bu dönemde ülkelerarası gerginlik ve özellikle ABD seçimleri öncesi Trump’un gerginliği tırmandıracak politikaları artarsa 1.716 ve 1.747 dolara kadar yükseliş görebiliriz. Ancak bu seviyeler kalıcı olmayacaktır. Yılın dördüncü çeyreğinde ise yüksek likiditenin ve 6 Kasım seçimlerinde Trump’un seçilmesi durumunda artacak ülkelerarası gerginlik gibi nedenlerle altın 1.700 doları kırarsa 1.765-1.800 hatta gerginliğin tırmanması durumunda 1.850-1.900 dolar ons’u görebilir. Altın en sön hatırlarsanız 2008 finansal krizinde 1.923 dolara kadar tırmanmıştı.
İç piyasaya gelecek olursak ikinci çeyrekte dolar/TL’nin altın fiyatları üzerinde belirleyici olduğunu söyleyebiliriz. Ben haziran, temmuz ve ağustos aylarında dolar/TL’de 6.80’ler üzerinde 6.85-6.95 bandında git gel yaşanmasını bekliyorum. Buna bağlı olarak bugün 370 TL’den işlem gören gram altın ise şayet onsdaki gerileme gerçekleşirse 360-350 TL’lere inebilir. Ancak bu seviyeler kalıcı olmayacaktır. Ağustos sonu itibariyle gerek ons, gerekse dolar/TL’ye bağlı olarak gram altın fiyatlarının 395 TL’lere kadar çıkma potansiyeli bulunuyor. Yani yaz aylarında gram altın 350-390 TL civarlarında hareket edecektir. Bu süreçte orta ve uzun vade için yani altı ay bir yıl için altın almayı düşünenler 370-350 TL arası kademeli alım yapabilir. Yılın son çeyreğinde ise gram altın fiyatına ilişkin beklentim fiyatların 420-430 TL’lere çıkacağı yönünde.
Ben yılın ilk yarısında yüzde 35’lere varan getiri sağlayan altının yılın ikinci yarısında yatırımcısına yüzde 20 kazanç sağlayacağını düşünüyorum.
Taylan TÜRKÖLMEZ / Allianz Yaşam ve Emeklilik ile Allianz Hayat ve Emeklilik Şirketleri Genel Müdürü
“Yedi yılda yüzde 280 kazandılar”
Altın fonları hem altının dolar karşısındaki değerine hem de TL’nin dolar karşısındaki değerine bire bir bağlı hareket ediyor. Son dönemde Özellikle bütün dünyada faizlerin çok düşük seviyelere gelmesi, merkez bankalarının parasal genişleme yapması, savaş, salgın hastalık gibi gelişmeler, altının hem daha çok tercih edilmesine hem de pozitif getiri sağlamasına neden oluyor. Bu dönem altın fonlarımızda yüksek oranda altın taşımaya devam ederken, bunun yanı sıra getiriye katkıda bulunması için Türkiye Cumhuriyeti Hazinesi’nin ihraç ettiği, altına dayalı tahvil ve kira sertifikalarını da altın fonlarımızın portföylerine dahil ediyoruz. Toplamda yüzde 95’in üzerinde altın ve altına dayalı menkul kıymetler tuttuğumuzu söyleyebiliriz.
Aftın fonlarımızın yılbaşından bugüne kadar ilk beş ayda yüzde 30’a yakın, ilk halka arz edildiği tarih olan Mayıs 2013’ten bugüne kadar da yaklaşık yüzde 280’in üzerinde getiri sağladığını görüyoruz. Altın fon katılımcılarımızın sayısı yılbaşından bugüne yaklaşık yüzde 9 artışla 140 bin kişiyi aştı. Yılbaşından mayıs sonuna kadar şirketlerimizde altın fonlarının katılımcı sayıları da 12 bin kişi arttı. Altın fonuna her zaman talebin yüksek olduğunu, bu yıl geçmiş yıllara göre talebin biraz daha arttığını söyleyebiliriz. Altın fonunun, yaş grubundan bağımsız olarak, yatırım kararlarında uzun vadeli bakış açısına sahip, risk algısı yüksek katılımcılar için uygun olduğunu söyleyebilirim. Altına yatırım yapmak isteyen ve bunu yaparken devlet katkısından da faydalanmak isteyen katılımcılar ile fonlarının çeşitliliğini artırmak isteyen katılımcılar da altın fonlarını tercih edebilirler. Hali hazırda minimum yüzde 80 altın yatırımı yapan iki fonumuz var. Diğer fonlarımız da mevzuatın izin verdiği oranlarda altın ve altına dayalı para ve sermaye piyasası araçlarına yatırım yapabilecek durumda.
ESİN ÇETİNEL