Ak Parti Neden Kaybetmiyor?
Türkiye, 2011 seçimlerinde bir ilke tanık oldu! AK Parti ve Tayyip Erdoğan, üç seçim üst üste oylarını artırarak demokrasi tarihimize geçti. 2002 seçimlerinde yüzde 34.28, 2007 seçimlerinde yüzde 46.58 oy alan AK Parti, 2011’de de yüzde 49.91 oy oranıyla, 45 yıl sonra Adalet Partisi’nin rekorunu kırdı. CHP’nin yüzde 25.91, MHP’nin ise yüzde 13 ile geride bıraktığı seçimin ikinci galibi ise yüzde 6.64 oy oranıyla bağımsız adaylarla girdiği seçimde 36 milletvekili çıkaran BDP oldu.
Türkiye’nin yarısı neden AK Parti’ye oy veriyor? AK Parti karşıtı diğer yarı, bugün bu soruya yanıt arıyor. Tayyip Erdoğan ve AK Parti’nin büyük başarısının sırrı ne? Türkiye Erdoğan’ı ve AK Parti’yi neden seviyor? Farklı yanıtlarla bugünün polemiğinde…
Türkiye’de seçmen ‘ekmek ve düzen’e oy veriyor
Bahçeşehir Üni. Sosyoloji Böl. Bşk. Prof. Dr. Nilüfer NARLI:
Türkiye’de dini ve milli değerlere vurgu yapan bir ortalama seçmen profili var. Ayrıca, istikrarın sürmesini isteyen bir seçmen var. Burada istikrar deyince makro ekonomik bir istikrar olarak okumamalı. Seçmen günlük hayatındaki kazanımlar, yeşil kart, sağlık hizmetlerine ulaşımı yapılan yollar, alabildiği yardımlara bakıyor, bunların devamını istiyor. Türkiye’de ekmek ve düzen için oy veren önemli sayıda seçmen var. Ekmek, düzen ve kendi inancı doğrultusunda yaşayabilme önemli öncelikleri. AK Parti de bunları sağladığı için oyları giderek artıyor.
Toplumda karşı blok oluşması AK Parti’ye yaradı
Sosyolog Doç.Dr. Mazhar BAĞLI:
İstikrar sürsün beklentileri, AK Parti’nin projeleri, verdiği sözleri yerine getirmesi ve Başbakan’ın karizması. Bu karizma giderek güçleniyor. Ama bunların ötesinde toplumda bir karşı bloğun oluşması AK Parti’ye daha çok yaradı. MHP ile BDP arasındaki telefon görüşmeleri, BDP ve CHP’nin Hakkâri işbirliği, yurtdışı gazetelerinin yaptıkları yayınlar, belki Ergenekon bileşenleri… Bütün bunlar AK Parti’nin etrafında kenetlenmeyi beraberinde getirdi. Bir nevi bir toplumsal muhalefet hareketi olarak pek çok kesimden oy almayı başardı. AK Parti sadece muhalefet kötü olduğu için oy almıyor. AK Parti üyeleri çok iyi işler yapıyor, hakikaten çok konuda büyük başarı elde ettiklerini görüyoruz. Yatırımlar, ekonomi, altyapı, demokrasi, özgürlükler vb Türkiye’nin en önemli meselelerine el atıp bunları çözecek bir iradeyi ve kadroyu içinde barındırıyorlar. Bu da insanlara güven veriyor. Ve elbette muhalefet çok yeteneksiz, muhalefette hiçbir numara yok.
Agresiflik güç algısı yaratıyor tercih ediliyor
Koç Üni. Sosyal Psikoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Çiğdem KAĞITÇIBAŞI:
Bu artışı özetlemek zor tabii ki, çünkü çok faktör var. Türkiye’de 40 yıl önce temelleri atılan bir muhafazakârlaşma var, özellikle eğitim alanında kendini belli eden. Genel olarak muhafazakârlığın pekiştiğini görüyoruz Türkiye’de. AK Parti de bu değerleri savunan bir parti. Özellikle Sünni bir muhafazakarlıktan bahsediyoruz burada, 5 vakit namazında olan bir lider imajını temsil ediyor Başbakan. Bu birinci etken. Ekonominin iyi gitmesi ikinci bir etken. Her ne kadar gelir dağılımdaki eşitsizlik çok ilerlemişse de hatta dünyada en kötü dağılımlardan birine sahip olsak da ekonomik kriz olmadı. Bunun etkisi var.
ÖNÜMÜZDE GÜÇLÜ LİDER PROFİLİ VAR
Ama bunlardan öte ben sosyal psikolojik başka bir faktör görüyorum o da güç faktörü. Önümüzde güçlü bir lider portresi var. Güçlü erkek, güçlü lider profilinin de özendirici bir tarafı oluyor. Kendilerini güçsüz hisseden insanlar ki bunlar çoğunlukonun gücüyle özdeşleşip kendilerini daha güçlü hissediyorlar. Liderin gücü insanlara sirayet ediyor. Böyle bir algılama var AK Parti ve Erdoğan ile ilgili. Bu sadece Türkiye’de olan bir şey değil, insan faktörünün olduğu her yerde var. Güçlüyü tercih etme eğilimi birçok yerde var. Bize bazen fazla agresif gelen davranışları, daha geniş halk kitleleri arasında “yüksek kapasite, yetenek ve güç” olarak görülebiliyor. Bu da “Bu memleketi o idare edebilir” algısı yaratıyor. Bunun aşırı haline güce tapınma denir ama ben o şekilde kullanmam. Eskiden beri gelen bir gelenek var, sultana, padişaha, güçlüye karşı yönelme, ondan güç alma gibi psikolojik bir süreç var.
Erdoğan diğerlerinden 5 gömlek daha üstün
Siyaset Sosyoloğu Prof. Dr. Ali Yaşar SARIBAY:
BU beklenen bir sonuçtu çünkü Başbakan bir parti başkanı olarak gündemi belirledi, siyasi taktikleri rakiplerine göre çok daha etkin çalıştı ve seçim tecrübesinin verdiği kabiliyetle bu sonucu yarattı. Tabii Başbakan diyoruz ama tüm bunları tek başına değil, bütün kadro ve parti olarak başardılar ama Tapyip Erdoğan gibi bir lider, diğerlerine baskın geldi, rakiplerinin söyleyeceği şeyler dahil hemen her şeyi o belirledi ve rol çalmaya yol açan bir tavır sergiledi. Muhalefet ona cevap yetiştirmek, ‘o ne yapıyorsa biz de aynısını yaparsak başarılı oluruz’ algısına kapılmak gibi yanlışlar yaptı.
AK Parti’nin seçim sürecini çok iyi yönettiğini ve sonuçtaki başarısında bunun çok etkili olduğunu düşünüyorum. AK Parti seçim sürecini belirledi, çok iyi yönetti ve baskın geldi. Tayyip Erdoğan bu seçim süreci içinde diğer liderlerden beş gömlek daha üstün lider ve siyasetçi olduğunu ispatladı.
Gülin YILDIRIMKAYA