Adamı adam eden güzel ahlâktır
Önceki yazımızda güzel ahlâk hakkında Yüce Allah’ın kitabından ve Peygamber Efendimizin Hadislerinden bazı örnekler sunarak önemine değinmiştik. Bu konu huzur ve esenlik içinde, insanca yaşamak için çok büyük bir gerekliliktir. O yüzden güzel ahlak konusu hakkında birkaç makale yetmez, belki de kitaplar dolusu yazılar yazmak gerekmektedir.
Bildiğiniz gibi kısa süre önce kutsal Hac ziyaretinden dönmüş olup, duygu düşünce ve yaşadıklarımızı siz dostlarımızla paylaşarak; hem gönlünüzü oralara taşımak, hem de çıkarılması gereken dersleri birlikte çıkararak bir nebze olsun güzele, doğruya ulaşmak, özellikle de güzel ahlak konusunda mesafe kat etmeyi amaç edinmekteyim.
Hac ibadetine ilk defa giden birileri öncelikle farklı bir dünyaya gittiğini bildiği için her şeyde bir farklılık beklentisi içerisine girer. Fakat oraya ayak bastıktan itibaren, kafasındaki beklentilerin bazılarının gerçekleşmediğini görür.
Bu görüş ve yaşayış, kimilerini hayal kırıklığına götürür. Bu hayal kırıklığı oraların manevi yapısı ve yaşanılan ilahi rahmet ve bereket açısından olmayıp, tamamen insanların davranış biçimlerinden kaynaklanmaktadır.
Halbuki madem ki topraklar kutsal, yolculuk kutsal, o zaman insanların davranışları da o kutsallığa eş değerde olması, istenilen ve beklenilendir. Ama maalesef bu beklenti hem karşılıksız kalmakta hem de zaten bu beklentinin gerçekleşmesine imkan da görülmemektedir.
Çünkü insanın rol aldığı her şeyde, insan davranışları etkendir. Madem ki Hac ibadetine giden ve Hacı olacak kimse de insandır; o zaman buralarda da kıymet bulacak yada tepki toplayacak; insan davranışlarıdır. Bu davranış, ister kişisel davranışlar, ister ibadetler olsun fark etmez.
Hac ibadeti için yola çıkacak bir şahıs, normal yaşantısında bencil bir kişiliğe sahipse; o kişi kutsal topraklarda da bencil davranışlar sergilemektedir. Yapması gereken ibadetlerini bencilce, etrafına yardım etmeden, o değil ben yapayım, ben sevap kazanayım derken; bencillikten burada ne kadar zarar görülüyorsa orada da o kadar zarar görülmektedir.
Cahil ve bağnaz, kural tanımaz ve güzel ahlaktan yoksun biri ise orada da aynı davranışları sergilemektedir. İbadetlerinde bile…
Böylece bu yanlışlıklar, maalesef aynı ortamı paylaşmak zorunda olan kimseleri de etkilemekte, gören kimseler maalesef hem zarar görmekte, hem de hayal kırıklığı yaşamaktadırlar.
Bu konuya değinmekten maksadım şudur:
Toprakların yada mekanın kutsallığı, idrakten ve güzel ahlaktan yoksun birilerine, ayrı kutsiyet yada davranış güzelliği sağlamamaktadır. Adam gibi adam olanlar; burada da, orada da adam gibidirler. Onun bulunduğu her ortam güzel olmakta, etrafındakilerde bu güzelliklerden istifade edebilmektedir.
İşte bundan dolayıdır ki Alemlere Rahmet Hazreti Muhammed (sav); “Hayırlınız, ahlâkı güzel olanınızdır.” Buyurmaktadır.( Buhârî, Menâkıb 23) Rabbim her ortamda ve zaman diliminde ahlakı güzel olan insan olmayı ve en azından ahlakı güzel olanlarla dost olmayı nasip eylesin…
Uğur Kepekçi
yenimesaj.com.tr
