Hızlı değişime lütfen dikkat!
Hızlı değişim ve buluşsal süreçler çok hızlandı. Çoğu şaşırtıcı nitelikte… Neredeyse hemen her şeyin değiştiğini göreceğiz!
Hızlı Değişim
Nur Demirok / Para ; GEÇENLERDE yabancı televizyonlardan birinde dünyadaki iklim değişikliği ile ilgili bir program karşıma çıktı. İzleyiciler “Sonbahar ne zaman gelecek” diye soruyorlardı.
Nitekim Kasım ayında kuzey yarımkürenin birçok bölgesinde ve özellikle Güney Avrupa’da sıcaklıklar mevsim normallerinin çok üzerinde seyrediyor.
Bugün iklim değişikliği öylesine belirgin bir hale geldi ki, neredeyse mevsimler bir buçuk-iki ay geç gelmeye başladı.
Hatta daha da korkutucu bir şekilde ılıman bölgelerdeki dört mevsim olgusu, üç ya da iki mevsime düşmüş gibi görünüyor.
Bu durum, ne yazık ki güzel gezegenimizin kısmen doğal bir süreci olsa da büyük ölçüde insanlığın oluşturduğu hava kirliliği ve karbon emisyonu gibi problemler sonucu meydana geliyor.
Dahası; ‘domino etkisi’ ile bir takım doğal sorunlar ve riskler de aktive olmuş durumda: Dünyanın manto katmanın kaymış olması, manyetik kutupların sürekli yer değiştirmesi, ozon tabakası sorunu, deprem, tsunami, hortum, sıcaklar yüzünden oluşan orman yangınları ve sel!
Sibirya’daki donmuş toprağın çözünmesi yüzünden ortaya çıkan ‘milyon yıllık’ virüsler-bakteriler, kutup ve dağlardaki buzulların erimesi, sanki yaklaşan bir felaketin habercisi gibi!
Ayrıca, denizlerin yükselmesi, bazı Pasifik Adaları’nın sulara gömülmesi, ‘Gulfstream’ gibi okyanus akıntılarının yer değiştirmesi, bir şeyleri anlatıyor gibi…
Bunun sonucunda iklimlerin kötü etkilenmesi ve neredeyse ‘Kategori-6’ya varan şiddette kasırgalar görülecek olması ve Atlantik Okyanusu’na kıyısı olan Avrupa’yı vurma riski…
Dünyanın manyetik katmanındaki delikler (Brezilya açıkları), uyuyan yanardağların aktive olması da çok düşündürücü! Artık Grönland bile bugün gerçekten yeşillenmiş durumda! Bunlar pek de sevinilecek gelişmeler değil.
Peki, insanlık olarak bizler ne yapabiliriz? öncelikle doğayı ve yaşayan dünyamızı sevmeli, üzerindeki tüm canlılara ve doğal dengeye saygı gösterip tüm bu güzellikleri korumayı öğrenmeliyiz.
Ayrıca ‘karbon ayak izi’ gibi sorunları da dikkate alarak yeni enerji kaynaklarına yönelmeliyiz.
Bu konuda örnek olarak otomotiv sektörünü ele alabiliriz.
Yüzyılımızın sonuna varmadan hatta daha da öncesinde petrol ve doğalgaz rezervleri, ya çok yetersiz kalacak ya da tamamen tükenecek!
Yapılan tüm projeksiyonlar ne yazık ki bu yönde…
Doğal olarak otomobil sektörü de yenilikçi adımlar atıp, alternatif enerji kaynaklarını içeren çalışmalar başlatmış durumda.
Son 20 yılda giderek önem kazanan hibrid ve elektrikli otomobil üretimi hızlandı.
Dünyada otomobil üreten birçok ülkede bu konuda yatırımlar yapılmaya başlandı.
Elon Musk’ın ürettiği ünlü elektrikli otomobil bile başlangıçta çok pahalı olmasına rağmen şu sıralarda daha büyük kitlelere ulaşması adına hesaplı ve erişilebilir versiyonları üretilmeye başlandı.
Bilindik tüm otomobil markalarının artık hibrid ve elektrikli versiyonları mevcut. Otomotiv sektöründeki bu evrimin giderek daha da büyüyeceği ve tüm sektörleri etkileyeceği kaçınılmaz.
Örneğin Avrupa ülkelerinde özellikle İtalya’da otomobil reklamları, daima hibrid ya da elektrikli taşıtları kapsıyor.
ALIŞILMADIK ENERJİ KAYNAKLARI!
Bu arada güneş enerjisi gibi daha ilginç alternatifler de hızla çoğalıyor ve değerlendiriliyor. Amonyağın bile. 2040’larda karbon emisyonu oluşturmayan sürdürülebilir enerji kaynağı haline geleceği öngörülüyor.
Ayrıca ‘güneş pilli’ prototip otomobilller de günümüzde yüksek hıza ulaşabiliyor.
Bu arada bilim insanları da boş durmuyor; enerji kaynağı olabilecek tüm materyaller üzerinde çok titiz çalışmalar yapılıyor.
Bunların içinde -ister inanın ister inanmayın- su, hatta hava bile var.
Kim bilir: gelecekte yepyeni tükenmez bir enerji kaynağıyla ‘back to the future’ film serilerinde olduğu gibi yer çekimini yok eden taşıtların üretilmesi de gerçekleşebilir.
Tüm bunlar yalnızca otomobil sektörüyle sınırlı değil elbette.
Yüzyılımız içinde bilgisayar, kettle, buzdolabı, çamaşır makinesi, mutfak robotu gibi elektronik donanımlı aletler için, nesnelerin interneti’ konusu gelişirken: yukarıda belirttiğimiz ‘karbon ayak izi’ bırakmayan, ‘temiz enerji’ sağlayan alternatifler de çoğalacak gibi görünüyor.
Peki, bizler bu baş döndürücü değişime hazır mıyız?
Nur Demirok / Para