Microsoft Bu Yıl 10 Bin Yeni İstihdam Sağlayacak Türklerin Şansı Oldukça Fazla
ULRICH HOLTZ Microsoft bu yıl 10 bin yeni istihdam için kapılarını açıyor. Microsoft İnsan Kaynakları Müdürü Ulrich Holtz’a göre; esnek, yaratıcı, çalışkan ve üretken Türklerin, Microsoft’ta çalışma şansları oldukça yüksek…
KARİYERİNE uluslararası bir şirkette başlamanın sağlayacağı avantaj tartışılmaz. Gençlerin “En çok kariyer yapmak istedikleri uluslararası şirketler” listesinin ilk sıralarında yer alan kurumlardan biri de kuşkusuz teknoloji devi Microsoft. Biz de, Microsoft’un uluslararası insan kaynaklarından (İK) sorumlu Genel Müdürü Ulrich Holtz ile, şirketin bu alandaki vizyonunu, stratejisini ve işe alma kriterlerini konuştuk…
Microsoft’un başarısında insan kaynakları ne derece rol oynuyor?
Sadece rolü var demek yanlış olur. Microsoft’un başarı öyküsünün temelinde, doğru insanlarla çalışmak ve çalışanlarını doğru konumlandırmak var. Yıldız oyuncularla çalışmamızın olumlu sonuçlarını aldığımızı söyleyebilirim. İnsan kaynaklarımızın gücü, ürünlerimizin farklılığı ve şirketin geleceğiyle eş anlamlı.
Bu “yıldız”ları bulmakta zorlandığınız oluyor mu?
Tahmin edersiniz ki, Microsoft’ta çalışmak, yetenek ve verimliliğin yanı sıra teknolojik bilgi ve birikim de gerektiriyor. Ancak bizim, ihtiyaçlarımız doğrultusunda personel bulma konusunda sı kıntı yaşadığımızı söyleyemem. Microsoft’ta bugün 45 bin kişi çalışıyor. Sadece bu yıl yaklaşık 10 bin yeni çalışanın Microsoft’a katılıyor olması da bunu doğruluyor. Burada önemli olan, insan kaynakları kalitesini tüm dünyada standart olarak yakalamak. Yani sadece Amerika ve Avrupa’da değil, Çin’de, Hindistan’da ve Türkiye’de de Microsoft adına çalışacak doğru insanları bulmamız gerekiyor.
Bu ülkeler Microsoft popülasyonunun yüzde kaçını oluşturuyor?
Microsoft çalışanlarının yüzde 8’i Hint ve Çinlilerden oluşuyor. İlk bakışta Türk çalışan sayısının bunlara göre daha az olduğu düşünülebilir. Ancak Hindistan ve Çin’in toplam nüfusları göz önünde bulundurduğunuzda, yüzde olarak aynı seviyelerde olduğunu görebilirsiniz.
Kurumsal eğitimlerde ve takım aktivitelerinde, şirketin çok kültürlü olmasını göz önünde bulunduruyor musunuz?
Microsoft’un sürekli eğitimleri var. Bunlar üretim süreçleri, ürün bilgileri ve temel çalışma prensipleriyle ilgili. Ayrıca, Microsoft kültürünün yerleşmesi için düzenlediğimiz eğitimler de var. Takım çalışmalarında kültürel farklılıkları kısmen göz önünde bulundurduğumuz söylenebilir.
Ama bunlar “Bazıları çay içer, bazılarıysa kahve” anlayışından öteye gitmiyor. Çünkü gerek eğitimler gerekse iletişim çalışmalarımızda esas olarak belirlediğimiz kültürün Microsoft kültürü olduğunu söyleyebilirim. Latin Amerika’da da, Asya’da da, Afrika’da da aynı kültürün şirkete ve çalışma sürecine egemen olduğunu görebilirsiniz. Microsoft kültürü, ülke kültürlerinin ötesinde ortak bir çatı… Dolayısıyla hangi milletten olursa olsun, dünyanın neresine giderseniz gidin; benzer yaklaşımda, anlayışta ve birikimde kişilerle karşılaşıyorsunuz.
Bu şekilde bölgeler arası çalışan transferinin de kolaylaştığını söyleyebilir miyiz?
Kesinlikle… Çalışanlarımızın hangi ülkeden ya da kültürden olduklarıyla ilgilenmiyoruz. Biz sadece doğru beyin ve doğru yeteneklerin peşindeyiz. Çalışanlarımıza verdiğimiz değer de, bölgeden bölgeye farklılıklar göstermiyor. Süreçleri global düzeyde değerlendirdiğimiz için, farklı ülkeler arasında çalışan transferleri de söz konusu oluyor.
Microsoft, Türklerin de “En çok kariyer yapmak istenen şirketler” listesinde yer alıyor. Bunun tek nedeni ücret politikası mı?
Microsoft’un rekabetçi bir ücret politikası olduğu doğru. Maaşlar, çalışanların verimliliğine ve başarılarına göre belirleniyor; farklı bonus ve prim sistemleriyle destekleniyor. Çalışma saatlerinin kolay ve eğlenceli geçmesi için de gereken her türlü olanak tanınıyor. Mesela, satış ekibindekilere otomobil imkanı sağlanıyor. Diğer tüm çalışanlarımızın ihtiyaç duyduğu her türlü teknolojik donanım da temin ediliyor.
Takım oyunları, aktiviteler, piknikler, beş çayları… Bunların hepsi keyifli bir çalışma ve kurum içi iletişim için önemli. Ancak ücret ve bu tür etkinlikler, bir çalışanı şirkette tutmak ve motive etmek için yeterli değil. Burada en büyük rol, takım yöneticilerine düşüyor.
Yöneticilerin takımındaki çalışanları motive edebilme yeteneğine sahip olması gerekiyor. Zaten bir yöneticinin de “Ben başarılıyım” diyebilmesi, ekibindeki insanların, sabah ofislerine mutlu girmeleri, yöneticilerine güveniyor olmaları ve onunla tüm süreç ve sorunlarını paylaşabilmeleriyle mümkün.
Microsoft bünyesinde çalışan sirkülasyonu nasıl?
Bu oran yaklaşık yüzde 8. Rakiplerimize kıyasla, oranın oldukça düşük olduğunu söyleyebilirim. Örneğin ben yaklaşık 15 yıldır Microsoft’tayım. Üst düzey yöneticiler arasında 20 yılı devirenler de var. Çalışma hayatı bir tür yolculuk. Biz de İK stratejisi olarak, bu yolculukta kimden ne kadar verim alınabileceğinin ancak uzun dönemde anlaşılabileceğini düşünüyoruz.
Türk çalışanların Microsoft’taki konumu nasıl?
Türk çalışanlar esnek, yaratıcı; problem ve kriz çözme becerileri gelişmiş. Microsoft kültürüne çok çabuk adapte olabiliyorlar. Microsoft yönetimi de Türkleri çalışkan ve üretken buluyor. Açık görüşlü ve yenilikçi olmaları avantaj olarak kabul ediliyor. Mütevazı bir kültür olduğundan, formasyon ve birikimleri çok güçlü olsa da; kişisel pazarlama ve iletişim konularına da gereken önemi veriyorlar.
Microsoft’ta şu anda kaç Türk bölge yöneticisi var? Bu sayının daha da artırılması planlanıyor mu?
Halen EMEA (Ortadoğu ve Afrika) bölge merkezimizin yönetim ekibindeki Türk yönetici oranı yüzde 30’lar civarında. Kariyer gelişimi ve yetkinlikleri kapsamında, gelecekte bu konumlarda daha fazla Türk yöneticinin olacağını söyleyebiliriz. Ancak kısa dönemde net bir hedef söz konusu değil.
melis tosyalı – para dergisi