En Yeni İK Trendleri Neler?
2022’nin İK trendleri. Yaşamın her alanında olduğu gibi, çalışma hayatı da pandeminin gölgesinde hızla değişti ve dönüştü, daha önceden kimsenin bilmediği kavramlar hayatımıza girdi.
Örneğin ‘Büyük İstifa’ hareketi dünya genelinde insan kaynaklarının (İK) en çok tartıştığı konuların başında geliyor. Hibrit çalışma kavramı genel olarak yerleşti. 2022’de ise saatlik part time uygulamaların yayılabileceği düşünülüyor. Öte yandan birçok sektörde ciddi bir istihdam açığı var.
İçeriğe Ait Başlıklar
2022’nin İK trendleri
ÜRÜN DİRİER / PARA ; Gerekli becerilere sahip birini bulmak, bulduktan sonra ise onu şirkette tutmak her geçen gün zorlaşıyor. Ayrıca yaş ve kıdem fark etmeden artık bütün çalışanların kendisini yeni becerilerle güncellemesi bekleniyor. Peki uzmanlar 2022 için İK’da neler bekliyor? İstihdamda artış olacak sektörler hangileri? En yeni ÎK trendleri neler?
PERYÖN Türkiye İnsan Yönetimi Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Buket Çelebiöven. 2022’de ÎK’da en büyük dönüşümün çalışma modellerinde olacağını ifade ederek. Gartnerin gerçekleştirmiş olduğu bir araştırmaya işaret ediyor.
Araştırmanın sonuçlarına bakıldığında katılımcıların yüzde 90’ının; Covid-19 sonrası çalışanların belli bir zaman aralığında uzaktan çalışmalarına izin verileceği konusunda hemfikir olduğunu belirtiyor. Çelebiöven, konuşmasını şöyle sürdürüyor: “Uzaktan çalışmaya geçiş için uygun bir kurum kültürü ve altyapının yaratılması ile ilgili süreçlerin devanı cdeccğini düşünüyorum. Buradaki altyapının en önemli bileşeni iK’nın dijitalleşmesi olarak düşünülmeli. Çalışan deneyimini dijital olanakları ile yeniden tasarlayabilen, İK analitiği ile tahminler oluşturarak proaktif olabilen, fırsatları görüp üzerine gidebilen ve yeni yöntemlere ayak uydurabilen şirketler için daha kazançlı bir dönem yaşanabilir.”
Çeşitlilik ve Kapsayıcılık
İK’nın geleceğinde yer alacak bir başka konunun ise, kurumların gündemlerine wellbeing (esenlik) uygulamalarını alması olacağına değinen Çelebiöven, “Kurumsal wellbeing, birçok açıdan çalışanların mutlu edilmesini sağlayan, zihinsel ve fiziksel olarak iyiliği ve dolayısıyla bütüncül bir sağlık ve mutluluk halini hedefleyen uygulamalar bütünü olarak tanımlanabilir. Pandemi ile değişen iş ve yaşam koşullarımıza daha kolay adapte olabilmek, iş-özel yaşam dengesini sağlıklı şekilde yürütebilmek için wellbeing (esenlik) uygulamaları giderek önem kazanıyor ve IK da bu konuda yaptığı çalışmalarına devam edecek” diye konuşuyor.
Çelebiöven’e göre, ÎK’nın gündeminde yer alacak bir başka önemli konu ise çeşitlilik ve kapsayıcılık. Çünkü pandemi dönemi, özellikle kadın istihdamını ciddi bir şekilde etkiledi. Bizi bu sonuçlara götüren nedenleri Mckinsey’in 2020 yılında gerçekleştirdiği “Women in The Workplace 2020’: araştırmasında da görebiliyoruz.
Araştırmaya göre; 2020 yılında şirketlerin ve kurumlanıl bütün destekleyici girişim ve çabalarına rağmen kıdem seviyesi yüksek kadınlar kendileri ile aynı kıdem seviyesine sahip erkeklere oranla kendilerini daha bitkin, tükenmiş vc baskı altında hissetti. Bunun sonucu olarak 10 yaş altı çocuğu olan kadın çalışanların yüzde 23’lük bir kısmının isten ayrılmayı değerlendirdiğini görüyoruz. Dolayısıyla bu sonuçlar, kadın istihdamında yasanan çarpıcı düşüşlere bir ısık tutuyor.
2022’de istihdam artışı ile birlikte büyüyecek olan sektörlere de vurgu yapan Çelebiöven, şu öngörüleri paylaşıyor: “Özellikle teknoloji ve dijitalleşmenin etkisinin yoğun olacağmı görebiliyoruz. Nitekim 2022’dc istihdam artışı yaşayacak sektörlerin; sağlık, bilgi teknolojileri, bilişim, lojistik, finans, veri bilimi ve analitiği, istatistik, üretim, biyoteknoloji ve dijital pazarlama gibi alanlar olduğunu görebiliyoruz.
En çok istihdam yapılacak pozisyonlar ise yine bu sektörlere paralel olarak gelişecek. Bu pozisyonların; web tasarımcısı geliştiricisi, yazılım mühendisliği, hemşirelik ve tıp teknisyenliği, bilgi güvenliği analistliği, e-ticaret uzmanlığı, sosyal medya yöneticiliği, pazar araştırma uzmanlığı, endüstri mühendisliği ve iş operasyon uzmanlığı gibi görevler olacağını söyleyebiliriz.”
Uzaktan Liderlik
Kariyer.net Genel Müdürü Fatih Uysal, ofise dönüşün hızlanmasıyla ÎK departmanlarının gündemine hibrit çalışma modelinin girdiğini belirterek, “The Network ve Boston Consulting Group iş birliği ile Türkiye ayağını gerçekleştirdiğimiz, “Küresel İş Gücü’ başlıklı global araştırması; her 10 çalışandan 9’unun, is konusundaki tercihlerinin gelecekte kısmen de olsa uzaktan çalışmalarına izin veren bilişten yana olacağım gösteriyor. Bu süreçte ÎK, bir yandan mevcut çalışanlar için rehber rolünü devam ettirip, zihinsel sağlık ve esenliğe ilişkin daha fazla girişimde bulundu. Diğer yandan da hibrit çalışma modeline uyacak çalışanları seçmek, uzaktan işe alma, sanal bir işe alım ve eğitim sürecinde şirket kültürünün yeni çalışanlara aktarılması gibi konularda da İK önemli rol üstlendi” diyor.
Uzaktan çalışma devam edeceği için uzaktan liderlik yapabilmenin de aranan yetkinlikler arasında olacağına değmen Uysal, “Uzaktan liderlik, pandeminin hediye ettiği bir kavram; uzaktan çalışan ekibi yönlendirmek ayrı vasıflar gerektiriyor. Liderlerden mevcut özelliklerini korumaları, ancak bunun üzerine uzaktan çalışanları yönetebilmelerini sağlayacak yeni özellikler eklemeleri beklenecek. Bu noktada liderlerin uyguladığı yöntemlerin değişmesi, farklı iletişim kanalları kullanmaları gerekecek. Çalışanların özel durumlarına duyarlı olmak, esnek davranmak gibi özellikler önem kazanmaya devam edecek” diye konuşuyor.
Büyük İstifa
İK departmanları için 2022’de önemli bir güçlüğün de ‘Büyük İstifa’ (The Great Resignation) akımıyla başa çıkmak olacağını vurgulayan Uysal, şunları aktarıyor: “Son dönemde dünya çapında milyonlarca kişi ofise dönmek yerine, nerede ve ne zaman çalışacağına kendisinin karar verebileceği şekilde bir şirket sahibi olmayı veya serbest çalışmayı seçiyor. Çalışanların günlük yaşamda kendilerine sunulandan daha fazlasını istemeleri nedeniyle ‘YOLO! yani İngilizce ‘You Only Live ünce’ ekonomisi ortaya çıktı. Türkçe’de bunun çok güzel bir karşılığı olduğunu düşünüyorum: Bi daha mı geleceğiz dünyaya?..
Buna bağlı olarak yeni dönemde sözleşmeli ya da serbest çalışma modelinin de IK departmanlarının gündemine gireceğini söyleyebilirim. Bu yıl ‘Büyük İstifa’ akımı nedeniyle yetenek kıtlığı konusu da İK’nın en önemli gündem maddelerinden biri olarak karşımıza çıkıyor. Yeni jenerasyonlar iş gücüne katılırken nitelikli insan kaynağına olan ihtiyaç da büyüyor. Şirketlerin rekabette öne geçebilmesi için kalifiye insan kaynağına sahip olmaları ve bu kaynağı yönetebilmeleri son derece önemli. Bu nedenlerle ‘İşveren Markası’ kavramının öne çıktığını görüyoruz. Şirketlerin cazip işveren olmak için markalarını çeşitli projeler ve iç iletişimde somut uygulamalarla desteklemeleri, sadece çalışma şartlarını iyileştirmekle sınırlı kalmamaları gerektiğini belirletmek gerekiyor.”
Yeni Beceri Herkes İçin Şart
Mercer Türkiye CEO’su Dinçer Güleyin, iki yönlü bir zorlukla karşı karşıya bulunduğumuzu ifade ederek, “Bugün çalışanlarımızın ihtiyaçlarını karşılamak ve yarınının dönüşümüne öncülük etmek. Bu dönem, iş modellerinin değişmesi ve buna bağlı olarak da yeni beceri ihtiyaçlarını gündeme getirdi, lıısan kaynakları profesyonellerinin odağında da organizasyonları için kritik olan becerilerin belirlenmesi ve çalışanlardaki beceri açığının ölçümlenmesi ve geliştirilmesi konuları ağırlıklı olarak yer alıyor” diyor.
Mercer ‘2021 Yetenek Trendleri Araştırmasfna göre, yeni çalışma düzenine işgücünü hazırlamak ve yetenek rekabetinde yerini almanın, insan kaynakları profesyonellerinin en önemli gündemi olduğuna değinen Güleyin, şunları paylaşıyor: ‘‘Araştırmamızın sonuçları, insan kaynakları profesyonellerinin yüzde 47’sinin çalışanlarına yeni beceriler kazandırmak ve mevcut becerilerini tazelemenin (reskilling & upskilling) en önemli gündemi olduğunu gösteriyor. Bunun yanı sıra şirketlerin gündeminde hibrit çalışma modellerinin benimsenmesi ve esnek çalışmanın yeniden yapılandırılması yer alıyor.
Bu kapsamda insan kaynakları süreçlerinin yapılandırılması dijital ve çevik insan kaynaklan uygulamalarının tasarlanmasının ön plana çıktığını görüyoruz. Ayrıca yeni yetenek modellerinin şekillendirilmesi, örneğin beceriye dayalı yetenek stratejileri (beceri bazlı ücretlendirme ve ödüllendirme) konularının şirketlerin gündeminde olan önemli konular olduğunu gözlemliyoruz. Hız kazanan trendlerde ESG. Sürdürülebilirlik, DEI, çalışan refahı, yan hakların yeniden tasarımı ve küresel yan hak yönetimi öne çıkıyor. Lider şirketler dönüşüm planlarına amaç ve sürdürülebilirliği dahil edip, insan ve otomasyonun optimal kombinasyonunu elde etmek için işi yeniden tasarlarken ayrıca çalışanlarının sağlık, refah ve finansal ihtiyaçlarına odaklanıyor.”
Yeteneği Bulmak ve Tutmak Zor
Dcloittc Türkiye İnsan Yönetimi Hizmetleri Lideri Cem Sezgin, 202Fin İşin Geleceği perspektifi ile işin kendisinin, işyerinin, işgücünün stratejik ve uzun vadeli bir bakış açısı ile şekillendirilmeye başlandığı bir sene olduğunu belirterek, “Kapsamlı esnek çalışma modelleri, alternatif yeteneklerle zenginleştirilmiş işgücü, çalışanlar için esenlik ve bütünsel zindelik, dinamik kadro planlama, eşgüdümlü dijital dönüşüm ve yetenek dönüşümü ile çalışan deneyimine yeniden bakış ihtiyacı bu yepyeni tasarımın yapıtaşları idi. İK fonksiyonu bu süreçte başrolü üstlendi ve kurumlarda ağırlığı arttı” diyor.
2021’de şirketlerin istedikleri yetenekleri bulma, çekme, oryante etme, motive etme ve elde tutmada büyük zorluklar yaşadığına vurgu yapan Sezgin, “Yetenekleri kazanmada birbirleri ile sınırlar ve sektörler ötesi bir rekabete girdiler. 2022 bambaşka beklentileri olan Z Kuşağı‘nın işgücü içindeki ağırlığının artacağı, işgücü mobilitesinin, uzaktan ve hibrit çalışma modellerinin iyice yaygınlaşacağı, dijital becerilerin domine etmesi ile yetkinliklerin sürekli değişeceği; teknoloji yatırımlarının tam gaz devam edeceği, pandeminin yarattığı belirsizlik, enflasyonist ortam ve diğer makro ekonomik göstergelerin iş hayatı üzerinde etkili olacağı sene olarak dikkat çekecek. Bu süreçte şirketler, işveren markalarını özellikle ESG (Çevresel, Sosyal ve Kurumsal Yönetişim) etrafında güçlendirmeye odaklanacaklar” diye konuşuyor.
Yükselişe Geçecek Sektörler
Sezgin’e göre. 2022’de Türkiye eğer 2021’deki büyüme ve ihracat performansını sürdürürse imalat ve endüstriyel ürünler sektörü istihdamdaki artışın dinamosu olur. Tabii ki bu, birçok alt sektörden oluşuyor ve hepsi için aynı şeyi söylemek gerçekçi olmaz, ancak toplam resmin bütünü, bize genişlemeyi işaret ediyor. Genel çerçeveden bakıldığında hizmet sektörünün biraz daha karmaşık bir denkleme sahip olduğunu ifade eden Sezgin, şunları aktarıyor: “Pandeminin gidişatına göre ciddi dönemsel dalgalanmalar görebiliriz.
Salgının mâni olmadığı durumda; turizm sektörünün çalışan talebini oldukça canlı tutmasını bekliyorum. Nakliye ve lojistik, gıda, sağlık hizmetleri, bilişim teknolojileri, savunma sanayii, e-ticaret, finans tarafına geldiğimizde fintech’ler işgücü talebi açısından dinamizmlerini koruyacak sektörler olarak ön plana çıkıyor. Bilişime ayrı bir parantez açarsak yazılım, özellikle RPA, büyük veri ve ileri analitik, yapay zekâ ve sanal gerçeklik, UX, dijital platformlar ve içerikler, küresel ödeme teknolojileri, blokzincir dünyanın her yerinde piyasası olan alanlar olacak. Bunlara ek olarak IK ve pazarlama alanlarında da ciddi talep artışı gözlemliyoruz.”
Sürekli Öğrenmeye Açık Olunmalı
Otomasyon ve dijitalleşmenin çalışma hayatında yarattığı dönüşümü oılaya koyan ‘işimizin geleceği’ kavramının artık daha da yakınlaştığını söyleyen My Executive Kurucu Ortağı Müge Yalçın, şu bilgileri paylaşıyor: “McKinsey&Compaııy’nin konuya ilişkin raporları. Türkiye’deki iş gücünün yüzde 23’ünün yepyeni beceriler kazanması gereken bir döneme girdiğimizi ortaya koyuyor. Yetenek dönüşümünde, teknoloji becerileriyle birlikte güçlü sosyal ve duygusal becerilerin de geliştirilmesi, son derece önem taşıyor. Çalışma hayatının merkezine oturan sürekli öğrenme ve gelişme anlayışının bu dönemin en önemli ve en gerekli trendi olduğuna inanıyorum.
Bu durum, çalışanların kıdemi, tecrübesi, görevi ve pozisyonu fark etmeksizin tamamını etkiliyor.” Bunun yanı sıra ‘uzaktan çalışmanın yükselişi’nin de diğer önemli bir trend olarak öne çıktığını belirten Yalçın, şunları söylüyor: “Bu trende bağlı olarak bağımsız ve esnek çalışanların oranının artması, yaşanan diğer gelişmeler arasında yer alıyor. Çalışma coğrafyasında da değişim yasanıyor.
Yüksek vasıflı çalışanları kendilerine çeken büyük şehirlerin gücü azalıyor. Dijital araçlarla kolaylaşan uzaktan çalışma, çalışanların istedikleri herhangi bir yerde yasamalarına imkân tanıyor. Büyük bir hızla yaşanan bütün bu gelişmeler ve daha fazlası, şirketlerin dalıa vizyoner olmasını zorunlu kılıyor. Yönetim kurullarının yapısı daha da önemli hale geliyor. Zira şirketleri geleceğe taşıyacak vizyonu belirleyip stratejileri oluşturmanın ancak doğru oluşturulmuş, güçlü yönetim kurullarıyla mümkün okluğu görülüyor.”
İK Dijitalleşiyor
ManpowerGroııp Türkiye CEO’su Feyza Narlı’ya göre, pandemi işe alım süreçlerini de dijitale büyük bir hızla taşıdı. Video mülakatları, oıılinc mülakatlar artık süreçlerimizin bir parçası oldu.
Nörobilim sayesinde bazı yapay zeka şirketlerinin sunmuş olduğu yazılımlar, firmaların ön mülakat süreçlerinde adayların mimiklerini analiz etmesine imkan sağlıyor. İnsanlarla iletişim kuran ehatbot’lar da bu süreçte her ne kadar ülkemizde henüz yaygınlaşmamış olsa da ciddi bir katalizör görevi görmeye başladı. Özellikle pandemi ile birlikte dijitalleşmedeki baş döndürücü gelişim, şirketlerin pek çok sürecini dijital platforma geçirmesini hızlandırdı. Bıı ivmenin 2022’de de devam edeceğini öngören Narlı, “Şirketler için İK süreçlerinin dijitalleşmesi, verimliliğin arttığı bir ortam yaratmak açısından çok önemli.
İşe alımdan başlamak üzere; performans değerlendirme, anket ve öneri yönetimi, kurum içi iletişim ve çalışan memnuniyeti faaliyetlerinin birçoğu dijital platformlarda gerçekleşiyor. Bu kapsamda önümüzdeki yıllarda ÎK Analitiği ile kurum ve kuruluşların çalışanlarının performansını doğru araçlarla takip etmesi, artırmasını ve yüksek performanslı çalışanlarını şirketlerinde tutabilmeleri açısından çok kritik. Şirketlerin yüzde 86’sı, ÎK’da sadece raporlama özelliklerini kullanıyor. İleri Analitik olanaklarından yararlananların oram yalnızca yüzde 14 ve burada hala gidilebilecek çok yol var diyebilirim” diye konuşuyor.
2022’de yükselişe geçecek sektörlere ilişkin de analiz yapan Narlı, sözlerini şöyle sürdürüyor: “Yine pandeminin devam etmesiyle beraber istihdam piyasasında e-ticaret, bilgi teknolojileri, sağlık, gıda, hijyen/temizlik ürünleri, üretim, ihracat, lojistik ve paketleme sektörlerinde istihdam artışının devam edeceğini söylemek mümkün. E-ticaret sektörünün yükselen talep karşısında yoğun bir şekilde odaklandığı teknoloji rollerinin yanı sıra; online müşteri temsilcisi, kurye, satış destek profesyoneli ve sipariş destek profesyoneli, içerik yöneticisi gibi pozisyonlarda yetenek ihtiyacı arttığım görüyoruz.”
Hibrit Çalışma Modeli
EY Türkiye Danışmanlık Bölümü Şirket Ortağı Gözde Özkale Bilaç’a göre, şirketler 2021’de hibrit çalışma modellerinin çalışan etkinliği (motivasyon ve verimliliği beraber barındıran) üzerindeki etkilerini gözlemleyerek buna yönelik aksiyonlara odaklandılar.
Küresel ölçekte yaşanan yetenek arzındaki eksiklik sebebi ile 2022 yılında şirketlerin yeteneklerini elde tutmak için daha fazla aksiyona geçmeleri ve uygulamalarını bu doğrultuda güçlendirmeleri gerekeceğine vurgu yapan Bilaç, “Yaptığımız araştırma sonuçlarına göre, çalışanların en temel beklentisinin esneklik olduğu son dönemde şirketler buna yönelik adımlar atmaya, farklı model alternatifleri geliştirmeye devam edecekler.
Burada şirketler açısından alacakları aksiyonları kısa vade ve uzun vade olarak iki ayrı döneme ayırmalarının ve özellikle bu tarz dönemlerde en büyük gayri maddi aktiflerini de etkin yönetmelerinin önemini vurgulamak gerekir. Çalışanlarını daha iyi dinleyip, aksiyonlarını çalışanlarının ihtiyaçları doğrultusunda planlayan şirketlerin yetenek rekabetinde öne geçecekleri bir dönem olmasını bekliyorum” diyor.
2022’nin öne çıkacak İK trendleri
2022 yılında e-ticaret, lojistik ve kurye işleri hızlı büyümeye devam edecek, “Bilişim sektörü ve yazılım geliştirme işleri de aynı şekilde büyümesini sürdürecek. Satış, pazarlama, finans ve mali işler rollerinin de büyümeye devam etmesi bekleniyor”. 2022 yılının yükselecek İK trendleri ise şunlar:
İK Veri Analitiği ile gelen adil karar mekanizması
- Uzaktan ve hibrit çalışmanın bu kadar gündemde olduğu günümüzde, çalışan verimliliğini ölçmek ve bu doğrultuda çalışanlar lehine adil kararlar verebilmek için İleri İK Analitiği yönteminden yararlanmak gerekiyor. Şirket İK birimlerinin bu sisteme göre kurulması, bu alandaki tüm verilerin okunması ve doğru anlamlandırılması, bu dönemde kritik başarı faktörlerinin başında yer alıyor.
Çevik İK’nın öne çıkan gücü
- İK birimleri önceden bütçelerini; gerçekleştirecekleri projeler ve hedefleri dikkate alarak yıl içinde hayata geçirirken şimdi ihtiyaca göre, daha çevik ve proaktif proje yönetimi ile bütçelerin yapıldığı bir dönem yaşıyoruz.
Esnek çalışma sisteminin artan cazibesi
- Pandemi ile birlikte iş hayatında çalışma düzeni değişti ve ofiste çalışmak artık bir zorunluluk olarak görülmüyor. Birçok araştırmaya göre de çalışanların çoğu esnek çalışma modelinde verimliliklerinin arttığını belirtiyor. Bu modelde elde edilen avantajlar ve dezavantajlar da İK profesyonellerine daha fazla sorumluluk yüklüyor.
İşgücünün şekli değişti, yeni beceriler kazanmak şart oldu
- Çalışan çalışma hayatında kalmak istiyorsa, yeni ve daha farklı beceriler kazanmak zorunda. Üniversiteyi bitirdikten sonra işe girip, 40 yıl boyunca aynı bilgi ve beceri setiyle işe devam etmek artık mümkün değil. Hayatın hızı değişti ve artık sürekli hızlı viteste ilerlemek durumundayız. Dijital dönüşüm hızlandı, işgücünün şekli değişti, yeni ürün ve hizmetlerin ortaya çıkması da çok sayıda yeni yetenek ihtiyacını ortaya çıkardı.
ÜRÜN DİRİER / PARA