TÜRKİYE Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), 15 Nisan’da gerçekleştirilen Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında politika faizini yüzde 19’da sabit tuttu. TCMB Başkanı Şahap Kavcıoğlu başkanlığında gerçekleştirilen ilk PPK toplantısı sonrasında yayınlanan metinde, “ilave sıkılaşma” ve “sıkı para politikası duruşunun kararlılıkla uzun bir müddet sürdürüleceği” vurgusunu kaldıran TCMB, politika faizinin enflasyonun üzerinde bir düzeyde oluşturulmaya devam edileceği ifadesine yer verdi. Metinden ilave sıkılaşma ifadelerinin çıkarılması, faiz indirimine hazırlık olarak yorumlandı. “TCMB’nin ilk fırsatta faiz indirimine gitme bakımından hiç çekincesi olmayacağı okunuyor” diyen Beykent Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Murat Ferman, buna karşın TCMB’nin 6 Mayıs’ta yapılacak PPK’da faizi pas geçmeye devam edeceği görüşünü paylaştı. İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Murat Şeker karar metninde sıkılaşma vurgusunun olmamasının, gelecek dönemde gevşemenin olacağına yönelik ipucu verdiğini söyledi. Anadolu Üniversitesi öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Özer, “PPK toplantısında alınan politika faizini değiştirmeme kararı ve PPK metninde yapılan değişiklikler, kısa sürede para politikasında yumuşamaya gidileceğini ve faiz indirimleri için kapı aralandığını gösteriyor” ifadelerini kullandı. Metinde yer alan “enflasyonun üzerinde faiz belirleme” referansına dikkat çeken ekonomistler, Haziran veya Temmuz’dan önce faiz indiriminin gündeme gelmeyeceğini ifade ediyor.
BİREYSEL KREDİLERDE ARTIŞ
PPK sonrasında TCMB’nin yayınladığı metinde, küresel ekonominin toparlanmaya devam ettiği vurgulanarak, emtia fiyatlarındaki artış eğilimi hız keserken, yükselen küresel enflasyon beklentilerinin uluslararası finansal piyasalar üzerindeki etkilerinin önemini koruduğu ifade edildi. İç ve dış talep kaynaklı olarak yurtiçi iktisadi faaliyetin güçlü seyrettiğine dikkat çekilen metinde imalât sanayi faaliyeti kuvvetli bir ivme sergilerken, hizmet sektörlerindeki zayıf seyrin sürdüğü ifade edildi. Metinde, ticari kredilerde ılımlı bir seyir gözlenirken, finansal koşullardaki sıkılaşmaya rağmen bireysel kredi büyümesinde yükseliş eğilimi görüldüğü kaydedildi. Mevcut parasal duruşun krediler ve iç talep üzerindeki yavaşlatıcı etkilerinin önümüzdeki dönemde belirginleşeceğinin öngörüldüğü metinde, bu doğrultuda politika faizini sabit tutarak sıkı parasal duruşun korunmasına karar verildiği belirtildi.
SANAYİDE BÜYÜME SÜRÜYOR
Büyümenin öncü göstergelerinden sanayi üretim endeksi Şubat’ta artış eğilimini sürdürdü. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜÎK) verilerine göre sanayi üretimi endeksi Şubat’ta bir önceki aya göre yüzde 0.1 artışla 131.1, geçen yılın aynı ayma göre ise yüzde 8.8 artışla 116.8 değerini aldı. Sanayide büyüme performansı yavaşlayarak da olsa devam etti. Güncellenen verilerle sanayi üretim endeksi Ocak’ta aylık yüzde 0.9, yıllık yüzde 11.3 oranında artış göstermişti. Şubat’ta ISO Türkiye İmalat PMI (Satın Alma Yöneticileri Endeksi) de benzer bir tablo ortaya koymuştu. Şubat’ta 51.7’ye gerileyen imalat PMI, eşik değerin üzerinde kalarak ılımlı bir iyileşmeye işaret etmişti. PMI, Mart ayında ise takip edilen 10 sektörün çoğunluğunda üretim artışı kaydedilmesinin etkisiyle 52.6’ya yükselmişti. Sanayi üretiminde de beklentiler Mart ayında büyüme bölgesinde kalına-bileceği yönünde. Sermaye malındaki artış bu eğilimi destekliyor. Şubat’ta sanayi üretimi sermaye malında aylık yüzde 3.3, yıllık yüzde 5.9 arttı. Sanayi üretimi orta yüksek teknolojide aylık yüzde 0.4, yıllık yüzde 14.9 artarken, yüksek teknolojide sırasıyla yüzde 12.2, yüzde 7.5 artış gösterdi. Nisan’da 15 günlük kısmi kapanmanın sanayi üretimini etkilememesi beklenirken, pandemi nedeniyle geçen yıl Nisan’da takvim etkisinden arındırılmış sanayi üretim endeksinde 76.1 düzeyi ile görülen dip seviyenin yaratacağı baz etkisiyle 2021 Nisan’da yıllık bazda yüksek oranlı artış bekleniyor.
TOPLAM CİRO YÜZDE 30.4 ARTTI
Şubat’ta ciro endeksi ve perakende satış endeksleri artış gösterdi. TÜÎK verilerine göre sanayi, inşaat, ticaret ve hizmet sektörleri toplamında ciro endeksi Şubat’ta yıllık yüzde 30.4 artışla 244.9 oldu. Yıllık bazda sanayi sektörü ciro endeksi yüzde 37.7, inşaat ciro endeksi yüzde 18.7, ticaret ciro endeksi yüzde 32.8, hizmet ciro endeksi yüzde 11.3 arttı. Toplam ciro Şubat’ta aylık yüzde 1 artışla 290.4 oldu.
TÜÎK verilerine göre sabit fiyatlarla perakende satış hacmi Şubat’ta yıllık yüzde 4.6 arttı. Gıda, içecek ve tütün satışları yüzde 8.1, otomotiv yakıtı hariç gıda dışı satışlar yüzde 4, otomotiv yakıtı satışları yüzde 0.8 artış gösterdi. Cari fiyatlarla perakende ciro Şubat’ta geçen yılın aynı ayma göre yüzde 21 arttı. Aynı ayda gıda, içecek ve tütün satışları yüzde 26.3, otomotiv yakıtı hariç gıda dışı satışlar yüzde 22.7, otomotiv yakıtı satışları yüzde 5.9 artış gösterdi. Aylık bazda ise perakende satış hacmi yüzde 3.4, perakende ciro aylık yüzde 4.5 arttı.
KONUT SATIŞLARI ARTTI
Türkiye genelinde Mart’ta geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 2.4 artışla 111 bin 241 konut satıldı. TÜÎK verilerine göre ipotekli konut satışları Mart’ta yıllık yüzde 49.7 azalışla 21 bin 815, diğer satış türleri yüzde 36.9 artarak 89 bin 426 oldu. Mart’ta ilk defa satılan konut sayısı yüzde 2.1 azalarak 33 bin 365, ikinci el konut satışları yüzde 4.4 artışla 77 bin 876 düzeyinde gerçekleşti. Ocak-Mart döneminde konut satışları geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 22.9 azalışla 263 bin 50 olarak gerçekleşirken ipotekli konut satışı yüzde 63.5 azalışla 47 bin 216, diğer satış türleri ise yüzde 1.9 artışla 215 bin 843 oldu. Bu dönemde ilk defa satılan konutlar yüzde 25.2 azalışla 80 bin 370, ikinci el konut satışları ise yüzde 21.8 azalışla 182 bin 680 olarak gerçekleşti. Mart’ta yabancılara konut satışları yüzde 39.9 artarak 4 bin 248 oldu.
Bu arada merkezi yönetim bütçesi Mart’ta 23.8 milyar TL, yılın ilk üç ayında 22.8 milyar TL fazla verdi. Hazine ve Maliye Bakanlığı verilerine göre Mart’ta faiz dışı bütçe giderleri 96.9 milyar TL, faiz dışı fazla 38 milyar TL olarak gerçekleşti. îlk çeyrekte 71.7 milyar TL faiz dışı fazla verildi.
CARİ AÇIK 2.6 MİLYAR DOLAR
Cari işlemler hesabı Şubat’ta 2 milyar 610 milyon dolar, yılın ilk iki ayında 4 milyar 425 milyon dolar açık verdi. Şubat itibarıyla 12 aylık cari işlemler açığı 37 milyar 786 milyon dolar oldu. Bu gelişmede, dış ticaret açığının Şubat’ta 2 milyar 65 milyon dolara yükselmesi, hizmetler dengesi kaynaklı girişlerin 494 milyon dolara gerilemesi ve birincil gelir dengesinden kaynaklanan net çıkışların 390 milyon dolar artarak 1 milyar 171 milyon dolar olarak gerçekleşmesi etkili oldu. Altın ve enerji hariç cari işlemler hesabı ise Şubat’ta 466 milyon dolar fazla verdi. Seyahat kaleminden kaynaklanan net gelirler, 561 milyon dolar azalarak 393 milyon dolar oldu. Doğrudan yatırımlardan kaynaklanan net girişler 714 milyon dolar olurken, portföy yatırımları 273 milyon dolar net giriş kaydetti. Şubat’ta resmi rezervlerde 925 milyon dolar, yılın ilk iki ayında 4 milyar 495 milyon dolar net artış gözlendi. Net hata noksan kaleminde ise Şubat’ta 1.88 milyar dolar, Ocak-Şubat döneminde 5.4 milyar dolar kaynak girişi yaşandı. Beykent Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Murat Ferman, cari işlemler hesabının 16 aydır açık verdiğini, 12 aylık cari açığın 38 milyar dolara dayandığını vurgulayarak, “Maalesef 40 milyar dolar test edilecek” ifadelerini kullandı.
İŞSİZLİK ORANI YÜZDE 13.4
TÜlK’in işgücü istatistiklerine göre; mevsim etkisinden arındırılmış verilerle Türkiye genelinde 15 ve daha yukarı yaştaki kişilerde işsiz sayısı Şubat’ta bir önceki aya göre 250 bin kişi artarak 4 milyon 236 bin kişi, işsizlik oranı ise yüzde 0.7 puanlık artış ile yüzde 13.4 oldu. İstihdam edilenlerin sayısı Şubat’ta bir önceki aya göre 22 bin kişi azalarak 27 milyon 477 bin kişi, istihdam oranı ise 0.1 puanlık azalış ile yüzde 43.4 düzeyinde gerçekleşti. İstihdam edilenlerin sayısı bir önceki aya göre tarımda 52 bin kişi, sanayide 166 bin kişi azalırken inşaatta 37 bin kişi, hizmet sektöründe 157 bin kişi arttı. Bu dönemde işgücü 226 bin kişi artarak 31 milyon 712 bin kişi, işgücüne katılma oranı 0.3 puanlık artış ile yüzde 50.1 olarak gerçekleşti.
Şubat’ta genç nüfusta işsizlik oranı bir önceki aya göre 0.4 puanlık artışla yüzde 26.9 oldu. Zamana bağlı eksik istihdam, potansiyel işgücü ve işsizlerden oluşan atıl işgücü oranı Şubat’ta aylık 1.2 puan azalışla yüzde 28.3, zamana bağlı eksik istihdam ve işsizlerin bütünleşik oranı yüzde 19.8 iken, potansiyel işgücü ve işsizlerin bütünleşik oranı yüzde 22.5 olarak gerçekleşti. Mart sonu itibarıyla kısa çalışma ödeneği kaldırılırken, işten çıkarma yasağının iki ay daha devam edecek olması nedeniyle atıl işgücünün artması, pandemiye yönelik istihdam teşviklerinin kaldırılmasıyla ise işsizlik oranında artışın hızlanması bekleniyor.
Prof. Dr. Erhan ASLANOĞLU / Piri Reis Üniversitesi Rektör Yardımcısı
“Temmuz’dan itibaren faiz indirimi olabilir”
TCMB’nin faiz kararı beklentilere paralel geldi. Başkan ve Kurul üyelerinde yaşanan değişim, metinde değişiklik olması beklentilerini de beraberinde getirmişti. Metinde yapılan değişikliklerde iki nokta öne çıktı. ‘Uzun dönem sıkılaşma ve gerekirse ilave sıkılaşma vurgusu metinden çıkarıldı.
Bu iki ifadenin metinden çıkarılması beklenen faiz indirimlerinin daha erken olabileceğine yönelik sinyal olarak okunabilir. Diğer bir nokta ise enflasyonun üzerinde bir faiz oluşturma vurgusu. Fakat burada bir muğlaklık var: Hangi enflasyon ve ne kadar üzerinde… Dolayısıyla enflasyonun oynak olabileceği bir süreçte, TCMB’nin politika faizi nerede belirlenir sorusunu gündeme getiriyor orta vadede.
Enflasyonun üzerinde faiz belirleme referansı, Haziran, Temmuz’a kadar faiz indiriminin çok kolay olmayacağını İşaret ediyor. Bu tabloya bakıldığında Temmuz’dan itibaren bir faiz indirimi olabilir gibi görünüyor.
Prof. Dr. Murat ŞEKER / İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi
“Ekonomiyi olumlu yönde etkileyecek”
Sanayi üretiminde yükseliş trendi gözleniyor, ancak bu tür verilerde uzun dönemli analizler daha anlamlı sonuçlar verecektir. Özellikle geçtiğimiz yıl pandemi etkisinin yoğun hissedilmeye başladığı dönemlerle yıllık karşılaştırmalar yaptığımızda elbette yüksek oranlarla karşılaşacağız. Bir toparlanma olduğu aşikar. Ancak uzun dönemli baktığımızda 2015 yılı 100 alındığında yüzde 16’lık bir artışla karşılaşıyoruz ki, bu hedeflenen durumdan uzak bir performans göstergesi. Ancak yine de özellikle düşük-orta teknolojinin azalması, yüksek teknoloji kategorisinde ise artışın izlenmesi geleceğe dair umut verici gelişmeler olarak değerlendirilebilir. Önümüzdeki dönemde yıllık bakıldığında genel olarak sanayi üretiminde artış trendi devam edecek. Bu durum büyümeyi de olumlu yönde etkileyecek. Ödemeler dengesinde riskli bir süreçte olduğumuzu düşünüyorum, cari açık beklentilerin üstünde gerçekleşti. Döviz şoklarının süreci ve turizm gelirleri seyrin belirleyicileri arasında olacak.
Prof. Dr. Berrin CEYLAN ATAMAN / Altınbaş Üniversitesi İktisadi, İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi Dekanı
“Çözüm, nitelikli istihdam”
İstihdamdaki azalışın, pandemi nedeniyle işten çıkarma yasaklarının sürdüğü ve kısa çalışma ödeneklerinin devam ettiği dönemde olması düşündürücü. İstihdamı koruyan önlemler kaldırıldıktan sonraki verilerde, yılın ikinci yarısında, işsizlik oranı ve işsiz sayısında önemli artışlar beklenebilir.
İstihdamdaki azalışta en büyük pay 166 bin kişi ile sanayi sektöründe. Sanayi üretim endeksi artarken istihdam kayıplarının ağırlıklı olarak sanayide olması sanayi sektöründeki büyümenin işgücüne yansımadığına işaret ediyor. Buradan sanayideki büyümenin daha çok makine ve teçhizata yapılmış yatırımlardan kaynaklı olduğu değerlendirilebilir. Öte yandan istihdam kayıplarını dengede tutan, pandemide yaygınlaşan hizmet sektöründeki 157 bin kişilik istihdam artışı. Bu çerçevede istihdam yaratma kapasitesinin hizmet sektöründe artacağı öngörüsü ile nitelikli istihdam yaratacak önlemlerin bu sektörde yoğunlaşarak alınması gerekli gözüküyor. Genç işsizliği ile mücadelede çözüm ‘nitelikli istihdam’ yaratmaktır. Genç işsizliğini önlemede işgücü piyasası hakkında bilgilendirme de etkili olmaktadır.
Prof. Dr. Murat FERMAN / Beykent Üniversitesi Rektörü
“Sanayi üretiminde gidişat yukarı yönlü”
Sanayi üretiminde manşetin bu şekilde gelmesi olumlu. Manşetin arka planına bakıldığında önümüzdeki dönemde sanayi üretiminde olumlu bir gidişatın olacağını söyleyebiliriz. Aylık sanayi üretiminde manşet rakamı aşan sermaye malında artış görülüyor. Ayrıca düşük ve orta teknolojide aylık değişim negatif iken, orta yüksek ve yüksek teknolojide artış var. Bu da ihracatta rekabetçi çıtayı biraz daha yükselteceğimizi gösteriyor.
15 günlük kısmı kapanma kararı sanayi üretimini etkilemeyecek gibi görünüyor. Büyümede ritim tutturmak lazım. Yılın ilk çeyreğinde büyüme pozitif bölgede olabilir ve yüzde 4’ün üzerindeki her gösterge bundan sonrası için olumlu sinyal etkisi yaratır. Tabii büyümenin sürdürülebilir ve sağlıklı olması için enflasyonla mücadelede mesafe almak gerekiyor.
Onun için Türkiye, enflasyonla mücadelesini ikinci plana atmadan, büyüme hedefine kilitlenmiş yapıda 2023 ve sonrasına yürümek durumunda. Vatandaşın dolar ve altın iştahını kesmek için enflasyon makul düzeye getirilmeli.
Doç. Dr. Atılım MURAT / TOBB ETÜ Öğretim Üyesi
“Enflasyon yönünü aşağı çevirmeden faiz indirimi olmaz”
Gerekirse ilave sıkılaşma ve sıkı para politikası duruşunun uzun bir müddet sürdürüleceği’ ifadeleri metinden çıkarıldı. Yeni Başkan Şahap Kavcıoğlu’nun son dönemdeki açıklamalarından, ‘politika faizini, enflasyon oranının üzerinde tutacağız’ vurgusunu biliyorduk. Metinde, buna vurgu var. Enflasyon oranı yüzde 19 üzerine çıkmadığı sürece TCMB’nin faiz artırımı tasarrufu olmayacak. Enflasyon yönünü aşağı çevirmediği sürece erken bir faiz indirimine gidilmeyeceğini düşünüyorum. Yeni bir faiz artırımı sinyali vermeyen TCMB, yılın ikinci yarısında talepteki düşüş ve baz etkisiyle enflasyonun düşeceği öngörüsüne güveniyor.
29 Nisan’da açıklanacak Enflasyon Raporu’nda, yüzde 9.4 olan yılsonu enflasyon tahmininin yukarı yönlü güncelleneceğini, çift haneye çıkarılacağını düşünüyorum. Yılsonu için tek haneli enflasyon çok zor.
HÜLYA GENÇ SERTKAYA