VERİMİZİN ne kadar değerli olduğunu artık biliyoruz. Dijital ortama aktaracağımız her veri, iş veya kişisel yaşamımıza değer katıyor. Pandemi nedeniyle dijital ortama yüklenen verilerin miktarı katlanırken, bu verileri nasıl yararımıza kullanmamız gerektiğini tekrar tekrar düşünmeli ve akıllıca kararlar vermeliyiz. Bilgi yönetimi ve arşiv hizmetleri alanında beş kıtada, 50’yi aşkın ülkede 230 bin müşteriye hizmet veren Iron Mountain ile pandemide veri saklama ve yönetimi alanında dünyada ve Türkiye’de nelerin değiştiğini konuştuk.
Iron Mountain Gelişen Pazarlar Başkan Yardımcısı, Türkiye ve BAE Genel Müdürü Cenker Özhelvacı, kurumsal bazda pandemiyle birlikte dijitalleşmenin yalnızca büyük ölçekli firmalar için değil, küçük ve orta ölçekli tüm işletmeler için de çok önemli olduğunun ortaya çıktığını söylüyor. 2007’den bu yana beş farklı lokasyondaki yedi tesis ve 200’ün üzerinde çalışanıyla faaliyet gösteren Iron Mountain’m Türkiye üst düzey yetkilisi Özhelvacı, “Hangi sektörde hangi ölçekte olursa olsun firmaların, verimlilik ve sürdürülebilirliği sağlaması için dijital dönüşüme yatırım yapması gerektiği görüldü. Bu dönüşüme uyum sağlayan şirketlerin rakipleri karşısında güçleri artıyor. Bu sürece hızla uyum sağlayabildik. Sunduğumuz hizmetlerin çoğu dijital çözümler olduğu için bu dönem bizi hareketlendirdi” diyor.
“OFİS OPTİMİZASYONU ÖNEM KAZANDI”
İşletmeler ofis alanlarını nasıl kullandıklarını ve gayrimenkul ayak izlerini artırmadan çalışanlar için nasıl daha fazla kişisel alan sağlayabileceklerini yeniden düşünmeye başladığını ve bu süreçte Clean Start programım hayata geçirerek ofis alanlarının optimize edilmesi, taşınma, konsolidasyon veya kapatma durumlarında işletmeleri zorlayabilecek karmaşıklığın yönetilmesine destek olduklarını ifade eden Özhelvacı, “Clean Start ile işletmelerin ofislerini optimize ederken mevcut süreçlerini değerlendirerek kayıt ve bilgi yönetiminin nasıl iyileştirilebileceği konusunda uygulanabilir tavsiyeler veriyor ve maliyetleri azaltmayı hedefliyoruz. Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (KVKK) kapsamında belgenin fiziksel dolaşımını ortadan kaldırmak üzere dijitalleştiriyor, tüm çalışanlar tarafından görüntülenmemesi gereken bilgiler varsa maskeleme tekniğiyle bu bilgilerin gizliliğini sağlıyoruz. Bu dönemde dijital-leşmeyle birlikte veri güvenliği de büyük önem kazanarak kritik bir hale geldi. Pandemi sebebiyle pek çok kişinin evlerinden çalıştığı dönemde, veri gizliliği ve erişimini kolaylaştıracak Digital Mailroom (muhaberat) hizmetini hayata geçirdik. Bu hizmetimizle, ofislere gönderilen sözleşme, fatura gibi önemli evrak ve belgelerin Iron Mountain tesislerine yönlendirilmesini sağlayıp bu belgeleri görev ve yetki bazında kategorize ederek dijitalleştiriyor ve müşterilerimizin kesintisiz ve kolayca ulaşmasına destek oluyoruz” diyor.
GLEAM VE İÇERİKTE ATILIM
2020’nin pandemiye rağmen verimli geçtiğini, Türkiye’deki pazar paylarının yüzde 60 olduğunu, ancak oyun alanlarını değiştireceklerini anlatan özhelvacı, “Veri merkezleri, GLEAM (değerli ürünler, eğlence sektörü, sanat eserleri) ve Content Services Platform (İçerik Hizmet Platformu) gibi alanlarda da faaliyet göstermeye başlıyoruz. Pandemiyle hız kazanan dijitalleşme kâğıda olan gereksinimi oldukça azalttı. Elbette bankacılık ve sağlık sektörü gibi fiziksel evrakların hala çok kıymetli olduğu sektörler var. Fakat birçok sektör dijitalleşmenin rüzgarıyla yatırımlarını ve çalışmalarım bu alanda yapmaya başladı. Bunu dikkate alarak, 2021’de dijital yatırımlarımızı artırmaya ve bir Scanning Factory kurmaya karaı verdik. Bu doğrultuda organizasyonumuz içerisinde de ayrı bi dijital çözüm ekibi kurduk. Bu yeni ve dinamik ekiple müşterile rin dijital ihtiyaçlarını hızla analiz edip beklentilerini tam anla mıyla karşılamak için çalışıyoruz” şeklinde konuşuyor.
Yapay zekâlı Insight geliyor
Iron Mountain Gelişen Pazarlar Başkan Yardımcısı, Türkiye ve BAE Genel Müdürü Cenker Özhelvacı, “Geçtiğimiz yıl beş farklı lokasyondaki yedi tesisimize 7.2 milyon TL’lik yatırım yaptık. Bu seneki ilk hamlemiz teknoloji yatırımı yapmaktı. Yatırımlarımızı çağa ayak uydurarak sadece fiziksel arşiv alanında değil, dijital veri yönetimi alanında da gerçekleştiriyoruz. Bu doğrultuda firmaların ürettikleri fiziksel ve djjital veriyi kullanarak makine öğrenimi ve yapay zekanın katkısıyla işletmelere tahminleme ve öngörüler sunan InSight ürünümüzü Türkiye’deki müşterilerimize 2021’nin son çeyreğinde sunmayı hedefliyoruz” diyor.
Kadın istihdamını destekliyor
Türkiye’deki yetişmiş insan gücünü korumayı hedeflediklerini belirten Cenker Özhelvacı, “Bu çerçevede, önümüzdeki yıllarda Türkiye dahil olmak üzere tüm bölgede kadın istihdamını destekleyen çalışmalar yaparak I kadın çalışan sayımızı artıracağız.
Uluslararası birikim ve deneyimimizle Türkiye’ye katkı sağlarken, aynı zamanda çalışanlarımıza global kariyer fırsatları da sunuyoruz. Uluslararası görevlere atanan çalışanlarımıza görevlerini Türkiye’den yürütme şansı sunarak ülkemizin yetişmiş insan gücünü korumayı hedefliyoruz. Bu doğrultuda 10 yöneticimizin dördü global görevler üstleniyor; IK liderimiz EMEA bölgesinden, finans direktörümüz MENAT bölgesinden, global emniyet, risk ve güvenlik yöneticimiz ise EMEA, Asya, Avusturya ve Yeni Zelanda’dan ve finansal planlama ve analiz müdürümüz EMEA bölgesinden sorumlu” şeklinde konuşuyor.
3 bin 400 ağaç kurtardı
Djitalleşmenin artılarından biri de kağıt kullanımının azaltılması. Sürdürülebilirlik kavramı çerçevesinde en alt kademedeki personelden en üst kademedeki yöneticiye kadar gezegene karşı sorumluluklarının farkında olduklarında olduğunu belirten Cenker Özhelvacı, “Bu yıl yaklaşık 48 milyon sayfayı dijitalleştirerek 3.400 ağacın kurtarılmasına katkı sağladık. Geçtiğimiz yılın sürdürülebilirlik raporuna baktığımızda görüyoruz ki atıklarımızın yüzde 98.5’ini geri dönüştürdük, kâğıt tüketimimizi yüzde 44.41 azalttık. Bir önceki yıla kıyasla ürettiğimiz toplam atık seviyesi yüzde 40.1 geriledi ve faaliyetlerimizden kaynaklı sera gazı emisyonları yüzde 53 oranında azaldı” diye konuşuyor.
Gençler ‘kendisinin patronu’ olmak istiyor
Gig ekonomi (teknolojinin hızla gelişmesi, insanların özgürce maddi kazanç sağlama isteği ve freelance platformların çoğalmasıyla ortaya çıkan bir kavram), freelancer gibi adını sıkça duyduğumuz bu kavramlara bir yenisi daha ekleniyor: “Marka Elçileri”. Yeni çalışma modellerinin gelişmesiyle işini “patron” gibi yapan profesyonelleri bir araya getirerek Türkiye’de tüketici destek hizmetleri alanında ilk olan yeni nesil çalışma platformunu hizmete açan Champs Kurucu Yöneticisi Mahir Tüzün, teknoloji altyapılı müşteri hizmetleri sektöründe kendi işinin patronu olma anlayışının giderek arttığını belirtti. Tüzün, Gig iş modeli ile uzaktan patron gibi çalışan profesyonellerin müşteri temsilciliği kavramının yetkin marka elçisi unvanına evrilme I sürecinin ise hızlandığını vurguladı.
Dünyadaki dinamiklere bağlı olarak bireysel girişimcilik hareketlerinin giderek arttığını ifade eden Tüzün, “Teknoloji, iş yapma biçimimizde devrim yaratmaya devam ediyor.
Artık hepimiz daha esnek koşullarda, iş/özel yaşam dengesinin sağlandığı çalışma koşullarının ve çalışılacak projenin çalışan tarafından seçilebildiği bir iş yaşamı istiyoruz.
İşletmeler de hem fikren hem de teknolojik olarak belli başlı hizmetleri işin uzmanlarına uzaktan yaptırmayı amaçlıyor. Bu noktada özellikle Y ve Z kuşaklarının iş dünyasındaki hakimiyeti ciddi oranda hissediliyor.
Bağımsız çalışma, kendi sınırlarını kendi belirleme, fiziksel sınırlara bağlı kalmama gibi kuşak özellikleri, kendi işinin patronu olmak isteyen kişi popülasyonunu artırıyor” diye konuşuyor.
Küresel Girişimcilik Monitörü’nün (GEM) 2016/17 raporuna göre Türkiye’deki katılımcıların yüzde 81’inin girişimciliği iyi bir kariyer seçimi olarak gördüğünü belirten Tüzün, “Güncel Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı (KOSGEB) verilerine bakıldığında ise, öğrenciler ve gençler kendi işinin patronu olmak için oldukça cesur ve kararlı davranıyor” diyor.
Şule Güner
