Türkiye’nin Gözbebeği Roketsan
ROKETSAN, küresel rekabette dünyanın en güçlü savunma sanayi firmaları arasında yer alan yedi Türk şirketinden biri. 2017’den bu yana dünyanın en prestijli savunma sanayi listesi olarak kabul edilen Defense News Top 100’de yer alan firma, Türkiye savunma sanayiinin kara, hava ve deniz ihtiyaçlarını geliştirdiği ileri teknolojili, yerli ürünlerle karşılarken, bu çözümlerini dost ve müttefik ülkelere taşıyarak, alanında oyun kurucu firmalardan biri haline geldi. ATMACA, HİSAR, TRLG-230 ve MAM-L gibi dünyayla rekabet eden birçok ürüne imzasını atan Roketsan, Türkiye’nin Milli Uzay Programı’nın önemli paydaşlarından da biri.
“Dev bir teknoloji ordusuyla daha güçlü bir Türkiye için çalışıyor ve ülkemizin rekabet gücünü her geçen yıl yükseltiyoruz” diyen Roketsan Genel Müdürü Murat İkinci, Türkiye’nin uzaya erişimi konusunda yürüttükleri çalışmalarda büyük mesafeler kat ettiklerini vurguladı. Yerli teknolojilerle uzay liginin kritik oyuncularından biri olmak istediklerini söyleyen İkinci ile firmanın 2021 hedeflerini, öncelikli gündemini, projelerini ve uzaya erişimi konusunda yürüttükleri çalışmaları konuştuk…
Roketsan neler yapıyor?
Roketsan, Savunma Sanayii İcra Komitesi kararıyla, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin roket ve füze ihtiyaçlarının karşılanması, ülkemizde roket ve füze tasarımı, geliştirilmesi ve üretimi konularında lider bir kuruma sahip olunması amacıyla 1988’de kurulmuş bir şirket. Şirketimiz bir yandan ülkemiz savunma sanayiinin kara, hava ve deniz ihtiyaçlarını, geliştirdiği ileri teknolojili, yerli ve milli ürünlerle karşılarken; diğer yandan da bu çözümlerini dost ve müttefik ülkelere taşıyarak, alanında oyun kurucu firmalardan biri haline geldi. “Ülkemizin geleceği için özgün, güvenilir ve çığır açan roket ve füze çözümlerinin lideri olmak” vizyonuyla hareket ederek, 2017’den bu yana dünyanın en prestijli savunma sanayi listesi olarak kabul edilen Defense News Top 100’de, ülkemizi başarıyla temsil ediyoruz.
2021’de öncelikli gündem, proje ve hedefleriniz neler?
HİSAR Hava Savunma Sistemleri’nden Lazer Güdümlü Füze CIRIT’e; farklı varyantları ile Stand-Off Mühimmatı SOM Ailesi’nden Mini Akıllı Mühimmat MAM-L ve MAM-C’ye; TEBER Lazer Güdüm Kiti’nden ATMACA Satıhtan Satha Güdümlü Mermi’ye; BORA Füzesi’nden Portatif Hava Savunma Sistemi SUNGUR ve pandemi döneminde üç ay gibi kısa bir sürede geliştirdiğimiz TRLG-230’a kadar geliştirdiğimiz teknolojiler ile ülkemizin savunma sanayisindeki gücüne güç katmayı sürdürdük. Türkiye’nin uzaya erişimi konusunda yürüttüğümüz çalışmalarda büyük mesafeler kat ettik.
Roketsan’ın savunma sanayimdeki yeri ve pazar payı nedir?
Roketsan’ın Türk Silahlı Kuvvetleri’ne ait kara, deniz ve hava platformlarını üstün teknolojili yerli mühimmat ile donatılması misyonu ile ülkemiz için kritik bir konumu var. Küresel rekabette, dünyanın en güçlü savunma sanayi firmaları arasında yer alan yedi Türk şirketinden biriyiz. Dev bir teknoloji ordusuyla daha güçlü bir Türkiye için çalışıyor ve ülkemizin rekabet gücünü her geçen yıl yükseltiyoruz. ATMACA, HİSAR, TRLG-230 ve MAM-L gibi dünyayla rekabet eden birçok ürünümüzün öncelikle Silahlı Kuvvetlerimizin ihtiyacı olan yurtiçi teslimatlarının yanında, dost ve müttefik ülkelerin ihtiyaçlarını karşılayabilmek üzere ihracat çalışmalarına da hız kesmeden devam ediyoruz.
En büyük ihracat pazarlarınız hangileri?
Geliştirdiğimiz yüksek teknolojiye sahip özgün ürünleri 2000’li yılların başından bu yana ihraç ediyoruz. Ortadoğu ile başlayan ihracat faaliyetlerimiz Avrupa’dan Kafkaslara, ABD’den Avustralya’ya dünyanın dört bir yanında devam ediyor. Ürünlerimizin rekabetçi, özgün ve sahada etkinlik özellikleriyle pazarda tercih edilen konuma gelmesiyle, özellikle Uzakdoğu, Güney Amerika ve Afrika ülkelerinden önemli talepler almaya başladık. ATMACA, MAM-L, CİRİT, Tanksavar Füzeleri, Çok Namlulu Roketatar Sistemleri ile bu sistemlerden atılan farklı çaplardaki roket ve füzelerimiz ile zırh çözümlerimiz ihracatta öne çıkan ürünlerimizdir.
Türkiye’nin uzay çalışmalarında Roketsan’ın yeri nedir?
Yerli teknolojilerle uzaya fırlatılan ilk yerli sonda roketleri ile ilk olarak 2018’de 130 km irtifaya ulaşarak uzayın sınırı olarak kabul edilen 100 km çizgisini aştık. En son 2020’de yaptığımız sonda roketi testleri ile ise 136 km irtifaya ulaştık. Tamamen kendi imkanlarımızla geliştirdiğimiz teknolojilerle uzaya ilk adımımızı atmış olduk. Bunların yanı sıra, derin uzay ve uzayın keşfi aşamasıyla, dünya dışı gezegenlere erişim, uzay madenciliği gibi birçok gelişmekte olan alanda söz sahibi olmak için önemli bir adım atacağız.
“Yerli tedarikçilerle zenginleşiyoruz”
Yerli teknoloji hamlesi ve yerlileştirme politikasını merkezine almış bir şirket olarak ekosistemimize her yıl yeni yerli tedarikçiler katılıyor. Geçtiğimiz yıl ekosistemimize bin 309 yeni yerli tedarikçi dahil ettik ve 2020 itibariyle toplamda bin 710 yerli tedarikçi sayısına ulaştık. Yurtiçinde birlikte yol aldığımız tedarikçilerimizin yaklaşık yüzde 70’inin KOBİ statüsünde olması ise bizi, KOBİ’lerimizi desteklemek ve bu sayede yerli firmalarımıza, savunma sanayiinden aldığımız güç ve tecrübeyi aktararak ülke ekonomimize katkı açısından gururlandırıyor.
“MAM ailesi büyüyor”
İnsansız hava araçlarındaki temel silahımız, Mini Akıllı Mühimmat [MAM] ailesi olarak bilinen MAM-L ve MAM-C, kabiliyet ve vuruş gücü olarak çok ciddi avantaj sağlıyor. MAM-L’nin ikinci, daha gelişmiş bir versiyonu için çalışmalar sürüyor. Özellikle uluslararası platformlarda Türkiye’nin SİHA’lar konusundaki başarılarına paralel olarak bu ürünlere çok ciddi talep var. Sonraki aşamalarda da Silahlı Kuvvetlerimiz başta olmak üzere dost ve müttefik ülkelerin ihtiyaçlarını karşılamak için MAM ailesini genişletmek ve hem Ar-Ge projelerimizle hem de ekosistemdeki firmalarla daha üst seviye kabiliyetli ürünler ortaya çıkarmak için çalışacağız.
“Önceliğimiz, yarınlarımızı kendi teknolojimizle güvence altına almak”
Savunma sanayi kara, deniz ve hava ayırmaksızın, ihtiyaçların mutlaka yüksek oranda yerli imkânlarla karşılanması gereken çok kritik bir alan. Bu hassas konuda, bir başka ülkenin inisiyatifi, teknolojisi ya da talebi doğrultusunda yol almak ya da güvenliği ikinci bir ele teslim etmek, hele ki teknolojinin baş döndürücü bir hızla geliştiği günümüzde mümkün değil. Ülkemizin savunma sanayi ihtiyaçlarının yüksek yerlilik oranlarıyla karşılanması, bu anlamıyla hepimizin geleceğinin güvence altında olması demektir. Ürünlerimiz stratejik önemi olan ürünler ve alanımızda dünyanın sayılı şirketlerinden biriyiz. Önceliğimiz, bize ihtiyaç duyulan tüm alanlarda görevlerimizi başarıyla yerine getirerek vatan savunmamızı, yarınlarımızı, kendi imkân ve teknolojimizle güvence altına almaktır.