Kurlardaki düşüş sürecek mi?
Merkez Bankası yüksek faiz politikasını nereye kadar sürdürecek?
MERKEZ Bankası’nın art arda yaptığı faiz artırımları ile dövizin ateşi düşürüldü. Çok değil daha Kasım başında tarihi zirve 8.54 TL’ye kadar yükselen dolar kuru bugünlerde 7 TL’leri zorluyor. Benzer durum Euro’da da yaşandı. 10 TL seviyesine kadar yükselen euro, bugünlerde 8.50 TL’lere kadar geriledi. Peki şimdi ne olacak? Kurlardaki düşüş sürecek mi? Merkez Bankası yüksek faiz politikasını nereye kadar sürdürecek? Enflasyondaki yükseliş devam edecek mi? Tüm bu kritik soruları para yöneticilerine ve akademisyenlere sorduk…
Öncelikle herkesin ortak görüşü Merkez Bankası yeni yönetiminin interaktif ve net açıklamalarının piyasalara güven verdiği ve piyasaların artık önünü daha rahat görebildiği yönünde oldu. Özellikle Merkez Bankası Başkanı Naci Ağbal’ın bir süre daha yüksek faize devam edileceği sinyalini güçlü şekilde vermesi, piyasaları daha öngörülebilir hale getirdi. Şimdi ortak beklenti enflasyondaki yükselişin Nisan’a kadar süreceği ve bundan sonra kademeli düşüşe geçeceği yönünde. Ocak’ta yüzde 15’lere dayanan enflasyonun Nisan’da yüzde 17’lere kadar yükselmesi bekleniyor.
“FAİZ EN ERKEN YAZIN İNER”
Merkez Bankası’nın yılın ilk yarısında aceleci davranmayıp politika faizlerinde indirime gitmeyeceği, hatta tam tersi enflasyonun seyrine göre mini bir faiz artırımı yapabileceği görüşü ağırlık kazanmaya başladı. Faiz indirimi içinse en yakın vadenin yaz ayları olması, hatta enflasyonun seyrine göre yılın son çeyreğine kalması da ihtimaller arasında. Özetle, yatırımcılar için 2021’de TL’ye yatırım cazip olmayı sürdürecek gibi görünüyor.
Peki bu öngörüler gerçekleşirse kurlarda düşüş devam eder mi? Bu soruya para yöneticilerinin ortak yanıtı “düşüş sürecek” oldu. Dolar kuru için kritik seviye olan 7-7.10 seviyesinin kırılması durumunda ki ortak görüş kırılacağı yönünde – bu kez 6.80-6.85 TL’ler telaffuz ediliyor. Bu beklentileri daha ileri taşıyanlar da var. Şayet öngörülmedik bir şok yaşanmaz ve artan enflasyon oranları karşısında Merkez Bankası mini faiz artırımı yaparsa kurlarda gelinecek seviyenin 6.50’ler olmasını bekleyenler de var.
YATIRIMCI NEYE DİKKAT ETMELİ?
Dövizden vazgeçemeyen yatırımcılar içinse 2021 çok da umut vadetmiyor. Kurlarda yükseliş değil, sürpriz bir gelişme yaşanmazsa tam tersi düşüş beklenen 2021’de dövize yatırım yapanların TL’yi seçenlere göre daha şanssız olduğu belirtiliyor. Bugün bankaların TL’ye cazip yüksek faiz teklif ettiğini hatırlatan para yöneticileri ise, yatırımcılara “portföyünüzün yüzde 10-20’sinden fazlasını dövize yatırmayın” uyarısında bulunuyor.
GLOBAL MD PORTFÖY
EURO YERİNE DOLAR
Global MD Portföy Yönetimi Genel Müdürü Barış Subasar, Merkez Bankası’ndan olası bir faiz indirimini yılın ilk yarısından önce beklemiyor. Enflasyonda bu yıl Nisan’da tepe noktaların görüleceği ve baz etkisi ile düşüşe geçeceği tahmininde bulunan Subasar, “Enflasyonun seyrine bağlı olmak üzere en erken Temmuz sonrası faiz indirimi görülebilir” diyor. Yüksek enflasyonun kur üzerinde baskı yarattığına dikkat çeken Subasar, dolar/TL’ye ilişkin şu değerlendirmede bulunuyor:
“Faiz artırımları ile kur bir dengeye oturdu. Yüksek reel getiri sayesinde TL yılbaşından beri en fazla değer kazanan gelişmekte olan ülke para birimi oldu. Dolarda küresel çapta değer kazancı başlatacak yeni bir dalga oluşmazsa, TL’de pozitif ayrışma sürebilir. 7 TL altına inme olasılığı hala korunurken, bu seviye altında kalıcılığı uzun süreli olmayabilir. Önemli olan 7 TL altında ne kadar süre kaldığı değil, kurda volatilitenin düşürülmesi ve istikrarın sağlanması. Bu ortamda yüzde 15 oranında portföylerde dövize yer verilebilir. Tercihimiz euro yerine dolardan yana olur. 7.00 TL’nin altında alım için uygun seviyeler oluşabilir.”
GEDİK PORTFÖY
KRİTİK SEVİYE 7.20
Gedik Portföy Genel Müdürü Halim Çun’a göre, dola /TL’de 7.20 seviyesi oldukça kritik. 200 günlük hareketli ortalama olan 7.20’nin altında kalıcı seyrin devamı halinde paritede aşağı yönlü hareketin süreceği değerlendirmesinde bulunan Çun, “Bu durumda 6.85 seviyelerine kadar geri çekilmelerin yaşanabilece-ğini düşünüyorum. TL’nin daha önce 200 günlük orta-lamanın altında bir aydan fazla süre kalmadığını da düşünürsek bu hareketin devamı kurdaki geri çekilişe teknik olarak destek verecektir. Tabii dolar/TL’nin bu seviyenin altında kalıcı olup olmayacağını söylemek şu an için belirsiz. Yurtiçi ve yurtdışı gelişmeler belirleyici olacaktır” dedi. Çun, içerde TCMB’nin rezerv politikasında atacağı adımların, global tarafta ise pandeminin seyri ve ABD’de FED tarafından atılacak adımların kur üzerinde etkin olacağı görüşünde. 2021’de önemli bir döviz kaynağı olan turizm sezonunun pandeminin seyri ile belirlenecek olması, ABD tarafında enflasyonun seyriyle FED’in yeni politikası olan ortalama yüzde 2 enflasyon hedeflemesi ile atacağı adımların ve dolar endeksinin takip edileceğine dikkat çeken Çun, TCMB’nin faiz politikasına yönelik şunları söyledi:
“Geçtiğimiz yıl Kasım ayında yeni ekonomi yönetimi ile başlayan değişimde altı en çok çizilen konu fiyat istikrarı olarak görülüyor. Merkez Bankası’nın faiz politikasında en önemli değişken tabii ki enflasyonun seyri olacaktır. 2020’de aylık enflasyon verilerini ele alırsak Nisan sonuna kadar yukarı yönlü seyrin devam edeceğini söyleyebiliriz. Nisan’da tepe noktasına ulaşan enflasyonun daha sonra kademeli geri gelebileceğini düşünüyorum. Fakat gıda enflasyonu taraflı baskının azalsa da devam ediyor olması, geçmiş dönemden gelen kur etkisi ile ÜFE-TÜFE arasındaki farkın açılması, son dönemde emtia fiyatlarında görülen yukarı yönlü seyir de önümüzdeki dönemde enflasyondaki seyirde belirleyici olacaktır. Siyasi ve jeopolitik gelişmeler ve kurdaki seyrin devamı da diğer önemli etkenler, özetle, yılın ilk yarısı itibariyle faiz indirimi beklemiyor olup yılın üçüncü çeyreğinin ortalarından itibaren (Ağustos’tan itibaren) bir faiz indiriminin tartışılacağını düşünüyorum. Ancak bu beklentinin sermaye piyasalarına yansıması daha önce olacaktır diye tahmin ediyorum. Yılın ilk yarısının sonuna doğru, para ve sermaye piyasaları bu beklentileri fiyatlamaya başlayabilir.”
ATA YATIRIM
TREND AŞAĞI YÖNDE
Ata Yatırım Direktörü Cem Tözge, döviz kurlarında aşağı yönlü trendin devam edeceği görüşünde. Sadece Ocak’ta görülen yabancı yatırımcı girişinin yaklaşık 8 milyar dolara ulaştığını hatırlatan Tözge, “öte yandan, haftalık açıklanan döviz tevdiat hesabı (DTH) verilerinden yerlilerinde satış tarafında olduğunu gördük. Bu iki unsur TL’de güçlenmenin devam edebileceğini işaret ediyor. 7.00 seviyesinin kırılması halinde dolar/ TL’de 6.8500 seviyesinin hedefleneceğini düşünüyorum. Euro/ TL’de ise 8.2500 takip edeceğimiz seviye olacaktır” dedi.
Tözge’ye göre şu anki gidişata ve verilere göre döviz yatırımcıları bu sene biraz üzülecek. Son sekiz senedir sürekli yükselen döviz kurlarının bu sene bir duraksama dönemine gireceği görüşünde olan Tözge, yıl genelinde portföylerde döviz enstrümanlarının yatırım aracından ziyade koruma amaçlı bulundurulması gerektiğini söylüyor. Bu yıl optimum döviz bulundurma seviyesinin ise yüzde 20’ler civarında olması gerektiğini ifade ediyor. Merkez Bankası’nın bu yıl yüksek sıkı para politikasını sürdüreceği görüşünde olan Tözge, bankanın faiz politikasına ilişkinse, “TCMB Başkanı Ağbal’ın açıklamalarından yola çıkarak enflasyonun uzun bir süre daha yüksek seyredebileceğini öngörüyoruz. ÜFE enflasyonunun geçişkenlik etkisi, aşı etkisinin iç talebi artırma olasılığı ve emtia/girdi maliyetlerindeki artışlar enflasyonun uzun bir süre daha yüksek seyredebileceğine işaret ediyor. Bu varsayımlar altında TCMB’nin faizleri uzun bir süre yüksek tutacağını, hatta gerek görülürse sınırlı bir artışın bile mümkün olacağını ve faiz indirimlerine bu yılın son çeyreğinde başlanacağını düşünüyorum.”
ALNUS YATIRIM
“DOLAR’DA 6.80 GÖRÜLEBİLİR”
Alnus Yatırım Araştırma Müdürü Yunus Kaya’ya göre dolarda 6.8 seviyeleri görülebilir. Genel beklentinin TL’nin değerlenmeye devam edeceği ve 6.8 seviyelerine kadar ineceği yönünde olduğunu ifade eden Kaya, “Türkiye tarihinde reel faiz verildiği sürece TL’nin güçlendiğini gördük. Son dönemde TCMB faizini yüzde 17’ye çekerek reel faiz verir konuma geçtiğinden beri TL güçlenmiş ve 8.5’lardan 7.0’lere kadar geri çekilmiştir. Beklentiler 6.8’li seviyeler olabilir. Ancak bunun kalıcı olması için yüksek faiz vermenin dışında başka şeyler de gerekecektir. Bu yüzden dikkatli olmakta fayda var” diyor.
Pandemi döneminin ekonomilerdeki hasarlarının henüz tam tescillenmediğine de dikkat çeken Kaya, Merkez Bankası’nın önümüzdeki dönem faiz politikasına ilişkin beklentilerini ise şöyle özetliyor: “Aşılama süreci sonuna kadar pandeminin bu negatif etkileri sürecektir. Türkiye de bu durumdan etkilenen ülkeler arasında; üretim ve tüketim alanında istenen düzeylerden uzaktayız. TCMB, bu durumda enflasyona göre reel faiz fazlası vererek kuru tutmayı başarabildiğini gördü. Bunun bir büyük etkisi enflasyonun aşağı gelmesine yol açması olabilir ki beklentiler de bu yönde. Mart-Nisan’da zirveyi gördükten sonra TÜFE’nin yılsonuna kadar azalarak devam etmesi bekleniyor. Beklentiler yüzde 17’leri görüp yılı yüzde İllerde kapatması yönünde. TCMB’nin enflasyon yüzde 14’ün altına inmeden bir faiz indirimine gitmesini beklemiyorum. Tabii başka tüm şartların sabit olduğunu varsayıyoruz. Dinamik bir dünyadayız, inşallah, şartlar lehimize olur ve TCMB’nin istediği gibi gider.”
DENİZ YATIRIM
FAİZ İNDİRİMİ İKİNCİ YARI
Deniz Yatırım Stratejisti, Araştırma Bölüm Müdürü Orkun Gödek, Türkiye gibi reel faiz veren gelişmekte olan ülke para birimlerine girişlerin sürebileceği görüşünde. Bu nedenle dolar/TL’de 6.85’in ilk etapta görülebileceğini söyleyen Gödek, “Kurların daha stabil ve öngörülebilir patikada hareket etmesini bekliyoruz. 2021’de globalde zayıf dolar temasının devamını öngörüyoruz. Bu nedenle reel faiz makası ile öne çıkan TL gibi gelişmekte olan ülke para birimlerine girişler devam edebilir. Düşük pozisyonlanma, azalan ülke risk primi ve sıkı para politikası vurgusunun giderek kuvvetlenmesi bu düşüncemizi destekliyor. Dolar/TL paritesinde bir süre 7.00-7.10 bandı öne çıkabilir. Girişlerin hızlanması ve lokallerinde ters dolarizasyona katılması durumunda 6.85 bölgesi ilk etapta öne Hmİ Gödek çıkabilir.”
Gödek’e göre Merkez Bankası’nın sıkı para politikası duruşu yılın ikinci yarısında da devam edebilir. Enflasyondaki görünümün yukarı yönde ne kadar sapma gösterebileceğini şu aşamada kestirmenin güç olduğuna dikkat çeken Gödek, “Enflasyona ilişkin beklentimiz Merkez Bankası ile paralel, ilk çeyrek itibarıyla zirvenin yüzde 15-16’lı seviyelerde test edilip, baz etkisi ve düşük talebin devreye gireceğini düşünüyoruz. Buradan hareketle, olası ilk faiz indirimi yılın ikinci yarısında ve hatta üçüncü çeyreğe dahi ötelenebilir” diyor.
GCM YATIRIM
GÜÇLÜ DOLAR, ZAYIF EURO
GCM Yatırım Araştırma Müdürü Dr. Tuğ-berk Çitilci, TCMB’nin yerinde ve piyasa beklentilerinin önüne geçen faiz artışı hamleleri ile doların TL karşısında psikolojik 7 seviyesine kadar yaklaştığına dikkat çekiyor. TL için yeni normal olan 200 günlük basit hareketli ortalamanın 7.37-7.38 seviyesinde bulunduğunu hatırlatan Çitilci, “Bu ortalamanın altında kalıcılık risk algısında iyileşmeye işaret ediyor. Burada psikolojik 7 seviyesinin altı için bazı kriterler devreye girebilir. Bunlar arasında beş yıllık CDS risk priminin kalıcılık ile 250 seviyelerine kadar geri çekilmesi ve 2 ve 10 yıllık tahvil faizlerinde enflasyon mücadelesi hikayesinin satın alınması gerekebilir. Olası bir kırılma ile 7 psikolojik seviyesi altında kurun uzun süre baskılandığı 6.58 seviyesine doğru geri çekilmeler izlenebilir” diyor. Çitilci’ye göre yurtdışı dinamiklerde yeni normal ise göreceli olarak güçlü dolar-zayıf euro oldu. Bu beklentiye paralel olarak euro/TL için 9 psikolojik seviyesinin altında kalıcılığın sürmesini bekleyen Çitilçi, yatırımcılara ise şu tavsiyede bulunuyor: “Döviz hassasiyeti olanlar için portföylerde yüzde 5 euro-yüzde5 dolar dağılımı yüzde 10 döviz tutulabilir. Fakat spekülatif amaçlı olarak TL’ye karşı pozisyon almanın faiz alternatifi nedeniyle oldukça pahalı olacağını düşünüyorum. Döviz için getiri tarafında Eu-robond faizleri daha cazip olabilir. Borçlanma tarafında ise dolar maliyetli borcun euro ile swap edilmesi daha anlamlı olabilir. TCMB’de Başkan Ağbal ile başlayan yeni dönemin referansı, enflasyona odaklı sıkı para politikası duruşu ve yürütülen sözlü yönlendirme politikası. Ancak enflasyon 2021 ilk çeyreğinde gıda şokları kaynaklı en kötüsünü görebilecekken, bu bağlamda politika faizinde de enflasyona paralel ölçülü artış devreye girebilir.”
ÜNLÜ & CO
“ENFLASYON NİSAN’DA 17 Yİ GÖREBİLİR”
ÜNLÜ&Co Araştırma Bölümü Müdürü Murat Akyol’a göre Ocak’ta yüzde 15 sınırına yaklaşan enflasyon 2021’in ilk aylarında yukarı yönlü eğilimini koruyacak. Enflasyonda zirve noktasına nisan ayında yıllık yüzde 15-17 rakamlarına ulaşarak görebileceğimizi söyleyen Akyol, “Enflasyonun bu patikadan sapması ve daha yüksek seviyeler oluşması durumunda TCMB’nin daha fazla sıklaştırmaya yöneldiğini görebiliriz. Nisan’dan sonra ise enflasyonun aşağı yönlü bir eğilim sergileyeceğine dair beklentimize paralel olarak 2021 sonunda yüzde 11-12 bandında bir enflasyon görmeyi bekliyoruz. Dolayısıyla enflasyonun kısa vadeli görünümü faiz indirimine izin verecek nitelikte değil. Enflasyonun izleyeceği patikaya bağlı olmakla birlikte mevcut yol haritası dördüncü çeyrekten önce bu yönde bir adım görme ihtimalimizin yüksek olmadığına işaret ediyor” diyor. TCMB’nin çok net bir duruşla enflasyonla mücadeleye öncelik vermesi ve sıkı para politikasını uzun süre daha koruyacağına dair net mesajlarının TL için lehte bir zemin yarattığına da dikkat çeken Akyol, kura ilişkin beklentilerini ise şöyle özetliyor:
“Reel faizin TL’yi desteklemek için makul sayılabilecek bir noktada bulunması enflasyondaki yukarı yönlü eğilime karşın TL’de değer kaybı görmemizi engelliyor. Öyle ki, Ocak ayı enflasyon rakamı beklentileri aşmış ve 12 aylık rakam yüzde 15’e yaklaşmış olsa da TL’nin veri sonrasında değer kazandığını görüyoruz. Dolayısıyla küresel şartlarda bozulma olmaz ise TL’nin diğer gelişmekte olan ülke para birimlerine göre göreceli dirençli görünümünü sürdürmesini bekleriz. Bu açıdan bakarsak kurun 7.00 seviyesinin altını görme ihtimalinin çok uzak olmadığını rahatlıkla söyleyebiliriz. Ancak kurun bu bölgede kalıcı olması için küresel risk iştahının da destekleyici nitelikte olması gerekir.”
INVESTAZ
“6.80’İN ALTINI GÖREBİLİRİZ”
InvestAZ Araştırma Müdürü Yusuf Topçu’ya göre, Merkez Bankası yılın ilk faiz indirimini en erken haziran ayında yapabilecek. TCMB’nin 24 Aralık’taki faiz artırımının dolar ve euro’ya vurulan son darbe olduğunu hatırlatan Topçu, kurda 6.80’lerin altını görebileceğimizi belirtiyor ve “Nitekim 25 Aralık’tan itibaren döviz kurlarında net bir düşüş trendi var. Yüksek faiz vermeye devam etmemiz durumunda dolarda aylardır beklediğimiz 7.00’nin altını görmemiz çok zaman almayacaktır. Zira 7.30 seviyesi kırıldıktan sonra 7.00’ye gelmemiz uzun sürmedi. Ardından ikinci durak 6.80’in altını görmemiz mümkün. 6.50 seviyesine ne kadar yaklaşacağımızı ise zaman gösterecek. Gelinen noktada düşüşlerin kalıcı olup olmayacağını siyasi ve politik kararlar belirleyecek. Reform gündeminde hızlı hareket edildiği takdirde bahsini ettiğimiz rakamlardan da düşük değerlerin yeni normal haline gelmesi tahmin edilenden çok daha hızlı olur” diyor.
Kapalıçarşı’da fiyatlar yüksek
Kapalıçarşı’da bugünlerde altına olan talebin zayıflaması yüzünden döviz işlem fiyatları banka fiyatlarının üzerinde seyrediyor. Çarşı yetkilileri, bunun temel nedenini son dönemde altın fiyatlarında gözlenen sert düşüşe bağlı artan belirsizliğin etkili olduğu görüşündeler.
Son haftalarda yatırımcıların altın talebinde önemli azalmalar gözlemlediklerini söyleyen Kapalıçarşı yetkilileri, “Buna bağlı olarak döviz kurları banka kurlarının üstüne çıktı. Yatırımcılar için bugünlerde bankadan döviz almak daha avantajlı hale geldi” açıklamasında bulunuyorlar. Döviz kurlarında önemli bir düşüş beklemeyen çarşı esnafının dolar kur beklentisi ise 7 TL ile 6.85 TL arasında. Yakın vadede doların 6.85’in altına çok fazla inme ihtimali bulunmadığını söyleyen Ağa Sokak’taki ayaklı borsa yetkilileri, “Hatta 6.85’e inse bile burada kalıcı olacağını düşünmüyoruz. Tekrar 7 TL’ye doğru hareket görebiliriz” değerlendirmesinde bulunuyorlar. Sanayi kesiminde ise dolar kurunun 7.5 TL’nin altına inmemesi gerektiği görüşü hakim.
Kurun 7 TL ve altına inmesi durumunda ihracatlarının olumsuz etkileneceğini öne süren sanayiciler, kurlardaki sert düşüşün I kaygı verici olduğunu söylüyorlar.
DTH’lar bir haftada 2.1 milyar dolar azaldı
Türk Lirası’ndaki yüksek faizin cazibesine kapılan yurtiçindeki yatırımcılar dövizini bozdurmaya başladı. Bu eğilim Merkez Bankası’nın verilerine de yansıdı. Son açıklanan 5 Şubat haftası verilerine göre yurtiçi yerleşiklerin döviz mevduatları 2.1 milyar dolar azaldı. Toplam döviz tevdiat hesabı (DTH) tutarı ise 232.9 milyar dolar seviyesine geriledi. Söz konusu bu düşüş aynı zamanda DTH’larda Nisan 2020’den bu yana yani son 10 ayın en sert düşüşü olarak kaydedildi. 29 Ocak haftası da dikkate alındığında son iki haftada döviz mevduatlarındaki azalış ise toplam 3.2 milyar dolar oldu. 5 Şubat haftası itibariyle mevduatların dağılımına bakıldığında ise gerçek kişilerin döviz mevduatları 1.4 milyar düşüşle 148.1 milyar dolara tüzel kişilerin döviz mevduatları ise 751 milyon dolar gerileyerek 84.8 milyar dolara indi.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Başkanı Naci Ağbal, Reuters haber ajansına verdiği söyleşide şu tespitte bulunmuştu: “Son dönemde yurtiçi yerleşiklerin TL cinsi varlıklara yönelme eğilimi gözlemliyoruz.
Bu durum ters dolarizasyon sürecinde önemli bir sinyal. Ancak, bu yönelimin sürekliliğe dönüşmesi ve güçlü olması karar vermek bakımından önemli bir gösterge.
Son dönemde sisteme tabana yayılan efektif girişi de gözlemliyoruz. Bu durum yurtiçi yerleşiklerin döviz varlıklarını bankacılık sistemine taşıma isteğini ortaya koyuyor. Bu kaynaktan sisteme girişte döviz tevdiat hesaplarındaki gelişimi etkiliyor.”
ESİN ÇETİNEL