SON zamanların en çok konuşulan konularından biri, Z kuşağı. Tüm dünyada yönetimlerin, kurumların ve şirketlerin gözü kulağı bu kuşakta. İyimserlere göre bu kuşak, dünyada çürümüş, yozlaşmış, bozulmuş ve artık devam etmesi mümkün olmayan tüm sistemlere karşı yeni umudumuz. Global araştırma kuruluşları üst üste Z kuşağı araştırmaları yapıyor. Araştırmalar bu kuşağın çalışma hayatına bakış açısı ve tüketim alışkanlıkları üzerine yoğunlaşmış durumda. Ancak ideolojik bakış açıları ve hayattan beklentileri gibi detaylar da raporlarda var. Peki, nedir bu Z kuşağı? 1999’dan sonra, yani 2000’den itibaren doğmaya başlayan bu Z’ler nasıl insanlar? Ne isterler, neyi önemserler? İş hayatından beklentileri nedir? Dünyamızı değiştirecekleri muhakkak ama bu değişim nasıl bir değişim olacak? Şirketler bu yeni nesil çalışanlarına ne sunmalı? Araştırmalar ve uzman görüşleri ışığında Z kuşağını anlamaya çalıştık…
TALEPLERİ, DAHA İYİ BİR GELECEK
Deloitte tarafından gerçekleştirilen “2020 Küresel Y Kuşağı Araştırması”, Y ve Z kuşaklarının, daha iyi bir gelecek inşa etmek için vizyon ve kararlılığa sahip olduğunu gösteriyor. Bu sene dokuzuncu kez düzenlenen ve Covid-19 pandemisine denk gelen araştırma, iki jenerasyonun da kendi toplumlarında ve küresel anlamda pozitif değişim için kararlı ve dirençli olduklarını ortaya koyuyor, iki faz halinde gerçekleştirilen araştırmanın ilk fazında 43 ülkeden 13.715 Y kuşağı ve 20 ülkeden 4.711 Z kuşağı mensubu yer aldı. İkinci kısımda ise pandemiden farklı derecelerde etkilenen 5.501 Y kuşağı ve 3.601 Z kuşağından kişi katıldı.
Araştırmada pandemiden diğer kuşaklara kıyasla daha fazla etkilenen Y ve Z kuşaklarınm, belirsizlik karşısında dünyayı daha iyi hale getirme isteği öne çıkıyor. Anketin yapıldığı dönemde araştırmaya katılan Z kuşağının neredeyse yüzde 30’u ve 25-30 yaş aralığındaki genç Y kuşağının neredeyse çeyreği işini kaybettiğini veya geçici olarak ücretsiz izne çıkarıldıklarını belirtti. Türkiye’den de 300 katılımcının yer aldığı araştırmada, Y kuşağının sadece yüzde 17’si, ebeveynlerinden daha mutlu olduğunu belirtti. Bu rakam dünyada yüzde 26 oranında. Türkiye’de katılımcıların yüzde 66’sı, dünyada ise yüzde 45’i ebeveynlerinden daha az mutlu bir kuşak olduklarını belirtti. Strese bağlı nedenlerle son 12 ay içerisinde işleri ayrılanların oranı Türkiye’de ve dünyada yüzde 30’lar düzeyinde. Stres sebebiyle işten ayrılanların bunu işverenleriyle paylaşma oranları ise Türkiye’de yüzde 37 seviyesindeyken, dünyada bu rakam yüzde 44 olarak belirlendi.
Dünyada Y kuşağının yüzde 69’u, Z kuşağının ise yüzde 64’ü pandemi döneminde yaygınlaşan evden çalışma modelinin uygulanmaya devam etmesinin, işteki stresi azaltacağını düşündüğünü belirtiyor. Geçen yıl, Türkiye’deki katılımcıların yüzde 71’i önümüzdeki iki yıl içerisinde mevcut iş yerlerinden ayrılacağını belirtirken, bu oran bu sene yüzde 52’ye geriledi, dünyada ise yüzde 31 seviyesinde.
Raporu değerlendiren Deloitte Türkiye Yetenek Lideri Gülfer Irmak, genç neslin pandemi sonrası dönemi “yeni bir başlangıç olarak” umutla değerlendirdiğinin altım çiziyor. Bu umudun bir bileşeni de, önceden daha negatif değerlendirdikleri çevre konusunda umutlarının artmış olması. Irmak bu kapsamda, Türkiye’de faaliyet gösteren tüm firmaların, çevreye duyarlı bir çalışma düzeni sağlamalarının öncelikli konular arasında yer alması gerektiğini vurguluyor.
ÖNCELİKLERİ ŞEFFAFLIK VE FIRSAT EŞİTLİĞİ
Teknolojide Kadın Derneği Başkanı Zehra Öney, yapılan araştırmalara göre Z kuşağının iş dünyasından beklentilerinin şeffaflık, fırsat eşitliği, kendini özgürce ifade edebilme ve hiyerarşiden uzak bir işyeri oldu-ğuna-vurgu yaparak şunları aktarıyor:
“Bu kuşak detaylarda boğulmak istemiyor ve sonuç odaklı çalışıyor. Hızlı öğ-Venen ve gelişen, teknoloji ile doğmuş bu kuşak bilginin ve zamanın hızına adapte olmayı çok iyi başarıyor. Bu kuşak için geliştirilen insan kaynakları stratejileri teknoloji ile tamamen entegre stratejiler. Hızlı sonuç alman testler, hiyerarşiden uzak online mülakatlar, adayların liderlik yetenek lerini ölçümleyen, inisiyatif almaya teşvik eden vaka analizleri gibi süreçler bu kuşak için uygulanan birkaç stratejiden biri. İnsan kaynakları uzmanları bu kuşakla iletişim halindeyken bu kuşağın beklentilerine hitap edip etmediklerini çok iyi belirlemeli. Sabırsız ve sonuç odaklı olan bu kuşakla anlaşabilmek için sürekli yaratıcı ve şeffaf olunması gerekiyor.”
İNOVATİF ORTAMLAR SUNULSUN İSTİYORLAR
Z kuşağının deneyimlemeyi. sürekli öğrenebilirliği, inovasyonu ve çalıştığı lideri önemseyen bir kuşak olduğunun altını çizen Manpovver Group Türkiye Genel Müdürü Feyza Narlı, “Kendini sürekli geliştirmeyi ve aynı zamanda maddiyatı önemseyen bir kuşak olarak tanımlayabiliriz. Bu noktada kurumların Z kuşağının deneyimleyebileceği ve kendini ifade edebileceği girişimlerle, inovatif fikir ve projelerle desteklenen ortamları sunmaları önemli” diyor. Firmaların Z kuşağım yakalamak için yeni işe alım stratejileri de geliştirdiğini ifade eden Narh şu bilgiler aktarıyor:
Damla ÖZGÖNÜL / Servcorp Türkiye Direktörü
“Hayatlarını teknolojiye göre şekillendiriyorlar”
Dijitalleşen dünyaya gözlerini açan Z kuşağı, hayatımıza giren tüm teknolojileri nasıl kullanmamız gerektiğini bizlerden daha iyi biliyor, hayatlarını da ona göre şekillendiriyorlar. Tek meslekte profesyonelleşmek yerine birden fazla alana ilgi duyan ve teknolojiyi, çağın ruhunu anlayan Z kuşağı, son 30 yıldır değişen çalışma alışkanlarına son darbeyi vuracağa benziyor. Z kuşağının iş hayatına katılmasıyla, 8-5 iş disiplini değişebilir, çalışma algısı yalnızca ofislere değil, ortak çalışma alanlarına, hazır ofislere ya da evlere indirgenebilir.
“Hemen hemen her alanda olduğu gibi insan kaynaklarının geleneksel iş yapma modellerinin de dijitale taşınması kaçınılmaz bir sonuç olacak. Yapay zeka, robotik ve makine öğrenmesi gibi yeni nesil teknolojilerin hayatımızda daha çok yer almasıyla birlikte rutin insan kaynakları fonksiyonları ağırlıklı olarak yapay zeka tarafından desteklenen dijital sistemlere taşınacak. Bu çalışmalar firmalara Z kuşağını yakalama imkanı verirken bunun yanında daha az işgücü ile hızlı ve daha etkin bir şekilde süreçleri yönelebilmelerini de sağlıyor.”
TERCİHLERİ ESNEK ÇALIŞMAKTAN YANA
Grcat Place to Work Türkiye Genel Müdürü Eyüp Toprak, Z kuşağının, X ve Y kuşaklarına göre çalışma hayatına bakış açısının çok daha farklı olduğunu belirterek, “X ve Y kuşağı işverenlerden samimi ve dostça bir çalışma ortamı, son çare olarak işten çıkartılma ve işini doğru yapabilmesi için gerekli kaynak ve donanımın sağlanmasını bekliyor. Z kuşağının kurumlardan en belirgin beklentisi ise, esnek çalışma olanakları, bina ve ofislerin fiziksel şartları, topluma değer katma biçimleri ve sosyal olanaklar ile yan haklar. Türkiye’nin En İyi İşve-
URUN DİRİER