General Electric – Jack Welch
GEÇTİĞİMİZ haftalarda bir yönetim dahisi göçtü bu dünyadan. îş dünyasında herkes yakından uzaktan kendisini tanıyordu. Amerikalı yönetici Jack Welch’den söz ediyoruz. Mart başında hayatını kaybettiğinde 84 yaşındaydı.
Yönetici, iş adamı, kimya mühendisi ve yazardı. General Electric’te (GE), 1981’den 2001’e kadar yöneticilik yaptı ve şirketini sadece ABD’nin değil, dünyanın en büyüğü yapmayı başardı.
750 milyon dolarlık servetinin yarıdan fazlasını emekli olduğunda aldığı kıdem tazminatı oluşturuyordu. Şirketten aldığı para, 417 milyon dolardı ve iş dünyası tarihindeki en yüksek rakamdı.
ADIM ADIM ZİRVEYE TIRMANDI
Welch, Massachusetts eyaletinin 15 bin nüfuslu Peabody kasabasında (şimdiki nüfus 53 bin) doğdu (Kasabada, Elazığlı Türk göçmenlerin yoğun nüfusundan dolayı sokak tabelaları hem İngilizce hem Osmanlıca idi). İrlanda kökenli ailesinde annesi ev kadım, babası tren kondüktörüydü. Genç Welch, hem okumalı hem de çalışmalıydı. O zaman gençlerin yapabileceği tek iş, bisikletle sokak sokak dolaşıp abonelere gazete dağıtmaktı. Bu yeterli olmayınca ayakkabı sattı, pres operatörlüğü yaptı. Sonunda Amherst Üniversitesi’ne kabul edildi. Eğitimine daha sonra Illinois Üniversitesi’nde devam etti ve 1960’ta kimya mühendisi olarak mezun oldu. Aynı yıl General Electric şirketine katıldı. Yıllık 10 bin 500 dolar maaşla çalışmaya başladı (günümüzün 90 bin dolarına eşit).
Bir yıl geçmemişti ki iş hayatı onu hayal kırıklığına uğrattı. Ayrılmak istedi ama Reuben Gutoff adlı bir yönetici kalması konusunda kendisini ikna etti. Yönetimindeki bir departmanda meydana gelen patlama binanın çatısını uçurdu. Kendisi de kovulmaktan son anda kurtuldu. 1968’de plastik bölümünün başına getirildi. Bu bölüm, o yıllarda 26 milyon dolarlık cirosu olan bir işletmeydi. Ama Welch, tatmin olmuyordu. O, “büyük balık” (kodaman) olmak istiyordu. 1981’de “Yavaş büyüyen ekonomide hızlı büyümek” başlıklı bir konuşma yapınca kendisini şirketin başına getirdiler. O yıl 12 milyar dolarlık GE, Welch’in emekli olduğu 2001’de 410 milyar dolar piyasa değeri olan bir deve dönüştü. Yönetimde iken 600’den fazla irili ufaklı şirketi GE’nin bünyesine katmıştı (Bunlardan cn önemlisi, ülkenin en büyük elektronik şirketi, 65 yıllık RCA’di). Verimsiz fabrikaları kapatmış, şişkin maaşları azaltmış, gelecek vaat etmeyen birimleri tasfiye etmişti.
Şirketin fabrikalarında ve bürolarında habersiz denetimler yapar, değişik kademelerdeki yöneticilere puan verir, altta kalan yöneticilerin en yetersiz yüzde 10’unu işten atardı. Welch’in bu yöntemine “rütbe ver/ayağını kaydır” (rank and yank) sistemi ya da “Yaşama gücü eğrisi” (Vitality Curve) adı veriliyordu. “20-70-10” sistemi diyenler de vardı. En üretken çalışanlar yüzde 20’ye giriyor, yüzde 70’e “yeteri kadar çalışıyor” gözüyle bakılıyor, altta kalan yüzde 10 ise işini kaybediyordu. Elbette ki yüzde 20, ikramiyeler ve hisse senetleriyle ödüllendiriliyordu. Geri kalan yüzde 80 için bu yöntem, acımasız görünse de, şirketin gelirlerini 28 kat artırmıştı.
ACIMASIZ AMA BAŞARILI
Jack Welch, şirketin dokuz katmanlı yönetim hiyerarşisini de yıktı ve şirkette “formaliteye uymama” hissi uyandırdı. 1980’lerin sonlarına doğru Welch’in lakabı (o zamanlar çok konuşulan nötron bombasına atfen) “Nötron Jack”ti. 1980’de 411 bin olan çalışan sayısı, beş yıl sonra 112 bindi. Neredeyse her dört kişiden üçü, işini kaybetmişti.
GE, 1996,1997,2000 ve Welch’in emekli olduğu 2001 ’de dünyanın en büyük şirketi unvanını hiç kimseye kaptırmadı. Diğer yıllarda birincilik koltuğunu yazılım endüstrisi devi Microsoft’a bırakmak zorunda kaldı.
Welch, emekliliğinin ardından danışman oldu. Üçüncü eşi Suzy ile birlikte yönetim kitapları yazdı. Bu kitaplar, hem “The Wall Street Journal”ın hem de “New York Times”ın en çok satan kitaplar listesinde haftalarca birinci sırada kaldı. 2009’da da “Jack Welch Yönetim Enstitüsü”nü kurdu. Bugün 35 CEO, onun enstitüsünde yetişti. Son zamanlarda ileri yaşma rağmen sayısız video konferans düzenliyor, kendisine gelen yüzlerce e-postaya cevap vermeye çalışıyordu. ABD Başkanı Donald Trump’m, ekonomik sorunlar üzerine strateji ve politika tavsiye eden forumunda da yer aldı. Bu yılın mart ayında böbrek yetmezliğiyle daha fazla başa çıkamadı.
Welch’in geride bıraktığı “25 Yönetim Dersi”
1 – Liderlik edin
“Kötü yönetici ortalığı karıştırır, liderler ilham verir” felsefesinin önemini vurgular. Lider, çalışanlara örnek teşkil etmeli, açık bir vizyonu olmalı, her kademedeki çalışana enerji vermeli, onları heyecanlandırmalıdır. Çalışanları depresyona sokmamalı, aşırı kontrol uygulamamalı, cesaretlerini kırmamalıdır.
2 – Daha az yönetin
Çalışanların, yönetimin dayattığı kurallar olmadan ne kadar verimli çalıştığını gözlemlemek, harika bir duygudur. Bilgi tabanlı ekonomide, insanlar kendi kararlarını vermelidir. Daha az yönetmek, daha iyi yönetmektir. Yakın denetim, kontrol ve bürokrasi, şirketteki rekabetçi ruhu öldürür.
3 – Görüşünüzü esnetin
Liderler çalışanlara, işin nasıl daha iyi yapılması gerektiğini göstermelidir. En iyi lider, çalışanlara adım adım talimatlar listesi çıkarmaz. Lider görüş sahibi olmalıdır ama değişen şartlara göre de yeni fikirlere açık olmalıdır.
4 – Basitleştirin
İş dünyasında başarı, yapılacak işleri basitleştirmekten geçer. Basitleştirme cesaretiniz olsun. Basit mesajlar şirket içinde daha hızlı yayılır, basit tasarımlar piyasalara daha hızlı ulaşır.
5 – Daha az resmi olun
Şirkette formalitelerin ortadan kalkması gerekir. İşe yeni giren elemanlar bile patrona fikirlerini sunabilmeli, bu fikirler hiyerarşik kademelerden geçmemeli, en alttaki kişi ile en üstteki kişi arasında tartışılabilmelidir.
6 – Başkalarına enerji verin
Gerçek liderlik, çalışanlarda bir kıvılcım çakabilmektir. Böylece hiç ummadığınız olağanüstü bir performansla karşılaşabilirsiniz.
7 – Gerçeklikle yüzleşin
Gerçeklerle yüzleşmek demek, kararlı bir şekilde hareket etmek demektir. Liderlerin yaptığı en büyük hata, gerçeklerden uzak kalıp işin yürümesini, istemeden de olsa aksatmaktır.
8 – Değişikliği fırsat olarak görün
Değişim, iş dünyasının bir parçasıdır. Değişime istekli olmak, elde tutulan bir güçtür. Şirketin yarısını bir süre için şaşkınlığa uğratsa da değişime bir göz atmak, hem eğlenceli hem de canlandırıcıdır.
9 – Her yerden yeni fikirler edinin
Herkesten, her yerden yeni fikirler almak, ufkunuzu genişletir, performansın artmasına sebep olur. Binlerinden, bir yerden çıkan yeni fikirler, harika bir uygulamaya yol açabilir. Fikir alın, öğrenin, uygulamaya koyun. Hem de hızlıca.
10 – Takip edin
Siz bir başarı formülü bulamıyorsanız, başarılı olmuş kişileri takip edin. Onların nasıl başarıya ulaştığını gözlemleyin. Başkalarının başarısını kendi şirketinize uyarlayın. İşe yarar. Mutlaka benzer bir başarıyı siz de elde edersiniz.
11 – Bürokrasiden kurtulun
Bürokrasi korkusu işinizi kötü etkiler. Büyük şirketler bürokrasiyi takip eden elemanlarla doludur. Bu da şirketinizi hantal bir kuruluşa çevirir. Bürokrasiye bağlı elemanları yalnız bırakırsanız, onlardan başarısızlıktan başka bir şey alamazsınız.
12 – Sınırları ortadan kaldırın
Elemanlarınızı serbest bırakır, onları sınırlamalardan arındırırsanız şirket içinde bir fikir akışına, verimin yükselmesine, çalışanların kendi kararlarını almasına tanık olursunuz. “Sınırsızlık”, şirket için en önemli hedeflerden biri olmalıdır.
13 – Değerleri ön plana koyun
Rakamlara çok fazla odaklanmayın. Rakamlar, şirketin vizyonu değildir. Rakamlar, üretilen ürün sayısıdır. Siz değerlere odaklanın, bir takım oluşturun, fikirleri paylaşın. Böylece diğer çalışanlar da motive olacaklardır.
14 – Lider yetiştirin
Liderlik için 4E formülüne sahip kişiler yetiştirin. Bir lider, enerjik olmalı, enerji vermeli, yavaş ve kararlı ilerlemeli (edge) ve uygulama kabiliyetine (execution) sahip olmalıdır. Lider, şirketin değerlerini paylaşır, üzerine düşen yükümlülükleri kusursuz olarak yerine getirir.
15 – Öğrenme kültürü oluşturun
Şirketinizi bir öğrenim kurumu haline getirin ki, elemanlarda fikirleri serbest akış içine sokacak, onları değiştirecek bir kıvılcım olsun. Her çalışan yeni şeyler öğrenmeli, öğrendiklerini aksiyon haline getirebilmelidir. Bu da rekabetçi avantaja dönüşür.
16 – Herkesi işin içine katın
İş dünyası, her çalışanın kafasındaki entelektüel değerleri yakalamak ve onları işlemek demektir. Çalışanlar, daha çok özgürlük hissi duyar ve daha fazla sorumluluk almaya hazır hale gelir.
17 – Herkesi takımın oyuncusu yapın
Her kademedeki yöneticiler, takım oyununun bir parçası olduğunu öğrenmelidir. Orta kademe yöneticiler, takım üyesi ve koç görevi üstlenebilmelidir. Bunu istemeyen yöneticilerin, masalarında kalmaya hakkı yoktur.
18 – Esnetmeyi bilin
İş stratejinizi esnetmelisiniz. Esnetmek demek, işinizdeki hedefleri 12’den vurabilmek için hayallerinizi kullanmak demektir. Hedefe nasıl ulaşacağınızı bilmiyorsanız, esnetme stratejisi de bilmiyorsunuz demektir.
19 – Güven aşılayın
İş gücünde çalışanlara güven aşılamanız, hayati önem taşır. Kazanmanın reçetesi, çalışanlara güven aşılamanızdan geçer. Böylece işler basitleşecek, hız artacaktır.
20 – Eğlenin
Aslında iş yerinin en büyük unsuru, eğlenmektir. Hiç kimse, hoşlanmadığı bir işte çalışmak istemez. İşinizi tam olarak yapamıyorsanız, teşvik edilemiyorsanız, sorumluluk almak size yük geliyorsa, arkadaşlarınızla takım ruhu duramıyorsanız, siz yanlış iştesinizdir.
21 – “1 veya 2 numara” olun
Piyasada dördüncü veya beşinci iseniz, rakamlar hapşırdığında siz hasta olursunuz. Bir numara olduğunuzda her şey sizin kontrolünüzdedir. Beş numara olduğunuzda zor zamanlar başlar (ABD’nin medya patronu Ted Turner, bu görüşü bir adım öteye taşımış ve “Ya lider ol, ya da yoldan çekil” demiştir].
22 – Kaliteyi yaşayın
Rakiplerden daha iyi olmak için rekabetçi görünümü değiştirmek isteriz. Ancak kendi şirketimizi yeni bir seviyeye getirmek istiyorsak, kaliteye önem vermeliyiz. Kalitemiz o kadar özel olmalı ki, bu değeri müşterilerimize sunabilmeli, onlar da mutlu olabilmelidir.
23 – Yeniliklere açık olun
Yenilik, her şirketin önem vermesi gereken faktörlerden biridir. Müşteri hep yeni ürün görmek ister. Eski ürünlerle bir şirketi, iş dünyası içinde tutamazsınız.
24 – Hızlı olun
Hız her şeydir. Rekabetçi olmak istiyorsanız hızlı olmanız gerekir. Yeni bir ürünü hemen piyasaya çıkarmalısınız. Aksi halde rakipleriniz sizden atik davranır, piyasayı ele geçirir, müşterileri rakibiniz kapar.
25 – Küçük bir şirket gibi davranın
Küçük şirketlerin muazzam bir rekabet avantajı vardır. Onlar daha derli toplu, basit ve resmiyetten uzak ticari işletmelerdir. Küçük şirket, tutkuludur. İyi fikirlerle büyür. Büyük hayalleri olduğundan, çıtayı hep yükseltir. Siz de küçük bir şirket gibi davranırsanız, başarıyı yakalamanız kesindir (Welch’in bu görüşü, 1970’lerde ortaya çıkan “Küresel Düşün, Yerel Davran” -Think Globally, Act Locally- görüşüne paralel bir stratejidir).
Edison’un şirketi: GE
General Electric, 127 yıl önce, elektrik ampulünün mucidi Thomas Edison’un da aralarında bulunduğu beş ortak tarafından kuruldu. İlk adı, “Edison Electric Light Company” idi. Edison’un ekibinde herkes elektriği çok iyi biliyordu ama pazarlama konusunda deneyimleri yoktu. Kendisine bankacı J.P. Morgan ve demiryolu imparatorluğunun kurucusu Vanderbilt ailesi yardım etti. Amaç, aydınlatma cihazları, elektrik motorları ve dinamolar yapmaktı.
Bugün havacılık, sağlık, güç üniteleri, yenilenebilir enerji, dijital endüstri, yan sanayi ürünleri, fınans ve aydınlatma alanlarında faaliyet gösteriyor.
ALEV RIGEL