GİRÎŞİM deyince bu sayfalarda olabildiğince kolay, az sermayeyle yapılabilecek işlerle ilgili yeni öneriler getirmeye çalışıyorum. Uzun zaman önce yine yazmıştım; ne var ki, o önerilerimin günümüz gerçeklerine göre hayli yüzeysel kaldığını gördüm. Teknik ve maddi olarak büyük risklere girmeden makul yatırımlarla gerçekleştirilebilecek yenilenmiş önerilerim ise her şeye rağmen yoğun teknolojik incelik ve büyük yatırımlar gerektirmiyor.
Sadece iç pazarda değil, dış pazarlar için de ilgi göreceğine inandığım yeniliklerin, kolay, basit ve sıra dışı fikirlerden oluşmasına her zaman olduğu gibi öncelik tanıyorum. Bunlar aynı zamanda kaynaklarımızı dünyaya tanıtmak, modern yaşamın gereksinimlerini karşılamak ve ülke markasıyla global ticarete katkı sağlama amacı da taşıyor.
Ülkemizde tuz deyince akla gelen ilk coğrafi yer dünyaca bilinen Tuz Gölü elbette. ‘Çamaltı Tuzlası’ ise Ege’yi öne çıkaran hayli geniş bir bölge. Ne var ki, bunlar ve benzerleri daha çok beslenme markalarını ve sepicilik dediğimiz deri işleme atölyelerini akla getiriyor. Kaya tuzlarının kaynağı ise kendine özel nitelikleriyle öne çıkan daha özel coğrafyalar. Başta Çankırı olmak üzere onu izleyen Nevşehir, Kırşehir, İğdır, Erzurum ve Kars’taki kaya tuzu oluşumları doğal görünüşleriyle bile görülmeye değer yerler.
ÇANKIRI KAYA TUZU ÇOK ÖZEL
Ben özellikle Çankırı tuz yatakları üzerinde durmak istiyorum. Yıllar önce de kısaca bahsetmiştim; yerin altında inanılmaz güzellikler sunan hayal ötesi yerlerin başında mağara türü galerilerden oluşan zenginlikler geliyor. Tuz kütlelerini barındıran sarkıt ve dikit şeklindeki yekpare kristal tuz blokları artistik hayallere dahi sığmayacak doğal harikalar halinde. İçeride kısa bir süre kaldığınızda dahi zindeleştiğinizi, dinginleştiğinizi hemen hissediyorsunuz.
İyi bir pazarlama sistemiyle bugün sadece renk farkından dolayı meşhur olmuş ‘Himalaya Tuzu’na fark atacak kadar hayal ötesi güzellikler bunlar. Kristal oluşumların belki de dünyadaki birkaç örneğinden biri bu Çankırı tuz mağaraları. Tek şanssızlığı klasik tuz üretimi dışına çıkamaması ve dünyaca yeterince tanınmaması. Fantastik oluşumları ben hayretle gördüm, mağaraların derinliğine kendiliğinden giren bir zavallı hayvan olduğu gibi adeta donmuş kalmış burada. Billurlaşmış kristallerin altında doğal yoldan ‘tahnit edilmiş’ uzun yıllardan bu yana adeta canlı duran bir sıpa.
İNOVATİF PROJELERDE SINIR YOK
Yalnız ışıl ışıl ışıldayan tuz kristallerinin ötesinde içerideki havanın aseptik özellikleriyle de tanınan değişik bir yeraltı atmosferi burası. Böylesine doğal kaya tuzu hâzinelerinin barındığı dev kristal sarkıtlardan neler yapılmaz. Himalaya tuzunun dünyada belki adı var;
Çankırı ve benzeri diğer hâzinelerimiz ise çok daha doğal, işte bu yazımızda başta Çankırı olmak üzere tüm kaya tuzu yataklarımızdan elde edilecek doğal materyalle neler yapılabilir, yeni nesil girişimcilere sunmak istiyoruz.
Evet, doğal sofra tuzu işin merkezinde ama çok daha yüksek katma değer yaratabilecek inovatif özellikler de her zaman var edilebilir. Hem de ‘Himalaya Tuzu’na rakip olabilecek yüksek kalite ve düzeyde.
En başta tuz bloklarından bir heykeltıraş duyarlılığıyla yapılmış dekoratif amaçlı kandiller geliyor örneğin. Bunlar ‘Salt Candle Holder’ ve ‘Salt Lamps’ tanımıyla dış pazarlarda dekoratif obje olarak satılabilir. Çeşitlendirmede küre, piramit ve prizmatik çeşitler çok tutuluyor. Vitrin dekoru olarak renklendirilmiş granüller ise çok aranan sanatsal çeşitler arasında.
Gıda dışında hatırı sayılır bir başka tüketim yeri ise ‘banyo tuzları’. Bu ürünler genellikle Ortadoğu’daki Ölüdeniz tuzlalarından elde ediliyor. Fakat ispatlanmış veriler Çankırı Tuzu’jıun daha etkin olduğunu ve önemli yararlı elementleri içeraiğini gösteriyor.
Crystal Rock Salt’ başlı başına bir alt pazar.
‘Ying-Yang Kupaları’ ve sabun kalıbı gibi ‘Detoks Tuzları’ kaya tuzundan yapılıyor.
MeksikalIların ‘Salt Tequila Glass’ dediği kupalar tipik ihraç ürünü aynı zamanda. ‘Salt Candle Holder’ ise yekpare tuz sarkıtlarından heykeltıraş zarafetiyle hazırlanmış şamdan ve mumluklar. Hem görsellik hem de sağlıklı hava bir arada.
Yemeklik tuz olarak ince granülleri söylemeye gerek yok. Sıfır katkı ve uzun süre dayanma garantisi bu grubun özel üstünlükleri. Üstelik kaya tuzu oluşumları ufak bir yontu işlemiyle yekpare ‘Lick Salt’ haline de getirilebiliyor. Yani büyükbaş hayvanların belli dönemlerde afiyetle yalayacakları doğal tuz silindirleri. Böylece hem süt verimi artıyor, hem de belirli kaliteler sağlanmış oluyor.
KULLANIM ALANLARI ÇEŞİTLENİYOR
Son trendlerden biri ise kaya tuzunun doğal sinek kovucu olarak kullanılabileceği yönünde. Söylentiye göre doğal mikro kristal oluşumları başta sivrisinek olmak üzere, kimi haşerat türlerini uzaklaştırıyor. Bu konuda araştırmalar devam ediyor. Etkinlik ispatlanırsa yeni bir pazar açılımı gündeme gelebilir.
Marifetli kaya tuzlarının başka avantajları da var: Dünyanın markalı deodorantlarına dolgu maddesi olarak giriyor; hatta ‘natürel deodorant’ olarak olduğu gibi kullanılabiliyor. Tahriş ve yanma hissi ise yok denecek kadar az. Aroma terapide ise ‘Crystal Salt Detoxser’ şeklinde kullanılması giderek önemli düzeyde bir alt pazar yaratmış durumda. ‘Masaj Tuzu’ olarak tüketilmesi ise bir başka özelliği.
Kozmetikte son gelişmeler bu türden tuzların ana hammadde olarak ünlenmesini ve yeni bir pazar yaratmasını sağlayabilecek gibi görünüyor. Şimdiden kaliteli ve sertifikalı kaya tuzları değişik bir pazar ortaya koymuş: ‘Jojoba’ ve ‘Aloevera’ katkılı :Doğal Mineral Tuzlu Kremler’ çok satılıyor. Son trend ise ‘İki Renkli Tuz Sabunları’.
İnsan sağlığına değişik yoldan katkı sunmaya hazırlanan ilaç firmaları ise bu tür tuzları inceden inceye analiz ediyor: Hedef üretim planında kaya tuzundan yapılmış ‘Inhaler Burun Tüpleri’ var. Tuzun gizemli özelliğinden yararlanarak burun sinüslerini açıcı bu tüplerin piyasada epey tutması düşünülüyor. İlk örnekler şimdiden piyasaya sunulmuş durumda. Kullanılan tuzun menşei ise bir üstünlük motivi olarak özellikle belirtiliyor. Bu arada kapalı ortamların havasını temizlemek, ortamı dinginleştirmek için limon çiçeği ve lavanta katkılı ‘Tuz Deodorantları’ üretimi de dikkat çekiyor.
NUR DEMİROK