İngiltere Pazarında Türk Şirketler İçin Büyük Fırsatlar Var
İngiltereye İhracat Fırsatları
AVRUPA Birliği’nden ayrılma süreci yaşayan İngiltere’de sular bir türlü durulmuyor. 2016’nın Haziran ayında yapılan referandumdan Birleşik Krallık’ın AB’den ayrılması sonucunun çıkmasından bu yana birçok gelişme yaşandı. İngiltere Başbakanı Theresa May’in AB ile vardığı birlikten çıkış (Brexit) anlaşması İngiltere Parlamentosu’nda yapılan oylamada reddedilmişti. İngiltere’nin AB’den ayrılmasına ilişkin sürecin bundan sonra nasıl gelişeceğini hep birlikte izleyip göreceğiz ancak bu süreç hiç kolay olmayacak gibi görünüyor. Bu arada İngiltere Başbakanı Theresa May, 23 Mayıs tarihinde 7 Haziran’da başbakanlıktan istifa edeceğini açıkladı. Başka bir deyişle Brexit süreci May’in başını yaktı. May, 3 Haziran’da yeni anlaşmasını parlamentoya sunup oylanmasını hedefliyordu. Ancak tepkiler üzerine bu tarih ertelendi. Başbakanlık ofisinden yapılan son açıklamada yeni anlaşmanın detaylarının Haziran başına kadar kamuoyuna açıklanmayacağı ve parlamentodaki görüşmelerin de ancak Haziran başında başlayabileceği belirtildi. İngiltere AB ile yapılan son müzakereler sonucunda Brexit tarihini 31 Ekim’e ertelemiş durumda.
İngiltere’nin AB’den ayrılması Türkiye açısından bu ülkeye gümrük vergisi ödemeden yapılan ihracatı sona erdirecek olsa da Türk firmalara yeni fırsatlar sunacak. KOBÎ’ler dahil her düzeyinde yeni işbirliklerinin gümdeme geleceği düşünülüyor. Bu açıdan değerlendirildiğinde İngiltere’nin en büyük dış ticaret partnerimiz olan Almanya’nın yerini alabileceği bile belirtiliyor. Özellikle Avrupa ülkelerine göre rekabette daha avantajlı hale geleceğimizden dış ticarette fazla verdiğimiz bu ülkeye daha fazla ihracat yapabileceğimiz de söyleniyor.
DIŞ TİCARET FAZLAMIZ VAR
Geleneksel olarak ülkemizin çok önemli bir ticaret ortağı ve dünyanın altıncı büyük ekonomisi olan İngiltere, Türkiye’nin dış ticaretinde fazla verdiği ve ihracatını sürekli arttırdığı gelişmiş ülkelerden biri olma özelliğine sahip. Türkiye 2001’den beri İngiltere’yle dış ticaretinde fazla veriyor. 2005’te 5.9 milyar dolar olan ihracatımız 2015’te neredeyse iki katına çıkarak milyar dolara yaklaştı. 2017’de yüzde 17.8’lik bir gerileme yaşayan ihracat 9.6 milyar dolar, ithalat ise 6.6 milyar dolar olarak gerçekleşti. Geçen yılın Ocak-Kasım döneminde ise ihracatımız 10.2 milyar dolar, ithalatımız da 7.05 milyar dolar seviyesine ulaştı.
Türkiye’nin İngiltere’ye gerçekleştirdiği ihracat genel olarak tekstil ve hazır giyim, elektrikli ve elektriksiz makineler, motorlu araçlar, demir çelik ürünleri, altın ve mücevherattan oluşuyor. Türkiye 2017 verilerine göre İngiltere’nin ihracatında Ispanya’nın ardından ll’inci, ithalatında ise 15’inci sırada yer alıyor.
HAZIR GİYİMDE ÜÇÜNCÜ BÜYÜK PAZAR
İstanbul Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (İHKİB) Başkanı Mustafa Gültepe, 2018’de 16 milyar dolar olan iki ülke arasındaki dış ticaret hacminin geçen yıl 18 milyar dolara ulaştığını vurguluyor. Bunun 11 milyar dolarını Türkiye’nin ihracatının oluşturduğunu kaydeden Gültepe, böylece İngiltere ile ticarette 3.5 milyar dolar seviyesinde fazla verildiğini ifade ediyor. Yine geçen yılki rakamlara göre İngiltere’ye 2 milyar dolarlık hazır giyim ve konfeksiyon ihracatı yapıldığını söyleyen Gültepe, böylece toplam ihracatın yüzde 20’lik kısmını bu sektörün gerçekleştirdiğine dikkat çekiyor. Gültepe, şöyle devam ediyor:
“İngiltere, ülkemizin hazır giyim ihracatında yüzde 12 pay ile üçüncü büyük ihracat pazarı olarak çok önemli bir yere sahip. Gümrük Birliği’nden dolayı halen İngiltere’ye gümrük vergisiz ihracat yapabiliyoruz. Yine Gümrük Birliği’nin bir avantajı olarak İngiltere’ye ihracatta menşe kurallarına bağlı olmaksızın üretim aşamasında girdi tedarikinde esnek olabiliyoruz. İngiltere, AB’den ve Gümrük Birliği’nden ayrıldığında, Gümrük Birliği’nden kaynaklanan avantajlarımız sona ereceğinden ihracatımızın bundan olumsuz etkileneceğini öngörüyoruz. Ticaret Bakanlığımız bu konunun farkında ve gerekli hazırlıkları yürütüyor. Biz de İHKİB olarak Türk hazır giyim sektörünün çıkarlarını korumak amacıyla bu çalışmalara katılım sağladık ve sektörümüzün görüşlerini ifade ettik. Bu süreçte İngiltere ile ülkemizin menşe kuralları esnek olan bir Serbest Ticaret Anlaşması (STA) imzalamasına özel önem veriyoruz. İngiltere’nin AB’den ayrılmasının sektörümüz üzerindeki etkilerini görebilmek amacıyla bağımsız bir danışmanlık firmasına hazırlattığımız raporda Brexit’in toplam hazır giyim ihracatımıza yıllık 300-700 milyon dolar arasında düşüş yönünde etkisinin olabileceğini gördük. İHKİB olarak bu etkiyi azaltmak için alternatif pazar araştırmalarını yoğunlaştırdık.”
KATMA DEĞERLİ ÜRÜN ALIYOR
Avrupa Birliği içinde en güçlü ikinci ekonomi konumunda bulunan Ingiltere’nin katma değerli yüksek Türk moda ürünleri açısından da önemli bir pazar olduğuna işaret eden Gültepe, “Özellikle tasarım koleksiyonlarımızın en önemli alıcı ülkelerinden olan İngiltere’de moda ve tasarım alanında da rekabetçiliğimizi ve mevcut işbirliği olanaklarımızı gün geçtikçe artırıyoruz. İHKIB olarak, her yıl İngiltere’de düzen-v lenen Pure London fuarına milli katılım sağlıyoruz. Sektörümüzdeki birçok firma, bu ülkede açtıkları tasarım ofisleri ile hem Ingiltere’nin iç pazarındaki hem de ABD gibi diğer pazarlar için Ingiltere’nin sunduğu fırsatlardan faydalanıyor. Londra Moda Haftası’nda Türk tasarımcıların ürünlerini sergilemesi bizi ayrıca mutlu ediyor. Dolayısıyla İngiltere ile mevcut ticari ilişkilerimizin ve iş bağlantılarımızın güçlenmesi ve genişlemesi için elimizden geleni yapıyoruz. Ingiltere bizim için iyi bir pazar olduğu kadar biz de Ingiliz alıcılar için önemli bir tedarikçiyiz. Biz karşılıklı uyum içindeyiz.
Brexit’ten sonra da bunun süreceğine inanıyoruz” diyor.
“PAZAR PAYIMIZ HER YIL ARTIYOR”
İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği (ITHIB) Başkanı Ahmet Öksüz ise, Türkiye’nin 2018 tekstil ve hammaddeleri ihracatının yüzde 4 oranında artarak 10.5 milyar dolar olarak gerçekleştiğini söylüyor. Bu dönemde Ingiltere’ye yapılan tekstil ve hammaddeleri ihracatının yüzde 11 oranında artarak yaklaşık 450 milyon dolar seviyesine ulaştığını ifade eden Öksüz, 2018’de en fazla ihracat gerçekleştirilen ülkeler arasında beşinci sırada yer alan Ingiltere’nin, en fazla ihracat artışı sağlanan ülkelerden biri olarak dikkat çektiğini vurguluyor. Öksüz, “Her geçen yıl Ingiltere’deki pazar payını artıran tekstil ve hammaddeleri sektörü olarak İngiltere’nin en büyük altıncı tedarikçisiyiz” diyor.
Öksüz, sözlerine şöyle devam ediyor:
“Ingiltere’ye ihracatımızın yaklaşık beşte birini oluşturan dokuma kumaş ihracatında kilogram başı birim fiyatımız 10 doların üzerindeyken, ev tekstili ihracatımızda bu rakam 9 dolar seviyesinde. Toplam tekstil ve hazır giyimde ise bu rakam 13 dolar. Dolayısıyla Ingiltere pazarı Türk tekstil ve hammaddeleri sektörü için potansiyelini koruyan ve yüksek karlılık oranları ile ihracat gerçekleştirebileceğimiz bir ülke olarak önemini sürdürüyor. Ingiltere pazarı zor bir pazar olarak gözükse de alıcılarla güven ilişkisi oluşturuldukça uzun yıllar firmalarımızın katma değerli ihracat gerçekleştirebilecekleri bir pazar olarak dikkat çekiyor. Bunun yanında uluslararası sertifikasyon-lar, kurumsal sosyal sorumluluk, çevre sağlığı gibi konularda hassasiyet gösteren bir ülke. Dolayısıyla firmalarımız uluslararası sertifikasyon kuruluşları ile akreditasyon çalışmaları yürüterek, Ingiliz müşterileri ile olan ticari ilişkilerinde rakiplerine göre fark yaratabilirler.”
“UR-GE PROJESİ BAŞLATTIK”
İngiltere ile yıllardır artarak devam eden ekonomik ilişkilerimizin Brexit sonrası iki devlet arasında STA imzalanmaması durumunda zarar göreceğini belirten Öksüz, bundan en fazla etkilenecek sektörlerin ise tekstil ve hazır giyim olacağını savunuyor.
İngiltere’nin iplikte yüzde 4-5, kumaş ve teknik tekstillerde yüzde 8-10 oranlarında gümrük vergisi uyguladığını hatırlatan Öksüz, Türk firmaların bu ülkedeki rekabetçiliklerini kaybetmemek için İngiltere ile STA imzalanmasının kaçınılmaz olduğunu vurguluyor. İngiltere’nin 6.5 milyar dolar dünyada en fazla tekstil ve hammaddeleri ithalatı gerçekleştiren ülkelerden biri . olduğunu kaydeden öksüz, sözlerini şöyle sürdürüyor: “İngiltere’nin sektörümüzdeki en büyük tedarikçisi ise toplam tekstil ve hammaddeleri ithalatından yüzde 22 pay alan Çin. Bu ülkeyi Pakistan, Almanya, İtalya, Hindistan ve Türkiye izliyor. İngiltere ile tekstil ve hammaddeleri sektöründe rekabetçiliğimizi koruyabilmemizin en büyük etkenlerden birisi Gümrük Birliği. Asya ve Uzakdoğu ülkelerinin ucuz maliyet avantajına karşı, fiyatlarda rekabetçiliği koruyabilmemiz için İngiltere ile gümrüksüz ticaret gerçekleştirebilmemiz gerekiyor. ÎTHİB olarak Ticaret Bakanlığımızın destekleri ile ev tekstili sektöründe Uluslararası Rekabetçiliği Geliştirme (Ur-Ge) projesi gerçekleştiriyoruz. Bu projenin ilk yurtdışı faaliyetini geçen Aralık ayında İngiltere’de yaptık. Ur-Ge projemiz kapsamında 13 firmamızla İngiltere’deki alıcılar arasında 120’den fazla görüşme gerçekleştirildi. İngiliz müşterilerin çok yoğun ilgisiyle karşılaştık. İngiltere’ye ihracat yapacak potansiyele sahip birçok firmamız var. Öncelikle İngiltere’ye ilk defa ihracat gerçekleştirmek isteyen firmalarımızın sabırlı olmalarını, İngiliz müşterilerin beklentilerine uygun ‘Sosyal Uygunluk Denetimleri’ için hazırlık yapmalarını ve bu sürecin uzun süreceği bilinci ile hareket etmelerini öneriyoruz.”
“ALIMLARINDA GERİLEME YOK”
Türkiye Moda ve Hazır Giyim Federasyonu Başkanı Hüseyin Öztürk ise İngiliz ithalatçı firmaların Brexit konusunda henüz nasıl bir gelişme olacağı yönünde yeterli bilgiye sahip olmadıklarını belirterek şunları söylüyor: “İngiltere’den bir firmanın yetkilisi geçen günlerde bizi ziyarete geldi. Tüm sattıklarını ithal eden, 200’e yakın mağazası olan bir firma. Onlar bile ne olacağını bilmiyor. İngiltere’nin kendi içinde bile büyük bir belirsizlik var. Bu firmaya yaz sezonu ürünlerini biz vereceğiz. Malı çekerken vergi verip vermeyeceklerini dahi bilmiyorlar. Bizim biraz da İngiltere’nin tavrını görerek hareket etmemiz gerekiyor. Çünkü ilişkileri kurmak çok zor, bozmaksa çok kolaydır. Bir takım açıklamalar ilişkilere zarar verebilir. Şu ana kadar İngiltere’ye çalışan firmalarımızın hiçbiri kapasitelerini düşürmedi. Türkiye’ye verdikleri siparişler aynı düzeylerde devam ediyor. İngiliz ithalatçılar eğer ticari ilişkilerimizde bir sıkıntının olacağının işaretini almış olsalardı siparişlerde mutlaka gerileme görülürdü. Oysa böyle bir durum yok. Zaten ben ilişkiyi bugün itibariyle kesiyorum diyen bir firma bile bu ilişkiyi en az iki yılda bitirebilir.”
DERİDE EN BÜYÜK RAKİP ÇİN
İstanbul Deri ve Deri Mamulleri İhracatçıları Birliği (İDMİB) Başkanı Mustafa Şenocak, 2018’de Türkiye’nin deri ve deri mamulleri ihracatının yüzde 9.5 oranında artarak 1.7 milyar dolar olarak gerçekleştiğini hatırlatıyor. Türkiye’nin bu sektörde en fazla ihracat yaptığı ülkeler içerisinde yüzde 3.3 pay ile İngiltere’nin altıncı sırada yer aldığını belirten Şenocak, bu ülkeye geçen yıl 54 milyon dolarlık ihracat yaptıklarını söylüyor. İngiltere’ye son beş yıllık deri ve deri mamulleri ihracatında gerileme olduğunu dile getiren Şenocak, “Bu gerileme ağırlıklı olarak İngiltere’nin deri ve deri ithalatındaki pazar daralmasından kaynaklandı. 2017’de 10.7 milyar dolar değerinde deri ve deri mamulleri ithalatı gerçekleştiren İngiltere’nin, 2013’ten bu yana yaklaşık 1 milyar dolar değerinde pazar daralması yaşadığı görülüyor” diye konuşuyor. Deri ve deri mamulleri sektörünün Türkiye ortalamasının on katı değerinde kilogram başı birim fiyatla ihracat gerçekleştirdiğini vurgulayan Şenocak, şunları aktarıyor: “Sektör olarak, 2018 kilogram başı birim fiyatımız 11 dolar seviyesinde gerçekleşti.
İngiltere sektörümüzde en katma değerli ihracat yaptığımız ülkelerin başında geliyor. Geçen yıl İngiltere’ye yaptığımız deri ve deri mamulleri ihracatında kilogram başı birim fiyatımız 30 dolar seviyesinde gerçekleşti. İngiltere’ye deri ve deri mamulleri ihracatımızın yaklaşık yüzde 40’ını ayakkabı oluşturuyor. Geçen yıl İngiltere’ye 21 milyon dolarlık ayakkabı sattık. Çift başına birim fiyatımız 24 dolar oldu. Bu ülkeye yaptığımız deri ve kürk konfeksiyon ihracatında ise kilogram başı birim fiyatımız yaklaşık 170 doları buldu. İngiliz alım grupları sektörümüzün hedef kitlesini oluşturan marka değeri yüksek, katma değerli alım gerçekleştiren bir yapıya sahip.”
“STA, BÜYÜK FIRSAT OLUR”
İngiltere’nin yaklaşık 11 milyar dolarlık ithalat ile dünyada en fazla tekstil ve hammaddeleri ithalatı gerçekleştiren yedinci ülke olduğunu kaydeden Şenocak, İngiltere’nin en fazla deri ve deri mamulleri ithalatım ise yüzde 28 pay ile Çin’den gerçekleştirdiğini söylüyor. Çin’i yüzde 13 ile İtalya, yüzde 9 ile Fransa ve yüzde 8 ile Hollanda’nın izlediğini belirten Şenocak, ‘’İngiltere’nin Brexit sonrası Gümrük Birliği’nden de çıkacağından hareketle deri ve deri mamulleri sektörü olarak, akdedilecek STA neticesinde İngiltere’deki pazar payımızı artırabilecek bir fırsat yaratabileceğimiz kanaatindeyiz” diyor. Söz konusu anlaşmanın imzalanması halinde Ingiliz alıcıların Türkiye’ye ilgilerinin daha da artacağına dikkat çeken Şenocak, şöyle devam ediyor: “İDMIB olarak Ticaret Bakanlığımızın destekleri ile ayakkabı, deri konfeksiyon ve saraciyede Ur-Ge projeleri gerçekleştiriyoruz. 65 firmadan oluşan Ur-Ge projelerimizin 2019 hedefleri içerisinde İngiltere pazarı da yer alıyor. ‘İhracatta Yeni Hedefler Yeni Pazarlar’ mottosu ile yola çıktığımız Ur-Ge projelerimizde, Ingiltere’nin Brexit kararını fırsata çevirebilecek bir yurtdışı pazarlama faaliyeti gerçekleştirmeyi hedefliyoruz.”
‘”AVANTAJLARIMIZI KORUMAK İSTİYORUZ”
Uludağ Otomotiv Endüstrisi Ihracatçılar Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Baran Çelik, 2018’de bir önceki seneye göre yüzde 11 artışla 31.6 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirdiklerini hatırlatıyor. 2017’de 28.5 milyar dolarlık ihracat ile kırılan rekoru, 2018’de 11 ayda geride bıraktıklarını belirten Çelik, böylece geçen yıl otomotiv endüstrisi olarak Cumhuriyet tarihinin ihracat rekorunu yenilediklerini ifade ediyor. Çelik, “Otomotiv endüstrisi olarak .2019 için temel hedefimiz, 2018’da ulaşılan ihracat rakamının üzerinde bir ihracata imza atmak olacak. Önceliğimizde AB pazarındaki yavaşlama, Brexit süreci, küresel ticaret savaşları gibi risk faktörlerini aşarak 2019’u da ihracat artışı ile kapatmak yer alıyor. Bu doğrultuda, otomotiv endüstrisi için 2019 ihracat hedefini 32 milyar dolar olarak belirledik.”
Birleşik Krallığa yılda 3 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirdiklerini kaydeden Çelik, otomotiv ihracatının yüzde 10’unun bu ülkeye yapıldığını söylüyor. Çelik, sözlerine şöyle devam ediyor: “Bu yıl Ocak ayı otomotiv ihracatımız yüzde 2 artarak 2.3 milyar dolar oldu. Birleşik Krallığa ihracatımız ise yüzde 34 oranında arttı. Brexit sonrası iki ülke arasındaki ticarette gümrük vergilerinin devreye girmesi, hiç kuşkusuz bu rakamı aşağıya çekecek. Ancak Brexit ile ilgili belirsizlik halen büyük ölçüde devam ediyor, bu belirsizlik giderilene kadar bu durum otomotiv endüstrisi açısından bir risk faktörü oluşturmaya devam edecek. Türkiye otomotiv sektörü olarak Avrupa pazarı için son derece yüksek kaliteli ürünler üretiyoruz. Yıllardır önemli bir parçası olduğumuz Gümrük Birliği’nin otomotiv endüstrimize sağladığı avantajlar söz konusu. Brexit sonrası bizim için önemli olan, otomotiv ana ve yan sanayi ürünlerinin şu an olduğu gibi gümrük vergisiz ve ilave teknik düzenlemeler gerektirmeden Birleşik Krallığa ihraç edebilmemiz. Zira Birleşik Krallık, Türkiye’nin Avrupa’daki en büyük pazarlarından biri.”
Remzi GÜR / DEİK Türkiye-İngiltere İş Konseyi Başkanı
“AB’den ayrılması Türkiye’nin yararına”
İngiltere’nin AB’den ayrılması siyasi bir karar. Siyasi bir karar olduğu için bundan dönüş olmaz. Sonuçta İngiltere AB’den çıkacak. İngiltere zaten Shengen’e ve ortak para birimi euro’ya katılmamıştı. Almanya ile Fransa arasındaki birlikteliğe İngiltere katılamadı. İngiltere’nin Avrupa Birliği’nden ayrılmasından Türkiye’nin fayda göreceğini düşünüyorum. Çünkü İngiltere zaten ekonomik olarak güçlü, bu gücünü devam ettirecek. AB’ye ekonomik olarak katkı sağlamak istemiyor çünkü AB’deki fakir ülkeler AB fonlarından istifade ediyorlar. İngiltere, AB kaynaklarından hiç istifade edemedi. İngiltere, Türkiye’nin AB’ye girmesi için uğraşıyordu ama bu desteğini güçlü göstermedi. Keşke girebilseydik ve İngiltere’nin yanında olsaydık. Ama ben inanıyorum ki İngiltere’nin Türkiye’ye desteği sürecek. İstanbul’un finans merkezi olması için çalışacaklar. Brexit’ten sonra bizimle yapacakları ticaret anlaşmasıyla bizim üçüncü ülkelerle olan ticaret anlaşmalarımıza dahil olmak istiyorlar. Bu ticaret anlaşması bizim için avantaj olacak. İngiltere ile ticaretimiz artıyor. 11 milyar dolarlık ihracatımız var. Bu rakamın daha da büyüyeceğine inanıyorum. Savunma sanayi, telekomünikasyon gibi alanlarda bizimle işbirliği yapmak istiyorlar. Türkiye tüm bunları değerlendiriyor. Umuyorum iyi şeyler olacak.
Adnan ASLAN / Çelik İhracatçıları Birliği Başkanı
“Koruma önlemlerinde belirsizlik var”
2018’de toplam çelik ihracatımız 15.5 milyar dolar oldu. Birleşik Krallığa ihracatımız ise 554 milyon dolar olarak gerçekleşti. Birleşik Krallık, Türkiye’nin en çok çelik ihracatı gerçekleştirdiği sekizinci ülke konumunda. Türkiye olarak en çok ihraç ettiğimiz çelik ürünleri ise dikişli boru, kaplamalı yassı, inşaat çeliği, sıcak yassı ve profil. Birleşik Krallık, ithal ettiği dikişli borunun yüzde 40’ından fazlasını Türkiye’den tedarik ediyor. Ayrıca ithal ettiği inşaat çeliğinin de yaklaşık yüzde 25’ini yine Türkiye’den alıyor. AB’den ayrılması ve akabinde Gümrük Birliği’nden çıkması durumunda Türkiye bazı avantajlarını kaybedecek. Türkiye’nin Birleşik Krallık ile bir serbest ticaret anlaşması (STA) yaparak eski ilişkisini koruması önem teşkil ediyor. Birleşik Krallıksın geçtiğimiz yıl AB’nin başlattığı korunma önlemini Brexit sonrası devam ettirip ettirmeyeceği belli olmamakla birlikte Brexit çalışmaları dahilinde Temmuz ayında AB nezdinde taraf olduğu ticaret politikası önlemlerini devam ettirip ettirmeme yönünde bir ön değerlendirme yapmıştı. Bu çalışmada AB’nin 2012’den bu yana Türkiye’ye yönelik uyguladığı boru bağlantı parçaları anti-damping önlemini devam ettirmeme yönünde bir görüş olmuştu. Bu değerlendirmenin nihai olmasıyla ve korunma önlemi için de benzer bir karar alması durumunda Birleşik Krallık, Türkiye için önemli bir ticaret ortağı olmaya devam edecektir.
David MACHIN / Birleşik Krallık Ankara Büyükelçiliği Ticaret Ataşesi
“Ortaklığımız artarak devam edecek”
Birleşik Krallık, Türkiye ile ticari ilişkilerinin geleceği konusunda oldukça istekli. Mal ve hizmet alımlarındaki ticaretimizin yılda 17.8 milyar sterlin seviyesine ulaşması ile ilişkilerimiz son yıllarda daha da güçlendi. Bu ortaklığımızı, AB’den ayrılmamızdan sonra da güçlendirerek devam ettirmek istiyoruz. Türkiye’nin AB ile gümrük birliği, Birleşik Krallık’ın AB’den anlaşmasız ayrılması halinde, mevcut ticaret anlaşmalarının devamı açısından özel bir takım zorluklar ortaya koyuyor. Ancak ülkelerimiz arasında firmaların kolaylıkla ticaret yapmaya devam edebilmesi için mevcut tüm seçenekleri araştırmaya ve bunlar üzerinde Türkiye ile mümkün olan en kısa sürede bir ilerleme sağlamaya kararlıyız. AB’den ayrılırken, Britanya iş dünyasının mevcut piyasaların daha önce hiç keşfedilmemiş potansiyelinden faydalanmasına yardımcı olmaya ve bağımsız ticaret politikamızı kullanarak yeni ticaret anlaşmaları üzerinde müzakereler yapmaya kararlıyız. Birleşik Krallık ve Türkiye Ticaret ve Yatırım Çalışma Grubu, Birleşik Krallık’ın AB’den ayrılışı sırasında ülkelerimiz arasındaki ticaret ve yatırım bağlarını nasıl güçlü tutabileceğimiz konusuna odaklanıyor ve gelecekte bu ilişkilerimizi daha da güçlendirmenin yollarını arayacak.
Ayrıca, iş dünyamızı ve yatırımcılarımızı Türkiye’ye gelmeye ve Türk firmalarla iş yapmaya teşvik etmeye devam edeceğiz çünkü bunun uzun vadede her iki taraf açısındanda ciddi kazanımlar sağlayacağını görüyoruz. ”
Avrupa pazarlarına açılmak isteyen Türk firmaların, dünyanın en büyük beşinci ekonomisi olan ve düşük kurumlar vergisi ile dünyanın en iyi üniversitelerinin sunduğu yenilik ve beceri alanındaki liderliğinden faydalanabilecekleri Birleşik Krallık’ta iş kurmaları için pek çok iyi neden var. Türk ihracatçılar ve yatırımcılar, Dünya Bankası tarafından tüm Avrupa’da iş yapmanın en kolay olduğu yer olarak tanımlanan dinamik pazarımızdan ciddi faydalar sağlayabilirler. Ayrıca, Birleşik Krallık tüm G20 ülkeleri arasında en düşük kurumlar vergisine sahip, Birleşmiş Milletler Küresel Inovasyon Endeksinde ise ilk beşte olan bir ülke ve kendi işinizi yönetmenize ve büyütmenize yardımcı olmak için mükemmel bir iş altyapısı sunuyor. Firmalara www.great.gov.uk sistesini ziyaret ederek Birleşik Krailık’ta yatırım imkanlarını incelemenizi tavsiye ederim.
Tahsin ÖZTİRYAKİ / İstanbul Demir ve Demir Dışı Metaller İhracatçıları Birliği Başkanı
“İngiliz alım gruplarının yaklaşımı olumlu”
Alüminyum, bakır, endüstriyel mutfak ekipmanları, ev ve mutfak eşyaları, yapı malzemeleri, bağlantı elemanları, kilitler, el aletleri ve mobilya aksesuarları, metal ambalaj, kaynak ve döküm ürünlerinden oluşan Türk Demir ve Demir Dışı ” Metaller Sektörünün 2018’deki 8.24 milyar dolarlık ihracatının yüzde 5.73’lük kısmı İngiltere’ye yapıldı. Bu sektörde Almanya ve İtalya’dan sonra en çok ihracat yaptığımız üçüncü ülke olan İngiltere, ülkemizin Gümrük Birliği’nde bulunmasından dolayı ihraç edilen Türk ürünlerinden gümrük vergisi almıyor.
İngiltere’nin AB’den ayrılmasından sonra ilave gümrük vergilerinin ortaya çıkması durumunda rekabetçiliğimiz olumsuz etkilenebilir. Sektör olarak İngiltere île ticaretimizde dış ticaret fazlası vermekteyiz.
Bu nedenle söz konusu pazar sektörümüz için önem arz etmektedir. Ayrıca ihracatımız yalnızca değer olarak değil, miktar olarak da yüzde 20 oranında artış göstermiş olup, bu artış İngiliz alım gruplarının ülkemiz üreticilerine karşı olumlu yaklaştıkları izlenimi vermektedir.
Adnan DALGAKIRAN / Makine Dernekleri Federasyonu Başkanı
“Pazarda daha avantajlı olabiliriz”
Ingiltere bir Almanya, Fransa kadar olmasa da makine sektörümüz için önemli bir pazar. Oraya önemli ölçüde ihracat yapan firmalarımız var. İngiltere AB’den ayrılsa bile bu pazarı kaybedeceğimizi düşünmüyorum. Çünkü Türkiye makine sektöründe önemli bir tedarikçi. AB’den ayrıldıktan Türkiye’ye gümrük vergisi uygulamazlarsa bu bizim için çok büyük bir avantaj olur ve Brexit’ten kazançlı çıkarız. Çünkü bu durumda AB ülkelerinden daha rekabetçi oluruz.
Bu tamamen İngiltere’nin vereceği karara bağlı. Eski sömürgesi Hindistan’a gümrük vergisi uygulamayacağı kulağımıza çalınıyor. Aynı şekilde Uzakdoğ ülkelerine karşı da avantajlı duruma oeliriz.
Pro. Dr. Senih YAZGAN / Uludağ Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Başkanı
“Meyve ve sebzede potansiyel büyük”
Türkiye yaş meyve sebze sektöründen 2018’de İngiltere’ye ihracat, bir önceki yıla göre yüzde 14 artışla 32.5 milyon dolar olarak gerçekleşti. En önemli ihraç kalemleri sırasıyla, nar, biber, Trabzon hurması, incir, kiraz limon, üzüm yer alıyor. 2019 ilk dört ayda İngiltere’ye Türkiye’den yaş meyve sebze ihracatı, 7.5 milyon dolar olarak gerçekleşti. Türkiye geneli yaş meyve sebze ihracatında 2019 ilk dört aylık dönemde İngiltere 17’nci sırada yer aldı. Uludağ Yaş Meyve Sebze İhracatçı Birlikleri ihracatında, 2018’de İngiltere’ye ihracat bir önceki yıla göre yüzde 19 oranında düşüşle 5,9 milyon dolar olarak gerçekleşti. UYMSİB olarak ürün grubu bazında ihracat rakamlarına bakıldığında öne çıkan ihraç kalemlerimiz arasında, bölgesel ürünümüz olan Bursa siyah inciri, zeytin, kiraz, kestane, kayısı, nar biber, armut geliyor, İngiltere pazarı yaş meyve ✓e sebze sektörü açısından oldukça cazip. Türkiye genelinde nar, biber hurma, lahana, greyfurt, kabak, erik ve ayvanın şansı çok yüksek. Bursa bölgesinden ihracatta Bursa siyah İnciri, iyah zeytin, kiraz, vişne, zeytin, kestane, kayısı, ayva, nar, biber ve armut öne çıkan ürünlerimiz. Ayrıca Ticaret Bakanlığı, İngiltere pazarı için turunçgiller, hurma, incir, armut, kayısı, kiraz, şeftali, erik ve çakal eriğini potansiyel ürün grupları içinde gösteriyor.
Esra ERCAN / Spring Near East Manufacturing Comp. Kurucu Ortak
“Sipariş vermeye devam ediyorlar”
Ingiltere bizim için son derece önemli bir ülke ve bu Brexit sürecindeki belirsizlik hem alıcılar açısından hem de biz ofisler ve fabrikalarımız açısından endişe verici.
Alıcılar sipariş vermeye devam ediyor ancak bir tedirginlik var. Bu süreç bize altı ay ile bir yıllık bir süreçte sipariş azalması problemi yaratabilir. Bu dönemde yenilikçi, hızlı, esnek, inovatif olmamız ve bütün bunları sürdürülebilir kılmamız gerekiyor. Doğru zamanda rekabetçi bir fiyatla satılan her heyecan verici ürün, krize rağmen alıcı ile buluşuyor. Bu iklimde maalesef plan yapamıyoruz.
Çünkü iki devlet seviyesinde bile bir bilinmezlik söz konusu, alabileceğimiz bir tedbir yok. İngiltere’deki tasarım ofisinden en yeni modelleri en yeni kumaşlarla en hızlı şekilde tedarik ederek iş hacmimizi korumaya çalışacağız.
ÖZBEYMEN