Gizem Yasa ve Mert Yıldız tarafından 2 yıl önce hayata geçirilen “24 Saatte İş” uygulaması ile, aradan geçen kısa sürede 100 binden fazla kişiye iş buldu. Türkiye’deki istihdam piyasasındaki en önemli sorununun işveren ile iş arayanların birbirini bulamaması olduğunu dile getiren genç girişimciler, Bu durum iş ilanlarının daha uzun süre açık kalmasını ve işsizlerin daha uzun süre işsiz kalmasına neden oluyor. 24 Saatte İş bu tür işsizliğin önüne geçmek için var” diyor.
Türkiye ekonomisi açısından kronik bir sorun olan işsizlik, son dönemde endişe verici bir yükseliş trendi yaşıyor. Ocak 2019 döneminde işsiz sayısı geçen yılın aynı dönemine göre 1 milyon 259 bin kişi artarak 4 milyon 668 bin kişi oldu. İşsizlik oranı 3,9 puanlık artış ile yüzde 14,7’e kadar çıkarken, 15-24 yaş arası genç nüfusta işsizlik oranı yüzde 26.7 ile verinin yayınlanmaya başladığı 2005 yılından bu yana en yüksek seviyede. Bu vesileyle İş arayanlar ve işverenleri buluşturmak için tasarlanan ’24 Saatte iş’ uygulamasının yaratıcıları Gizem Yasa ve Mert Yıldız ile girişimlerini konuştuk.
Öncelikle 24 Saatte iş kurucuları olarak sizleri tanıyabilir miyiz?
Gizem Yasa: 2005 yılında University of Chicago’da ekonomi bölümünü bitirdikten sonra New York’ta hukuk alanında kariyerime devam ettim. Özellikle halka arz, şirket birleşmeleri gibi konularda uzmanlaşmış Wachtel S Masyr LLP’de çalıştım. Bu sırada, Coracor isimli tasarım şirketini kurdum ve 21 farklı şehirde farklı noktalarda satışı yapılan bir marka haline getirdim. 2011 yılında Türkiye’ye döndüm ve Butigo markasının tasarım ve markalaşma süreçlerini yönettim. Ayakkabı dikeyinde Türkiye’deki ilk e-ticaret sitesi Butigo’nun yaratılmasında aktif rol üstlendim. 2015 yılında, Butigo markasının Ziylan Grup’a satışının gerçekleşmesinden sonraki dönemde Çiçeksepeti, Modanisa gibi e-ticaret şirketlerine danışmanlık yaptım. 2017 yılında 24 Saatte İş’i kurduk.
Mert Yıldız: Johns Hopkins’de biyomedikal mühendislik bölümünü bitirdikten sonra, Columbia Üniversitesi’nde Matematik yüksek lisansımı tamamladım, London School of Economics’de doktora çalışmalarını sürdürdüm. Sonrasında, farklı ülkelerdeki çeşitli şirketlerde 15 yıl boyunca ekonomist olacak çalıştım. Bu şirketlerden bazıları: ING Bank (Londra), Rennaissance Capital (Rusya), Burgan Bank (Kuveyt). Türkiye’ye dönmeden önce en son kriz kahini olarak bilinen dünyanın en ünlü ekonomistlerinden Nouriel Roubini ile birlikte, Londra’da Roubini Global Eco-nomics’te gelişmekte olan ülkelerden sorumlu baş ekonomist olarak görev yaptım.
24 Saatte iş’in kuruluş hikayesinden bahseder misiniz? Bu girişim fikri nasıl ortaya çıktı?
GY: 24 Saatte iş’in kuruluş amacı, ülkemizde işsizliği düşürmek. İddialı bir çıkış biliyoruz ama küçük hayallerle bir yere varılmaz. Kurulalı 2 yıl olmasına rağmen bugüne kadar 100 binden fazla aday 24 Saatte İş sayesinde iş buldu. Bunu nasıl yapıyoruz? Yapay zekayı kullanarak doğru işle doğru adayı eşleştirerek. Bugün ülkemizde bunu yapan yok. Yani yapay zekâ ile işveren-çalışan eşleşmesi yapan bir şirket yok. Ama bizim sistemimiz makinalar tarafından yönetilen “soğuk” bir algoritma değil. Biz gücümüz yettiği ölçüde sistemimize gelen her şirketi aramaya gayret ediyoruz. Yeri geliyor, kurucular olarak boyutundan bağımsız şirketlerle bire bir görüşüp onların dertlerini dinleyip derman olmaya çalışıyoruz. Çalışan adayı tarafında en hassas olduğumuz konu adayın süreçle ilgili olarak 24 saat içerisinde mutlaka cevap alması. Olumlu veya olumsuz sürecin devam edip etmediğini başvurudan itibaren 24 saat içerisinde mutlaka söylüyoruz. Boşuna ümitlenmeleri, karşılık vermeyen işverenlere bel bağlamalarının önüne geçiyoruz. Özetle, farkımız, kurgumuz insana gerek aday olsun gerek küçük işletme sahibi olsun – değer veriyor olmamızdan kaynaklanıyor.
Uygulamanın çalışma esasları nasıl?
MY: Uygulamanın 2 tarafı var: Bir tarafta çalışan adayları, diğer tarafta şirketler. İki taraf farklı ara yüzlerden uygulamaya giriş yapıyor. Şirketler bir dakika bile sürmeyen kısa bilgiler verdikten sonra profillerini oluşturuyor, sonrasında ihtiyaç duydukları pozisyon ile ilgili olarak ilanlarını yayınlıyorlar. Burada çeşitli kriterleri işaretleyerek ön bir filtreleıne yapmalarını mümkün kılıyoruz. Diğer taraftan da çalışan adayları sadece iki dakikalarını alan bir profil oluşturma sürecinden geçiyorlar. Profil oluştururken yaptıkları tercihler ışığında karşılarına çeşitli ilanlar çıkıyor, istediklerinin üzerine tıklayıp detaylı bilgi alabiliyor ve başvuruda bulunabiliyorlar. Başvuru yaptıktan sonra 24 saatlik bir sayaç devreye giriyor ve geri saymaya başlıyor. Eğer şirket adayı uygun bulur ve sürece devam etmek isterse 24 saat içerisinde adayı kısa listeye alıyor. Böylelikle adaya kısa listeye eklendiğine dair bir bildirim gidiyor. Şirket tarafında ise gelen başvurular listelenirken yanlarında bir eşleşme yüzdesi yazıyor. Bu yüzdeler başvuran adayların çalışma tercihleri ve daha pek çok kritere göre hesaplanıyor ve burada yapay zeka devreye giriyor. Şirketler kendilerine en uygun adayları bu şekilde zaman kaybetmeden belirleyebiliyor ve uygun olanları kısa listeye ekleyerek süreci devam ettiriyor.
24 Saatte İş ile nasıl bir kitleyi hedefliyorsunuz?.Hangi kitleleri platformda buluşturuyorsunuz?
GY: Aslında 24 Saatte İş uygulaması için gençlerin ve akıllı telefonu günlük hayatlarında yoğun kullananların platformu diyebiliriz. Dolayısıyla gençlerin yoğun “akıllı telefon” kullanımını göz önünde bulundurarak uygulamayı kurguladık. Sistemin yüzde 90’ı 35 yaşının altında. Gençlerimiz telefondan iş arayabileceklerini biliyorlar. Bu yüzden bu kitleye ulaşmak daha kolay. Ayrıca, yüzde 38’lik bir kesim üniversite, yüzde 42 lise mezunu. Ağırlıklı olarak İstanbul, İzmir, Ankara gibi metropol şehirlerde yaşıyorlar. Sistemdeki adayların ortalama 2,8 tane şirkette toplam 4 yıllık iş tecrübesi var. Şu anda sisteme kayıtlı 1 milyondan fazla çalışan adayı ve farklı büyüklüklerde 50 binden fazla şirket var.
“İşsiz ve işveren birbirini bulamıyor”
Ülkemizde işsizlik giderek artan ve çok önemli bir sorun. Bu sorunun çözümü için temel olarak neler yapılması gerekiyor?
MY: İşsizliğe çözüm bulmak için önce nedenini anlamak gerekiyor. İşsizliğin iki temel nedeni var. Birincisi ülkemizde istihdam yaratan büyümenin düşük olması. Ülkemizdeki gibi tüketime dayalı büyüme modeli üe yeni iş sayısı hızlıca artmıyor. Her yeni iş ilam için ortalama 12 tane işsiz insan var. Yani her işsiz birey iş için 11 diğer adayla rekabet halinde. Bu oranlan iyileştirmek için tüketime değil, yatırıma dayalı büyüme modeline geçmemiz gerekli. İşsizliğin ikinci nedeni de istihdam piyasasındaki arz-talep dengesizliği. İşveren ve çalışan adaylarım birleştiren ve eşleştiren bir mekanizma olmaması. İş var, işsiz var ama iki taraf etkin bir biçimde birbirlerini bulamıyorlar. Doğru aday, doğru işle buluşamıyor. Bu açık iş ilanlarının daha uzun süre açık kalmasını ve işsizlerin daha uzun süre işsiz kalmasına neden oluyor. 24 Saatte İş işte bu tür işsizliğin önüne geçmek için var.
Aram Ekin Duran