Daha fazla üretim için akıllı teknolojiler şart
İklim değişikliği üretimi kısıtlıyor, fiyatları yükseltiyor. Dünyada ‘akıllı sera’yapımıyla ilgili yeni gelişmeler var. Patentli teknolojilerle meyve sebze arzını hiç olmadığı kadar artırmak mümkün…
GEÇEN haftaki yazımı Güney Ege sahillerinde konuğu olduğum bir evin çiçeklerle süslü terasında kaleme almıştım. Mart ayının ilk günlerinde hava çok sıcak ve açık; önümdeki kayısı ağaçları bütün güzelliğiyle çiçeklenmiş, birkaç dut fidanı meyveye oturmuş durumdaydı. Etrafta adeta yaz coşkusu vardı.
İşte nihayet bahar geldi derken yeniden değişen havalar beni bazı soruların yanıtını bulmaya zorladı. Şubat’m soğuk günlerinden çıkıp Mart başında yaz güneşiyle karşılaşmak, daha sonra tekrar soğuyan havalarla yüzleşmek meyve sebze fiyatlarının neden artış gösterdiğini ortaya koyuyor.
Ülkemizde meyve sebze üretiminin önemli bölümü geleneksel seralardan elde ediliyor. Daha düne kadar fırtına ve hortum tehlikeleriyle yüzleşen Akdeniz ve Güney ‘ Ege sahillerindeki bazı seraları rüzgâr, fırtına yılbaşından bu yana adeta silip süpürmüş.
Yer yer felaket görüntülerinin kalan izleri son derce ürpertici.
Nisan ayında da alışılmışın dışında hava değişiklikleriyle karşılaşmamız olası! Kimileri ‘Manyetik Kuzey Kutbu’nun Kanada’dan Rusya’ya kaymasının bu oynaklığın nedenlerden biri olabileceğini iddia ediyor, kimileri de bu gelgitlerin Mayıs ayında bile süreceğini söylüyor. Dedikodulara göre 2020’den sonra hız kazanması gereken ‘manyetik alan kayması’ daha şimdiden 15 km’yi geçip 55 km’ye ulaşmış; iklimsel sorunların nedeni de güya buymuş.
GERÇEK SORUN İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ
Anormal soğuk-sıcak hava olaylarının manyetik alan etkisiyle irtibatlandırılması bana hiç de mantıklı gelmiyor. Sınırlı bilgilerime göre manyetik değişimlerin iklim üzerinde etkili olması mümkün değil. Manyetik yer değiştirmeler daha çok haberleşme sistemlerini etkiliyor, iletişim bozukluklarına neden oluyor. Nitekim konuya referans veren ciddi yayınlar da bunu böyle söylüyor. Dolaysıyla magazin dünyasının haberlerine kulak asılmaması gerekir diye düşünüyorum.
Sorun tamamen küresel ısınmayla ilgili, iklim değişikliğinin etkileri bugün Yunanistan, İtalya ve Ispanya’da da yaşanıyor. Çin, Japonya ve Avustralya’da iklim değişikliğinin çok daha dramatik örnekleri var. Avustralya’da ani sıcaklık değişikliği nedeniyle yüzbinlerce balık telef oluyor, sahilleri zehirli denizanaları istila ediyor, balık fiyatları hiç olmadığı kadar yükseliyor.
Temel kuraldır; sebep ne olursa olsun arz düşünce fiyatlar artar. Eskiden sebze meyve tüketiminde geleneksel hale gelmiş ‘turfanda kültürümüz’ vardı. Şimdi seracılık yaygınlaşınca bazı dönemler bolluk yaşanıyor. Lâkin ani meteorolojik olaylar yalnız hava sıcaklığını değiştirmekle kalmıyor, eski tekniklerle yapılmış seraları da fırtına ve hortumlarla yok edip fiyatların anormal yükselmesine yol açıyor. Son çare ‘yeni nesil akıllı seracılık’ tekniklerinde.
Peki, ‘yeni nesil seracılık’ nasıl bir şey?
Çoğu kişi bilir; çiçek ve sebze yetiştiriciliğinde Hollanda dünyada açık ara pazar lideri. Başarılarının sırrı sera yapımında ileri düzey mimari öğeleri kullanmaları ve yeni inovasyonlarla bu işi geliştirmeleri. Yeni tip sera dizaynında uzmanlaşan firmalar yörenin en tehlikeli iklim koşullarına dayanıklı sistemler geliştirip ‘akıllı’ seraları var ediyor; araştırma grupları daima geleceğe yönelik yeni buluşlar üzerinde çalışıyor. Böylece planlanan yüksek rekolte düzeyleri hiç sapma göstermiyor.
YENİ TEKNİKLERE GEÇİŞ ZAMANI
Firmaların reklamını yapmadan konuyu şuraya getireceğim: Bizim girişimcilerimiz dünyaca ünlü yenilikçi kuruluşların temsilciliklerini alabilir, son teknolojileri ülkemize taşıyabilirler. Sebep sonuç ilişkisinin nedenlerini açıklamak, özel planlanacak eğitimlerle üreticilerin bilgilerini tazelemek bu sürecin can alıcı noktası. Yerinde anahtar teslimi gerçekleşebilen doğa uyumlu projeler sadece sera tasarımı ve kurulumuyla sınırlı değil. Bunlar sera mühendisliği eğitimi ve öğretimi üzerinde de kurumsallaşan inovasyon odaklı merkezler.
Projeler öncelikle hedef ülkelerin meteorolojik koşulları gözetilerek üretiliyor, seralara teknoloji harikası donanım gereçleri kuruluyor. Meyve ve sebzelerin olgunlaşma durumunu, olası hastalıkları ve verilmesi gereken gübre karışımlarını anında belirleyen bu sistemler büyük ilgi görüyor. Her ürün doğallığını korurken fiyat iniş çıkışları azalıyor, sonuçta fiyat istikrarı sağlanmış oluyor.
Modern seraların güneş ışığını ihtiyaca göre otomatik ayarlayan ‘akıllı float camlar’la örtülmesi, sulama sistemlerinin havadaki nem oranına göre kendiliğinden devreye girmesi dikkat çeken özellikler arasında. Camların güvenlik nedeniyle son teknolojiyle ‘temperlenmiş’ olması da klasik sera camlarına göre 7 kat daha güçlü olmasına yol açıyor. Üstelik bu sistemde sağlık açısından zararlı olduğu saptanmış hiçbir plastik yüzey kullanılmıyor. Konstrüksiyon ve kafes elemanları zemine sabitlenmiş özel alaşımlı ince kolonlar ve çelik elemanlardan oluşuyor.
Seracılık konusunda son jallarda ABD’dc de çok önemli gelişmeler var. Sera tasarımı ve inşasıyla ilgili çok sayıda okul ve kurslar açılıyor; konu tam anlamıyla bir uzmanlık alanı haline getiriliyor. Modern sera ‘yapımıyla ilgili firma sayısının günden güne artması da yeni buluş ve teknolojileri geliştiriyor.
Patentli buluşları transfer etmek ya da firmalarla işbirliği yapılarak yerel imalat birimlerini burada da kurmak mümkün.
ABD orijinli seracılık sistemlerinde dikkat çeken farklılıklar sadece zirai buluş ve mühendislik hizmetleriyle sınırlı değil. Çoğu otomatik sistemlere bağlanmış almaçlar zararlı radyasyonu ve partikülleri önlüyor, yeterli nem düzeylerini anlık gereken değerlere taşıyor. Ürünlerin yetiştirildiği oluk şeklindeki zeminlere yerleştirilmiş özel sensörler bitkinin ihtiyaç duyduğu suyu vc koruyucu unsurları kompoze ederek tam zamanında kullanılmasını sağlıyor. Bu sistemler bilhassa domates, biber ve salatalık gibi ürünlerde üretim maliyetini hiç olmadığı kadar düşürüyor.
YEREL FUAR SAYISI ARTMALI
Modern sera teknolojisinin başta gelen özelliği üretilen tüm parçaların hortum fırtına gibi olağanüstü durumlara dayanıklı olmaları ve bakım giderlerinin plastik ağırlıklı seralara göre daha düşük bulunması. Az ışık ve nem kaybı sağlayan akıllı örtü sistemleri ise ilk dikkat çeken özellikler arasında. Seralarda tüm bu unsurlar üreticiye büyük yarar sağlıyor, metrekare başına alman verimi şaşırtıcı şekilde yükseltiyor.
Kabaca bahsettiğimiz sistemlerin çoğunda ısının ve kullanılan suyun geri kazanılmasını içeren teknolojiler de var. Modern uygulamalar hem meteorolojik koşullara uyum sağlıyor hem de yıllık su ve enerji gereksinimini azaltıyor. Öyle ki, kurak zamanlarda deniz suyunu arıtarak sisteme verip gerekli nemi geri kazanan otomatikleştirilmiş uygulamaların bulunması da hemen dikkat çeken yöntemler arasında.
Buluşsal uygulamaların elektronik sistemlerle gerçekleşmesi tahminlerin aksine maliyetleri olağanüstü düşürüyor, verimi arttırıyor. Yapılan tüm yatırımlar, yetiştirilecek mevsimlik ürün cinsine göre iki ila üç yılda geri kazanılırken, minimum 15 yıl yüzde 30 ila 50 daha yüksek verim alınması garanti ediliyor.
NUR DEMIROK