Altman Z-Notu: Durum analizine yönelik pratik bir yaklaşım
Hisse senedi piyasasında, risk fiyatlamasının ön plana çıktığı dönemler orta-uzıın vadeli yatırım için önemli fırsatlar sunabiliyor. Hisse senedi tercihinde seçici olmak böyle dönemlerde son derece kritik bir önem taşır…
BORSA İstanbul tarafındaki oynaklık ve stresli seyir devam ediyor. Önceki hafta itibariyle artan yüksek oynaklık, ilgili otoriteler tarafından atılan yerinde adımlarla bir miktar azalmış olsa da oynaklıkların devam etme ve/veya zaman zaman hızlı artış gösterme riski hâlen tamamen ortadan kalkmış değil. Piyasaların haber-veri akışına yönelik olan hassasiyetinin artmış olması bu durumun en önemli gerekçesi. Son birkaç haftadır olduğu gibi bu haftada stresin arttığı dönemlerde izlenebilecek hisse-stratejileri üzerinde durmaya devam edeceğiz.
ZAMANA YAYARAK BİRİKTİRME
Birkaç temel hatırlatmayla başlayacak olursak; belirsizlik ve stresin ön plana çıktığı dönemlerde portföylerdeki likit varlıkların ağırlıklarını artırmak genellikle daha sağlıklı bir yaklaşım olmakta. Bu sayede riskli varlıklarda yaşanabilecek dalgalanmalardan daha az ctkilenilebileceği gibi ortaya çıkabilecek olası yatırım fırsatlarına yönelik pozisyon alma konusunda esneklik de sağlanmış olacaktır.
Hisse senedi piyasasında, risk fiyatlamasının ön plana çıktığı dönemlerde, özellikle kısa vadeli beklentilerle sık alım-satım yapılmasının çok daha riskli hâle geldiği önemli bir realite olmakla birlikte; orta-uzun vadeli yatırım yapılması açısından önemli fırsatlar oluşabildiği de görülmekte. Artan stresle birlikte temel açıdan güçlü konumda olan birçok hisse de değerlemeler açısından orta-uzun vadede son derece cazip seviyelere gerileyebilmekte. Bu nedenle orta-uzun vadede potansiyel taşıdığına inanılan hisselerde farklı fiyat seviyelerinden ve zamana yayarak “biriktirme” şeklinde alım yapmak orta-uzun vadede önemli getiriler elde edilmesini sağlayabilir.
PANİK ALIM-SATIM YAPILMAMALI
Ancak, piyasadaki stres dozajının ciddi ölçüde artması nedeniyle, herhangi bir haber-veri akışıyla kısa vadede sert fiyat hareketlerinin görülmeye devam edilebileceği de göz ardı edilmemeli. Diğer bir ifadeyle, siz herhangi bir hissede alım yaptıktan sonra kısa vadede hisse fiyatında sert düşüş-yükseliş görülebileceği de yatırım kararı öncesinde göz önünde bulundurulmalı; panik alım-satım kararlarından kaçınılmalıdır. Bu nedenle dip-tepe arayışına girmeden, seçici bir yaklaşımla belirlenecek hisselerde biriktirme yönünde bir strateji izlemek düşünülebilir. Bu tarz bir stratejinin en önemli ön şartının “sabır” olduğunu ve yapılacak olası yatırımlarda en azından 1-2 yıl pozisyonun korunmasının uygun olacağım tekrar hatırlatalım.
Hisse senedi tercihinde seçici olmak böyle dönemlerde son derece kritik bir önem taşımakta. Bu hafta da bu anlamda farklı bir bakış açısını inceleyecek ve pratikteki karşılığı hakkında fikir vermesi açısından incelenecek bakış açısına göre öne çıkan bazı hisseleri listeleyeceğiz.
KONTROL LİSTESİ PUANLAMASI
Kur ve faiz tarafındaki oynaklıkları dikkate alarak şirketlerin finansal durumuna odaklanan bir yaklaşım olan “Altman z-notu” bu haftanın temasını oluşturmakta. Finans profesörü olan Edward Altman’ın da yazarları arasında olduğu “Kredi Riskini Yönetme (Managing Credit Risk)” kitabında ortaya konan Altman z-notu, şirketlerin finansal durumunun riskini ölçmeyi amaçlayan bir kontrol listesi puanlaması niteliği taşımakta. Beş farklı finansal oranın ağırlıklandırılmasıyla yapılan hesaplama sonucunda çıkan not, şirketlerin finansal açıdan durumuna ilişkin pratik yoldan bir fikir elde edilmesini sağlıyor. Kullanılan oranlar genel olarak şirketin varlık, kârlılık, verimlilik, ödeme gücü ve gelir yaratma gücünü ölçmeyi ve buna göre şirketin finansal bir zorluk yaşama olasılığını öngörebilmeyi amaçlıyor.
Finansal sektör haricindeki şirketler için hesaplanabilen z-notu ne kadar yüksekse şirketin finansal bir zorluk yaşama olasılığının o denli düşük olduğu değerlendirilmekte.
Z-notu’nun 2.99’un üzerinde olması finansal zorluk yaşama olasılığının, bu seviyenin altında nota sahip olanlara kıyasla oldukça düşük olduğu düşünülüyor. Ancak, bu notun yalnızca aşağıdaki fomülde yer alan değişkenleri baz aldığım, bir şirketin finansal açıdan zorluk yaşayıp yaşamayacağının anlaşılabilmesi için faydalı ve pratik bir gösterge olsa da tek başına yeterli olmayacağını; bu tarz bir kanıya net olarak varabilmek için çok daha detaylı bir inceleme yapılması gerektiğini vurgulayalım. Dolayısıyla, aşağıda yer alan listede yer alan hisseler bu kısıt üzerinden değerlendirilmelidir.
2.99’UN ÜZERİNDE OLANLAR TERCİH EDİLMELİ
Halka açık şirketler için z-notu aşağıdaki formülle hesaplanmaktadır:
“Altman z-notu = (1.2 x Tl) + (1.4 xT2) + (3.3 xT3) + (0.6 x T4) + (1.0 xT5)”
– Tl = İşletme Sermayesi / Aktifler. Olası bir zorluğa karşın şirketin varlıklarının ne ölçüde likit olduğunu ölçmek için kullanılmakta.
– T2 = Geçmiş yıl kârları / Aktifler. Şirketin kümülatif olarak kârlılık performansını ölçmek için kullanılmakta.
– T3 = Faaliyet Kârı / Aktifler. Şirketin ölçeğine kıyasla gelir yaratmakta ne ölçüde verimli olduğunu ölçmek için kullanılmakta.
– T4 = Özkaynaklar / Toplam Yükümlülükler. Olası bir zorlukta şirketin teknik olarak borcunu ödeyemez duruma gelmeden önce varlıkların ne kadar azalabileceğine yönelik hızlı bir fikir edinebilmek için kullanılmakta.
– T5 = Satış Gelirleri / Aktifler. Şirketin gelir yaratmak için varlıklarını ne ölçüde verimli kullandığını ölçmek için kullanılmakta.
Bu formül üzerinden 2.99’un üzerinde Altman z-notuna sahip olan şirketler içinden seçtiğimiz bazı hisseler aşağıdaki tabloda yer almaktadır.
EROL GÜRCAN