Tek kişilik televizyonculuğa hazır mısınız?
KLASİK medya olarak tabir ettiğimiz yazılı basın, önümüzdeki on yıllarda etkisini azaltacak. Gelecekte kişisel medya öne çıkacak. Her tür iletişimde standartları ve kuralları bu kişisel kanallar belirleyecek.
Reklam verenler şimdiden bu olası gelişme için hazırlık yapmaya başladı. Peki, tek kişilik televizyon kanalı olmak için nasıl bir hazırlık yapmalı? Bu konuda birçok doküman var. ABD’de konu ile ilgili ciddi tez çalışmaları söz konusu. Bunları geleceğin televizyoncuları için kısaca paylaşmak istedik. İşte, tek kişilik televizyon kanalı kullanırken yapmanız gerekenler…
■ Suratınızı asmayın: Televizyondaki ünlü yorumcular gibi dinleyenleri etkilemek, onların ilgisini çekmek istiyorsanız, onların yöntemlerini ve kurallarını kullanabilirsiniz. Birgün kamera karşısına çıkarsanız sakın bağırmayın, kaşınızı çatmayın. Sempatik bir şekilde dinlemeyi öğrenin.
■ Vereceğiniz mesajınızı bir öykü gibi anlatın: Konunuz gelecek yılın finansal hedefleri veya pazar analizi gibi teknik bir konu bile olsa, karşınızdaki kişiye bazı rakam ve olguları kuru bir şekilde aktarmaktan kaçının. İyi bir öykünün edebiyat kitaplarında okuduğumuz gibi belirli bir akışı vardır. Öykünün bir başlangıcı ve sonu muhakkak olmalı. İlginç kişiler, biraz entrika, biraz da mizah yoksa ve diyaloglar öykü boyunca ustaca örülmemişse, karşınızdaki kişi sıkılmaya başlar. İyi bir öykü anlatmak için de çok iyi hazırlık gerektiğini unutmayın.
■ Gözünüzü kameradan kaçırmayın: Televizyona çıkan deneyimsiz yöneticiler de gözlerini hep kameradan kaçırır. İzleyiciler bu tür bir davranışı kendine güvensiz ve kuşkulu bir kişiliğin belirtisi olarak görür, hatta konuşanın yalan söylediğini bile düşünür. Sizi izleyenlerin sayısı ne olursa olsun göz temasını yakalamak ve doğrudan kameranın objektifine bakmak sizi daha güvenilir kılar.
■ Dinlerken de iletişim kurun: Birini konuştururken, söz sırasının size gelmesini beklerken suratınızı asmayın. Tartışmadan hoşlandığınızı belirten bir “dinleyen yüz”le daha iyi izlenim bırakırsınız.
■ Görsel unsurları kullanmayı ihmal etmeyin: Hangi konuda konuşursanız konuşun en az iki görsel unsur kullanın. Bu unsurlar, bir fotoğraf, bir fragman veya grafik olabilir. Böylece monotonluk tuzağına düşmezsiniz ve konuşmanız daha çok ilgi çeker.
■ Kendiliğinden konuşmaya öncelik verin: Modern “Teleprompter” cihazları, konuşmaların normal akışını sağlıyor ve duraklamaları, cümle düşüklüklerini azaltıyor. Ancak konuşmalar kulak içindir, göz için değil. Bu nedenle konuşmanızı cihazdan okusanız da spontane akışı korumaya dikkat edin.
■ Bazen soluklanmak için durun: Tekrarlar, bazı cümlelerin yarım kalması hatta konuşmanın içinde çok önemli olmayan çelişkilerin bulunması ilgiyi azaltmaz, aksine artırır. Çok düzgün cümlelerle ve ara vermeden konuştuğunuzda, izleyicilerin dikkati kısa sürede dağılır.
OĞUZ DEMİR