Lojistik Sektörü Akıllanıyor ve Dijitalleşiyor
Lojistik sektörü geçen yıl yüzde 5 büyüdü. 2017’yi toparlanma yılı ilan eden firmalar yatırımlarına hız verdi. 2023’te 50 milyar dolar ciroya ulaşmayı hedefleyen sektörün yeni yatırımlarının odağında dijitalleşme var…
TÜRKİYE, “lojistik üs” olabilecek coğrafi bir avantaja sahip. Eğer bu avantajı gelişen ticaretiyle birlikte kullanabilirse, 2023’te 50 milyar dolar ciroya ulaşan bir lojistik sektörüne sahip olabilir. Bu hedefe ulaşmak için elbette öncelikle ihracatını 500 milyar dolara çıkararak, uluslararası ticaretten yüzde 1.5 pay alması gerekiyor.
Asya ile Avrupa kıtası arasında köprü olan, üç tarafı denizlerle çevrili Türkiye, Avrupa ve Ortadoğu arasında coğrafi olarak doğal bir “hub” konumunda. Bugüne kadar lojistik sektörüne yapılan yatırımlar bu coğrafi avantajlarla birleşince, lojistik sektörü hızlı gelişmesini sürdürüyor. Son 15 yılda yıllık ortalama yüzde 5.6 büyüyen Türkiye ekonomisinde lojistik sektörünün hacmi yaklaşık 100 milyar TL’ye ulaştı.
KAMU VE ÖZEL SEKTÖR EL ELE
Sektör, 2016 yılında önemli bir büyüme gösteremese de ihracatın hızlanmasıyla birlikte 2017 yılında yüzde 5 büyüdü. Sektör temsilcileri büyüme trendinin 2018 yılında da devam etmesini bekliyorlar. Halen GSYİH’nm yüzde 13’ü olan sektörün 2023 hedeflerine ulaşabilmesi için özel sektör ve kamu el ele vermiş durumda. Devlet yasal düzenlemeleri yapıp, altyapıyı hazırlarken, özel sektör de yaptığı cesur yatırımlarla hedeflere ulaşma yolunda yoğun çaba gösteriyor.
Kara, deniz ve hava taşımacılığını entegre eden lojistik, son 20 yıldır sektör olarak anılmaya başlandı. Peki, bu süre içinde dünyada hangi konuma ulaştı? Bu soruya en iyi yanıtı Dünya Bankası’nın ülkelerin gümrük, taşımacılık ve altyapı gibi performanslarını değerlendirdiği Lojistik Performans Endeksi (LPI) ortaya koyuyor. Halen Türkiye LPI’da 155 ülke arasında 34’üncü sırada bulunuyor. 2023’e kadar hedef ilk 15’e girebilmek…
ÖNCE DENİZ, SONRA KARA
TÜ1K verilerine göre, 2017 yılında 157 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirildi ve geçen yıla göre Türkiye ekonomisinde yüzde 10 büyüme sağlandı. Bu ihracatın yüzde 40’ı karayolu taşımacılığıyla gerçekleştirilirken, yüzde 49’u denizyolu, yüzde ll’i de havayoluyla yapıldı. Henüz demiryolu ile ihracatm payı yok ama yine de bir önceki yıla göre yüzde 7 artışla 690.5 milyon dolarlık ihracatm demiryolu ile gerçekleştirildiği hesaplanıyor.
Türk lojistik sektörü, yaklaşık bin 500 şirketin sahibi olduğu 46 bin araçla Avrupa’nın en büyük filosuna sahip. Uluslararası Nakliyeciler Derneği-UND) verilerine göre, 2016 yılında 1 milyon 205 bin 577 adet olan ihracat taşımalarımız 2017 yılında yüzde 4 artarak, 1 milyon 250 bin 67 adet olarak gerçekleşti. İhracat taşımalarımızda en büyük paya sahip olan Irak’ta yüzde 7 büyüme sağlandı. Irak’ı ihracat taşımalarımızda sadece yüzde 2 artış olduğu ortaya çıkıyor. Irak’m siyasi istikrara kavuşması ve gümrük düzenlemelerinin daha sağlıklı yapılması ile birlikte önümüzdeki yıllarda taşımacılık sayısının yıllık 600 bin seferin üzerine çıkabileceği tahmin ediliyor.
2017 TARİHİ BİR YIL OLDU
İhraç taşımaları bölgesel olarak değerlendirildiğin de, yıllık yüzde 5 büyüme ile en ciddi artışın Ortadoğu’da olduğu görülüyor. Körfez ülkelerinde ciddi düşüşler yaşansa da Irak, İran ve Ürdün’e yapılan taşımaların artmasıyla Ortadoğu en önemli bölge olmaya devam etti. Ayrıca Katar’a 2016 yılında 55 taşıma yapılmışken, 2017 yılında 719 taşıma gerçekleştirildi.
Avrupa’ya yaptığımız ihracat taşımalarında yüzde 5 artış gerçekleşirken, BDT ve Orta Asya ülkelerine taşımalarda, Rusya ile ilişkilerin normale dönmesine rağmen yüzde 3 düşüş olduğu biliniyor. İhracat taşımalarının yüzde 79’u Türk, yüzde 21 yabancı araçlarla yapılırken; yabancı araçların yüzde 7, Türklerin ise yüzde 4 artış sağladığını da belirtelim.
Bu arada ithalat taşımalarında 2017 yılında Türk araçları yüzde 23 artış ile 453 bin 678 adet ithalat taşıması gerçekleştirdi. İthalat pazarında yüzde 66 Türk, yüzde 34 yabancı payı ile taşımalarm gerçekleştirildiği görülmekte. Tüm bu rakamlar, 2017 yılının Türk lojistik sektörü için tarihi bir yıl olduğunu ortaya koyuyor. 2015 ve 2016 yılının ardından 2017’de yaralarını saran sektörü en sevindiren haber ise Avrupa’dan geldi. Macaristan’a karşı açılan dava kazanıldı ve Avrupa Adalet Divanı, Türk araçlarından geçiş ücreti alınamayacağı kararını verdi. Bu karar Türkiye’nin Avrupa nezdinde kazandığı en büyük davalardan biri oldu. Tüm AB üyesi ülkeleri kapsayan bu zaferin bir benzerinin de 2018 yılında Avusturya’ya karşı elde edilmesi bekleniyor.
AVRUPA HIZLANDI
Türk ihracatının yüzde 54’ü Avrupa’ya, yüzde 23’ü yakın ve Ortadoğu’ya yapılmakta. UND’nin verilerine göre, 2018 yılının ilk çeyreğinde geçen yılın aynı dönemine göre Avrupa’ya olan ihracat taşımaları yüzde 9 artarken, Ortadoğu’ya olan taşımalara ise yüzde 15 düşüş var.
Suriye’ye yapılan taşımalarda yüzde 30 oranında bir düşüş yaşanmış olsa da; Afrin operasyonunda alınan olumlu sonuçlar ve devam eden operasyonlarla birlikte önümüzdeki dönemlerde taşımacılık sayılarında ciddi oranlarda artış olacağı öngörülüyor. BDT ve Orta Asya ülkelerine yüzde 17 artış olması oldukça sevindirici. 2017’de lojistik sektöründe başlayan rahatlamanın 2018’de de devam etmesi bekleniyor. Sıkıntılı yıllarda bile büyüme tutkusunu yitirmeyen lojistik sektörü yatırımlarını tam gaz sürdürüyor.
Ekonomideki büyümenin olumlu etkilerini gören lojistikçiler, depolama ve taşıma kapasitelerini arttıracak yatırımlara ağırlık veriyor. Bu yıl 12-18 Kasım tarihleri arasında yapılacak 12. Uluslararası Logitrans Transport Lojistik Fuarı hazırlıkları için geçtiğimiz günlerde Türkiye’ye gelen Alman Ticaret ve Yatırım Ajansı GTAI’nın İstanbul temsilcisi Necip C. Bağoğlu, “Bu yıl özellikle İstanbul ve Kocaeli’ndeki ticaret merkezlerinde yaklaşık 650 bin metrekarelik yeni depo alanı oluşacak ve bu rakam 2019’un sonunda toplamda yaklaşık 11 milyon metrekareyi bulacak. Sonuç olarak, bu bölge gelecekte de lojistik projelerinde önemli bir rol oynayacak” diyor.
DİJİTALLEŞİYORLAR
Lojistik sektörü depolama ve taşıma kapasitesi yatırımlarını artırırken dijitalleşmeyi de ıskalamak istemiyor. Bu yüzden yatırımlarının odağına dijitalleşme kavramını koyuyor. Sertrans Logistics CEO’su Nilgüıı Keleş, “Kendi kendine yeten akıllı fabrikaların, binaların, şehirlerin olacağı bir geleceğe doğru gidiyoruz. Şüphesiz akıllı lojistik kavramı böyle bir dünyanın tartışmasız bir parçası olacak. Güçlü bir şekilde Endüstri 4.0 kavramına hazırlanıyoruz” diye konuşuyor. Depolama yatırımlarını yaparken de teknolojik gelişmeleri dikkate aldıklarını söyleyen Keleş, şu bilgileri veriyor:
“Depolama alanında yatırımlarımız sürecek. Bu yıl 7 milyon dolar yatırım yaptığımız yeni lojistik depomuzu da Hadımköy’de faaliyete alacağız. 30 bin metrekarelik alanda inşa edilen bu depomuzda Sertrans Logistics müşterilerinin günlük talepleri ve artan ihtiyaçlarına daha hızlı ve daha düşük maliyetli çözümler getireceğiz. Son teknolojiyle donatıp, perakende ve kozmetik sektörleriyle birlikte e-lojistik alanında katma değerli hizmetler sunacağız. Yeni depomuzla yılsonuna dek 200 kişiyi istihdam edeceğiz. Çok kısa bir zaman önce depo yönetimimizi, şirket stratejimizle uyumlu olarak dijitalize ettik.”
DHL Express Türkiye CEO’su Claus Lassen ise, dijitalleşme konusunda, “Dijitalleşme, lojistiğin küreselleşme trendinden sonra yakaladığı en önemli trend ve en büyük fırsatlardan biri. Dolayısıyla 2023 hedefleri doğrultusunda dijitalleşmenin hem lojistik sektörünün hem de Türkiye’nin her zaman odağında olması büyük yarar sağlayacak” değerlendirmesini yapıyor.
EN BÜYÜK PAY RAYLARIN
2018 Yılı Yatırım Programı incelendiğinde bu yıl gerçekleştirilecek kamu yatırımları arasında 28 milyar 921 milyon 703 bin TL’lik yatınm bütçesiyle Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı ilk sırada yer aldı. Bakanlığın yatırımları arasında bu yıl en yüksek tutar 10 milyar 776 milyon 304 bin TL ile demiryolu ulaştırmasına ayrıldı. Onu takip eden karayolu yatınmlan için de 9 milyar 7 milyon 522 bin TL ödenek ayrıldı. Demiryollarının devlet tekelinden çıkarak özel sektöre açılmasına yönelik devrim niteliğindeki kararın ardından hem kamu tarafında hem de özel sektör tarafında yatırımlar hız kazandı. 50 yıllık ihmalin ardından 2003 yılından 2017 yılına kadar demiryollarına 60.2 milyar TL harcama yapıldı. 2003 yılından bugüne kadar 360 kilometre ilave konvansiyonel hat ve 1.213 km yüksek hızlı tren hattı işletmeye alınarak ülkemizin demiryolu ağı 12 bin 532 kilometreye yükseltildi.
Tüm bunlara rağmen demiryolu ila yapılan ihracat yükü taşımamız henüz yüzde l’e bile ulaşamadı. An cak hedefler iddialı… Ülkemizin Trans-Asya orta koridorunu destekleyecek şekilde Do-ğu-Batı ve Kuzey-Güney ekseninde çift hatlı demiryolu koridorunu oluşturma hedefinden hareketle 2023 yılında toplam 25 bin 30 kilometre demiryolu uzunluğuna ulaşılması ve 4 bin 400 km’lik hat yenile-mesi yapılarak tüm hatların yenilenmesinin tamamlanması hedefleniyor. Bunun sonucunda demiryolu taşımacılığının payının yolcuda yüzde 10 ve yükte yüzde 15’e çıkarılması planlanıyor. 2035 hedefi ise demiıyolu taşımacılık payının yüze 20’ye çıkarılması yönünde.
Bu arada Türkiye’de özel sektöre ait vagon sayısındaki artışın da sevindirici olduğunu belirtelim. Özel sektöre ait vagon sayısı 2003’te 771 iken Eylül 2017’de 4 bin 131’e yükseldi. Örneğin, Arkas Lojistik’in de bu yıl yapacağı yatırımların odağında demiryolu taşımacılığı var. Geçen yıl 2 milyon dolarlık yatırımla dört yeni depo açan firma, bu yıl da 30 milyon euro yatırım yapmaya hazırlanıyor. 2018’de yüzde 10-15 arası büyüme planlayan şirket, yatırım bütçesini araç yenileme, araç ve iş makinesi alımları ile Demiryolu Serbestleşmesi ile birlikte lokomotif yatırımı için kullanacak. Ar-kas’ın Demir İpekyolu olarak anılan Bakü-Tiflis-Kars (BTK) Demiryolu Hattı’nda Türki ye’den ilk treni yükleyen şirket olduğunu da hatırlatalım.
HAVAYOLU TAŞIMACILIĞI
Son 15 yılda sivil havacılığın gelişiminin de önü açılırken, havayoluyla taşınan yük miktarındaki artış da dikkat çekici. Kargo, posta ve bagajı kapsayan havalimanları yük trafiği 2003 yılında 870 bin ton iken 2017’de 3 milyon 385 bin 522 tona çıktı. Asya ile Avrupa arasında milyarlarca dolarlık yük hareketinin geçiş noktasında yer alan Türkiye hava kargo taşımacılığında 250 yetkili hava kargo şirketiyle taşıma faaliyetlerini sürdürüyor.
FİLOMUZ BÜYÜDÜ
Türkiye’de dış ticaretin yüzde 62’si deniz yoluyla gerçekleştiriliyor. Türkiye’nin 8 komşu ülkeyle olan kara sınırlarının üç katı kıyı şeridi bulunuyor. Üç kıtanın ulaşım hatlarının kesişme noktasındaki konumuyla da ülkemiz deniz taşımacılığı yönünden de ayrıcalıklı bir yere sahip. Gemi filosunu son 15 yılda üç katına çıkaran Türkiye, gemi yoluyla yaptığı taşımasını dört kata yakın artırdı.
2017 yılı sonunda limanlarımızda 471 milyon 173 bin ton yük elleçlendi. Limanlarımızda elleçlenen konteyner miktarı 2003’te 2 milyon 490 bin TEU iken, 2017 sonunda 11 milyon TEU’ya yaklaştı.
“AB’YE ENTEGRE OLMALIYIZ”
Türkiye lojistikte 2023 hedeflerine ulaşması için yapılması gerekenler listesinde birçok madde var. Fevzi Gandur Logistics CEO’su Ali Gandur, “2023 ve ötesine yönelik iddialı hedeflerimiz var, ancak bu hedeflere ulaşmak için öncelikle insanlarımızı, hizmetlerimizi ve yeteneklerimizi geliştirmek için yoğun çalıştığımızı söyleyebilirim” diyerek sözlerine başlıyor. Türkiye’nin coğrafi olarak büyük bir avantajı olduğunu vurgulayan Gandur şöyle konuşuyor:
“Ülkemizin karayolu altyapısı, havaalanları ve limanları da oldukça elverişli durumda. Uluslararası karayolu taşımacılığı açısından en ihtiyaç duyulan şeyin, devletin Avrupa Birliği ülkelerine girerken istenen evrakları ve oluşan gecikmeleri minimize etmesi olacağını düşünüyorum. AB tedarik zincirine ne kadar çok entegre olunursa, Türkiye’deki lojistik sektörü için o kadar avantajlı olacaktır.”
“GÜMRÜK SÜREÇLERİ SADELEŞTİRİLMELİ”
“2023 yılı GSYİH hedeflerine göre, sektörün önemli ölçüde büyüme göstermesi bekleniyor” diyen DHL Express Türkiye CEO’su Claus Lassen ise sözlerini şöyle sürdürüyor:
“Türkiye’de lojistik sektörünün coğrafi konumu ile güçlenen potansiyelinin daha iyi kullanılması için kapasite artışı, altyapı geliştirme ve gümrük süreçleri konularında yatırımlar yapılması gerekiyor. Gümrük süreçlerinin sadeleştirilmesi, Türkiye’nin dünyanın geri kalanı ile ticaretini kolaylaştırıyor. Ancak, Türkiye’nin ticari malların sadece ithalatının yapıldığı değil, aynı zamanda transit olarak geçtiği gerçek bir merkeze dönüştürülmesi için de halen yapılması gerekenler var. İstanbul’daki üçüncü havalimanı bunun için önemli bir fırsat sunuyor. Üçüncü havalimanının açılmasıyla birlikte, Türkiye üzerinden gerçekleştirilen, özellikle transit havayolu kargo taşımacüığmın hacminin önemli ölçüde artış göstermesi bekleniyor. Bunun yanı sıra, Türkiye gümrük işlemlerini kolaylaştıran Avrupa Birliği ile Gümrük Birliği ve Serbest Ticaret gibi düzenlemelerden de daha çok yararlanabilmeli. Aynı zamanda Avrupa, Türkiye’nin ihracatındaki önemini korurken, yeni pazar arayışlarına da devam edilmeli.”
SÜRDÜRÜLEBİLİR LOJİSTİK
Geleceğe hazırlanan lojistik sektörünün gündeminde sürdürülebilir bir yaşam da var. “Daha sürdürülebilir bir gelecek için büyük düşünerek 2050 yılına kadar tüm lojistik kaynaklı emisyonları sıfırlamaya karar verdik” diyen Lassen, bu alanda aldıklan mesafeleri şu cümlelerle anlatıyor:
“2008’in başlarında, karbon verimliliğini 2020 yılma kadar yüzde 30’luk bir oranla iyileştirmek için gönüllü bir taahhütte bulunan ilk büyük lojistik şirketi olduk. Bu hedefe, programın çok ilerisinde 2016 yılında ulaştık. 2050 yılına kadar tüm lojistik kaynaklı emisyonları sıfırlamaya karar verdik.
Bu sıfır emisyon vizyonunu gerçekleştirmek için 2025 yılına kadar, bisiklet ve elektrikli araçlar gibi temiz teslim ve dağıtım çözümlerimizle ilk ve son nokta teslimat hizmetlerimizin yüzde 70’ini yerel hava kirliliği emisyonlarını azaltacak yöntemlerle yapmayı hedefliyoruz. Satışlarımızın yüzde 50’sinden fazlasını ‘Green Soluti-ons-Yeşil Çözümleri’ içerecek şekilde gerçekleştirmek istiyoruz. Bununla müşterilerimizin tedarik zincirlerini de daha yeşü hale getirmeyi hedefliyoruz. Çalışanlarımızın yüzde 80’ini GoGreen uzmanları olarak eğitimden geçirerek, çevre ve iklim koruma faaliyetlerimize dahil olmalarını sağlayacağız. Bu hedef aynı zamanda, ormanlarımızı korumak için her yıl bir milyon ağaç dikmemizi de kapsıyor.”
Aslan KUT / MNG Kargo Genel Müdürü
“Ar-Ge merkezimizi geliştireceğiz”
2017 şirketimiz için önemli bir değişim sürecinin başlangıcı oldu. Danışmanlığını yaptığı 2 milyar dolar sermaye ve hali hazırda devam eden Mavi, Medical Park, Koton, Domino’s gibi firmalara yaptığı yatırımlarla Türkiye’nin önde gelen bağımsız girişim sermayesi Turkven ve sağlık, eğitim, enerji, inşaat, gayrimenkul geliştirme, tarım ve hayvancılık sektörlerindeki yatırımlarıyla Türkiye’nin güçlü gruplarından Sancak Group’un yatırım desteğini alarak daha güçlü bir yapıya kavuştuk. 2017’da yüzde 20’nin üzerinde bir büyüme gerçekleştirdik. 2017’de Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’ndan resmi onay alarak Türkiye’de kargo sektöründeki ilk Ar-Ge merkezini kurduk. Odağımızda daima insanı tutarak teknolojik yatırımlarımızı artırmayı hedefliyoruz.
E-ticaret entegrasyonumuzu yeni müşteri profiline en uygun hale getirerek teslimat ve alım performanslarımızı yükseltecek süreçler üzerine çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Tüm fiziksel süreçleri dijital süreçlerle entegre ederek sahada oluşan veriyi gerçek zamanlı olarak analiz edebilme kapasitemizi geliştirmeye çalışıyoruz. 80 olan Ar-Ge merkezi çalışan sayımızı da yüzde 20 oranında artırarak yeni inovatif ürün ve hizmetler geliştirmeyi hedefliyoruz. 2023 hedeflerini tutturmak için değişen global rekabet koşulları içinde sektörde zaman ve işgücü tasarrufu kazandıracak otomasyon teknolojilerine geçilmesi gerekli. Bu teknolojik altyapıyı destekleyecek nitelikli personel imkanlarının oluşturulması, teknolojinin merkezine insanı koyarak, nitelikli işgücü ve hizmete esas üretim yaklaşımına yönelik eğitim faaliyetlerine ağırlık verilmeli.
Egemen DÖVEN / Reysaş Yatırım Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı
“Depo inşaatlarımız devam ediyor”
Reysaş yaklaşık 600 adet öz mal tır ve ihtiyaç olduğunda piyasadan kiralık tır ile operasyon yürüten, kendisine ait ikisi aktif yedi demiryolu istasyonu, 1000 vagon, 1000 tren konteyneri, 38 depo, yaklaşık 2 milyon metrekareye yakın depolama binası bulunan bir lojistik şirketi. 2017 yılını yaklaşık yüzde 20 ciro büyümesi ile kapattık.
Şirketimizin 10 yıldır devam eden depo yatırımları son beş yılda artarak, çeşitli lokasyonlarda 1 milyon 200 bin metrekarenin üzerinde A+ kapalı depolama kapasitesine ulaştı.
Bunlara ilave olarak demiryolunda üstyapı ekipmanları, vagon, istasyon ve özellikle de yeşil lojistik kapsamında karbon salınımını azaltan depolarımızın çatılarımızda güneş enerjisinden elektrik üretimi ve doğal gazın ağır ticari vasıtalarda kullanımı ile ilgili yatırımlarımız devam ediyor.
2018 için büyüme hedefimiz yaklaşık yüzde 15. Demiryolu tarafında 500 tren vagon/konteyner yatırımı, lojistik için ise 100 adet tır ve 150 adet ticari vasıta yatırımı yapılacak. Ayrıca Çayırova’da 60 bin metrekare, Orhanlı’da 100 bin metrekare, Adana’da 25 bin metrekare ve Ankara Gölbaşı’nda 8 bin metrekare kapalı alana sahip olacak depo inşaatlarımız devam diyor. Bu işten kazandığımızı bu işe harcıyoruz.
Claus LASSEN / DHL Express Türkiye CEO’su
“Türkiye’ye 100 milyon euro’luk yatırım bütçesi ayrıldı”
DHL olarak da 2018 yılında market büyümesinin üstüne bir büyüme bekliyoruz. 2018 yılında küresel ticaretin en hızlı büyüyen alanlarından biri olan ve DP DHL Grubu’nun global düzeydeki öncelikleri arasında yer alan e-ticaret en önemli odak alanlarımızdan birini oluşturacak. Bu konuda Türkiye’deki üreticiler ve internet perakendecileri açısından da önemli fırsatlar olduğuna inanıyoruz.
E-ticaret şu anda DHL Express Türkiye olarak iş hacmimizin yüzde 10’unu teşkil ediyor ancak yeni müşterilerimizin yüzde 60’ının internet perakendecileri olması buradaki potansiyeli açıkça ortaya koyuyor. Bunları da göz önünde bulundurarak Türkiye’de e-ticarete yönelik yatırımlarımıza şimdiden başladık. Öncelikle sadece e-ticarete odaklanan bir birim kurmayı hedefliyoruz. Aynı zamanda e-ticaret firmalarının ihtiyaçlarını doğru anlamak üzere bu firmalarla bir araya geleceğimiz seminer ve etkinliklere katılacağız. E-ticaret girişimlerinin işini kolaylaştıracak gerekli uzmanlığa sahibiz ve bu şirketlere yönelik özel hizmetler geliştiriyoruz.
2018 yatırım planlarımızı sürdüreceğimiz bir yıl olacak. DP DHL Grubu’nun 2020 yatırım stratejisindeki 11 kilit pazardan biri olan Türkiye’ye ayrılan minimum 100 milyon euro’luk yatırım bütçesi kapsamında büyüme ve gelişme hedeflerimizin peşinden gideceğiz.
Nilgün KELEŞ / Sertrans Logistics CEO’su
“Ciromuzun yüzde 5’ini Ar-Ge’ye harcıyoruz”
2017, Sertrans Logistics için tek kelimeyle verimli bir yıl oldu. 2017’yi yüzde 15 gibi bir büyüme oranıyla kapattık. Bu oran, kriz sonrasında 2012’den itibaren yüzde 100 bir büyümeye tekabül ediyor. Online perakende sektörünün hızla büyümesini fırsata çevirerek yıllık online ürün kapasitemizi 70 milyona çıkardık. E-ticaret önceliğimiz olmaya devam edecek, yeni ürünlerimizi kısa zamanda duyuracağız. Yüksek teknolojilerle donattığımız online lojistik alanımızı 50 bin metrekareye çıkardık. Endüstri 4.0 vizyonuyla dyitalleşme sürecine hız verdik. 2017’de devreye giren Hadımköy tesislerimizdeki Ar-Ge merkezimizde ilk etapta 25 uzman görev yapıyor.
2018 yılsonuna kadar uzman sayısı 40’ı bulacak. Yıllık ciromuzun yüzde 5’ini Ar-Ge çalışmalarımız için ayıracağız. Bu planımız doğrultusunda yatırımlarımızın ilk fazını tamamlayarak 200 bin dolar tutarında bir yatırıma da imza attık. Veri merkezimiz bünyesinde faaliyet gösteren veri işleme sistemleri ve sunucu parkuru son teknolojiyle donatılarak müşterilerimizin hizmetine sunuldu. Bu hamlemizle dijitalleşme sürecimizin önemli ayaklarından birini gerçekleştirmiş olduk. 2018’de Sertrans Logistics Ar-Ge Merkezi’nde djjitalizasyon, inovasyon, bulut teknolojileri üzerinden satılabilir yeni ürünlerin geliştirilmesi gibi çalışmalar gerçekleştirilecek.
Gökalp ÇAK / Netlog Başkan Yardımcısı
”Bu yılki yatırımlarımız 200 milyon doları bulur”
Avrupa’nın önde gelen ekonomilerinin büyüme rakamlarını yüzde 2-3 seviyesine getirebilmek için var gücüyle çalıştığı bir dönemde, Türkiye ekonomisinin 2017’de yakaladığı yüzde 7.4’lük büyüme oranı müthiş bir başarı. Bu başarının sürdürülebilir biçimde devam ettirilmesi için ekonominin tüm aktörlerine büyük bir sorumluluk düşüyor. 2018 yılına ilişkin ilk veriler, yüksek büyümenin devam edeceğini gösteriyor. Biz de kurum olarak baz senaryomuzu buna göre yaptık ve Türkiye ekonomisinin bu yılı da yüzde 6 civarında bir büyüme performansıyla tamamlayacağını öngörüyoruz.
Türkiye ekonomisinin, küresel anlamda hak ettiği seviyeye gelmesi için yatırımlarımızı hız kesmeden sürdürüyoruz. 2018 yılında lojistik, depolama ve altyapımıza 200 milyon dolarlık yatırım yapmayı planlıyoruz. Hedefimiz lojistik alanında Türkiye’den bir dünya markası yaratmak; dünyada entegre lojistik denilince akıllara gelen ilk firmalar arasında yer almak. 2030, 2040 ya da 2050 şuna yürekten inanıyorum ki; hedefine dünya liderliğini koymuş, küresel vizyona sahip şirketlerimizin sayısı arttıkça ülke olarak çok daha iyi yerlere gelecek, dünyanın en önde gelen ekonomileri arasında yerimizi alacağız.
RAHİME BAŞ UÇAR