Taşı, toprağı paraya çeviriyorlar
Dünyada söz sahibi olan Türk seramik-vitrifiye sektörü, milli katkı oranı en yüksek sanayi. 2023 hedefi, 3.5 milyar dolar ihracat yapmak. 2017’de 10 milyar TL ciro, 1 milyar dolar ihracat yapan sektör, emin adımlarla hedeflerine ilerliyor…
İNSANLIK seramiği M.Ö. 6 bininci yılda kullanmaya başladı. Hitit’ten Lidya’ya Selçuklu’dan Osmanlı’ya birçok uygarlık ve imparatorluk seramiği kullandı ve baş tacı yaptı. Modern çağın insanı için de seramik vazgeçilmez bir yapı malzemesi. Evden okula, hastaneden restorana her türlü mekanda hijyen ve konfor sağlayan seramiği, kaplama malzemesi ve vitrifiye olarak kullanıyoruz.
Seramiği insanlığa armağan eden Anadolu toprakları, günümüzde de dünyanın en çok seramik üretildiği merkezlerden biri konumunda. Türkiye, seramik kaplama malzemelerinde dünyanın sekizinci, sağlık gereçlerinde ise dördüncü en büyük üreticisi olmayı başardı. Seramik karo ve sağlık gereçlerinde dünyanın dördüncü büyük ihracatçısı olan ülkemiz, karolarda Avrupa üçüncüsü, sağlık gereçlerinde Avrupa’nın en büyük tek ihracatçısı konumunda.
“YÜZDE 10 BÜYÜYECEĞİZ”
Türkiye Seramik Federasyonu verilerine göre, seramik sektörü 31 bin kişiye doğrudan, 250 bin kişiye dolaylı istihdam sağlarken 1 milyona yakın insanın da geçim kaynağı. 2017 sonunda 10 milyar TL ciroya ulaşan ve 1 milyar dolar ihracat yapan sektör, 2018’de yüzde 10 büyüme hedefi belirledi. Türkiye Seramik Federasyonu Başkanı Erdem Çenesiz, “Türkiye ekonomisinin 2018 yılında yüzde 4-5 büyüme göstereceğini öngörüyoruz. Seramik sektöründe 2018 yılında iç talepte daha yavaş ve ihracatta daha hızlı büyüme olacak şekilde hedefler revize ediliyor. 2018 yılı büyüme beklentimizi 2017 yılına göre 1 puan daha artışla yüzde 10 olarak öngörüyoruz. Bir puanlık büyümemiz yine ihracat performansımızla gerçekleşecektir” diyor.
Türkiye’de 1950’lerin ortasında tohumları atılan modern seramik sektörü, 1980’li yıllarda birçok yerli sektör gibi dışa açıldı. 1990’lı yıllarda teknolojiyi daha çok kullanmaya başlayan sektör, artık İtalya ve İspanya gibi ülkelerle rekabet edebilen, dünyada söz sahibi bir sektör konumuna geldi. Kalebodur, Eczacıbaşı, Ege Seramik gibi birinci nesil markalarla büyüyen sektör, 1990’lı yılların ortalarında Seramiksan, Yüksel Seramik, Graniser gibi yeni markalarla üretimdeki gücünü artırdı. Halen farklı sermaye gruplarınm yönetimindeki 30’a yakın marka ile dünyaya kafa tutuyoruz.
ÜRETİMDE DOĞAL KÜMELENME
Türkiye’de seramik kaplama malzemelerinin üretildiği iller; Çanakkale, Bilecik, Eskişehir, Kütahya, Uşak, İzmir, Manisa, Aydın, Çankırı ve Yozgat’tır. Tesislerin yarısı Eskişehir-Bilecik-Kütahya bölgesinde toplanmış durumda. Seramik sağlık gereçleri üretimi ise nispeten daha yaygın bir yapı gösterirken, üretimin üçte birinden fazlası (yüzde 34.3) Bozüyük-Eskişehir-Kütahya’da kümelenmiş. Bu doğal kümelenmelerde hammadde kaynaklarına yakınlığın ve lojistik rahatlığın payı büyük.
Seramik sektörü kaplama malzemeleri ve vitrifi-ye de denilen sağlık gereçleri üretiminden ibaret değil. Bu iki alan sektör üretim hacminin yüzde 70’ine yakınını sağlasa da sanayi fırınlarında kullanüan yüksek ısıya dayanıklı refrakter-ateş tuğlaları, seramik mutfak ve sofra eşyaları, teknik seramikler (porselen izalatör, elektro porselen) ve kil, feldspat, kaolan gibi endüstriyel hammadde üretimlerini de sektöre dahil etmek gerekiyor. Örneğin Türkiye’de seramik mutfak ve sofra eşyaları üretiminin 600 milyon TL’ye ulaştığı, 20’ye yakın firmanın üretim yapıp 4 bin 500 kişiye istihdam sağladığı refrakter üretiminin de 100 milyon TL’yi aştığı biliniyor.
YABANCI MARKA SATIN ALIYORLAR
Seramik kaplama ve vitrifiye sektöründeki tüm oyuncular, yaptıkları doğrudan yatırımlarla üretim güçlerini yıldan yıla artırıyorlar. Yalnızca doğrudan yatırımlarla değil birleşme ve satın alma fırsatlarım da seramik üreticileri kaçırmıyor. Özellikle son yıllarda yurtdışında yapılan birleşme ve satın almalarla Türkiye’yi gururlandıran üreticiler, dünyadaki konumlarını da güçlendirme yolunda önemli adımlar attılar.
Sektörün en köklü üreticilerinden Kaleseramik, 2011’de İtalya’nın önde gelen Edilcuoghi ve Edilg-res markalarının sahibi Fincuoghi şirketini satın aldı. 1990’h yıllarda sektördeki rekabete katılan Seramiksan ise 2014’te İtalya’nın en büyük üreticilerinden olan ve 86 ülkeye ihracat yapan Rondine Gro-up’un yüzde 50’sini bünyesine kattı. Çorum merkezli Ece Holding ise 2013’te 54 yıllık geçmişe sahip ve İtalya’nın lider markası Isvea’yı satın alması sektörde yankı buldu.
Son yıllarda birleşme ve satın almalar biraz hız kes-se de sektördeki oyuncular, üretim kapasitelerini artıracak yatırımlardan kaçınmıyorlar. Nihayetinde seramik kaplama üretimi 2017 yılında bir önceki yıla göre yüzde 3.6 artarak 342 milyon metrekareye ulaştı. Seramik sağlık gereçleri üretimi ise yüzde 11.4 artarak 2017’de 352 bin ton olarak gerçekleşti.
YATIRIMLAR DEVAM EDİYOR
Seramik sektörünün önde gelen firmaları 2018 yılında da yatırımlarını sürdürüyorlar. Örneğin Kale-seramik, 2016’da 100 milyon TL’lik granit yatırımı, 2017’de yine sinterflex cephe kaplama sisteminin 35 milyon TL’lik ikinci yatırımını tamamladı. Kale Grubu’nun bugüne kadar sektöre yaptığı yatırımlar 1.5 milyar doları aştı. Grup, 2018’de ise yaklaşık 50 milyon dolarlık yatırım bütçesi ayırdı. NG Kütahya Seramik ise Kütahya 2. OSB’de kurduğu 15 Temmuz Şehitleri Seramik Fabrikası’nı geçen yılın ortasında devreye aldı. 150 milyon dolara mal olan 500 kişiye istihdam sağlayacak fabrika, firmanın teknik granit seramik üretim kapasitesini artırdı. Seramik karo üreticisi Graniser ise Manisa Akhisar’daki tesislerine bu yıl yapacağı 50 milyon TL’lik ek yatırımla üretim kapasitesi 25 milyon metrekareye çıkaracak.
İLK ETABI TAMAMLANDI
İzmir’deki önemli üreticilerinden olan MCM Seramik yeni yatırımı olan Arte Seramik fabrikasında üretime başlamak için gün sayıyor. İzmir Kemalpaşa Organize Sanayi Bölgesi’nde kurulan fabrikanın ilk etabı için 150 milyon TL’lik yatırım yapıldı. Fabrikanın ikinci etabı da tamamlandığında toplam yatırım 250 milyon TL’ye çıkacak. Kapalı alanı 60 bin metrekare olan toplam 90 bin metrekare alan üzerine kurulan fabrikada ilk etapta 8 milyon metrekare seramik üretilip, 250 kişiye istihdam sağlanacak.
Bien Seramik ise Bilecik Osmaneli’nde 20 milyon TL’ye satın aldığı 900 dönüm yeni arsasında yatırım için fizibilite yaparken, Akgün Şirketler Grubu ise bu yıl yeni satın alma ve fabrika yatırımlarına hazırlanıyor. Duratiles markasıyla bilinen grup, Amerika’da 40-50 milyon dolarlık seramik fabrikası kurmak için fizibilite çalışmalarına başladığını açıkladı.
Seramiksan Türkiye Satış Müdürü M. Süreyya Çağlar da son iki yüda devreye aldıkları yatırımlarla yüzde 20 büyüyeceklerini açıklıyor. Çağlar, “Mevcut üretim kapasitemizdeki teknolojik yenilemeler ve son iki yılda devreye aldığımız ilave yatırımlarımızla beraber büyüme hızımız sektörün çok daha önünde gitmektedir. 2018 ikinci yarısında yapacağımız yatırımlarla beraber adetsel ve metrekarelik bazda yüzde 20 büyüme oranına varacağımızı tahmin ediyoruz” diyor.
İHRACAT: 1 MİLYAR DOLAR
Türkiye’nin seramikte üretim gücü artarken, ihracattaki konumunu daha yukarılara taşıyor. Seramik karolarda Avrupa’nın üçüncü büyük ihracatçısı, sağlık gereçlerinde de en büyük ihracatçısı konumuna gelen Türkiye, Avrupa’nın önde gelen üreticileri olan İtalya ve İspanya ile dünya piyasalarında başa baş rekabet ediyor. Son yıllarda Türk seramik sektörünün Avrupa’da olumlu algısı yükselirken, dünyada da “rekabet gücü yüksek, güçlü markaları olan ve tasarımlan ile dikkat çeken” bir sektör olma yolunda başarıyla ilerliyor.
Seramik-vitrifiye sektörünün ihracatı son 16 yılda üç kata yakın arttı. Sektör 2017 yılında ihracatını değer bazında yüzde 10 artırarak 1 milyar dolar seviyesine yaklaştı. Bu artışta ihracatın geleneksel pazarlarında görülen toparlanmanın etkisi var. Ayrıca Avrupa Birliği’nde inşaat sektörünün geçen yıl yüzde 3 büyümesi ve ABD’de inşaat sektörünün hızlanması sektörün dış satışlarının artmasına olumlu katkı yaptı.
EN BÜYÜK PAZAR ALMANYA
Alt sektörler bazında ihracat incelendiğindeyse, Türkiye’nin seramik kaplama malzemelerinde ihracatı önceki yılın aynı dönemine göre miktar bazında 13, değer bazında ise yüzde 8 artarak 93 milyon metrekareye çıktı ve 552 milyon dolar oldu. Almanya, ABD, İsrail, İngiltere ve Kanada 2017 yılında en çok ihracat gerçekleştirdiğimiz pazarlar olarak dikkat çekti. Seramik sağlık gereçleri ise 2017’de miktar bazında yüzde 10, değer bazında yüzde 9 artarak 8 milyon 980 bin 444 adete ve 231 milyon dolara çıktı. Bu rakama 8 milyon 980 bin 444 adet ihracat ile ulaşıldığını belirtelim. 2017 yılında sağlık gereçleri pazarında en fazla ihracat yapılan ülkeler sırasıyla Almanya, Fransa, İngiltere, İtalya ve ABD oldu.
Çimento, Cam, Seramik ve Toprak Ürünleri İhracatçıları Birliği Başkanı Bahadır Kayan’ın verdiği bilgiye göre, 2018 yılında ihracat pazarlarımızın önemli bir bölümünde, ekonomide ve inşaat sektörlerinde iyileşme bekleniyor. Bu nedenle 2018’de daha yüksek bir ihracat performansı gerçekleşeceği düşünülüyor.
2018 yılının ilk üç ayı seramik ihracatı, hedeflerle uyumlu gidiyor. Ocak-Mart döneminde seramik kaplama malzemeleri ve sağlık gereçleri ihracatı miktar bazında yüzde 10, değer bazında yüzde 22 arttı. 2018’de sektörün sürükleyicisinin ihracat olacağını söyleyen Kayan, şu değerlendirmeyi yapıyor: “2018 yılında hedef pazarlar içinde geleneksel AB pazarı yine ilk sırada yer alacak. Uzak pazar olmalarına rağmen ABD, Kanada, Kolombiya ve Brezilya başta olmak üzere Amerika kıtasının tamamı da hedeflenmekte”
İTHALATIN ADI YOK
Seramik kaplama ve seramik sağlık gereçleri sektörlerinde ithalat yok denecek kadar sınırlı. Her geçen yıl iç tüketimin de yerli üretim ile karşılanma oranının artığını vurgulayan Kayan, şöyle konuşuyor:
“Geçen yıl seramik kaplama ithalatı gerilerken, sağlık gereçleri ithalatı ise değişmedi. Seramik sektörü bir yandan önemli ölçüde ihracat yaparken, diğer yandan yurtiçi tüketimin de tamamına yakınını karşılamakta. Nitekim 2017 yılında iç tüketimin yerli üretim ile karşılanma oranı seramik kaplama malzemelerinde yüzde 99.5’e ve seramik sağlık gereçlerinde ise yüzde 99.1’e yükseldi.”
YERLİ KATKI ORANI
Türkiye Seramik Federasyonu’nun desteğiyle ekonomistlerce hazırlanan Türkiye İhracat Katkı Endeksi çalışması, Türk seramik sektörünün değerini ortaya koyuyor. 2012 yılından itibaren beş yıllık verilerin incelenerek hazırlandığı Türkiye ihracat Katkı Endeksi’nde, seramik sektörü en üst sırada yer aldı. Bu çalışma gösterdi ki, 2017 yılında inşaat seramikleri 22.33 ile 18 sanayi sektörü arasında milli katkı oranı en yüksek sektör oldu.
Bu çalışmayı değerlendiren Türkiye Seramik Federasyonu Başkanı Erdem Çenesiz, “Seramik sektörü, milli katma değer yaratmakta yani yerel kaynaklarla üretim yapmakta ve bunu ihraç etmekte en başta gelen sektörlerden biri. Çok az ithal girdi ile çok yüklü ihracat yapabilme kabiliyetine sahibiz. Basit tabirle, taşı toprağı dövize çeviren bir sektörüz. Bu da bizi diğer sektörlerden daha farklı ve daha başarılı kılıyor” şeklinde konuşuyor. Cari açık vermeyen bir sektör olmakla övünen Çenesiz, sözlerini şöyle sürdürüyor:
“Seramik sağlık gereçlerinde ihracatımız ithalatın yaklaşık 32 katı. Yani sonuç olarak Türkiye’de cari açık vermeyen nadir sektörlerden biriyiz. Önümüzdeki dönem artan yatırımlar sayesinde daha üst seg-ment ürünler üreteceğiz ve böylece katma değeri daha yüksek ürünlerde artış sağlayacağız. Temsil ettiğimiz seramik sektörü, ihracat ve üretimdeki gücüyle Türk ekonomisindeki büyümeye ciddi katkılar sağlıyor. Seramik ve benzeri kapasite fazlası olan sektörlerde yatırım teşvikleri mutlaka ihracat taahhüdüne bağlanmalı. Sektörümüz bu şekilde desteklenirse ihracatımız şu anki hacminin iki katına çıkacaktır. Böylelikle hem sektör daha da büyüyecek, hem de ülke ekonomisindeki cari açığın azalmasına katkı sağlayacaktır.”
İÇ PAZARIN POTANSİYELİ YÜKSEK
Seramik-vitrifiye sektöründe son birkaç yılda ihracatın hızı artsa da sektörün asıl dinamosunun iç pazar olduğunu belirtmek gerekiyor. Nitelikli-büyük çaplı konutların yapılması, artan kişi başına milli gelirle birlikte insanların yaşam alanlarını daha da iyileştirmeye çalışması pazarı büyüttü. Kentsel dönüşümde beklenen adımların atılması ve şehir hastaneleri gibi büyük ölçekli sağlık yatırımları ve ofis projelerinin artmasının iç pazarı daha da büyüteceği kesin. Zira şehir hastanelerinin devreye girmesinin etkisini sektör, seramik sağlık gereçleri iç pazar tüketiminin 2017’de bir önceki yıla göre yüzde 12.1 artarak 230 bin tona çıkmasıyla gördü.
Çimento, Cam, Seramik ve Toprak Ürünleri İhracatçıları Birliği Başkanı Bahadır Kayan, “2018 yılında yurtiçi pazarda ise seramik kapama ve sağlık gereçleri tüketiminin miktar olarak yüzde 4-5 arasında artacağı öngörülüyor. Sektörde sürükleyici daha çok ihracat olacak. Bu beklentiler çerçevesinde seramik kaplama ve seramik sağlık gereçleri üretiminin 2018 yılında miktar olarak yüzde 7-8 arasında artacağı öngörmekteyiz” açıklamasını yapıyor.
İç pazar büyümesinin inşaat sektöründeki büyümeyle paralel gittiğini vurgulayan Çenesiz ise şu değerlendirmeyi yapıyor: “İnşaat sektörü geçtiğimiz yıl içerisinde yüzde 6 büyüdü. Bu sektörlerdeki büyüme ve canlılık bizim de büyümemize birebir katkı sağladığından, 2018 için iç pazarda da umutlu olduğumuzu söyleyebiliriz. Türkiye’de çok sayıdaki sektörün ithalatı, ekonomik büyüme ve sektörlerin büyümesine karşı duyarlıdır. İç pazarda genişleyen talep birçok sektörde ithalat ile karşılanmaktadır. Seramik sektörü olarak bizim gücümüz burada ortaya çıkıyor. Seramik sektörü iç piyasadaki talep artışının tamamına yakınını içerideki üretim ile karşılayabilmektedir. Bunu yaparken aynı anda ihracatımızı da artırabilme gücüne sahibiz. Ekonomide ve inşaat sektöründe yaşanan hızlı büyümeye karşın inşaat seramikleri sanayi, hem iç talep artışını karşılamış, hem ihracatını artırmış, hem de ithalatını azaltmıştır.”
YURT DIŞI SHOWROOMLARI
Seramik sektöründeki oyuncular, üretim kadar pazarlama yatırımlarına da önem veriyorlar. Son yıllarda teknolojinin tüm olanaklarının da kullanıldığı showroom yatırımları dikkat çekiyor. Tüketicilere banyo-mutfaklarını tasarlama olanağı veren sanal gerçeklik teknolojileri artık modern show-roomların vazgeçilmezi. Türk markalan yalnızca Türkiye’de değil dünyanın dört bir tarafında da kendi snowwroom’larıyla boy göstermeye başladılar. 100’ü aşan ülkede 400 noktada satış yapan Kaleseramik, üretiminin yüzde 30’unu yurtdışı pazarlara satıyor. Geçen yıl Pakistan’da beş mağaza açan Kaleseramik, Dubai’de çok büyük ve seçkin bir shoov/room’unu yılın ilk yapısında açacak. Ayrıca Fas Kazablanka’da bir showroom açma hazırlığı içinde. Kaleseramik’in Amerika, İngiltere ve Fransa’da ciddi satış ve netvvork’ü var. Bunun dışında Türkiye’den seramiğin kalbi İtalya’ya yatırım yapan ilk firma olarak da biliniyor.
Sektörün 2023 hedeflerini yakalaması için yurt dışındaki tanıtım ve pazarlama faaliyetleri kadar Ar-Ge ve tasarım kabiliyetlerinin artırılması, enerji maliyetlerinin düşürülmesi, navlun desteklerinin sağlanması da önemli görülüyor. Zira sektörün girdi maliyetlerinin yüzde 35’i enerji girdilerinden oluşuyor. Ayrıca taşımacılıkta demiryolu alt yapısının genişletilmesi enerji maliyetlerinde iyileştirmeler yapılması, navlun desteği verilmesi kamudan beklentiler arasında yer alıyor.
Erdem ÇENESİZ / Türkiye Seramik Federasyonu Başkanı
“Türkiye’nin iki katı büyürüz”
Seramik sektörü, 2017 yılını ise ihracatın desteğiyle yüzde 9’luk bir büyüme ile kapattı. Sektörümüz geçen yıl yaklaşık 10 milyar TL ciro ve 1 milyar dolar ihracat geliri elde etti.
Dolayısıyla 2017 yılı bizim açımızdan çok verimli bir yıl oldu. Seramik karo ihracatında Avrupa üçüncüsü, sağlık gereçlerinde Avrupa’nın en büyük tek ihracatçısı konumundayız. Türkiye ekonomisinin 2018 yılında yüzde 4-5 büyüme göstereceğini öngörüyoruz. Seramik sektöründe 2018 yılında iç talepte daha yavaş ve ihracatta daha hızlı büyüme olacak şekilde hedefler revize ediliyor. 2018 yılı büyüme beklentimizi 1 puan daha artışla yüzde 10 olarak öngörüyoruz. Şu anki profilimiz tüm dünya ile rekabet edebilecek bir yapıyı öngörüyor. Kamu yönetimi, yatırım ortamının iyileştirilmesi ve üretimin önündeki engellerin kaldırılması konularında istekli tutumunu sürdürürse bizim sektörümüz de 10 yıl sonra şu anki durumundan çok daha iyi olacaktır. Ancak bu konuda teşvikler verilirken ihracat taahhüdü verilmesinin de uygun olduğunu düşünüyoruz. Sektörün 2023 ihracat hedefi 3.5 milyar dolar. Bunun olabilmesi için de enerji, hammaddeye erişim ve haksız rekabet gibi önemli sorunların çözüme ulaşması şart.
Bahadır KAYAN / Çimento, Cam, Seramik ve Toprak Ürünleri İhracatçıları Birliği Başkanı
“Devletten beklentilerimiz var”
Seramik sektörü, 2017 yılında da tüm göstergeleri itibariyle büyüme sürecine devam etti. 2018 yılında ihracat pazarlarımızın önemli bir bölümünde, ekonomide ve inşaat sektörlerinde iyileşme beklenmekte. Bu çerçevede 2018 yılında daha yüksek bir ihracat performansı gerçekleşeceğini düşünüyoruz. Seramik sektörü için 2023 vizyonu çerçevesinde belirlenen ihracat hedefi 3.5 milyar dolardır. Bu hedeflerimize ulaşmak ^ amacıyla biz Türk seramik sektörünün daha iyi tanıtılması için çeşitli platformlarda faaliyetlerimizi sürdürmekteyiz. Geldiğimiz noktadan daha ileriye gidebilmek amacıyla yenilikçi ürünler ile farklılaşma çalışmaları önemli.
Buna ilave olarak, maliyet düşürme, hizmet seviyesini artırmaya yönelik satış örgütlenmesi ve tedarik zinciri geliştirme, ürün ve marka bilinirliğini artırmaya yönelik pazarlama projelerinin yürütülmesine devam ediliyor. İyileştirme, modernizasyon, enerji verimliliği sektörün daima gündeminde yer alıyor. Bu çerçevede kamudan beklentilerimiz öncelikle Ar-Ge ve tasarım alanında desteklerin arttırılması, verimlilik ve geri kazanım yatırımlarının desteklenmesi, akredite test merkezleri kurulması, hammadde kaynaklarının korunması şeklinde özetlenebilir. Ayrıca taşımacılıkta demiryolu altyapısının genişletilmesi enerji maliyetlerinde iyileştirmeler yapılması, navlun desteklerinin gözetilmesini de beklemekteyiz.
Durmuş TANIŞ / Tanışlar Grup Yönetim Kurulu Başkanı
”İhracatta yüzde 50 artış hedefliyoruz”
İnşaat seramiğinde üretimin gücü 2017’de daha da arttı. İç pazarda genişleyen talep birçok sektörde ithalat ile karşılanmaktadır. Seramik sektörü olarak bizim gücümüz burada ortaya çıkıyor. Seramik sektörü iç pazardaki talep artışının tamamına yakınını içerideki üretim ile karşılayabiliyor. Bunu yaparken aynı zamanda ihracatımızı da artırabilme gücüne sahibiz. 2017 yılında 10 milyar dolar ciro elde eden Türk seramik sektörü, 1 milyar dolar ihracat gerçekleştirdi. Bu yıl ise sektörün yüzde 10 büyüyerek 11 milyar dolarlık ciroya ulaşmasını bekliyoruz. İhracattaki beklentimiz ise yüzde 10 artışla 1.1 milyar dolara ulaşmak. Türk seramik sektörünün konumu dünyada her yıl daha da yükseliyor.
Sektörümüz 2017 yılı sonu itibariyle hacim, istihdam ve ihracat gibi temel veriler dikkate alındığında dünyada büyüklük olarak üçüncü sırada yer alıyor. Grup şirketlerimizden Uşak Seramik, 45 yıllık birikimiyle sektörde faaliyetlerini sürdürüyor. 2004 yılında devraldığımız şirkete çok önemli yatırımlar yaptık. Yaklaşık 45 ülkeye ihracat yapan Türkiye’nin ilk seramik fabrikalarından biri olan Uşak Seramik Sanayi şirketimiz, 2018 yılında ihracatta yüzde 50 artış hedefliyor.
M. Süreyya ÇAĞLAR / Seramiksan Türkiye Satış Müdürü
“2018’te yüzde 20 büyüme hedefliyoruz”
Seramiksan bugün Türkiye’de üretim kapasitesi ve iç pazar yapılanması ile sektörün ilk beş üreticisi ve markası konumunda. Bunun yanı sıra sektörde birçok ilke imza atmış inovatif ürünlerle pazarlama alanında da ciddi farklılıklar yaratmış markalardan biridir.
Şirketimiz, 2017 yılında yüzde 25’e yakın bir ciro artışı gerçekleştirdi. 2018 ikinci yarısında yapacağımız yatırımlarla beraber adetsel ve metrekarelik bazda yüzde 20 büyüme oranına varacağımızı tahmin ediyoruz. Bir dünya markası olma hedefiyle yola çıkan Seramiksan, her geçen gün bu amacına biraz daha yaklaşmakta. Sadece yurtiçi pazarlara değil yurtdışı pazarlara da Seramiksan markası ile geliştirdiği inovatif ürünleri sunan ve çok olumlu geri dönüşler alan şirketimiz, 2023 yılında da artan üretim kapasitesi ve yarattığı istihdamla yakın coğrafyanın seramik ve vitrifiye sektöründe en büyük güçlerinden biri haline gelecektir. Ancak sektördeki oyuncuların bu hedefleri gerçekleştirebilmesi için devlet eliyle atıl kapasitelerin devreye alınması ve ilave atıl kapasite yaratılmaması son derece önemli. Yatırımların altyapı, lojistik ve kalifiye iş gücü imkanının uygun olduğu bölgelere yapılması dünyanın birçok gelişmiş ülkesinde olduğu gibi konusunda uzmanlaşmış üretim bölgelerinin yaratılmasına sebep olacaktır.
RAHÎME BAŞ UÇAR