Risk Fiyatlamasınında Hisse Yatırımına Karar Verme
Risk fiyatlamasının öne çıktığı dönemler hisse yatırımına karar verme açısından önemli fırsatlar sunabilir. Endeks düşerken endeksten daha az düşen hisseler, risk fiy atlaması sonrasında olumlu performans gösterebilir…
NİSAN ayının ikinci haftasında BIST-100 endeksindeki önemli teknik destek seviyelerinin kırılması ve artan jeopolitik risklerle birlikte oldukça sert satışlar gözlendi. 10 Nisan Sah günü 58, 11 Nisan Çarşamba günü ise toplam 126 adet devre kesici bildirimi gözlenmiş olması söz konusu satışa yol açan stresin ne denli güçlü olduğunu ve genele yayıldığının önemli bir yansıması. Devre kesici, BISTECH geçişi ile birlikte getirilen bir uygulama olup; kabaca sürekli işlem yöntemi kapsamında bir hissenin referans fiyatında +/- yüzde 10 değişim gözlenmesi durumunda çalışmaktadır. Devre kesicinin çalışması sürekli işlemler durur ve ilgili hissede yeniden emir toplama-eşleştirme süreci yapılarak normal işlemlere devam edilir.
YENİ DENGE SEVİYESİ BEKLENMELİ
Stresin ve risk fiyatlamasının ön plana çıktığı dönemlerde panik kararlar vermek ve/veya kısa vadeli sürekli alım/satım yapmak genellikle büyük zararlarla karşılaşılabilmesine neden olur. Dolayısıyla, bu tarz dönemlerde ekstra kâr arayışından ziyade mevcut portföyde gözlenebilecek olası zararları asgariye indirmek; diğer bir ifadeyle para kaybetmemeyi amaçlamak daha yerinde bir davranış olacaktır.
Piyasada yeni bir denge seviye görülmeden ek risk alınmamasının daha yerinde olacağı söylenebilir. Bunun yanı sıra, bu tarz dönemlerde tek bir fiyat seviyesinden alım-satım yapmak da çok sağlıklı olmamaktadır. Bu nedenle, düşüşün devam edebileceği veya anlık bir haber akışıyla ciddi bir yükseliş gözlenebileceği göz önüne alınarak; eğer bir alım yapılması düşünülüyorsa bunun kademelere ve zamana yayılarak yapılması daha sağlıklı olabilir. Zira, özellikle bu tarz sert hareketlerin gözlendiği dönemlerde dip ya da zirveyi kovalamak genellikle nafile bir uğraş olmaktadır.
POZİTİF AYRIŞANLARA DİKKAT
Endeksin genelinde sert düzeltmelerin gözlendiği dönemler kısa vadeli al-satları çok daha riskli hâle getirmekle birlikte, özellikle orta-uzun vadeli yatırımlar için maliyet iyileştirme konusunda da önemli fırsatlar sunabilir. Hisselerde gözlenen düşüşler bir yandan stresi artırsa da bir yandan da değerlemeler açısından hisseleri cazip hâle getirir. Orta-uzun vadeli perspektifle alınacak kararlarda da panik hareket etmemek son derece önemli olup; yapılacak alımların ardından hisse fiyatlarında düşüşün sürebileceği de göz ardı edilmemeli. Bu nedenle de, her zaman önemli olmakla birlikte özellikle bu tarz dönemlerde hedeflenecek kârdan daha önce göze alınabilecek zararı belirlemek çok daha hayatidir. Alım emrini göndermeden önce “Şu kadar daha düşüşü göze alıyorum” ya da “Şuraya düşerse oradan tekrar alıp, maliyetimi iyileştiririm” gibi kararları vermek ve bunları uygulamak çok önemlidir.
Stres ve risk fiyatlamasmın öne çıktığı dönemler yatırım yapılacak hisselere karar verme açısından önemli fırsatlar da sunabilir. Örneğin, endeks düşerken endeksten daha az düşen ve endekste tepki alımları görüldüğünde endekse kıyasla daha güçlü bir yükseliş gösteren hisseler, her zaman olmasa da genellikle risk fiyatlaması sonrasında çok daha olumlu performanslar gösterebilir.
Özetle, bu tarz dönemlerde endeks düşerken de yükselirken de görece pozitif ayrışan hisseleri belirleyip bunların arasından temel/ teknik anlamda ve kişisel yatırım kriterleriyle uyumlu olanlara yatırım yapmak da bir strateji olarak uygulanabilir.
Bu haftaki yazı için burada bahsettiklerimiz doğrultusunda Borsa İstanbul’daki tüm hisselerin 9-12 Nisan tarihleri asında gösterdiği günlük getiri performanslarını inceledik.
Bunlar arasından, yüzde değişim açısından endekse kıyasla daha güçlü bir görünüm sergileyen ve temel/teknik açıdan da görece olumlu olduğunu değerlendirdiğimiz beş hisseyi seçtik. Tablo üzerinden bu hisselerin günlük bazda ve 9-12 Nisan arasına gösterdikleri yüzde değişimler ile BIST-100 endeksine göre son iki yıllık dönemde günlük periyottaki betalarıma yönelik istatistikler incelenebilir.
TEKFEN HOLDİNG (TKFEN):
2017’de şirketin net satışları önceki yıla kıyasla yüzde 58 artışla 7.5 milyar TL’ye; brüt kârı yüzde 57 artışla 1.0 milyon TL’ye; FAVÖK’ü yüzde 68 artışla 794 milyon TL’ye ve net kârı da yüzde 138 artışla 771 milyon TL’ye yükseldi. Net borç 2017 sonunda -2.1 milyar TL; net borç/FAVÖK -2.69 seviyesinde. Özvarlık kârlılığı yüzde 26 olan şirket son durum itibariyle 2.1 x PD/DD, 8.1 x F/K, 5.2 x FD/FAVÖK çarpanlarıyla işlem görüyor. Son bir yılda endekse göre yüzde 63 daha iyi performans gösterdi. Şubat ayı sonunda tarihi zirvesinin 18.86 TL’ye taşıyan TKFEN hisselerinin bu seviyeden başlayan düzeltme hareketi ile birlikte 16.83 TL’ye kadar gerilediği görülmekle. Bu seviyeden gelen kısa vadeli tepkinin kalıcılaşması durumunda, kısa-orta vadede, 17.36, 17.99 ve 18.86 TL dirençlerinin yeniden test edilmesi beklenebilir. Katlanılabilecek azami zarar ölçüsünde 16.81, 16.06 veya 15.57 TL desteklerinden uygun görülenin zarar kesme seviyesi olarak izlenmesi yerinde olacaktır.
FORD OTOSAN (FROTO):
2017’de şirketin net satışları önceki yıla kıyasla yüzde 39 artışla 25.3 milyar TL’ye; brüt kârı yüzde 26 artışla 2.6 milyar TL’ye; FAVÖK’ü yüzde 35 artışla 2.0 milyar TL’ye ve net kârı da yüzde 56 artışla 1.5 milyar TL’ye yükseldi. Net borç 2017 sonunda +1.8 milyar TL; net borç/FAVÖK +0.90 seviyesinde. Özvarlık kârlılığı yüzde 40 olan şirket son durum itibariyle 5.8 x PD/DD, 14.5 x F/K, 11.7 x FD/FAVÖK çarpanlarıyla işlem görüyor. Son bir yılda endekse göre yüzde 41 daha iyi performans gösterdi. Şubat ayından bu yana kısa vadeli yükseliş trendinde hareket eden FROTO hisselerinin mevcut seyrini koruması durumunda, kısa-orta vadede, 62.35 ve 64.30 TL dirençlerini yeniden test etmesi, devamında 67 TL üzerine doğru hareketlenmesi beklenebilir. Olası geri çekilmelerde ise mevcut yükselen kanalın alt bandına karşılık gelen 59.50 ve/veya 57.50 TL desteklerinden katlanılabilecek azami zarar ölçüsünde uygun görüleni zarar kes seviyesi olarak takip edilebilir.
BİM MAĞAZALAR (BIMAS):
2017’de şirketin net satışları önceki yıla kıyasla yüzde 23 artışla 24.8 milyar TL’ye; brüt kârı yüzde 26 artışla 4.2 milyar TL’ye; FAVÖK’ü yüzde 30 artışla 1.3 milyar TL’ye ve net kârı da yüzde 29 artışla 863 milyon TL’ye yükseldi. Net borç 2017 sonunda -980 milyon TL; net borç/FAVÖK -0.76 seviyesinde. Özvarlık kârlılığı yüzde 29 olan şirket son durum itibariyle 7.2 x PD/DD, 24.7 x F/K, 15.7 x FD/FAVÖK çarpanlarıyla işlem görüyor. Son bir yılda endekse göre yüzde 4 daha iyi performans gösterdi. Hisse grafiğinde görüleceği üzere fiyatta nisan ayında gözlenen dibin şubat ayındaki dibin altında olmasına rağmen; aşırı alım-satım göstergesi olan RSI’da nisanda oluşan dibin şubat ayındaki dibin üzerinde olması teknik analiz kriterleri açısından pozitif uyumsuzluğa işaret ediyor. Olası yukarı yönlü hareketlerde, kısa – orta vadede, 21 ve 200 günlük üssel hareketli ortalamanın bulunduğu 71.50-71.90 TL direnç bölgesi ile 72.40 ve 74.30 TL dirençlerinin test edilmesi beklenebilir. Olası geri çekilmelerde 69.30 TL veya 68.50 TL desteklerinin zarar kes seviyesi olarak takip edilmesi sağlıklı olacaktır.
TAV HAVALİMANLARI (TAVHL):
2017’de şirketin net satışları önceki yıla kıyasla yüzde 26 artışla 4.7 milyar TL’ye; brüt kârı yüzde 24 artışla 2.1 milyar TL’ye; FAVÖK’ü yüzde 41 artışla 2.0 milyar TL’ye ve net kârı da yüzde 69 artışla 718 milyon TL’ye yükseldi. Net borç 2017 sonunda + 2.6 milyar TL; net borç/FAVÖK +1.34 seviyesinde. Özvarlık kârlılığı yüzde 18 olan şirket son durum itibariyle 2.2 x PD/DD, 12.3 x F/K, 5.8 x FD/ FAVÖK çarpanlarıyla işlem görüyor. Son bir yılda endekse göre yüzde 42 daha iyi performans gösterdi. Orta vadeli yükseliş trendinde seyreden TAVHL hisselerinde mevcut eğilimin korunması durumunda 25.80 ve 27 TL’li seviyelere doğru hareketlenme gözlenebilir. Olası geri çekilmelerde ise 23.50 veya 22.10 TL desteklerinin zarar kes seviyeleri olarak takip edilmesi sağlıklı olacaktır.
ANADOLU CAM (ANACM):
2017’de şirketin net satışları önceki yıla kıyasla yüzde 32 artışla 2.4 milyar TL’ye; brüt kârı yüzde 47 artışla 671 milyon TL’ye; FAVÖK’ü yüzde 59 artışla 542 milyon TL’ye yükselirken; net kârı yüzde 60 düşüşle 181 milyon TL’ye geriledi. Net borç 2017 sonunda +1.2 milyar TL; net borç/FAVÖK +2.22 seviyesindedir. Özvarlık kârlılığı yüzde 10 olan şirket son durum itibariyle 1.3 x PD/DD, 13.2 x F/K, 6.6 x FD/FAVÖK çarpanlarıyla işlem görüyor. Son bir yılda endekse göre yüzde 34 daha iyi performans gösterdi. Mart ayı başından itibaren düzeltme hareketinin gözlendiği ANACM hisselerinin yakın dönemde 3.20 TL civarlarında dip çalışması yaptığı görülüyor. Bu seviyelerden gelecek olası tepki alımlarıyla birlikte hisse fiyatlarının, kısa-orta vadede, 3.35, 3.49 ve 3.57 TL dirençlerini yeniden test ettiği görülebilir. Olası geri çekilmelerde ise 3.12 veya 3.01 TL desteklerinin zarar kes seviyesi olarak takip edilmesi yerinde olacaktır.
EROL GÜRCAN