Hazır Giyim Pazarı 2018
Dünyanın önde gelen hazır giyim üreticisi Türkiye, geçen yıl Avrupalı markaların tedarik üssü olmayı sürdürdü. Hazır giyimciler Uzakdoğulu firmalarla başarıyla rekabet ediyor. Sektör 2018’den çok umutlu…
İHRACAT açısından rekor kırılan bir yılı geride bıraktık. 2017 yılı ihracatı bir önceki yıla göre yüzde 10.22 oranında artarak 157.1 milyar dolara ulaştı. Bu rakamın gerçekleşmesinde, hazır giyim ve konfeksiyon sektörünün kuşkusuz önemli payı var. Geçen yıl 17 milyar 45 milyon dolarlık ihracat gerçekleştiren Türk hazır giyim-cileri son yıllarda ciddi yatırımlar yapan Bangladeş, Vietnam, Kamboçya gibi Uzakdoğu ülkeleriyle rekabette başa çıkıp, Avrupa pazarındaki konumlarını korumayı başardılar.
Toplam hazır giyim ihracatının yüzde 74’ünü Avrupa’ya gerçekleştiren Türkiye, bu pazarda Çin ve Bangladeş’in ardından üçüncü sırada yer alıyor.
İstanbul Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (İHKİB) Başkanı Hikmet Tanrıverdi, AB ile yaşanan gerginliklere rağmen Türk ihracatçısının Avrupa pazarındaki yerini koruduğuna işaret ediyor. Tanrıverdi, “Türkiye ile AB arasında yaşanan tansiyonun düşmesinin 2018 yılında ihracat performansımıza olumlu yansımalarının olacağını düşünüyorum. Döviz kurları ve enflasyondaki artış, fiyata duyarlı ürün grupları için ciddi rekabet sorunlarını beraberinde getiriyor. Hazır giyim ve konfeksiyon sektörümüz bu sorunların olumsuz etkisini en aza indirmek için katma değerli üretimin yanı sıra yurtdışı mağazalaş-maya ağırlık vererek rekabetçi konumunu sürdürmeye çalışıyor. 2018’in sektörümüz için 2017’den daha parlak olacağına ve yıllık ihracatta yüzde 8-10 artış sağlayacağımıza inanıyorum” diyor.
“TÜRKİYE’NİN ÖNEMİ DAHA DA ARTTI”
Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği (TGSD) Başkanı Hadi Karasu da lojistik ve coğrafi konumu açısından rekabet gücü yüksek olan Türkiye’nin kendi bölgesindeki en güçlü ve en kaliteli üretim yapan hazır giyim tedarikçisi olduğunun altını çiziyor. Türkiye’nin öneminin azalmadığını, aksine arttığını ifade eden Karasu, “Nitekim Türkiye’de üretim yapan küresel markalarla konuştuğumuzda hepsi özellikle kalifiye ve deneyimli alt ve orta kademe Türk iş gücü ile çalışmaktan, Türkiye’de bu yatırımı yapmış olmaktan çok memnunlar. Tasarlanmış, dikilmiş, paketlenmiş son ürünü en az fireyle ve en yüksek nitelikle çıkarabilen bir ülkeyiz” diyor.
AB’nin Türk sanayicisi için öneminin büyük olduğunu ifade eden Karasu, Türk hazır giyim sektörünün Avrupa’daki pazar payını artırması için miktar endeksinden çok değer endeksine odaklanması gerektiğini vurguluyor ve şöyle devam ediyor: “Türkiye’nin inovatif yaklaşımla teknoloji destekli ve katma değerli üretim yapan bir ülke olarak konumlanması, markalı ihracat yapabilmesi geleceğe dönük daha büyük avantajlar getirecek. Hazır giyim ihracatımızın yüzde 74’ünü yaptığımız AB üye ülkelerinin ithalatının sadece yüzde 7’si Türkiye’den. AB’deki konumumuzu korumak bizim için çok önemli. Başta Almanya olmak üzere Avrupa ülkeleri ile yakın temasların artırılması 2018 hedeflerimiz içinde önceliklerimiz arasmda yer alıyor.”
“YENİ MÜŞTERİ EDİNDİK”
Türkiye’nin önde gelen hazır giyim ihracatçısı Yeşim Tekstil’in en büyük pazarı Almanya. Bunun yanı sıra diğer Avrupa ülkeleri ve ABD’ye de ihracat yapıyor. 2017 yılını 280 milyon dolarlık ihracatla kapatan firma, Nike’dan Esprit’e, Tommy Hilfiger’den Zara’ya birçok dünya markasının tedarikçisi. Üretim yaptığı bu markalar arasına geçen yıl Under Armour’u da ekleyen firma, dünyanın önemli zincir mağazalarına ev tekstili üretimi de yapıyor.
Yeşim Tekstil Genel Müdürü Şenol Şankaya, 2017’nin kendileri açısından iyi bir yıl olduğunu belirtiyor. Yeşim Tekstil’in geçen yıl yüzde 20 oranında büyüme kaydettiğini söyleyen Şankaya, Türkiye’nin de en çok ihtiyacı olduğu bir dönemde bu işi ciddi şekilde üstlenip büyüttüğümüzü düşünüyorum. Bursa’nm hazır giyim ve konfeksiyon ihracatının dörtte birini tek başımıza karşılıyoruz. Pazarımızı korumak için teknolojiye, arge ve tasarıma odaklandık. Yalın üretim ve yönetim konusunda firma bünyesinde yaptığımız iyileştirme çalışmalarına devam ettik” diyor.
“ALTERNATİFİMİZ YOK”
2018 yılından itibaren önümüzdeki beş yıl içinde Yeşim Tekstil olarak yüzde 15-20 arasmda büyüme hedefi belirlediklerini belirten Şankaya, 2022 ihracat hedeflerinin ise 600 milyon dolar olduğunu kaydediyor. Şankaya, şöyle devam ediyor:
“Tekstil ve hazır giyim sektörü birlikte değerlendirildiğinde ihracatı yüksek, ithal girdisi ise yüzde 12-13’lerde olan bir sektör. Yani katma değeri çok yükseltebildiğiniz bir sektör. 10-15 yıl önce ‘Bu sektör bitecek’ değerlendirmeleri yapılıyordu. Geçen yıllar bu değerlendirmelerin doğru olmadığını gösterdi. Özellikle en iyi müşterimiz olan Avrupalı perakende grupları da Türkiye’nin bu sektörde alternatifinin olmadığını gördüler. Ekonomik olarak olumsuz geçen 2017 yılında üretim yaptırmak için her tarafı denediler ama bizdeki esneklik, hız ve kaliteyi başka bir yerde bulamadılar. Sektörümüz bu anlamda çok dinamik. Ciddi bir tekstil altyapımız var. ipliğimiz elimizin altında, dokuma, baskı boya, dikiş, aksesuar, her şey var ülkemizde.”
Hükümetin belirlemiş olduğu 2023 hedefleri doğrultusunda hazır giyim ve konfeksiyon sektörünün de yeni yatırım ve modernizasyonu hayata geçirmesi gerektiğini dile getiren Şankaya, “Bugün o dönem. Sanayi 4.0 önümüzde. Hızlı şekilde sektörün bu değişime girmesi gerekiyor. Arge ve tasarım konusunda çok ciddi teşvikler var. Bu teşvikleri kullanarak hedeflerimize ulaşabiliriz” diyor.
“KAPASİTE YETERSİZ”
Sainsbury’s, Mothercare, Matalan gibi birçok perakende grubuna alım yapan mümessillik firması Spring Near East Manufacturing’in en büyük pazarı İngiltere. Ayrıca İrlanda’ya da ihracatı var. Firmanın Kurucu Ortağı Esra Ercan, 2017’yi 100 milyon dolarlık ihracatla kapattıklarını belirtiyor. İngiliz alıcıların Türkiye’ye seyahatlerinin yasaklanması nedeniyle kendilerinin müşteri ziyaretinde bulunduğunu belirten Ercan, numuneleri bavullarla müşterilerin ayağına götürdüklerini ifade ediyor. Ercan, “Müşterilerimiz fabrikaları ve showroom’ları göremedi. Her hafta müşteri ziyareti yapan İngiliz ithalatçılarla rekabet etmek zorunda kaldık” diyor. Türkiye’de bazı ürünlerin üretiminde kapasite yetersizliğinden dolayı sıkıntıların olduğunu ifade eden Ercan, bu yüzden talebi karşılama konusunda yaşanan sorunun önümüzdeki dönemde daha da artabileceğine işaret ediyor ve sözlerini şöyle sürdürüyor:
“Türkiye Avrupa’nın vazgeçilmezi. Ancak kapasitelerin daralmasından ve maliyetlerin artmasından ötürü endişeliyiz. Avrupa’daki pazarımızı koruyup büyütmemiz için sektördeki çatı kuruluşların road showlar düzenlemesi gerekiyor. Avrupa’daki alıcılar Türkiye hakkında sürekli olarak bilgilendirilmeli. Türkiye’nin hazır giyim sektöründeki üretim gücünü ve avantajlarını anlamaları gerekiyor. Biz üreticiler de en yeni ürünü, en iyi fiyatla, en hızlı şekilde yüklemeye ve fark yaratmaya, alıcının işini kolaylaştırmaya devam etmeliyiz.”
“TEŞVİKLER DEVAM ETMELİ”
Bir başka mümessillik firması Perseus ise Primark, Debenhams, Pull&Bear, Caroll gibi Avrupah perakende gruplarına hizmet veriyor. Bu firmalara trikodan kabana, çantadan iç çamaşırına birçok farklı ürün grubu tedarik eden firma bu ürünleri Türkiye’nin yanı sıra Kuzey Afrika ve Uzakdoğu’da ürettiriyor. Firmanın Genel Müdürü Bülent Alkanlı da en önemli pazarlarının İngiltere olduğunu belirtiyor. Brexit sonrası pazarda yaşanan belirsizliklerden dolayı yeni pazarlara yöneldiklerini söyleyen Alkanlı, özellikle Kuzey Avrupa ve ABD’deki firmalarla ilişki kurduklarını ve başarılı olduklarını kaydediyor. “Bir önceki senenin cirosunu yakalayamasak da yeni müşterilere odaklanarak karlılığımızı artırdık” diyen Alkanlı, 2017’nin rekabet açısından hareketli geçtiğini vurguluyor. Alkanlı, sözlerine şöyle devam ediyor:
Çalıştığımız ürün gruplarında esnekliğimizi artırarak mevcut imalatçılarımızın sürdürülebilirliğini artırıcı iyileştirmeler yaptık. Kadromuzu etik üretim konusunda güçlendirdik ve eğitimler düzenledik. Verimliliğimizi artırmak için aldığımız önlemlerin de etkisiyle müşterilerimizin bizi tercih etmesini sağladık. 2018 senesinin daha iyi olacağını düşünüyorum. Çünkü pazar çeşitliliği, müşterilerin ziyarete başlaması ve alım konusundaki kararlarını son ana kadar vermemeleri ülkemiz için olumlu gelişmeler. Girdiğimiz yeni pazarlarda kalıcı olmayı hedefliyoruz. Avrupa pazarındaki yerimizi korumanın katma değerli, esnek üretim kabiliyeti ile gerçekleşeceğine ve etik değerlerin daha da ön plana çıkacağına inanıyoruz.
Hadi KARASU / Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği Başkanı
”Lider konumumuzu sürdürüyoruz”
Çin’den sonra Avrupa’da lider konumumuzu sürdürüyoruz. Tasarım kabiliyetimiz, esnek üretim yapımız, organizasyon gücümüz nedeniyle bugün pek çok dünya markası Türk üretim gücünü ve vizyonunu tercih ediyor. Fakat sadece bunlarla var olamayız. Her türlü ihtiyaca cevap veren, organizatör ülke olan Türkiye, avantajını artıracaktır. TGSD olarak AB ile birebir teması, sektörel buluşmaları hızlandırdık.
Karşılıklı ziyaretlerle AB ülkelerini Türkiye’ye daha çok çekeceğiz. AB’nin değer endeksi yüksek, tasarlanmış markalı ürünler için tedarikini yaparken, entegre tesislerde üretilmiş, yüksek montanlı ve düşük fiyatlı ürün ihtiyacı da doğru izlenmeli. Türkiye’nin Çin ve Bangladeş’le değer endeksi düşük ama montanı yüksek ürünlerde mücadele etmeye de, modada ve tasarımda lider ülkelerle rekabet etmeye de gücü var. Avrupa’ya tüm kategorilerde ürün ihraç ediyoruz. Denimde dünyanın en büyük üreticisiyiz. Çorapta dünyanın ikinci büyük üreticisi olan Türkiye dünyanın sekizinci, Avrupa’nın ise en büyük üçüncü hazır giyim tedarikçisi. Türkiye vazgeçilemez ülke olma özelliğini elinde tutuyor.
Hikmet TANRIVERDİ / İHKİB Başkanı
”Yakın ülke avantajımız var”
Türkiye’nin en çok hazır giyim ihracatı yaptığı ülkeler sıralamasında ilk beşin tamamını AB ülkeleri oluşturuyor. Bu ülkelerden Almanya’ya ihracatımızı yaklaşık yüzde 2, Hollanda’ya yüzde 10, İspanya’ya ise yüzde 20 artırdık. Sadece İngiltere’de yüzde 3.4’lük bir daralma var. Türkiye, AB hazır giyim ve konfeksiyon ithalatında çok uzun bir dönemdir yüzde 12 civarındaki pazardaki payını koruyor.
Öte yandan, Çin’in pazardaki payı gerilerken, Bangladeş’inki artıyor. Dolayısıyla, fiyat rekabetinin etkili olduğu tedarikçiler arasında pazardaki pay paylaşılırken, fiyattan bağımsız bir rekabetçilik altyapısına sahip Türkiye, bu değişimlerden etkilenmeden payını koruyabiliyor. Biz Türkiye’yi hazır giyim ve konfeksiyonda dünyanın üçüncü büyük ihracatçı ülkesi haline önümüze koyduk.
ÖZBEY MEN