İş Kadınları Suda Doğum Yöntemini Seçiyor
Doğum yöntemleri arasında fazla tercih edilmeyen ve Türkiye’de de belli başlı illerde gerçekleştirilen suda doğum yöntemine talep gittikçe artmaya başladı. Kolay ve zahmetsiz olan bu yöntem, şimdilerde anne adaylarının tercihleri arasında…
NORMAL doğum bebekleri değil onlar; dünyaya su içerisinden merhaba diyen çocuklar… Türkiye’de çok fazla talep edilmeyen, hatta pek çok bölgede adı bile duyulmayan bir yöntemle dünyaya geliyorlar. Suda doğum, bir süredir anne için en ağrısız ve kolay normal doğum türü olarak kabul ediliyor. Öte yandan, kafalarda bazı soru işaretleri de yok değil. Doktorlar “Su temiz mi, mikrop kapar mıyım, bebeğim boğulur mu, ya nefes alamazsa” türü sorularla karşılaştıklarını söylüyorlar. Bu yöntemi tavsiye eden doktorlar, bu soruların gereksiz olduğunu savunuyor ve suda doğumu, “Bir annenin bebeğini dünyaya nasıl getirdiğini fark etmeden, çocuğunu eline aldığı bir yöntem” olarak tanımlıyorlar.
İçeriğe Ait Başlıklar
TÜRKİYE’DE DE YAYGINLAŞIYOR
Suda doğum, içi 37 derece su dolu şişme veya sabit küvetlerde, özel ekipmanlarla gerçekleştiriliyor. Suda doğuma ilişkin ilk kayıt 1800’lü yılların başında Fransa’daki bir vakaya dayanıyor.
Doğum sancılarının şiddeti karşısında rahatlamak için sıcak su dolu küvete giren bir kadının doğumu sancısız gerçekleştirmesi üzerine doktoru tarafından kayıt altına alınmış ve “Suda doğum yapan ilk kadın” olarak tarihe geçmiş. Özellikle gelişmiş Batı ülkelerinde son 20 yıldır giderek yaygınlaşıyor. Fakat oranı halen tüm doğumlar arasında düşük düzeyde.
Türkiye’de yöntem fazla bilinmiyor. Yöntem çok büyük oranda özel hastanelerde ve doğum kliniklerinde gerçekleştiriliyor. Bu yöntemi kullanan kamuda sadece tek bir hastane var; o da Ankara’da. Türkiye’de bu yöntemin en çok kullanıldığı iller İstanbul, Ankara, İzmir ve Antalya olarak öne çıkıyor. Kısa bir süre önce İsparta’da özel bir hastanede de uygulanmaya başlandı. Uygulama fiyatı normal doğum yönteminden bir ölçüde yüksek ve hastaneden hastaneye değişebiliyor. Kadın doğum uzmanları, yöntemin Türkiye’de yaygınlaşmamasmın en büyük sebebinin fiyatının yüksek olmasına ve ekipman yetersizliğine bağlı olduğunu vurgularken, hastaların bu yönteme ilişkin bilgi sahibi olmadıklarından dolayı tereddüt ettiklerine de dikkat çekiyorlar.
“HİJYENDEN ŞÜPHE DUYULMAMALI”
Uygulamada sıcak su, rahatlatıcı ve gevşetici etkisi ile kasılmalar esnasında doğal ağrı kesici etkisi yaratıyor ve doğumun kısa sürede ağrısız gerçekleşmesini sağlıyor. Medical Park Bahçelievler Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Operatör Doktor Irina Ergül, suda doğumun esnek ve doğal bir akışı olduğunu belirtirken, hijyen konusunda da hastaların tereddüt etmemeleri gerektiğini söylüyor ve suyun temizliği hakkında şu bilgileri veriyor:
“Ortalama iki saat süren yöntem, tamamen hijyenik ortamlarda yapılıyor. Doğumun akışına bağlı olarak hasta havuz dışına alınarak, kullanılan su sürekli olarak değiştiriliyor. Bu nedenle suda doğumun hijyenik olmadığını söylemekyanlış.” Hastaların en büyük korkusunun suda doğum sırasında bebeğin solunum yollarına partikül-lerin kaçma tehlikesi olduğunu belirten Ergül, bebeğin sudan çıkana kadar solunum gerçekleşmediği için böyle bir tehlikenin söz konusu olmadığını söylüyor. Ergül’e göre, bebek sudan çıkana kadar refleks solunum gerçekleşmiyor. Medikal Park Bahçelievler Hastanesi’nde günün her saati suda doğum gerçekleştirilebilecek donanım ve ekipman mevcut.
“YABANCI HASTALAR TERCİH EDİYOR”
Türkiye’de bu yöntem daha çok yabancı uyruklu hastalar tarafından tercih ediliyor. Bu yöntemle yılda 8-10 doğum gerçekleştirdiklerini söyleyen Doktortakvimi.com sitesi üyesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. Alparslan Baksu, sağlık kuramlarının bu yöntem için gerekli ekipman ve donanıma sahip olmaları gerektiğini söylüyor. Yurtdışmda yaygın olan bu yöntemin Türkiye’de neden yaygınlaşmadığı sorusunu ise şöyle yanıtlıyor:
“Öncelikle bu yöntemin hasta tarafından bilinmesi ve talep edilmesi gerekir. Sonra bu yöntemle ilgili bir eğitim sürecinden geçilmesi gerekiyor.
Türkiye’de talebin az olmasından dolayı, birçok hastanede suda doğumu uygulayacak donanım bulunmuyor. Ülkemizde ağrısız doğum için daha çok epidural analjezi, yani ağrısız doğum yöntemi tercih ediliyor. Suda doğum tamamen doğal, müdahalesiz, sabır ve emek gerektiren bir yöntem. Hastaya ve doktora daha çok görev düşüyor.”
“BEBEĞE HİÇBİR ZARARI YOK”
Hastaların fazla bilgi sahibi olmadıkları için bu yönteme endişeyle yaklaştıklarım söyleyen Doktor Gökçen Erdoğan ise, insanların bebeklerinin boğulmasından korktuğunu ve bu nedenle gereksiz evham yaptıklarını belirtiyor. Erdoğan, suda doğum hakkmdaki düşüncelerini şu sözlerle anlatıyor: “Bebeğin ilk refleksi olan solunum, doğum kanalından çıktıktan hemen sonra başlar. Suda doğumda bebek, anne karnındaki suyun sıcaklığıyla eşit bir suya geçiş yaptığından solunum refleksi uyarılmamış olur ve dolayısıyla da solunum başlamaz. Solunum başlamadıkça da su yutma ve boğulma tehlikesi söz konusu değildir.”
Suda doğumun, normal doğum yöntemi ile yakın ücretlere sahip olduğunu söyleyen Erdoğan, bazı hastanelerin yöntemin fazla kullanılmaması nedeniyle fiyatlarım yüksek tuttuklarına dikkat çekiyor.
“YETERLİ BÜYÜKLÜKTE HAVUZ BULMAK ZOR”
Suda doğum yönteminde iki farklı havuz tipi kullanılıyor. Biri sabit küvet ve jakuzi tipi, diğeri ise portatif şişme havuzlar. Hijyen ve sterilite açısından en çok şişme havuzlar tercih ediliyor. İstenilen yere kurulması ve yumuşak zeminli olması da avantaj olarak kabul ediliyor. Kadın doğum uzmanı Volkan Serhat Dede, şişme havuzların yaklaşık 15 dakikada kurulduğunu ama dolmasının yavaş olduğunu söylerken, sabit havuzların ise daha hızlı dolup boşaltıldığını belirtiyor. Suyun ısı derecesinin vücut sıcaklığına göre olmasının önemli olduğunu vurgulayan Dede, suyun soğuk olması halinde hastanın üşüme, sıcak olduğunda ise terleyerek sıvı kaybetme riski olduğunu söylüyor.
Anne suyun içindeyken bebeğin kalp atışları su geçirmeyen doppler cihazları ile düzenli olarak takip ediliyor.
Suda doğumda, gerek olduğu taktirde damar yolu havuzun içindeyken de açılabiliyor ve kolun su dışarısında kalması sağlanarak ilaç veya serum uygulaması yapılabiliyor.
Dede, karşılaştıkları zorlukları ise şu sözlerle anlatıyor: “Suda doğumu gerçekleştirmek için yeterli büyüklükte jakuzilere ihtiyaç duyuluyor fakat gerekli ekipmanları her hastanede bulmanız mümkün değil. Bu nedenle suda doğum için havuz ve ekipmanları kendimiz sağlıyoruz. Ayrıca suda doğum konusunda eğitimli ve sertifikalı sağlık personelini bulmakda zor. Bu kadroyu da, ekip olarak kendimiz orgar ediyoruz.”
Konuyla ilgili olarak en çok sorulan sorulardan bir tanesi de doğum öncesi eğitim meselesi. Dede’ye göre, öncelikle suda doğum yöntemini tanımak, kısa süreli eğitimini almak ve korkuları azaltmak gerekiyor. Uygun fiziki koşullara sahip hastanenin seçilmesi ve tecrübeli doktorlarla çalışılması halinde hiçbir sorun yaşanmıyor.
İLK KAMU HASTANESİ
Ankara’da bulunan Zekai Tahir Burak Kadın Sağlığı Eğitim ve Araştırma Hastanesi, suda doğum yapılan ilk devlet kurumu. 2005 yılında faaliyete geçen hastane, ilk kamu alternatif doğum ünitesi olarak hizmet vermeye başlamış. Şu anda suda doğum yöntemini yapan dört uzman hekimi bulunuyor. Taleplerin çok olmasından dolayı, belirli kriterlere tabi tutulan hastalar, uygun bulunduğu takdirde suda doğum işlemine kabul ediliyor.
“Suda doğumun güvenle sonuçlanabilmesi, anne ve bebek sağlığı açısından herhangi bir risk teşkil etmemesi için enfeksiyon kontrol kuralları üzerinde titizlikle durmaktayız” diyen hastanede görevli Doç. Dr. Özlem Uzunlar, bir günde küvet sayısı kadar suda doğum yaptıklarım söylüyor. Yıl içerisinde yapılan doğumların sayısı konusunda ise şunlar söylüyor:
“Her bir suda doğumdan sonra, küvetlerin kültür değerlendirmelerini yapıp, kültürde bakteri üremesi olmadığından emin olduktan sonra yeni bir anne adayını küvete alıyoruz. Yıllık suda doğum sayıları 2017’ye kadar yılda ortalama 35 civarındaydı. 2005-2016 yılları arasında dokuz yılda toplam 316 hasta suda doğum gerçekleştirdi. 2011-2012-2013 yıllarında ise hiç talep olmamasından dolayı suda doğum işlemi gerçekleşmedi. Bizim hedefimiz, yılda küvet başı, suda doğum sayısını 240’a çıkarmak.”
Hastane, suda doğum ve diğer alternatif doğum yöntemleri hakkında 2017 Şubat ayından beri düzenli olarak eğitimler veriyor. Hastalardan olumlu geri dönüşler aldıkça kamu hastaneleri için de cesaret ve motivasyon kaynağı olacağına inanan Uzunlar, bu yöntemle doğumun hastadan ücret talep edilmeksizin Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılandığının altını çiziyor.
Suda doğum yöntemi
AVANTAJLARI
- Doğum süresi kısadır
- Anneyi rahatlatıp, ağrılar daha az hissedilir
- Annenin vücudu daha az hasar alır
- Bebeğin yaşadığı ilk doğum şoku, suda doğumda yaşanmaz
DEZAVANTAJLAR!
- Dikişli doğum şansı olmaz Suni sancı verilmez
- Epidural anestezi uygulanmaz
- Her gebede uygulanamaz
- Uygulanmaması gereken durumlar: İkiz gebelik, bebekte gelişme geriliği, 4000 gramdan iri bebekler, bebeğin baş gelişi dışında bir pozisyonla gelmesi, annede tansiyon ve şeker hastalığı olması, kadında genital yol enfeksiyonlarının bulunması, anne adayında panik atak olması.
Süreç nasıl işliyor?
Doğum, hijyenik temizliği yapılmış, içi içme suyu kalitesindeki su ile doldurulmuş genellikle portatif şişme havuzlarda gerçekleşiyor. Süreç, doğum ağrılarının iyice arttığı, rahim ağzının belli bir açıklığa ulaştığı sırada başlıyor. Gebe kadın vücut sıcaklığına eş sıcaklıkta su bulunan havuza alınıyor ve doğumun bundan sonraki aşamaları burada gerçekleşiyor. Kadın havuzun içerisinde ağrılarını daha az hissediyor, doğum yolu kasları ve bağları gevşeyip rahatlıyor. Bu rahatlama doğum süresinin genellikle 1-2 saat kadar kısalmasını sağlıyor. Gebe ağrıları daha az hissederken, ılık su pelvisin kanlanmasını artırarak sancıların sıklaşmasına katkı sağlıyor. Suda doğumda gebeye suni sancı verilmiyor.
Bu nedenle doğum ekibinin sabırlı olması gerekiyor. Suda doğumda bebek, anne karnındaki ortama benzer bir ortamda dünyaya geldiği için ani irkilme ve ağlama reaksiyonu göstermiyor ve daha sakin dünyaya geliyor. Bebek doğduktan sonra göbek kordonu geç kesiliyor. Bebeğin plasentasının çıkartılma işlemi havuz dışında gerçekleştiriliyor.
Suda doğan çocuk yüzmeyi hemen öğrenir mi?
Suda doğan çocukların doğuştan yüzme bildikleri söylentisi yaygın. Ama bu konuda herhangi bir bilimsel veri ya da araştırma bulunmuyor. Bazı kadın doğum doktorları doğumu suda gerçekleşen çocukların yüzme ve su ile ilgili konularda diğer bebeklere göre daha iyi oldukları yönünde gözlemleri var ama bu konuda da herhangi bir veri bulunmuyor. Uzmanların görüş birliğinde oldukları nokta ise, suda doğan bebeklerde süreç daha sakin geliştiği için daha az stresli doğmaları nedeniyle normal doğumda yaşanan ani şoku yaşamamaları.
AYŞEGÜL KÜÇÜKKURT