En Az Turist Çeken Tatil Yerleri
Bu ülkelere de gidini
Hep bilindik yerlere, milyonlarca turisti mıknatıs gibi çeken popüler ülkelere gidilecek değil ya… Aşağıdaki ülkelere hemen hiç turist gitmiyor. Egzotik yerlere meraklı olanlar bu bakir destinasyonları da haritalarına işaretlemeli…
TURİZM, pek çok ülkenin en önemli gelir kaynağı. Ancak bazı ülkeler, daha doğrusu kentler, artık turist istemiyor. Venedik, tarihi dokuyu bozduğu için turist istemezken, Barcelona turistleri,
“Otellerde kalmıyor, apartman dairesi kiralıyorlar” gerekçesiyle istemiyor. Hatta plajlarda insan zinciri oluşturup, turistlerin denize girmesini bile engelliyorlar. Ama bazı ülkeler var ki “Turistler gelsin de ne olursa olsun. Yeter ki gelsinler” düşüncesinde. Bu ülkeler turist fakiri. Turist çekmek için ellerinden geleni yapıyorlar.
Bu ülkeleri de ziyaret edin. Sizleri bekliyorlar. The Telegraph gazetesi en az turist çeken bu ülkeleri şöyle sıraladı:
MOLDOVA
2016 turist sayısı: 121 bin
Romanya ile Ukrayna arasında sıkışmış, eski Sovyet topraklarından Moldova da kenarda köşede kalmış bir ülke. Çocukluğumuzun haritalarında “Moldavya” olarak biliyorduk. Başkent Kişinov, tarihi yapısıyla son derece ilginç bir kent. Burası da Ortaçağ’dan kalma yapılarıyla hem turistlere hem tarih meraklılarına hitap edebilecek bir ülke. Doğal güzellikleri de keşfedilmeyi bekliyor. Roma kaleleri, arkeolojik bölgeleri, Paleolitik Çağ (Yontma Taş Devri) evleri, uçsuz bucaksız üzüm bağları görülmeye değer. Küçük bir ülke ama 142 farklı şarap markasıyla övünüyorlar. Önceki yıl 94 bin turistin ziyaret ettiği ülke, geçen yıl turist sayısını 27 bin artırmış.
LIECHTENSTEIN
2016 turist sayısı: 69 bin
Adım bile duymamış ya da haritada nerede olduğunu bulamamış olabilirsiniz. Avrupa’da bir mikro-ülke. Avusturya ve İsviçre arasında kuzeyden güneye 25 km uzanan, Almanca konuşulan bir prenslik. Ortaçağ’dan kalma şatoları, Alp Dağları’nm görkemli manzaraları, küçük, sevimli kasabalarıyla son derece güzel bir ülke. Ama Avrupa’nın en az turist çeken ülkelerinden. Geçen yıl sadece 69 bin turist gitmiş. Ama bir önceki yıla oranla turist sayısını 12 bin artırmışlar. Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Teşkilatı’nın (UNWTO – United Nations World Tourism Organi-sation) rakamları böyle. Başkent Vaduz’da 12’nci yüzyıldan kalma Vaduz Şatosu başta olmak üzere çok sayıdaki eski kale ve şato görülmeye değer. Dağ yürüyüşleri yapabilir, kış sporlarıyla meşgul olabilir, dağ bisikletiyle hünerlerinizi gösterebilirsiniz. Çağdaş sanat galerisi ve posta müzesi, meraklıları için bulunmaz hazineler barındırıyor.
SAN MARİNO
2016 turist sayısı: 60 bin
İtalya toprakları tarafından çevrilmiş küçük bir ülke daha. İtalya’da olup da tarihten uzak kalmak mümkün olmadığından San Marino da 13’üncü yüzyıla kadar uzanan tarihi değerlerle dolu. Kaleler, kuleler, surlar, kapılar, 19’uncu yüzyıldan kalma neo-klasik bazilikalar ve meydanlar, 2008 yılında UNESCO’nun Dünya Mirası kapsamında korunacak yerler listesine alınmış. Geçen yıl 60 bin turist gitmiş. Sayıyı, bir önceki yıla oranla altı bin artırmışlar. Tam ortasındaki Titano Dağı’na tırmanmak ve tepesindeki kaleyi gezmek müthiş bir deneyim. Nasıl mı gidersiniz? Hemen yanındaki İtalya kenti Rimini’de, ünlü film yönetmeni Federico Fellini’nin adını taşıyan havaalanı aracılığıyla.
BHUTAN
2016 turist sayısı: 210 bin
Asya’ya geçtik. Himalaya Dağları’nm doğu ucunda bir Budist krallığı. Tibet ve Hindistan arasında karalara kilitlenmiş bir ülke. Söz konusu Himalaya Dağları olunca işin içinde hem tırmanma ve yürüyüş etkinlikleri hem de fotoğrafçılık bulunuyor. 7 bin 325 metre yüksekliğindeki Jomolhari Tepeleri, trekking yapanların bayıldığı bir mevki. Burada bayılmayı “çok sevmek” anlamında kullanmıyoruz. Gerçekten bayılmaktan söz ediyoruz. Çünkü insanlar iki bin metreden sonra nefes alma güçlüğü çekerler. Kristal berraklığındaki nehirlerin aktığı, ormanlık Paro Vadisi daha makul bir gezi alanı. Zaman zaman göreceğiniz manastırların buralarda nasıl inşa edildiğine çok şaşıracaksınız. Bhutan’a 2012’de sadece 14 bin turist gitmişti.
BANGLADEŞ
2016 turist sayısı: 125 bin
1971’de bir devlet olduğundan beri Bangladeş, çok yol kat etti. Çok kalabalık bir ülke zannedilir ama kilometrekare başına düşen insan sayısı açısından dünyanın en seyrek ülkelerinden biridir. Sürekli olarak sellerle dünya medyasında yer alması, yoksulluk, en büyük dezavantajları. Fakat küçük ölçeklerde de olsa turizmi geliştirmeyi başarıyorlar. Turistler en çok, çay plantasyonlarım gezmeyi seviyor. Paharpur bölgesi ve Vihara Manastırı, UNESCO’nun dünya mirası listesinde. Paharpur, bin yıl kadar önce yaşamış olan insanların soğutma tepecikleriyle evlerini bu sıcak iklimde nasıl serin tuttuklarının kanıtı bir bölge. Ülkeyi geçen yıl ziyaret etmiş turist sayısı tam olarak bilinmiyor. Rakam, sadece bir tahmin.
TİMOR
2016 turist sayısı: 66 bin
Yine Asya’dayız. Bu kez Uzakdoğu’da. Endonezya Adaları’ndan biri ama doğusu bağımsız bir toprak parçası. Adım Timor denizinden alan ada, 30 bin kilometrekareden biraz fazla yüzölçümüyle pek dikkat çekici bir yer değil. Özellikle Lasiana Plajı, Kupang Nostalji Parkı, Kere Kere Mağaraları, sahilde birbirinden güzel ve rahat otelleri, Portekiz sömürge döneminden kalma tarihi yapıları, turistlerin gözdesi. 2015’te 62 bin olan turist sayısını geçen yıl 66 bine çıkarmışlar.
Dağ sporları ve şnorkelle dalış, popüler etkinliklerden. Kere Kerelerdeki çizimler, 13 bin yıl öncesine dayanıyor. Bu ülkeyi ziyaret edebilir misiniz? Ne kadar cesur olduğunuza bağlı. Çetelerin şiddet eylemleri, silahlı soygunlar, motorlu araçlara yapılan saldırılar, oldukça sıradan olaylar.
