Bankacılık sektörü küllerinden doğdu
2001 krizinde en ağır faturayı ödeyen Türk bankacılık sektörü son 15 yılda adeta kabuk değiştirdi. 2002’den bugüne sektörün kredileri yüzde 879, aktifleri yüzde 300, mevduatları yüzde 566, özkaynakları ise yüzde 268 büyüdü…
2001 ekonomik krizinin tartışmasız en ağır faturasını Türk bankacılık sektörü ödedi. Krizde ayakta kalamayan çok sayıda banka ya el değiştirdi ya da kapatıldı. Ancak 2002 yılından itibaren sektör yeniden ayağa kalktı ve aradan geçen 15 yılda muhteşem bir performans gösterdi. Bu durum bankacılık sektörünün bilançosuna da yansıdı. Örneğin, sektörün 2002 yılında 29 milyar TL olan likit aktifleri 2016 yılsonunda 407 milyar TL düzeyine çıkarken, aynı dönemde aktifleri ise 213 milyar TL’den
2.7 trilyon TL’ye ulaştı. Toplam kredi hacmi 49 milyar TL’den 1.7 trilyon TL’ye, topladığı mevduat ise 138 milyar TL’den 1.4 milyar TL’ye çıktı. Başka ifadeyle bankacılık sektörü büyümesinin yanı sıra Türkiye ekonomisine ve reel kesime de büyük bir kaynak yarattı.
Ancak aradan geçen bu 15 yılda sektör yalnız hacimsel olarak hızlı bir büyüme yakalamadı, aynı zamanda hizmet ve ürünlerde de büyük bir değişim hatta dönüşüm gerçekleştirdi. Şube bankacılığı adeta şube dışı bankacılığa dönüştü. 15 yıl önce ağırlıklı şubeleri kanalıyla hizmet sunan bankacılık sektörü, ATM ve çağrı merkezleri ile müşterilerine daha hızlı ve şubeye bağımlı olmadan işlem yapma imkanı sağladı. Son yıllarda ise bankaların ana yatırım alanı teknoloji oldu. Dijitalleşme sürecine hızla adapte olan bankalar önce internet bankacılığı ardından çok daha hızlı büyüyen mobil bankacılığa yöneldi.
Rakamlardan da anlaşıldığı üzere, banka müşterileri de bu iki kanalı çok sevdi ve hızla adapte oldu. Bugün Türkiye’de dijital dağıtım kanalları olan internet bankacılığını kullanan müşteri sayısı 20 milyonu aştı. Yaklaşık beş yıl sonra hayata geçen diğer dijital dağıtım kanalı olan mobil bankacılık ise çok daha hızlı büyüdü. Bugün mobil bankacılığı kullanan kişi sayısı kısa sürede 19 milyonu aştı. Bankacılara göre çok kısa süre içinde artık internet bankacılığının yerini neredeyse tamamen mobil bankacılık alacak.
ŞUBE SAYIS112 BİNE DAYANDI
İnternet bankacılığı ve mobil bankacılık son yıllarda özellikle büyük şehirlerde gençler ve beyaz yakalar arasında çok yaygınlaşmasına rağmen bankalar personel, şube konusunda da çok geri adım atmadı. Son yıllarda hızı kesilmesine rağmen büyüme devam etti. Bugün Türkiye’de faaliyet gösteren 52 banka bulunuyor. Bunların toplam şube sayıları 15 yılda 6 bin 200’den, 11 bin 747’ye çıktı. Personel sayısı ise 124 binden 210 bine ulaştı. Yani bankalar alternatif bankacılık kanallarına yatırım yaparken, bankacılığın olmazsa olmazı şubelerinden ve personelinden vazgeçmedi.
Türk bankacılık sektöründe bu süreçte değişen bir başka konu ise sermayedarlar oldu. Türkiye Bankalar Birliği’nin verilerine göre, 2001 yılında bankacılık sektöründe yurtdışı yatırımcının payı yüzde 3 iken, bugün bu oran yüzde 25’e ulaştı.
HIZLI DEĞİŞİM YAŞANDI
Son 15 yıla baktığımızda Türk bankacılık sektörü deyim yerindeyse kabuk değiştirdi. Bireysel kredilerin neredeyse yok denecek kadar az olduğu, mikro, küçük ve orta ölçekli firmaların kredi temin edemediği, şubeler dışında herhangi bir kanaldan işlem yapılamayan bankacılıktan bugün her kesime özel kredilendirme, şube dışı bankacılık imkanı, hatta danışmanlık hizmetlerinin sunulduğu bir döneme geçildi. Artık mahallemizin bakkalından, uluslararası ölçekteki dev firmalara kadar her kesim bankalardan kredi temin edebiliyor. Tarım ve KOBİ bankacılığı gibi segment ayrımlarına giden bankalar sayesinde sektöre özel çözüm paketleri geliştirildi. Artık en klasik bankacılık ürünü olan mevduatta bile çok sayıda seçenek sunulabiliyor. Cep telefonundan kredi almıyor, havale/eft yapılabiliyor.
Evet, Türk bankacılık sektörü son 15 yılda tam anlamıyla kabuk değiştirdi. Saymakla bitmeyecek değişiklikler, ürünler ve hizmetler getirildi. Tüm bu yenilikçi ürün ve hizmetlerle başta Avrupa olmak üzere dünya çapında çok sayıda ilke imza attı.
10 YIL SONRA NE OLACAK?
Peki, 10 yıl sonra nasıl bir bankacılık sektörü göreceğiz? İşte bu soruyu yönelttiğimiz Türkiye’nin en büyük bankalarının genel müdürleri “öncelik yine dijital olacak” yanıtını verdiler. Son yıllara damgasını vuran dijital bankacılık görünen o ki önümüzdeki dönemde de ürün ve hizmetleriyle ön planda olacak. Örneğin, ses teknolojileri ve yapay zekâ, BOT’lar ve webchat servisleri, biyometri ile mobil ödeme teknolojileri bir adım öteye taşınacak. Zaten bugünlerde birçok banka bu konularda hummalı bir çalışma içerisinde. Çok yakında yeni ürünler karşımıza çıkacak gibi görünüyor. Ayrıca Big Data, nöro pazarlama gibi bir ileri adım teknik ve hizmetler de önümüzdeki döneme damgasını vuracak.