Türkiye Varlık Fonu’nun ekonomiye katkıları
19 Ağustos 2016 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan kanun ile Türkiye Varlık Fonu Yönetimi (TVF) kuruldu. TVF’nin kuruluş amacı ‘piyasaların araç çeşitliliği ve derinliğine katkı sağlamak, yurt içinde kamuya ait olan varlıkları ekonomiye kazandırmak, dış kaynak temin etmek, stratejik, büyük ölçekli yatırımlara iştirak etmek’ olarak belirlendi. Ana faaliyet konusu proje geliştirme, projeye dayalı kaynak yaratma, yerli ve yabancı ortaklıklar kurma ve diğer yöntemlerle kaynak yaratmanın yanında, piyasalarda güven artırıcı adımlar atmak olarak belirlenmiş olan TVF’ye, her türlü finansal ve ticari faaliyetleri kullanma yetkisi de verildi. TVF’nin 50 milyon TL’lik kuruluş sermayesi Özelleştirme Fonu’ndan karşılandı, ancak 2017 yılında fonun kaynakları kanununda da belirtildiği üzere genişletilmeye ve çeşitlendirilmeye başlandı.
Bu kapsamda ilk olarak 6 Ocak’ta Milli Piyango’nun lisans hakkı 49 yıllığına TVF’ye aktarıldı, bunu 5-6 Şubat tarihlerinde alman kararlarla Ziraat Bankası, BOTAŞ, TPAO, PTT, Türksat, Eti Maden, Çaykur’un yüzde 100 kamu hissesi ile Borsa İstanbul’un yüzde 73,6, Halk-bank’m yüzde 51,1 ve THY’nin yüzde 49,1’lik kamu hisselerinin devri izledi. Yine bu kapsamda, çeşitli taşınmazlar ve araziler ile bazı nakit fazlaları da TVF’ye aktarıldı. İlerleyen dönemde kamunun elindeki likit fonların yönetiminin de verimliliği artırmak, piyasalara derinlik ve istikrar kazandırmak amacıyla TVF’ye devredilmesi beklenebilir. Bu yolla Türkiye’nin aktiflerinin daha görünür hale getirilmesi ve bilançosunun daha net gösterilmesi söz konusu olabileceğinden, kredi notunun yükseltilebileceği değerlendiriliyor.
Yurt içine yabancı sermaye girişi sağlanacak
TVF’nin borçlanma ya da hisse senedi ihracı gibi yetkileri olmakla birlikte, TVF’nin esas olarak kamu bünyesindeki şirketleri veya çeşitli lisansları daha etkin bir yönetim ile daha yüksek bir değere taşıma hedefinin ön plana çıktığı söylenebilir. Hükümetin üst düzeyinden gelen açıklamalarda da belirtildiği üzere ‘kamunun gelir getiren varlıklarının gelirlerinin konsolide edilerek kaynak oluşturulması’ ve ‘kamunun donuklaşmış varlıkları üzerinden likit kaynaklar oluşturulması’ gibi amaçların önemli ve faydalı olduğuna inanılıyor. Bu varlıkların değer artışı yoluyla ve ihtiyaç çerçevesinde sermaye piyasalarına da başvurarak, kendi gelirini yaratan bir mekanizmaya dönüşebileceği anlaşılan TVF’nin, Türkiye’ye fayda sağlayacak yatırımlara iştirak ederek büyüme performansına katkı sağlama gibi önemli bir amaca hizmet etmeyi benimsemesi de kıymetli.
Yurt dışında girişim sermayesi, yatırım bankası veya varlık fonları gibi kuruluşların TVF ile işbirliği oluşturarak Türkiye’de çok çeşitli alanlarda yatırım alternatiflerim değerlendirmek istemesi mümkün görünüyor. Bu sayede yurt içine uzun vadeli yabancı sermaye girişinin sağlanacağı ayrı bir platform oluşturulma potansiyeli dikkatlerden kaçmamalı. TVF’nin bir diğer önemli fonksiyonunun ise sermaye piyasalarında ürün ve piyasa çeşitlendirmesine hizmet etmesi olabileceği anlaşılmaktadır ki bu hem yurt içi hem de yurt dışında uzun vadeli enstrümanlara ihtiyaç duyan yatırımcılar açısından olumlu bir haberdir. Yine benzer şekilde, TVF’nin portföy yönetim sektörü ile iş birliği içerisinde çalışabileceği ve sektörün gelişimine katkı sunabileceği alanlar olduğunu şimdiden memnuniyetle söylenebilmektedir.
Yılın ilk ayında en çok altın fonları kazandırdı
Emeklilik Yatırım Fonları, 2016 yılındaki başarılı performanstan sonra 2017 yılına da oldukça iyi getiriler ile başladı. Ocak ayında sistemin ortalama getirisi yüzde 3 seviyesinde gerçekleşti. Yılın ilk ayının en çok kazandıran fonları altın fonları oldu. Hem ABD dolarındaki artış hem de altının ABD doları cinsinden ons fiyatındaki yükseliş, altına yatırım yapan fonların ön plana çıkmasını sağladı. Hisse senedi piyasasının yılın ilk ayında oldukça iyi performans sergilemesi ise dengeli ve hisse senedi fonlarının getirilerine olumlu yansıdı.
TEVFİK ERASLAN
teraslan@yahoo.com,tr
