Mobil Ticarette Başarı Tüyoları
Dünya “elektronik ticaret” (İngilizce adıyla “e-commerce”) terimininden hızla uzaklaşmaya, onun yerine “mobil ticaret” (İngilizce adıyla “m-commerce”) terimini kullanmaya başladı. Mobil ticaret aslında yeni bir konu değil. Cep telefonlarının 90’lı yılların sonunda WAP bağlantısı üzerinden internete girmesi ile bazı gelişmiş ülkelerde mobil ticaretin ilk adımları atılmıştı. Dünya genelinde hızlanması ise 2007 yılında Apple firmasının İPhone akıllı telefonları piyasaya çıkarmasıyla başladı. 2020 yılında akıllı telefon ve tablet gibi mobil cihazlar üzerinden yapılan satışların PC’Ier (kişisel bilgisayarlar) üzerinden yapılan satışları geçmesi bekleniyor (Kaynak: Business Insider). Bu ayki yazımda, 10 yıldır aktif olarak mobil ticaret yapan biri olarak, yeni başlayacak olan girişimcilere yol gösterecek tecrübelerimi paylaşmak istiyorum.
1- “Sadece mobil” veya “önce mobil” stratejileri arasında doğru seçimi yapmak çok önemli.
Ülkemizdeki örnekleri inceleyecek olursak, Getir isimli uygulama “sadece mobil” stratejisiyle hareket bir girişimdir. Getir’den alışveriş yapmak için mutlaka uygulamasını cep telefonunuza yüklemeniz gerekir. getir.com web sitesi üzerinden sipariş vermeniz mümkün değil. Yemeksepeti ise hem yemeksepeti.com web sitesinden, hem de mobil uygulamalarından sipariş kabul eden, son yıllarda “önce mobil” stratejisine geçiş yapmış şirketlerdendir. Getir gibi sadece mobil uygulama üzerinden satış yapan bir model deneyecekseniz, ürün envanterinizin popüler arama motorları tarafından endekslenemeyeceğini ve arama motorlarının size ücretsiz trafik göndermeyeceğini unutmamalısınız. “Sadece mobil” stratejisi uzun vadede size katlanılan bir alternatif maliyet olarak geri dönüş yapabilir.
2- Başlangıçta kendi mobil uygulamanızı yaptırmak yerine, mobil cihazlara uyumlu tasarlanmış web sitesiyle mobil ticarete başlangıç yapın.
Bu tavsiyenin iki ayrı gerekçesi var. Birincisi; Android ve iOS cihazlar için uygulamalar yaptırıp, devamlı bu uygulamaların güncellemelerini yapmak için girişiminizin kasasında bulunması gereken sermaye, bir web sitesi için gereken sermayeye kıyasla daha yüksek. İşe yeni başladığınızı unutmayın. Girişiminiz umduğunuz performansı göstermezse, kaybedeceğiniz sermaye daha yüksek olacaktır.
Bu nedenle iş fikrinizi önce web sitesi ile test edip, ileride kesin başarıya ulaşacağına kanaat getirirseniz mobil uygulamalarınızı yaptırmanızı tavsiye ederim. İkincisi ise; dünya genelinde yaygın olan bir kullanıcı davranışı var. Kullanıcıların cep telefonlarına bilmedikleri bir markaya ait uygulama yükletmek, bilinen markaların uygulamalarını yükletmekten çok daha zor. Dolayısıyla, piyasaya yeni çıkan bir girişim olarak kullanıcıların cep telefonlarına uygulama yükletmek için yüksek pazarlama harcamaları yapmak zorunda kalacağınızı unutmamalısınız.
3- Mobil ticaret, birim fiyatı 500 TL’nin altında olan ürünler için daha uygun. Değeri yüksek olan ürünleri mobil platformlardan pazarlamak zor.
Mobil cihazlarda müşterilerinizin yaşadığı deneyim, PC’Ierden daha farklı. Etkili bir pazarlama yapmanız için size sunulan alan küçük. Çok sayıda fotoğraf ve video yerleştirmeniz mümkün değil, ürünün özelliklerini tüm detaylarıyla yazmanız da zor. Durum böyle olunca, müşterilerin küçük ekranlar üzerinden yüksek fiyatlı nitelikli ürünleri satın alma kararı vermeleri zorlaşıyor. Bu nedenle, mobil ticaret yapacakların ürün portföyünde mutlaka düşük fiyatlı standartlaşmış ürünler bulundurmalarını, birim fiyatı 500 TL’den yüksek olan ürünlerden yüksek ciro elde etme beklentisi içerisinde olmamalarını tavsiye ediyorum.
4- Mobil kullanıcı deneyimi konusunda kendinizi geliştirin, konunun uzmanlarıyla çalışın.
iyi “kullanıcı deneyimi” (İngilizce adıyla “user experience”, kısaltılmış hali “UX”) sıradan bir mobil ticaret girişimini milyar dolarlık şirket yapabileceği gibi, kötü kullanıcı deneyimi çok iyi bir girişim fikrinin birinci yılın sonunda iflas etmesine de sebep olabilir. UX’in ne olduğunu kısaca anlatmak gerekirse; mobil uygulamada menünün nerede yer alması gerektiği, ürünlerin uygulamada nasıl listeleneceği, satın alma sayfalarında hangi elementlerin olması gerektiği gibi detaylar UX’in çalışma alanına girer. UX görsel tasarımdan ziyade, kullanılabilirlik tasarımı ile ilgilidir. Örneğin, son yılların kabul gören bir UX kuralı şudur: uygulamadaki önemli butonların sağ başmakla erişilebilecek yerlere, yani ekranın sağ alt kısmına yerleştirilmesi, doğru bir seçim olacaktır. Çift elle kullanılması gereken uygulamalar kullanıcılar tarafından kabul görmemekte. UX tasarımı sistemli çalışmaların sonucudur. Bu çalışmaları, konulara uzak olan bir girişimcinin tek başına yapması, çok zor. Hatalı kararlar alınırsa ortaya kötü bir UX tasarımı çıkabilir. Bu nedenle, UX tasarımı konusunda tecrübeli, özellikle 3-4 mobil uygulamanın UX tasarımını yapmış, portföy oluşturmuş kişilerle çalışmanız yerinde olur.
5- Mobil web sitenizin veya mobil uygulamanızın kullanım istatistiklerini düzenli takip etmeli ve derinlemesine analiz etmelisiniz.
Bundan 10 yıl önce “Mobil uygulamamızı kaç kişi cep telefonuna yükledi?” sorusunun cevabı önemliyken, bugün “Mobil uygulamadaki kullanıcıların ortalama sipariş tutarını nasıl yükseltiriz?” gibi sorular önem kazandı. Bu soruları cevaplamak için kullanıcıların uygulamadaki her hareketini takip etmenizi sağlayan özel yazılımlar kullanmalısınız. Kullanıcıların uygulamayı açık tutma süresi ortalama kaç saniyedir? Hangi ürün kategorisinde sepeti terk etme oranı en yüksek? İşte tüm bu soruların cevaplarını MixPanel, Kissmetrics gibi şirketlerin hizmetinden yararlanarak bulabilirsiniz.
6- Mobil ticarete adım atmayı düşünüyorsanız ve kendinizi geliştirmek istiyorsanız.
Türkiye’de henüz az sayıda başarılı örnek bulunduğu için ABD’deki girişimleri de yakından incelemenizi tavsiye ederim. İnternette Mashable, TechCrunch, CrunchBase gibi bilgi kaynaklarını düzenli takip ederek, ABD’de ivme kazanmış mobil ticaret girişimleri hakkında bilgi alabilirsiniz.
Cem Ener
Direktör-BÜMED Business Angels / BUBA