Turizmcinin gözü döviz kurlarında
TÜRKİYE’NİN en önemli hizmet ihracatı kalemlerinden olan turizm sektörü, kurlardaki bu dalgalanmalardan etkilenen grupların başında geliyor. Türkiye, TL’nin değer kaybı sonrası turizmde dünyanın en ucuz ülkeleri arasında üst sıralara yükseliyor.
Dövizdeki hareketliliğin aslında yurtdışı ülkelerden misafir ağırlayan oteller için avantajlı bir durum. Çünkü gelirleri döviz cinsinden olduğu için döviz değerlendikçe toplamdaki ciroları bir ölçüde artıyor. Ancak turizm sektörü son dönemde içinde bulunduğu darboğaz nedeniyle kurlardaki bu hareketlenmelerden yeterince fayda sağlayamıyor çünkü güvenlik sorunları nedeniyle talep düşük seviyede seyrediyor. Otelciler, “Yurtdışı satışlarda şu sıralarda fiyatlar değil, güvenlik konuşuluyor” diyor.
Tur operatörleri ise döviz kurunun yükselmesinin yurtdışındaki satışları hiç etkilemediğini iddia ediyor. Tur fiyatlarının zaten euro veya dolar bazında olduğunu hatırlatan tur operatörleri, döviz kurunun arttığı oranda fiyatlarda bir indirime gidilmediğini vurguluyor. “Yurtdışında Türkiye tatil paketleri zaten ucuz, ülkemize olan talebin azalmasından kaynaklanan bir düşüklük var” yorumu yapılıyor. Öte yandan döviz kurlarındaki yükselişin ülkemize gelen turistlerin yapacağı harcamalarda artışa neden olacağı tahmin ediliyor. Kendi para birimine göre epey düşük fiyata satm alma gücü yakalayan turist, daha çok para harcamaya yönelecek gibi gözüküyor.
Bu arada döviz kurlarının ciddi artışı nedeniyle yurtdışında tatil yapmayı planlayan Türkle-rin, tatil tercihlerini ülke içine yönlendireceği tahmin ediliyor. Nitekim yurtdışma Türk turist götüren acenteciler, son dönemde satışlarının yavaşladığını ifade ederek, “Türk tatilci bekleme pozisyonuna geçti, dövizdeki hareketlenmenin stabil hale gelmesi bekleniyor” diyor. Turizmciler döviz kurlarındaki dalgalanmaların satışlarına olan etkisini Para Dergisi için yorumladı. İşte görüşler…
“ODA FİYATLARI ZATEN DÜŞÜK”
Seyahat edilecek ülkenin para biriminin diğer ülke paraları karşısında değer kaybetmesinin elbette turistin işine geleceğini ifade eden The Ritz-Carlton İstanbul Genel Müdürü Can Göktaş, şunları söylüyor:
“Normal zamanlarda yüksek kur, turizm fHn işletmeleri için döviz ile satış yaptığı için avantaj sağlar. Ancak ülkemizin imajının seyahat edenlerde endişe yaratması nedeniyle talep düşüklüğü yaşıyoruz. Dövizdeki durum bile güvenlik endişesinin önüne geçemez. Gideceğiniz ülke ya da şehirle ilgili güvenlik endişeleriniz varsa, karar verme sürecinizde artık fiyat ya da elinizdeki paranın o ülkede daha değerli olması gibi etkenler önemli rol oynamaz. Dolayısıyla bizim ülkemizle ilgili yurtdışın-da oluşan güvenlik algısını değiştirmemiz gerekli. Kaldı ki, İstanbul’da oda fiyatları geçen seneye göre yüzde 30 azalmış durumda, buna rağmen doluluklardaki düşüş, talep azalmasının fiyat ile ilgili olmadığını kanıtlıyor.”
Göktaş, dövizin yüksek seyretmesinin, yurt içinde yapılan organizasyonların ya ertelenmesine ya da iptal edilmesine neden olduğunu da belirtiyor.
“ÖNCELİK FİYAT DEĞİL GÜVENLİK”
Ege bölgesinin önde gelen lüks tesislerinden Hilton Dalaman Sarıgerme Resort & Spa Genel Müdürü Tunç Batum ise, dövizdeki tırmanışın aslında yurtdışı ülkelerden misafir ağırlayan oteller için avantajlı bir durum olduğunu ifade ediyor. “Gelirimizi döviz cinsinden alabildiğimiz sürece bizim için problem yok. Döviz değerlendikçe toplamdaki ciromuz aynı oranda artar” diyen Batum, bu durumun ancak turistlerin geldiği zamanlarda söz konusu olacağının altını çiziyor. Yurtdışı satışlarda şu sıralarda fiyatların değil, güvenlik konusunun konuşulduğunu söyleyen Batum, “Dövizin artışı şu anda bizim işimize yaramaz, çok da hoşlandığımız bir durum değil. Herkes endişeli” diye konuşuyor.
Enflasyondan etkilendiklerini, benzine ve diğer emtialara gelen zamların otelcilere artı maliyet getirdiğini savunan Batum, döviz kurlarındaki artıştan elde edecekleri gelir fazlasının maliyetlerin artışı ile birbirini kompanse edeceğini iddia ediyor. Batum, “Normal bir sezon olsaydı döviz artışı turizmcinin işine yarardı. Ancak maalesef doluluklar iyi gitmediği için 2014-2015 yıllarındaki ciroları görmemiz zor” diyor.
“YERLİ TALEBİ ARTACAK”
Turizmde hızlı büyüyen ve 2017’ye Antalya’da bünyesine kattığı yeni otellerle giren Armas Ho-tels’in Genel Koordinatörü Ali Osman Erbaş ise, otelciler için kurların yükselişinin avantaj olacağını söylüyor. Erbaş iç pazar için şu yorumu yapıyor: “Yurtiçi satışlarımızda kontratlarımızı TL bazında yapıyoruz. Döviz paritesi çok yükseldiği için şu anda otelciler açısından TL fiyatları çok ucuz kaldı. Bu durum yerli tatilci için avantaj olurken, otelciler için dezavantaj. Kimi otelci dostlarımız iç pazar acenteleriyle hali hazırda yapmış oldukları kontratların fiyatlarını yükseltme eğiliminde. Çünkü dövizin artışıyla TL’de değer kaybı var. Öte yandan döviz kurlarının ciddi artışı, yurt-dışında tatil yapan Türk misafirlerin, tatil tercihlerini ülke içine yönlendirecek gibi gözüküyor. Bu da 2017 sezonunda ülke içindeki tatil talebinin yükseleceğini işaret ediyor.”
“GELEN DAHA FAZLA HARCAR”
Almanya seyahat pazarının büyük gruplarından FTI’nin desti-nasyon yönetim şirketi Meeting Point Turkey’nin CEO’su Kamil Özil ise, döviz kurunun yükselmesinin yurtdışındaki Türkiye tatili satışlarını, ne olumlu ne de olumsuz yönde hiç etkilemediğini savunuyor. Döviz kuru artınca Türkiye’nin yurtdışındaki fiyatı daha çok ucuzlayacak ve daha çok turist gelecek diye yanlış bir algının eskiden beri var olduğunu vurgulayan Özil, Türkiye’deki kurların artmasının ülkemize gelen turistler için tek bir etkisi olduğunu söylüyor. Özil bu etkiyi şöyle aktarıyor: “Kurlar yükselince TL değer kaybediyor ve turistlerin ülkemizdeki alım gücü yükseliyor. Yeme-iç-me-eğlence ve alışveriş için daha fazla para harcıyorlar. Yani turist satın aldığı paket tur fiyatının dışında harcama yaparsa avantajlı oluyor.”
Tur fiyatlarının zaten euro veya dolar bazında olduğunu vurgulayan Özil, kurlardan neden etkilenmediklerini şu örnekle açıklıyor: “Bir ay önce paket fiyatı 350 dolarsa şimdi de 350 dolar. Türkiye’de kur yükseldi diye fiyat 300 dolara inmiyor ya da kurun arttığı oranda fiyatlarda bir indirime gidilmiyor. Otel kontratları ve uçak anlaşmaları dö-Mk viz üzerinden yapılıyor. Bize gelen para döviz, bizim ödediğimiz para da döviz. Yurtdışında Türkiye tatil paketleri zaten ucuz, ülkemize olan talebin azalmasından kaynaklanan bir düşüklük var.” Özil, kurların yükselişinin turizm sektörüne tek pozitif etkisi olduğunu söyleyerek şöyle konuşuyor: “Otelciler paralarını döviz olarak alıyor ama harcamalarını TL yapıyor. O aradaki dövizden kazandığı bir miktar daha fazla bir girdiye sahip oluyor ama o da diğer taraftan alkole, benzine vs. gelen zamlarla zaten gidiyor. Suni bir düzelme varmış gibi görünüyor.”
“RUSLAR FİYAT BASKISI YAPABİLİR”
Avrupa, Ukrayna, îran, İrlanda, Hollanda gibi 30’a yakın ülkeyle çalıştıklarını söyleyen Peninsula Tours Genel Müdürü Fahrettin Çiçek de dövizdeki tırmanışın ülkemize gelen turistlerin yapacağı harcamalarda artışa neden olacağmı belirtiyor. “Kendi para birimine göre epey düşük fiyata satm alma gücü yakalayan turist, daha çok para harcamaya yönelecektir” diyen Çiçek, turizm sektörünün bugünlerde yaşadığı sorunun yurtdışındaki Türkiye hak-kmdaki olumsuz algı olduğunun altını çiziyor. Çiçek, “Bu çözülmezse yurtdışı satışlarda dövizin etkisi sınırlı kalacaktır” diyor. Çiçek sözlerine şöyle devam ediyor: “Ülke turizminin içinde bulunduğu düşüşün aksine biz 2016 yılını artışla kapattık. Elimizde Ukrayna gibi talep patlaması olan bir pazar vardı, yüzde 40 artış yakaladık. Ancak bu yıl Ukrayna’dan gelişlerde yüksek artış beklemiyoruz. Ukrayna pazarında her şey otel fiyatlarına endeksli durumda, bu ülkeden gelenlerin yüzde 99’u her şey dahil tatili tercih ediyor. Bu yüzden otelcilerin Ukrayna için vereceği fiyata bağlı olarak talep seviyesini göreceğiz. Eğer otelcilerimiz dolardaki artışı da göz önüne alıp cazip fiyat verirse Ukrayna’dan belki yine bir nebze de olsa artış olur. Ama Rus pazarının devreye girmesinden dolayı fiyatlar baskı altına girerse, Ukrayna’dan gelecek turist sayısında artış olmaz.”
Turizm dünyası buluştu
Turizm sektörünün en büyük buluşması Doğu Akdeniz Uluslararası Turizm ve Seyahat Fuarı – EMITT, 26 – 29 Ocak tarihleri arasında 21. kez gerçekleşti. Tüyap Fuar ve Kongre Merkezi’nde, 70 bin metrekarelik 12 salonda düzenlenen fuarda, 80 ülkeden 5 bin kurum ve kuruluş yer alırken, dünyanın ve Türkiye’nin dört bir yanından tatil destinasyonları tanıtıldı. Fuarın açılışında bir konuşma yapan Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü (UNVVTO) Genel Sekreteri Taleb Rifai, Türkiye’nin çok başarılı bir turizm destinasyonu olduğuna vurgu yaparak dünyaya şu cümlelerle seslendi: ‘Türkiye’ye seyahat etmeye devam edin. Bu sadece Türkiye için değil, tüm dünya için daha iyi sonuçlar doğuracaktır. Ne kadar çok seyahat edersek, o kadar iyi insanlar oluruz.” Dünyanın en büyük beş turizm fuarı arasında yer alan EMITT, 55 ülkeden 450 tur operatörünü ağırladı. Katılımcıların iş hacimlerini arttırma olanağı bulduğu fuarda, ülke pavilyonları, tatil destinasyonları, yaz turizmi kış turizmi ve outdoor turizmi destinasyonları, oteller ve turizm merkezleri, tur operatörleri ile acenteler yer aldı. EMITT ziyaretçileri ise erken rezervasyon ve fuara özel kampanyalar sayesinde cazip fiyatlarda tatillerini satın alma şansı yakaladı.
Türk tatilci bekliyor
Jolly Tur Yurtdışı Turlar Müdürü Tolga Tekin, döviz kurlarındaki oynamaların yurtdışı tur satışlarını direkt etkilediğini söylüyor. Özellikle bu hafta satışların yavaşladığını anlatan Tekin, ‘Türk tatilci bekleme pozisyonuna geçti, dövizdeki hareketlenmenin stabil hale gelmesini bekliyor” diyor. Her ne kadar indirim yapsalar veya ödeme kolaylığı sağlasalar da satışların bu süreçte hızlanmadığını belirten Tekin şöyle konuşuyor:
“Bizim sektörümüzde dövizin hareketli olduğu dönemde, kurların inmesi veya çıkması durumunda tüketici beklemeye geçiyor. Dövizdeki hareketlenme yüksek seviyede de olsa durursa tekrar satışlar açılıyor. Öte yandan tatil tarihi yakın zamanda olanlar dövizin yükselip alçalmasına bakmadan satın alıyor. Sömestr tatilini yurtdışında geçirmek isteyenler ve kayak yapmak isteyenler kurlara bakmadan kararlılıkla satın alıyor. Örneğin bugünlerde kayak turları çok satıyoruz, özellikle Bulgaristan’a talep fazla. Sömestr için Yunanistan, Balkanlar, Orta Avrupa, İspanya satışlarımız durmadan sürüyor.”
Müberra ERESİN / Türkiye Otelciler Birliği Başkan Yardımcısı
Odalar kiraya veriliyor
Otelciler boş kalan odaların doldurulması için çeşitli yöntemler geliştiriyor. Bu yöntemlerden biri odaların aylık kiraya verilmesi. İki, üç ve dört yıldızlı küçük oteller odalarını düşük fiyatlarla aylık kiraya vererek ayakta kalmaya çalışıyor. İstanbul’da özellikle üniversitelerin bulunduğu bölgelere yakın oteller bir süredir öğrencilere odalarını kiraya veriyor. İstanbul’a tedavi olmak için gelmiş uzun süreli kalmak zorunda kalan hastalar ile yakınları ve iş adamları otel odalarını kiralıyor. Otellerin açık kalabilmesi, elektrik, su, doğalgaz gibi sabit giderlerini karşılayabilmesi için para akışı olması gerekiyor. İstanbul’da hiçbir otel uzun bir süredir giderlerini karşılayacak kadar gelir elde edemiyor; hemen herkes zararda. Bu zararı minimuma indirgeyebilmek için de uzun konaklamalı satışlar yapmak için çabalıyorlar. Odaları aylık kiraya vermek de bu çabalardan biri. Bu, tabii ki otelcilerin tercih ettiği bir durum değil ama faturaları ödemek için bir çözüm. Aslında odaların aylık kira oranları maliyetleri karşılayabilecek yükseklikte değil. Ama ucuza kiraya vererek odaların cazibesini arttırmak zorundalar. Krize kısa vadeli çözüm üretiliyor.