İş hayatında yaygın hastalıklar ve rahatsızlıklarla mücadele
Migren, boyun fıtığı, ülser, gastrit, reflü, bel ağrısı, depresyon, uykusuzluk, sinüzit ve daha niceleri… İş dünyası, ofis ortamlarında yaygın rahatsızlıklar ve hastalıklarla mücadele ederken nelere dikkat etmeli?
BEYAZ yakalı pek çok çalışan kapalı ofis ortamında saatlerce vakit harcıyor. Kimisi bilgisayar karşısında gün boyu hareketsiz kalıyor, kimisi de fazla iş yükü karşısında zamanla yarışıyor. Elbette bu ve daha pek çok neden başta stres bağlantılı olmak üzere pek çok hastalığa davetiye çıkarıyor. Şehir hayatının keşmekeşi ve iş hayatının stresi birleşince ortaya ciddi sağlık sorunları çıkıyor.
Bu durumdan elbette çalışanlar ve yöneticiler etkileniyor. Çalışma verimi düşerken çalışanların performansı olumsuz etkileniyor.
İş hayatının içinde olan yönetici ya da herhangi bir beyaz yakalı çalışan mutlaka strese maruz kalıyor. Stres kalp damar hastalıkları, diyabet, hipertansiyon, obezite, mide barsak hastalıkları, depresyon, alzheimer, kanser ve astıma yakalanma riskini artıyor veya bu hastalıklardan bazısı mevcutsa kötüleşmesine neden oluyor.
İçeriğe Ait Başlıklar
SİNDİRİM SİSTEMİ SORUNLARI
Son dönemde strese bağlı olarak iş dünyasındakilerin yaşadığı hastalıkların başında mide ve barsak rahatsızlıkları geliyor. Bu hastalıklar özelinde kabızlık, huzursuz barsak sendromu, ülser, reflü, gastrit şikayetlerinin arttığını aktaran Bi-orezonans Uzmanı Dr. Sinan Akkurt şunları söylüyor: “Mide ve barsak hastalıklarının çalışanlar arasında yaygınlaştığına tanık oluyoruz. Bütünsel bir yaklaşımla sorunun nedenini tespit etmeye çalışıyor ve ona göre yöntemler belirliyoruz. Stresin altında bakteri ve virüs gibi şeyleri tespit ediyoruz ve strese neden olan şeyleri araştırıyoruz. Stresle birlikte gıda intole-ransları ortaya çıkarken bunlar mide ve barsak hastalıklarına neden oluyor. Bunların tedavisini yaptıktan sonra beslenme alışkanlıklarını değiştirmeye çalışıyoruz” diyor.
“SPOR YAPMAK LAZIM”
Doğru beslenmek bizi hem fiziksel hem de ruhsal açıdan sağlıklı kılıyor. Akkurt’un verdiği bilgilere göre, sindirim sistemine ne kadar dikkat edersek bağışıklık sistemimiz de o kadar güçlü kalıyor. Bu mutlu olmamızı da sağlayan seratonin hormonuyla da ilişkili. Bilinenin aksine sera-toninin yüzde 90’ı beyinde değil, bağırsak hücrelerinde üretiliyor. Dopa-min de aynı şekilde. Sindirim sistemine iyi bakıldığında ve gereken özen gösterildiğinde yoğun stresi ve hatta depresyonu tetikleyen seratonin hormonu seviyesi de yükseliyor. “Mide ve barsak hastalıkları söz konusu olduğunda sindirim sistemine iyi bakmak gerek ki mutlu olalım” diyen Akkurt, bunun için spor yapmanın da seratonin ve dopa-min seviyesini yükseltmek açısından kritik öneme sahip olduğunu belirtiyor.
STRES EN ÇOK KALBİ VURUYOR
İstanbul Florence Nightingale Hastanesi Sağlıklı Yaşam Merkezi Direktörü Uzm. Dr. Özgür Şamilgil, iş yaşamında özellikle yöneticilerin strese maruz kaldığını ve bunun da kalp hastalıklarını arttırdığına dikkat çekiyor. Şa-milgil’e göre, iş dünyasında üst düzey yönetici olabilmek ve konumunu korumak son derece zor. Bu konumdaki kişilerde başta stres bağlantılı olmak üzere birçok hastalık daha sık ortaya çıkabiliyor. Aslında doğru stres yönetimi ve yaşam tarzı değişiklikleriyle bunların çoğunu engellemek mümkün. Daha çok hareket etmek ve yediklerimize dikkat etmek stresin zararlı yönlerini önleme konusunda önemli silahlar.
İŞ HAYATINDA EN ÇOK KARŞILAŞILAN HASTALIKLAR
KALP DAMAR HASTALIKLARI
Yaratıcı, aceleci, mükemmeliyetçi, sabırsız, çabuk sinirlenen, kendi işini asla başkasına bırakmayan, ertelemeyen genel anlamda esneklikten uzak insanlar genellikle stresle en çok mücadele edenler oluyor. Bu kişilerde stresle kana karışan adrenalin gibi hormonlara bağlı ani tansiyon ve nabız yükselmeleri, kalp ritminde düzensizlikler ve bazen damar spazmlarına bağlı kalp krizi veya inme görülebiliyor. Ayrıca bu kişiler aşırı sigara, alkol tüketimi, uykusuzluk, obezite, depresyon gibi kalp damar hastalıkları riskini arttıran diğer risk faktörlerine de sıklıkla maruz kalıyor.
OBEZİTE
Düzensiz ve abur cubur beslenme, egzersiz eksiliği, yetersiz uyku, strese bağlı kanda kortizon hormonu yüksekliği özellikle bel çevresinde yağlanmaya ve kilo artışına neden oluyor. Bel çevresindeki yağlanma başta kalp damar hastalıkları olmak üzere birçok hastalığa yol açıyor.
DİYABET
Stres iki şekilde diyabeti etkiliyor. Birincisi, hem yeme davranış bozukluğuna yol açıyor hem de alkol tüketimini arttırarak kilo fazlalığına neden olarak şeker hastalığına zemin hazırlıyor. İkincisi ise, stres hormonlarının şekeri yükseltici etkisi bulunuyor.
BAŞ AĞRISI
Uzun süren toplantılar nedeniyle aç kalınması şeker düşüklüğüne neden olabiliyor. Bu durumda vücut alarma geçiyor ve şeker depolarından kana şeker karışması için adrenalin salgılamaya neden oluyor. Bu da beyin damarlarında daralmaya neden olarak migren tipi baş ağrılarını tetikleyebiliyor.
ASTIM
Ani stres, hava yollarında büzüşmeye neden olarak astım ataklarını sıklaştırarak hava yollarında hassasiyet geliştiriyor. Strese bağlı sigara tüketiminin fazlalığı da bu riski artırıyor.
KAS, KEMİK AĞRILARI VE KRONİK YORGUNLUK
Masa başı uzun süreli hareketsiz çalışmak, yeterli su içmemek ve gerginlik, güneşlenmemek (D vitamini eksikliği) kas iskelet sisteminde aşırı spazma yol açarak eklem ve kas hastalıklarına neden oluyor.
DEPRESYON VE KAYGI
Stres yönetiminde başarısız olan yöneticilerde ve çalışanlarda depresyona yakalanma olasılığının yüzde 80’lere ulaştığı biliniyor. Bu durum iş performansının daha da düşmesine yol açarak bir kısır döngüye neden oluyor.
MİDE, BAĞIRSAK SİSTEMİ HASTALIKLARI
Beyin sinir lifleri ağıyla sindirim sistemiyle doğrudan bağlantı halinde. Mutluluk hormonu seratoninin yoğunluğu bağırsakta beyindekinden daha yüksek. Her ikisindeki bozukluk da birbirini olumsuz şekilde etkiliyor. Mide ülserleri, yemek borusuna asit sızmasına bağlı olarak göğüste yanma hissi, şişkinlik, gaz, karın ağrıları, basur kanamaları, kabızlık ve ishal atakları düzensiz, dengesiz beslenme ve stresle doğrudan ilişkili.
CİLT HASTALIKLARI
Cilt hastalıklarının çoğunun stresle yakın ilintili olduğu eskiden beri biliniyor. Özellikle sedef hastalığı, ürtiker, egzama en sık rastlananları.
BÖBREK HASTALIKLARI
Uzun süren toplantılarda idrar söktürücü fazla çay, kahve tüketimi ve stres hormonlarının yüksekliği idrarla su kaybına yol açmakta ve böbrek taşı olasılığını artırmakta.
ALZHEİMER
Sık ve uzun seyahatler, egzersiz eksiliği, yoğun stres, düzensiz ve yetersiz uyku, beynin bilişsel fonksiyonlarını olumsuz etkiliyor. Bu durum dikkat dağınıklığı, karar verme güçlüğü, alınganlık, algılama ve hafıza zayıflamasına yol açıyor. Deneyler, hayvanlarında stresin Alzheimer’ın daha
hızlı ilerlemesine neden olduğunu gösteriyor.
HIZLI YAŞLANMA VE KANSER
Yüksek stres altında gebelik geçirenlerin çocuklarının ileride başta psikolojik hastalıklar olmak üzere birçok kronik hastalığa yakalandığı biliniyor.
Araştırmalar stresin ömrü 9-17 yıl kadar azalttığını gösteriyor. Kronik uykusuzluk herhangi bir nedenden ölüm riskini üç kat artırıyor.
Uzm. Dr. Özgür Şamilgil uyarıyor!
Sağlığınız için bunları ihmal etmeyin
1- Sigara gibi çevresel zehirlerden radyasyondan uzak kalmaya çalışın.
2- Susadığınız ve terlediğiniz kadar idrar rengi uçuk sarı olacak miktarda doğal kaynak suyu (çok terlerseniz maden suyu) tüketin.
3- Saf şekerli, unlu gıdaları, katkı maddesi eklenmiş gıdaları tüketmeyin.
4- Çok çeşitli ve yüksek düzeyde antioksidan içerdiğinden her sabah 1 tatlı kaşığı gerçek bal yiyin.
5- Günde 5-6 porsiyon mümkünse yüzde 60-70’i çiğ koyu yeşil ve kırmızımsı sebzeleri tüketin.
6- Çok şekerli olmamak kaydıyla günde 2 porsiyon meyve tüketin. Yemekten 30 dakika önce tüketmek meyvenin sindirimini kolaylaştırır.
7- Organik gıdalar tüketin. Haftada en azından 2-3 gün 200-300 gr yağlı balık, bulursanız köy tavuğu ve az yağlı kuzu eti tüketin.
8- Günde 50-60 gr kavrulmamış badem ceviz fındık tüketin.
9- Günde 2-3 fincan taze demlenmiş çay, kahve için.
10- Doğal yoğurt, sirke, nar ekşisi, kefir, ev turşusu, peynir yeyin.
11- Sarımsak, soğan, tarçın, kırmızı biber gibi baharatları sofranızdan eksik etmeyin.
12- Sızma zeytinyağını tercih edin. Sızma zeytinyağını yemek pişmeye yakınken ekleyin bunun dışında sıvı yağ tüketmeyin.
13- Yemek pişirme yönteminizi gözden geçirin. Kömür dumanı ve yüksek ateş yerine haşlama, buğulama yöntemini tercih edin.
14- Çelik veya seramik tencere kullanın. Plastik kaplarda mikrodalgada yemek pişirmeyin.
15- Tereyağı kullanımında aşırıya kaçmayın. Abartmadan doğal tereyağı, doğal yumurta tüketin.
16- Haftada en az 4-5 gün 30-40 dakika hızlı-yavaş değişken tempoda yürüyün ve kas esnetici egzersizler yapın.
17- Masa başında durağan kalmayın. Masa başından saat başı kalkıp 2-3 dakika da olsa hareket edin.
18- Alkol kullanıyorsanız erkeklerde günde 1-2, kadınlarda 1/2-1 kadehi geçmeyin.
19- Stresle mücadele için sosyal çevrenizi genişletin, hobi edinin, iyimser dostlarda vakit geçirin, inancınıza uygun etkinliklere katılın, affedici olun.
20- 7-8 saat kaliteli uykuyu ihmal etmeyin.