Reklam ajansı açmak bu kadar ucuz olmamalı

Reklamcılığın meslek olarak ucuzlatıldığı düşünen Konya Reklamcılar Derneği yayınladığı bildiriyle herkesi göreve çağırdı. Derneğin bildirisine ise sektörden farklı görüşler yanıt verdi

“Reklam ajansı açmak bu kadar ucuz olmamalı, her önüne gelen reklamcıyım diye ortaya çıkmasın ”… Geçtiğimiz haftalarda gündeme düşen bu yakarışın sahibi, sektörün içinden bir sivil toplum kuruluşu, Konya Reklamcılar Derneği. Reklamcılığın bir meslek olarak ‘ucuz’latıldığına ve bu işe heves duyan herkesin bir reklam ajansı açtığına dikkat çeken derneğin bir de çağrısı var: “Artık yeter! Reklamcılık bu kadar basit ve niteliksiz olmamalı”.

Derneğin yayınladığı bildiri ise tıpkı diğer mesleklerde olduğu gibi reklamcılığa da bir standart getirilmesi isteğiyle son buluyor. Ancak derneğin bu çağrısı, reklamcıları ikiye bölmüş durumda. Bir kısım “eğitim şart” derken, sektörden bazı isimler ise bu görüşe katılmıyor.

Konya Reklamcılar Derneği tarafından yayınlanan haykırış dolu bildiriye reklam dünyasının hem genç hem de tecrübeli isimlerinden farklı görüşler yanıt veriyor. M.A.R.K.A. Reklam Ajansı Reklam Yazarı Utku Utgan sektörün genç ve başarılı isimlerinden. Kendisi reklamcılık mezunu olan Utgan’a göre bu işi yapmak için diploma olmazsa olmaz şart değil.

“Doktorluk, mimarlık, avukatlık gibi insan hayatını doğrudan etkileyen mesleklerde diploma şart olabilir ama reklamcılık için bu geçerli değil” diyen Utgan, diplomalı iletişimcilerin bu işi yapmaya yetkili olmasının sorunu çözmeyeceği yalnızca hafifleteceği görüşünde. Henüz üniversitede öğrenciyken pek çok ödüllü işe imza atan reklamcı Utku Utgan’a göre çözüm masanın diğer tarafında. Yani bilinçlendirilmesi gereken reklamcılar değil hizmeti satın alan firmalar aslında. “Şirketlerin doğru reklam ve reklamın etkileri konusunda bilinçlendirilmesi lazım. Böylece şirketler de çalışacakları doğru iletişimcileri seçebilir. Ve evet, reklamın iyisi kötüsü olur!” diyor Utgan.

Konya Reklamcılar Derneği’nin bildirisine farklı bir açıdan bakan bir diğer isim de deneyimli reklamcı Bülent Fidan. Aynı zamanda Reklam Yaratıcıları Derneği Yönetim Kurulu Üyesi olan Fidan, reklam sektöründe yaşanan her sorunun temelinde, reklamcılığın bir meslek olarak kabul görülüp görülmediğinin yattığını söylüyor.

“Reklamcılığa bir meslek olarak bakılacaksa bir avukat, bir kasap gibi ya da tıpkı bir kuaför gibi bu mesleği yapmaya dair bir eğitim alınıp alınmadığı, bununla ilgili bir okulu bitirip bitirmediği bu mesleğin okulunu bitirse bile bunu yapmaya yeterli olup olmadığı sorulmalı” diyor Fidan.

Reklamcılığın yalnızca bir şirket açma olarak görülmemesi gerektiğini de belirten tecrübeli reklamcıya göre reklam yazarı, grafik tasarımcı, müşteri temsilcisi gibi kişilerin de mesleklerini yapmaları için gerekli eğitim belgelerine sahip olmasını zorunluluk olarak görüyor. Bülent Fidan’a göre bu tip sorunlar çözülmediği takdirde benzer tartışmalar uzun süre devam edebilir. Türkiye’de herkesin rahatlıkla bir reklam ajansı açabildiğine de değinen Fidan bu durumu da özetle “Cesaret işi” şeklinde yorumluyor.

“Bu ülkede babam da reklamcı olur!”

Konya’dan gelen tepkili mesaj yalnızca konunun muhatabı olan reklamcıları değil devleti de göreve çağırıyor. Bildiride yer alan “Milletvekillerimiz reklam ajansı açmak ve reklamcılığın standartlarını koymak için çareler aramalıdırlar” cümlesi, bunun bir göstergesi. Konya Reklamcılar Derneği’nin sahip olduğu endişeye katılan Utku Utgan ise devletten yardım beklemenin tek başına çözüm olamayacağı görüşünde: “Türkiye’de de gazetecilik, tarih, işletme, mühendislik gibi okulları bitirmiş çok başarılı reklamcılar var. Ayrıca sektörde bu işin okulunu okumuş ama başarılı olamayan tonla da adam var. Kısacası, devletten yardım beklemektense reklam verene doğru reklamcılığın reklamını yapmak daha etkili olacaktır. Yoksa bu ülkede babam da reklamcı olur!”