Makaleler

Sermaye olmadan iş kurmaya çalışmak büyük hata!

Boğaziçi Üniversitesi ve İTÜ’de konuk konuşmacı olarak katıldığım derslerde öğrenci arkadaşlarımızın iş fikirlerini inceleme imkanı buluyorum.

Diğer yandan, tüm üniversitelerin kuluçka merkezlerinde yürüyen girişim projelerini de yakından takip ediyorum. Gördüğüm kadarıyla gençlerimiz için girişimci olmanın yolu bir internet sitesi açmaktan veya mobil uygulama yapmaktan geçiyor. Maalesef, 30 yaşın altındaki girişimci adaylarımızın çoğu üretim faktörlerinin ne olduğunu bilmiyor, istihdam sağlamanın ve vergi ödemenin öneminden bihaber. Gençlerimiz bazı yerli ve yabancı teknoloji blog’larını takip ederek ‘yeni ekonomi’ uzmanı olduklarını düşünüyorlar. Bu ayki yazımda, girişimcilere teknoloji blog’larında anlatılmayan bir gerçeği ben açıklamak istiyorum: sermayesiz hiçbir iş kurulmaz, boşuna hayal etmeyin! Neden mi?

img078

Bugün Türkiye’de bir iş kurup büyütmek geçmişe kıyasla çok daha maliyetli: Bu düşünceyi benimle paylaşan kişi, Galatasaray Yönetim Kurulu üyesi değerli iş adamı Mehmet Can Topsakal. Gemi imalatı ve şarapçılık gibi zor işleri başaran Topsakal, günümüzün şiddetli rekabet ortamını işaret ediyor ve yeni kurulan firmaların pazarda yer edinip tutunabilmesi için çok yüksek maliyetlere katlanması gerektiğini belirtiyor.

Tecrübeli bir çalışanın EJ yıllık maliyeti en az 100 bin TL: Bir iş kuracaksanız mutlaka işgücüne de ihtiyacınız olacak çünkü tüm işleri sizin tek başınıza yapmanız imkansız. İstanbul işgücü piyasasında, İngilizce konuşan tecrübeli bir satış temsilcisini işe almak için en az 4 bin 500 TL net maaş teklif etmelisiniz. Bunun da işverene yıllık maliyeti vergi ve SGK primleriyle birlikte toplam 100 bin TL oluyor. Tecrübeli 5 kişiyi işe alacaksanız senede 500 bin TL’lik bir maliyet ortaya çıkıyor…

Barter yapmadığınız İm sürece parasız ticaret düşünülemez: Düşünün ki, işinizi henüz yeni kurdunuz, piyasada tanınan bir şirket değilsiniz. Hangi tedarikçi size ön ödemesiz, vadeli mal satar? Tedarikçiler nezdinde kredibilite sağlayana kadar peşin ödemeler yapmak durumunda kalacaksınız. Ancak, tedarikçilerden 90-120 gün vadeli alım yapıp, müşterilerinize peşin veya 30-60 gün vadeli satabilecek noktaya gelebilirseniz düşük sermaye ile ticaret yapmayı başarabilirsiniz.

Yeterli miktarda dönen varlığınız olmazsa çok kolay kriz yaşayabilirsiniz:

Tahsilat problemleri büyük/küçük tüm şirketlerin karşılaştığı bir problemdir. İş yaparken vadesinde tahsil edemediğiniz bir sürü alacağınız olacak. Diğer yandan sizin de vadesi gelen ödemeleriniz olacak. Her nakit sıkıntınız olduğunda banka kapılarına koşmak sizin için çok yüksek maliyetler (dosya masrafları, vergiler, yüksek faizler…) doğuracaktır. Halbuki kenarda az da olsa acil durumlarda kullanabileceğiniz bir rezerviniz yani sermayeniz olsa acil ödemelerinizi buradan yapabileceksiniz.

“Cebinde para olmayan erkeğe kız, sermayesi olmayan şirkete kredi vermezler!” Bir yıldan kısa süredir faaliyet gösteren genç bir şirketsiniz. Henüz finansal tablolarınız oluşmadı. Bu durumda olan genç şirketlere Türkiye’deki bankalar kredi verirken 50 defa düşünürler, genellikle de vermezler. Dolayısıyla, “Ben kanunen gerekli olan minimum tutardaki sermaye ile şirketimi kurarım, sonra bankalardan kredi alarak iş yaparım” düşüncesi doğru bir düşünce değil. Türk Ticaret Kanunu’nun minimum sermaye tutarlarıyla ilgili hükümleri daha çok kişi şirket kursun ve iş yapsın diye düşük rakamlar telaffuz ediyor, fakat gerçek hayat bu tutarların yeterli olmadığını bize gösteriyor…

Hiçbir iş yapmasanız bile aylık ne kadar sabit gideriniz olacağının farkında mısınız?

Yazımın en başında değindiğim gibi, gençlerimizin teknoloji blog’larından iş hayatına dair öğrenemeyeceği birçok gerçek var. BUBA’ya iletilen iş planlarının finansal detaylarında da girişimcilerimizin sabit giderlerinin ne olduğunun tam farkında olmadığını görebiliyoruz. Her ay yüksek gelir öngören girişimciler, nedense çok az gider yaparak bu gelirlere ulaşabileceklerini düşünüyorlar. Genellikle bir koyup 10 alma hayali ile yazılmış tablolar oluyor bunlar. Gençlerimiz İSO 500, Capital 500, Anadolu 500 ve Fortune 500 şirketlerinden birkaçının yıllık gelir tablosunu incelese, gerçek bir işletmenin ne kadar gelir ve gider yarattığını, buna karşılık yüzde kaç net kâr elde ettiğini çok daha iyi anlayacaklar. Bu sayede de aylık sabit giderlerini daha detaylı araştırıp bilecekler.

Birikim yapmayı bilmeyen ve bu nedenle işi için sermaye oluşturamayan bir kişiden başarılı girişimci olur mu?

Belki de bu ayki yazımın en çarpıcı kısmı bu soru. Kişinin girişimci olduğu ana kadar kişisel kazançlarıyla (maaş vb.) oluşturduğu birikiminin boyutlarına da iyi bakmamız lazım. Son 3 yıl boyunca her ay 10 bin TL kazanıp, bunun 9 binini harcayan ve 3 senenin sonunda sadece 15-20 bin TL sermaye ile iş kurmaya çalışan bir kişi nakit yönetimi konusunda becerilerini henüz geliştirmemiş demektir. Kendi kazancını ve birikimini iyi yönetemeyen bir kişiden iyi bir tüccar, iyi bir iş insanı olmasını beklemek çok güç. Kişi kendi namına hareket ederken ödediği fatura sayısı (kredi kartları, faturalar vs.) bir elin parmaklarını geçmezken ve bunu ideal bir şekilde yönetemezken, girişimci olduğunda şirketinin gelen/giden para trafiğini nasıl yönetsin?

Tüm bu düşüncelerle, girişimci adaylarımızın büyük hayallere kapılmadan önce iş fikirlerini hayata geçirmek için doğru ve yeterli olan sermayeyi belirlemeleri gerektiğini hatırlatıyor, sadece ve sadece kendilerini güvende hissedecekleri miktarda sermayeyi bir araya getirdiklerinde işlerini kurmalarını tavsiye ediyorum.

Cem Ener
Direktör-BÜMED Business Angels / BUBA

Hem indirmesi hemde kullanımı tamamen ücretsiz

Bir Yorum

  1. Yazınızı okudum ve çok haklı olduğunuz düşüncesindeyim. Fakat bir eksiğiniz olduğunu düşünüyorum. Öğrenci arkadaşlarımızın fikirlerinin sadece internet veya mobil uygulama üzerinden para kazanılacağı düşüncesinde olduklarını sanmıyorum. Kendi üzerimden örnek verecek olursam 3D Printer üzerinde çalışmalar yapıyorum ve kendi 3D printer ımızı yapabiliyoruz. Fakat boşuna bir çaba ve malesef zaman kaybı olduğu kararına varmadan edemiyoruz. Zira iş fırsatına cevirebileceğimiz bir sermayemiz veya bu sermayeyi edinebileceğimiz bir aracıya ulaşma imkanımız neredeyse Türk gençler için imkansıza yakın.

    Diyorsunuz ki sermayeyi toplayın sonra işe atılın. Ya babası fabrikatör olamayanlar???

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu